Yazar "Turan, Fahri" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atopik deri hastalıklarında serum immünglobülin ve kompleman düzeyleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Şenol, Mustafa; Özerol, Elif; Şaşmaz, Sezai; Şahin, Kazını; Turan, Fahri; Soytürk, Duraliİmmün sistem çok karmaşık bir yapıya sahip olup; çevresel, metabolik, endokrin ve enfeksiyöz faktörlerle karşılıklı etkileşim içindedir. Bu ilişkiler genetik olarak düzenlenmekte ve kontrol edilmektedir. Atopik dermatit, genetik geçişli ve farklı özellikleri olan inflamatuar bir deri hastalığıdır ve astım, allerjik nezle ve allerjik konjonktivit gibi diğer atopik hastalıklarla birlikte bulunabilir. Etyopatogenezi tam olarak bilinmeyen bu hastalıkta intrensek ve ekstrensek faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Bu çalışmanın amacı; atopik deri hastalıklarında gelişen antikor cevabını ve kompleman değişikliklerini araştırmaktır.Öğe Comparative effects of several therapatic agents on hepatic damage induced by acute experimental pancreatitis(Springer, 2008) Esrefoglu, Mukaddes; Gul, Mehmet; Turan, FahriPurpose The prognosis of acute pancreatitis (AP) depends upon the degree of pancreatic necrosis and the intensity of multisystem organ failure. The liver contributes to the systemic manifestations of AP by releasing some cytokines. This study was undertaken to examine comparative effects of melatonin, antioxidant mixture containing L(+)-ascorbic acid and N-acetyl cysteine, pentoxifylline and L-arginine on hepatic damage induced by caerulein-pancreatitis. Results The liver specimens of all groups showed histopathological alterations such as hepatocyte necrosis, intracellular vacuolization, vascular congestion, sinusoidal dilatation and inflammatory infiltration. TEM studies revealed vacuole formation, mitochondrial degeneration, lysosome accumulation and necrosis. The mean histopathological score of the caerulein group was significantly different from that of each treatment group. Conclusion L-Arginine and antioxidant administration be important for reducing hepatic damage induced by AP. Improvement of hepatic damage, in turn, might be beneficial for the prognosis of AP.Öğe Evaluation of asymmetric dimethylarginine, nitric oxide levels and associated independent variables in obese and lean patients with polycystic ovarian syndrome(Taylor & Francis Ltd, 2011) Turkcuoglu, Ilgin; Engin-Ustun, Yaprak; Turan, Fahri; Kali, Zercan; Karabulut, Aysun Bay; Meydanli, Mutlu; Kafkasli, AyseObjective. To evaluate the asymmetric dimethylarginine (ADMA) and nitric oxide (NO) levels in obese and lean patients with polycystic ovarian syndrome (PCOS) and find out their relation with hormonal and metabolic parameters. Methods. Twenty-two obese, 18 lean patients with PCOS and 11 obese, 24 lean healthy control patients were enrolled prospectively. Plasma ADMA and NO levels and arginine/ADMA ratio were evaluated on 3rd day of menstrual cycle after at least 10 h overnight fasting. Results. Plasma ADMA, NO levels and arginine/ADMA ratio were similar in the groups. ADMA level did not correlate with the hormonal and metabolic parameters in patients with PCOS. However, NO correlated inversely with fasting insulin (r = -0.353, p = 0.041) and homeostasis model of insulin resistance (HOMA-IR) (r = -0.379, p = 0.027). Arginine/ADMA ratio also correlated inversely with fasting insulin (r = -0.339, p = 0.050). In multinomial regression analysis the risk of low NO was associated independently with high fasting insulin (OR = 1.19, 95% CI 1.001-1.42, p = 0.049) and high HOMA-IR in patients with PCOS (OR = 2.26, 95% CI 1.03-4.98, p = 0.042). Conclusions. Insulin resistance may be the underlying mechanism of endothelial dysfunction through NO pathway in PCOS.Öğe Glu298Asp polymorphism of the endothelial nitric oxide synthase gene and plasma concentrations of asymmetric dimethylarginine in Turkish pre-eclamptic women without fetal growth retardation(Wiley, 2010) Turan, Fahri; Ilhan, Necip; Kaman, Dilara; Ates, Kadir; Kafkasli, AyseAims: Pre-eclampsia (PE) is a leading cause of maternal death worldwide, affecting 3 to 5% of all pregnancies. We analyzed the Glu298Asp polymorphism of the endothelial nitric oxide synthase gene and asymmetric dimethylarginine (ADMA) in 55 Turkish patients with PE without fetal growth retardation (FGR) and in 54 healthy pregnant women. Methods: Restriction fragment length polymorphism analysis of Glu298Asp of the endothelial nitric oxide synthase gene was evaluated by amplification of genomic DNA isolated from whole blood followed by digestion with the restriction enzyme Frio. PE was defined according to the Working Group2000 criteria as high blood pressure (>= 140/90 mmHg after 20 weeks of gestation) and proteinuria (> 300 mg/24 h). We excluded the women with FGR Serum arginine, with only ADMA and symmetric dimethylarginine (SDMA) levels measured by high-performance liquid chromatography. Results: Genotypes were defined as GG, GT and TT according to the presence of the G and T alleles. In this case-control study, we did not find any significant difference in either the genotypic distribution or allelic frequency of Glu298Asp gene polymorphism between the pre-eclamptic patients and healthy pregnant women. Serum ADMA, arginine and SDMA levels were higher in patients with PE compared with healthy pregnant women (respectively, P < 0.0001, P < 0.0001, P < 0.0001). Conclusions: The results suggested a lack of association between the Glu298Asp gene polymorphism and pre-eclampsia without FGR in the Turkish population. But elevated ADMA and SDMA levels suggest that ADMA has a role in the pathogenesis of PE.Öğe Malatya yöresinde abo ve rh kan gruplarının dağılımı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1995) Yakıncı, Cengiz; Durmaz, Yaşar; Şahin, Sabit; Karabiber, Hamza; Kayan, Zeynel; Turan, FahriIn this study, the ABO and Rh blood groups were determined from randomly selected 742 children in Malatya. Group A, group O, group B and group AB were found as 41.91%, 36.25%, 16.85%, 4.99% respectively. On the other hand Rh positivity was determined 87.06% and Rh negativity 12.94%. Relavent literature was reviewed.Öğe Preeklampside Serum Lipit, Lipoprotein Ve Lp(a) Düzeyleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2002) Turan, Fahri; Sezgin, Nurzen; Özerol, Elif; Karabulut, Aysun Bay; Kafkaslı, Ayşe; Akbaşak, Bülbin SunarYüzyıldan fazla süren yoğun araştırmalara rağmen preeklampsi ve eklampsinin nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Muhtemelen plasental ve maternal doku arasındaki etkileşimler primer sebep olmasına karşın, normal gebelikten farkının gerçek sebepleri halen açıklanamamıştır. Hamileliğe bağlı olarak lipit metabolizmasında önemli değişimler ortaya çıktığı için, bu çalışmada preeklampside serum lipit ve Lp(a) değişimlerini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Proteinüri ve yüksek kan basıncı (>140 / 90) değerlerine göre preeklampsili 35 hastayı kapsayan çalışma grubu, kontrol grubu olarak 35 normal hamile kadın ile karşılaştırıldı. Her iki grup lipit parametrelerine ilaveten anne yaşları, hamilelik süreçleri, kan basınçları ve vücut kitle indeksi (BMI) yönünden de karşılaştırıldı. Serum HDL-C, total kolesterol ve trigliserit düzeyleri Olympus AU 600 cihazında enzimatikkolorometrik yöntemle, Lp(a) seviyeleri Lp (a), apo A-I ve apo B düzeyleri Boehring nephelometer-100 analizör’de nefolometrik yöntemle çalışıldı. Bulgular: Grupların lipoprotein profillerine göre preeklampside serum HDL-C, total kolesterol ve trigliserit düzeyleri (sırasıyla 58 ± 10; 254 ± 47 ve 259 ± 66), normal hamile değerleriyle (46 ± 8; 219 ± 57 ve 198 ± 49) kıyaslandığında önemli biçimde yüksek bulundu (p<0,05). Lp(a) seviyeleri de kontrole oranla preeklamptik hamilelerde üç kat daha yüksekti (p<0.0001). Apo B düzeyleri preeklamptik gebelerde (115±22 mg/dL) kontrol grubuna (97±15) göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.(p< 0.0001) Apo A düzeyleri kontrole göre istatistiki olarak anlamlı bulunmadı. Tartışma:Preeklampside bulunan anormal yüksek lipit profilleri, uterus spiral arteriolleri gibi predispose damarlarda patolojik lipit birikiminden sorumlu olabileceği için, bu sonuçlar önem arzedebilir.Öğe Preeklampside serum lipit, lipoprotein ve Lp(a) düzeyleri(2002) Kafkaslı, Ayşe; Özerol, Elif; Akbaşak, Sunar Bülbin; Karabulut, Bay Aysun; Sezgin, Nurzen; Turan, FahriAmaç:Yüzyıldan fazla süren yoğun araştırmalara rağmen preeklampsi ve eklampsinin nedenleri tam olarak anlaşılamamıştır. Muhtemelen plasental ve maternal doku arasındaki etkileşimler primer sebep olmasına karsın, normal gebelikten farkının gerçek sebepleri halen açıklanamamıştır. Hamileliğe bağlı olarak lipit metabolizmasında önemli değişimler ortaya çıktığı için, bu çalışmada preeklampside serum lipit ve Lp(a) değişimlerini araştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Proteinüri v.e yüksek kan basıncı (>140 / 90) değerlerine göre preeklampsili 35 hastayı kapsayan çalışma grubu, kontrol grubu olarak 35 normal hamile kadın ile karşılaştırıldı. Her iki grup lipit parametrelerine ilaveten anne yaşları, hamilelik süreçleri, kan basınçları ve vücut kitle indeksi (BMI) yönünden de karşılaştırıldı. Serum HDL-C, total kolesterol ve trigliserit düzeyleri Olympus AU 600 cihazında enzimatik-kolorometrik yöntemle, Lp(a) seviyeleri Lp (a), apo A-I ve apo B düzeyleri Boehring nephelometer-100 analizör'de nefolometrik yöntemle çalışıldı. Bulgular: Grupların lipoprotein profillerine göre preeklampside serum HDL-C, total kolesterol ve trigliserit düzeyleri (sırasıyla 58 ± 10; 254 ± 47 ve 259 ± 66), normal hamile değerleriyle (46 ± 8; 219 ± 57 ve 198 ± 49) kıyaslandığında önemli biçimde yüksek bulundu (p<0,05). 'Lp(a) seviyeleri de kontrole oranla preeklamptik hamilelerde üç kat daha yüksekti (p<0.0001). Apo B düzeyleri preeklamptik gebelerde (115+22 mgl'dL) kontrol grubuna (97±15) göre anlamlı olarak yüksek bulunmuştur.(p< 0.0001) Apo A düzeyleri kontrole göre istatistik olarak anlamlı bulunmadı. TartışmaıPreeklampside bulunan anormal yüksek lipit profilleri, uterus spiral arteriolleri gibi predispose damarlarda patolojik lipit birikiminden sorumlu olabileceği için, bu sonuçlar önem arzedebilir.Öğe Preeklamptik gebeler ve esansiyel hipertansiyonlu hastalarda serum HDL,-C, LDL-C, VLDL-C ve PL (a) düzeylerinin hipertansif hamilelikteki rolü(İnönü Üniversitesi, 1998) Turan, Fahri6. ÖZET Hipertansiyon özellikle preeklampsi ile komplike olduğu zaman anne ve fetusda en büyük hastalık ve ölüm sebebidir. Bu çalışma hipertansiyonla komplike gebelerde serum lipid değişimleri ve lipit fraksiyonlarının oranlarım değerlendirmek için yapıldı. Çalışma grubunda proteinürü (> 5g / 24 saat) ve yüksek kan basıncı değerlerine (> 1 60 / 110) göre pre- eklampsili (grup 1) 35 hasta, kontrol grubu' olarak 35 hipertansiyonu olmayan gebe kadın (grup 2) alınarak karşılaştırıldı. Her iki grup anne yaşları (grup 1 : 28,9 ± 5,2; grup 2: 27,9 ± 2,7), hamilelik süreçleri (38-40 hafta) ve B1M (vücut kitle indeksi) (grup 1: 27,5 kg/m ; grup 2: 24,8 kg/m ) yönünden karşılaştırıldı. Hipertansiyonlu ve hipertansiyonu olmayan gebelerin aile öykülerinde hiperlipidemi ve diabetes mellitus'lu hasta yoktu. Ayrıca gebelerin tümü hamilelik sırasında sigara içmedi.. Tam 12 saatlik açlık periyodundan sonra 5 ml venöz kan alındı. Toplanan bu örneklerden total kolesterol, trigliserit, apolipoprotein A-l (apo A-I), apo lipoprotein B (apo B), lipoprotein (a) Lp (a) ve LDL kolesterol (LDL-C) ile HDL kolesterol (HDL-C) analizleri yapıldı. Gruplar arasındaki farklılıkların istatistiksel analizleri çoklu kıyaslamayı içeren tek ya da iki yönlü varyans analizi kullanılarak yapıldı. Grup 1 ve 2'deki lipoprotein profillerine göre preeklampside serum trigliserit seviyeleri (258,8±66), hipertansiyonu olmayan gebe kadınlardaki değerlerle (198,4 ± 49) karşılaştırıldığında anlamlı şekilde yüksek bulundu. LDL-C / HDL-C ve total kolesterol (TC) / HDL-C oranlan preeklampside anlamlı olarak yüksekti. Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında yüksek riskli hamile kadınlarda TC / HDL-C oranlan 1 kat ve LDL-C / HDL-C oranlan 1,5 kat daha yüksekti. Daha yüksek oranların sebebi yüksek total kolesterol değerinden çok, düşük HDL-C sonucu olarak yorumlandı. Bu çalışmadaki en belirgin bulgular hipertansif hastalıklarda trigliserit seviyesinin yükselmesiydi. TC / HDL-C oram aynı grupta anlamlı olarak yüksekti. Bu bulgular istatistiki olarak önemli olabilir. Çünkü preeklampside rastlanan lipoprotein profilleri, uterus spiral arteriolleri gibi predispose damarlarda patolojik lipid depolanmasının artması ile ilişkili olabilir. 43Öğe Skabies te serum immünglobülin ve kompleman düzeyleri(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Şenol, Mustafa; Özerol, İ. Halil; Özerol, Elif; Şaşmaz, Sezai; Turan, Fahri; Soytürk, DuraliThe human immune system interacts bidirectionally with environmental, metabolic, and endocrine factors as well as with infectious agents and is arranged genetically. Scabies is an important parasitic skin disease that continues to persist all over the world despite the availability of many acaricides and therapeutic tools. Individuals with scabies react to parasite mainly by generating a cell-mediated immune response. Immunologic reactions mediated by antibodies of the immunoglobulin G (IgG), IgM, and especially, IgE classes may also be involved. None of these reactions have been shown to eliminate all mites from the skin surface, but locally these reactions may prevent the epidemic multiplication of scabies' organisms on the skin surface, as observed in some patients with Norvegian scabies. The purpose of this study was to determine antibody response and changes in serum levels of some complement componenes in scabies.