Karaciğer nakli alıcılarında intraoperatif serebral doku oksijenizasyon değişimleri : prospektif, kesitsel, gözlemsel çalışma
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
İnönü Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Giriş ve Amaç: NIRS (Near-infrared spektroskopi), beyindeki perfüzyonun yeterliliğini lokal olarak gösteren noninvaziv bir yöntemdir. NIRS, her yaş grubunda uygulanabilir ve taşınabilir olması, diğer görüntüleme yöntemleriyle birlikte kullanılabilmesi açısından avantajlıdır. Karaciğer nakil cerrahisinin farklı fazları arasında meydana gelen büyük hemodinamik değişimlerin serebral kan akımına etkilerinin olacağı bilinmektedir. Serebral otoregülasyon, serebral kan akışının yaklaşık 60-150 mmHg ortalama arter basıncı içinde nispeten sabit kaldığını tanımlar ancak karaciğer hastalığı olan bazı hastalarda etkili bir serebral otoregülasyon yoktur. Yapılan çalışmalarla NIRS ile ölçülen bölgesel serebral oksijen satürasyonunun, otoregülasyonun izlenmesi için uygun klinik bir araç olduğu bulunmuştur. Bu çalışmada karaciğer nakli alıcılarında cerrahinin farklı fazlarındaki hemodinamik değişimlerin intraoperatif serebral doku oksijenizasyonu (NIRS) üzerine etkisini araştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada Etik Kurulu onayı alındıktan sonra 18 – 65 yaş arası, elektif karaciğer nakli planlanan 60 olgu çalışma kapsamına alındı. Rutin monitorizasyona ek olarak BIS, near-infrared spektroskopi (NIRS) ve pleth variable index (PVI), perfusion index (PI), oksijen rezerv index (ORI), SpHb monitörizasyonu yapıldı. Giriş verileri kaydedildi (Tgiriş). Tiyopental 5-8 mg/kg, fentanil 1-2 µg/kg, lidokain 1 mg/kg, veküronyum 0,1 mg/kg ile anestezi indüksiyonu yapıldı, indüksiyon sonu veriler (Tind) ve entübasyon sonrası veriler kaydedildi (Tent). İnvaziv arter monitorizasyonu sonrası, pulse contour analiz yöntemiyle kardiyak output, strok volüm, strok volüm varyasyon, dpmax monitorize edildi. Operasyon başladıktan sonra diseksiyon, anhepatik ve neohepatik fazlarında ölçümler tekrarlandı(Tdis,Tanh,Tneo). Bulgular: Çalışmaya 50 hasta alındı. KAH giriş değeri ile KAHind, KAHent ve KAHdis değerleri arasında anlamlı fark yoktu. KAH giriş değeri, KAHanh ve KAHneo değerlerinden anlamlı düşüktü. OAB giriş değeri, OABdis, OABanh ve OABneo değerlerinden anlamlı yüksekti. OABdis, OABanh ve OABneo değerleri arasında anlamlı fark yoktu. Anhepatik dönemde diğer dönemlere göre; CI, CPI, DpMax, DO2, SVI, PI değerlerinde anlamlı düşüş, PPV, SPV, SVV ve PVI değerlerinde ise anlamlı bir yükseliş görüldü. Saatlik ortalama noradrenalin kullanımı anhepatik dönemde daha yüksekti. Anhepatik dönemde giriş ve diğer fazlara göre, rSO2 değerlerinde yaklaşık %14 düşüş görüldü (p<0,001) ve bu düşüş PI değeri ile 0,01 düzeyinde yüksek oranda korele idi. Anhepatik dönemde görülen rSO2 değerlerindeki bu düşüş ile PVI, OAB, CPI ve SpO2 değerleri arasında 0,05 düzeyinde anlamlı korelasyon saptandı, PPV, SPV, SVI, SVV, KAH, CI, DpMax, DO2 ve SVRI değerleri arasında ise anlamlı korelasyon saptanmadı. Sonuç: Karaciğer nakli alıcılarında, cerrahinin farklı fazlarındaki hemodinamik değişimlerin serebral doku oksijenizasyonu üzerine etkisini araştırdığımız bu çalışmada, ortalama arter basınçlarında fazlar arasında anlamlı bir farklılık olmamasına rağmen, beyin perfüzyonunun değişkenlik gösterdiğini saptadık. Anhepatik dönemde rSO2 değeri %14'lük bir düşüş göstermiştir. Bu düşüş, takip ettiğimiz parametrelerden en fazla PI değeri ile korelasyon göstermiştir.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
Sayı
Künye
Erenler, K., (2021). Karaciğer nakli alıcılarında intraoperatif serebral doku oksijenizasyon değişimleri : prospektif, kesitsel, gözlemsel çalışma. İnönü Üniversitesi