Yazar "Zengin, Mürşide" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 3-6 YAŞ ÇOCUKLARIN OYUNCAK KULLANIMINA İLİŞKİN EBEVEYN GÖRÜŞLERİNİN İNCELENMESİ(2017) Yayan, Emriye Hilal; Zengin, MürşideÇocukların fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinde oyuncak önemli bir yere sahiptir. Çocuğun isteyerek, hoşlanabileceği bir şekilde gelişimi oyuncak ile desteklenebilir. Ebeveynlerin çocuğun gelişimini desteklemeleri anlamında oyuncak seçimleri önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada 3-6 yaş çocukların oyuncak kullanımına ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Öğe 3-6 yaş çocukların oyuncak kullanımına ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesi(2017) Zengin, Mürşide; Yayan, Emriye HilalÇocukların fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişimlerinde oyuncak önemli bir yere sahiptir. Çocuğun isteyerek, hoşlanabileceği bir şekilde gelişimi oyuncak ile desteklenebilir. Ebeveynlerin çocuğun gelişimini desteklemeleri anlamında oyuncak seçimleri önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada 3-6 yaş çocukların oyuncak kullanımına ilişkin ebeveyn görüşlerinin incelenmesi amaçlanmıştır.Öğe Çocuk Kliniklerinde Terapötik Oyun(2018) Yayan, Emriye Hilal; Zengin, MürşideAkut/kronik hastalıklar ve hastaneye yatış çocuklar için hoş olmayan bir deneyimdir. Çocuklar hastaneye yatışla birlikte anksiyete, korku, ağrı gibi olumsuz duygu durumlarıyla karşı karşıya kalmaktadır. Bu noktada ağrıyı azaltmak, anksiyete ve gerginliği gidermek, iletişim kurmak amacıyla terapötik oyun kavramı ortaya çıkmaktadır. Terapötik oyun, pediatri kliniklerinde hemşirelik bakımının çok önemli bir yönünü oluşturur. Bu derlemede terapötik oyunun, çeşitlerini, hastaneye yatan çocuklar için yararlarını ve hemşirelik bakımına katkısını tanımlamak amaçlanmıştır. Böylece başta hemşireler olmak üzere sağlık profesyonellerinin, hastaneye yatan çocukların sağlığını ve gelişimini desteklemek amacıyla, terapötik oyunu daha etkin kullanabilmesi için yol gösterici olacağı düşünülmektedir.Öğe Çocuklarda kas içi enjeksiyon uygulaması sırasında oluşan ağrıyı azaltmada iki farklı dokunsal uyaran yönteminin etkisi(İnönü Üniversitesi, 2020) Zengin, MürşideAmaç: Bu araştırma 7-10 yaş grubu çocuklarda ShotBlocker ve araştırmacılar tarafından geliştirilen Palm Stimulator uygulamasının kas içi enjeksiyon sırasında oluşan ağrıyı azaltmaya etkisini değerlendirmek amacıyla yapılmıştır. Materyal ve Metot: Araştırma üç gruplu, randomize kontrollü ve deneysel tasarımda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini Kahta Devlet Hastanesi acil servisine başvurup, kas içi enjeksiyon uygulanan, 7-10 yaş grubu çocuklar oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemini Palm Stimulator (53), ShotBlocker (53) ve kontrol (53) gruplarına atanan toplam 159 çocuk oluşturmuştur. Araştırma Aralık 2018 – Şubat 2020 tarihleri arasında yürütülmüştür. Verilerin elde edilmesinde çocuk-ebeveyn bilgi formu, Çocuk Korku Ölçeği, Yüz İfadeleri Ağrı Ölçeği, Görsel Kıyaslama Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin değerlendirilmesinde tanımlayıcı istatistikler, varyans analizi testleri, ki-kare ve sınıf içi korelasyon testi kullanılmıştır. Bulgular: Palm Stimulator grubunda bulunan çocukların, ebeveynlerin ve gözlemcinin değerlendirdikleri ağrı puan ortalamalarının ShotBlocker ve kontrol grubu puan ortalamalarından istatistiksel olarak önemli düzeyde düşük olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocuk, ebeveyn ve gözlemci ağrı değerlendirme sonucunda ShotBlocker kullanımının ağrıyı azaltmada etkili olmadığı belirlenmiştir (p>0.05). Sonuç: Kas içi enjeksiyon uygulaması sırasında Palm Stimulator kullanımının çocuklarda ağrıyı azaltmada etkili bir yöntem olduğu ancak ShotBlocker kullanımının ağrıyı azaltmada etkisiz olduğu belirlenmiştir. Hemşirelerin çocuklarda kas içi enjeksiyon uygulamasına bağlı ağrıyı azaltmada etkili ve yeni bir non-farmakolojik yöntem olarak Palm Stimulator kullanması önerilmektedir.Öğe HEMŞİRELERİN SURİYELİ SIĞINMACI ÇOCUKLARA BAKIM VERİRKEN YAŞADIĞI GÜÇLÜKLER(2021) Zengin, Mürşide; DÜKEN, Mehmet Emin; Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz SunaBu araştırma çocuk servislerinde çalışan hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken karşılaştıkları güçlüklerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma betimsel tasarımda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Türkiye’nin doğusunda bulunan iki farklı ilin çocuk servislerinde çalışan ve daha önce Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım vermiş 125 hemşire aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında; hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, çalıştığı birim ve meslekte çalışma yılını içeren kişisel bilgi formu ile Suriyeli çocuklara bakım verirken yaşanan güçlükler ve farklılıklara yönelik açık uçlu anket sorularından oluşan standart bir form kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada hemşirelerin yaş ortalaması 28,04±5,26 ve meslekte çalışma yılı ortalamaları 5,47±4,66’tür. Hemşirelerin %55,2’sinin kadın olduğu, %76,8’inin lisans düzeyinde eğitim aldığı saptanmıştır. Nitel verilerin analizi sonucunda ana ve alt temalar belirlenmiştir. Araştırmada belirlenen üç ana tema; (1) iletişim güçlükleri, (2) tedavi ve bakım uygulamalarına yönelik sorunlar ve (3) kültürel farklılıklar olarak saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken çeşitli güçlükler yaşadığı belirlenmiştir. Yaşanan sorunların çözümü için hemşirelerin Suriyeli hastalara bakım verirken kültürel farklılıkları göz önünde bulundurmaları, iletişim güçlüklerinin ortadan kaldırılması için de kurumsal adımların atılması önerilmektedir.Öğe HEMŞİRELERİN SURİYELİ SIĞINMACI ÇOCUKLARA BAKIM VERİRKEN YAŞADIĞI GÜÇLÜKLER(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Düken, Mehmet Emin; Zengin, MürşideÖz: Bu araştırma çocuk servislerinde çalışan hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken karşılaştıkları güçlüklerin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırma betimsel tasarımda gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın verileri Türkiye’nin doğusunda bulunan iki farklı ilin çocuk servislerinde çalışan ve daha önce Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım vermiş 125 hemşire aracılığıyla toplanmıştır. Verilerin toplanmasında; hemşirelerin yaş, cinsiyet, eğitim düzeyi, çalıştığı birim ve meslekte çalışma yılınıiçeren kişisel bilgi formu ileSuriyeli çocuklara bakım verirken yaşanan güçlükler ve farklılıklara yönelik açık uçlu anket sorularından oluşan standart bir form kullanılmıştır. Nicel verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler, nitel verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Araştırmada hemşirelerin yaş ortalaması 28,04±5,26 ve meslekte çalışma yılı ortalamaları 5,47±4,66’tür. Hemşirelerin %55,2’sinin kadın olduğu, %76,8’inin lisans düzeyinde eğitim aldığı saptanmıştır. Nitel verilerin analizi sonucunda ana ve alt temalar belirlenmiştir. Araştırmada belirlenen üç ana tema; (1) iletişim güçlükleri, (2) tedavi ve bakım uygulamalarına yönelik sorunlar ve (3) kültürel farklılıklar olarak saptanmıştır. Araştırmanın sonucunda hemşirelerin Suriyeli sığınmacı çocuklara bakım verirken çeşitli güçlükler yaşadığı belirlenmiştir. Yaşanan sorunların çözümü için hemşirelerin Suriyeli hastalara bakım verirken kültürel farklılıkları gözönünde bulundurmaları, iletişim güçlüklerinin ortadan kaldırılması için de kurumsal adımların atılması önerilmektedir.Öğe KRONİK HASTALIKLIĞI OLAN ÇOCUKLAR: HASTANEDE UYKU KALİTESİ(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Düken, Mehmet EminÖz: Bu araştırma hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma 1 Ocak 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin pediatri kliniklerinde en az bir hafta yatan 360 çocukla yapılmıştır. Araştırmada ‘Çocuk Bilgi Formu’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t testi ve korelasyon ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamına alınan çocukların %46,9’nun kız, %53.1’inin erkek ve yaş ortalamalarının 7.52±4.22 olduğu belirlenmiştir. Çocukların %68.6’ sının daha önce hastaneye yattığı, %45.6’sının kronik hastalığa sahip olduğu ve %95,8’inde uyku sorunu olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan çocukların daha önce hastaneye yatma ve kronik hastalığa sahip olma durumları ile uyku alışkanlıkları alt boyutları ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında önemli fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların yaşı ile yatma zamanı, uyku kaygısı, gece uyanmaları, uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında negatif ilişki, hastanede yatış günleri ile uykuya dalmanın gecikmesi, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku sorunları yaşayabildikleri belirlenmiştir. Çocukların önceki hastane deneyimlerinin ve kronik hastalığa sahip olma durumlarının uyku alışkanlıklarını etkileyebileceği saptanmıştır. Bu doğrultuda pediatri hemşirelerinin hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe KRONİK HASTALIKLIĞI OLAN ÇOCUKLAR: HASTANEDE UYKU KALİTESİ(2021) Yayan, Emriye Hilal; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Düken, Mehmet EminBu araştırma hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku alışkanlıklarını incelemek amacıyla yapıldı. Araştırma 1 Ocak 2019-31 Mayıs 2019 tarihleri arasında bir üniversite hastanesinin pediatri kliniklerinde en az bir hafta yatan 360 çocukla yapılmıştır. Araştırmada ‘Çocuk Bilgi Formu’ ve ‘Çocuk Uyku Alışkanlıkları Anketi’ kullanılmıştır. Veriler bilgisayar ortamında yüzdelik dağılım, ortalama, t testi ve korelasyon ile değerlendirilmiştir. Çalışma kapsamına alınan çocukların %46,9’nun kız, %53.1’inin erkek ve yaş ortalamalarının 7.52±4.22 olduğu belirlenmiştir. Çocukların %68.6’ sının daha önce hastaneye yattığı, %45.6’sının kronik hastalığa sahip olduğu ve %95,8’inde uyku sorunu olduğu saptanmıştır. Araştırmaya katılan çocukların daha önce hastaneye yatma ve kronik hastalığa sahip olma durumları ile uyku alışkanlıkları alt boyutları ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında önemli fark olduğu belirlenmiştir (p<0.05). Çocukların yaşı ile yatma zamanı, uyku kaygısı, gece uyanmaları, uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında negatif ilişki, hastanede yatış günleri ile uykuya dalmanın gecikmesi, parasomnia, gün içinde uykululuk ve uyku alışkanlıkları toplam puanları arasında pozitif ilişki olduğu bulunmuştur. Hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku sorunları yaşayabildikleri belirlenmiştir. Çocukların önceki hastane deneyimlerinin ve kronik hastalığa sahip olma durumlarının uyku alışkanlıklarını etkileyebileceği saptanmıştır. Bu doğrultuda pediatri hemşirelerinin hastanede yatan ve kronik hastalığı bulunan çocukların uyku gereksinimlerine göre eğitim ve danışmanlık vermesi önerilmektedir.Öğe PEDİATRİ HEMŞİRELERİNİN EBEVEYN OLDUKTAN SONRA MESLEKİ YAKLAŞIMLARI: KALİTATİF ÇALIŞMA(2020) Yayan, Emriye Hilal; Çelebioğlu, Ayda; Dağ, Yeliz Suna; Zengin, Mürşide; Uruç, SevgiÖz: Amaç: Bu araştırma pediatri hemşirelerinin ebeveyn olduktan sonra mesleki yaklaşımlarını belirlemeye yönelik nitel bir çalışmadır. Yöntem: Araştırmaya pediatri servisinde çalışmaya başladığında çocuk sahibi olmayan ve çalışırken çocuk sahibi olan 25 hemşire dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak araştırmacılar tarafından geliştirilen yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Görüşme formu; kişisel bilgiler, klinik ortam, hemşirelerin ebeveyn olduktan sonra ebeveynlere ve çocuklara karşı tutumları, hemşirelik girişim ve uygulamaları, hemşirelik rolleri olmak üzere 6 bölümü içeren sorulardan oluşmuştur. Verilerin çözümlenmesinde betimsel çözümleme tekniği kullanılmıştır. Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin %92’sinin kadın ve lisans mezunu olduğu, yaş ortalamalarının 33.00±4.89, pediatri kliniğinde çalışma yılı ortalamalarının 8.88±4.25, sahip oldukları çocuk sayısı ortalamalarının 1.60±.50 olduğu belirlenmiştir. Verilerin analizi sonucunda empati, hemşirelik rollerinde değişim, duygusallık ve ebeveynle paylaşım temaları ortaya çıkmıştır. Sonuç: Hemşirelerin, ebeveyn olduktan sonra hemşirelik girişim ve uygulamalarında çocuk ve ebeveynlerine karşı daha empatik yaklaştıkları ve rollerinde ise eğitici, savunucu ve danışmanlık rollerini üstlendikleri söylenebilir.Öğe Pediatri Hemşirelerinin Profesyonel Değerlerinin Profesyonel Tutumlarına Etkisi(2018) Mamiş, Emine; Avşar, Öznur; Akın, Elif; Yıldırım, Nazan; Yayan, Emriye Hilal; Zengin, MürşideÖz: Amaç: Pediatri hemşirelerinin profesyonel değerlerinin profesyonel tutumlarına etkisini incelemek amacıyla yapılmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışma; Malatya il merkezinde pediatri kliniklerinde çalışan 218 hemşire ile yapılmıştır. Araştırma verileri “Kişisel Bilgi Formu”, “Hemşirelerin Profesyonel Değerler Ölçeği (HPDÖ)”, “Meslekte Profesyonel Tutum Envanteri (MPTE)” ile toplanmış ve SPSS 18 programında yüzdelik dağılım, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis, ANOVA, pearson korelasyon, Bonferroni analizi testleri uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmaya katılan hemşirelerin %89’u kadın, %39’u 27 yaş ve altında, %71.6’sı lisans mezunu olup, yarısından fazlası (%55.5) mesleği iş garantisi bulunması sebebiyle tercih etmiştir. %78.4’ünün mesleki derneklere üyeliğinin bulunmadığı belirlenmiştir. HPDÖ ve MPTE puan ortalamaları sırasıyla 132,2±29,9 ve 131,2±19,7 olarak saptanmıştır. Eğitim düzeyi yüksek, mesleki derneklere üye, mesleği bırakmayı düşünmeyen ve sürekli gündüz çalışan hemşirelerde hem HPDÖ hem de MPTE puanları istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek belirlenmiştir (p<0.05). HPDÖ puanı ile MPTE ve alt boyutları (onur boyutu, sorumluluk boyutu, harekete geçme boyutu, güvenlik boyutu, otonomi boyutu) puanları arasında pozitif yönde güçlü düzeyde korelasyon tespit edilmiştir. Sonuç: Pediatri hemşirelerinin profesyonel değerlerini önemli algıladıkları, profesyonel tutumlarının yüksek olduğu, profesyonel değerlerinin profesyonel tutumlarını etkilediği ve bu durumun mesleğe ilişkin bazı değişkenlerden etkilendiği tespit edilmiştir. Hemşirelerin mesleki profesyonelliklerinin belli aralıklarla değerlendirilerek, yüksek düzeyde tutulması için faaliyetlerde bulunulması önerilebilir.Öğe Suriyeli Sığınmacıların Sosyo-Kültürel Farklılıklarının Sağlık Hizmetlerine Yansıması(2021) Zengin, Mürşide; Yayan, Emriye Hilal; Düken, Mehmet Emin; Dağ, Yeliz SunaAmaç: Bu çalışma Suriyeli sığınmacı hastaların sağlık hizmeti alırken kültürel farklılıklarıyla ilişkili deneyimlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Gereç Yöntem: Çalışma betimsel tasarımda uygulanmıştır. Araştırmanın verileri açık uçlu sorulardan oluşan anket formu kullanılarak Suriyeli hastalar aracılığıyla toplanmıştır. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile toplanmıştır. Açık uçlu anket sorularına verilen cevaplar metin haline dönüştürülmüş, tekrar eden ifadeler birleştirilerek ana başlıklar belirlenmiştir. Bulgular: Katılımcıların çoğunluğu iki ülke arasındaki kültürel farklılığın orta düzeyde ya da oldukça fazla olduğunu belirtmiştir. Çalışmada Suriyeli hastaların kültürel farklılıklara yönelik görüşleri beş ana başlık altında kategorize edilmiştir. Bunlar; iletişim, tedavi uygulamaları, bakım uygulamaları, aile ilişkileri ve çocuk yetiştirme davranışlarına yönelik farklılıklar olarak sınıflandırılmıştır. Sonuç: Çalışmada Suriyeli hastaların sağlık hizmeti alırken başta farklı dillerin konuşulması olmak üzere kültürel farklılıklardan dolayı sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. Suriyeli sığınmacı hastaların yaşadığı sorunların asgari düzeye indirilebilmesi için bu hastalara kültürel farklılıkları gözeterek sağlık hizmetinin sunulması önerilmektedir.Öğe Vaccination Status of Children Hospitalized for Measles: Parental Vaccination Refusal and Related Factors(2022) Yayan, Emriye Hilal; Düken, M. Emin; Zengin, MürşideAim: This study investigated the vaccination status of those children who received inpatient treatment due to measles and explored the beliefs and practices of their parents related to the refusal of childhood vaccines. Materials and Methods: This study was a descriptive research performed at a training and research hospital in eastern Turkey. The study data were collected from the parents of children with measles who were receiving inpatient treatment. In this study, the introductory information form and the State-Trait Anxiety Inventory were used. Results: The results revealed that 61.8% of those children with measles had not been vaccinated against measles. Factors that played a role in the parents’ vaccine refusal included family elders’ unwillingness, negative media reports, the side effects of vaccines, and negative attitudes towards health care workers. Parents with poor socio-economic status, low educational status, and extended family types were found to have significantly higher rates of vaccine refusal. The parents had an average state anxiety score of 60.15±5.73 and an average trait anxiety score of 50.21±3.33. Conclusion: Many factors were found to influence the causes of parents not having their children vaccinated. Community-based training is needed to address the parents’ misconceptions, concerns, and lack of knowledge about vaccinations. Renewing policies on vaccinations, establishing standards, and imposing legal sanctions can be effective in reducing vaccine refusal rates.