NİYAZÎ-İ MISRÎ'NİN "ETVÂR-I SEB'A" ADLI RİSÂLESİ'NDE SEYR Ü SÜLÛK'UN EVRELERİNDE GÖRÜLEN RÜYÂ/VÂKIÂT

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2014

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Turkish Studies (Elektronik)

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Öz: "Etvâr-ı seb'a" ile alakalı eserler, seyr ü sülûkun evrelerini konu edinen tasavvuf kaynaklarıdır. Halvetî gelenekte etvâr-ı seb'a konusunda yazılan eserlerden biri, Niyazî-i Mısrî'nin (ö.1105/1694) "Etvâr-ı Seb'a" adlı risâlesidir. Mısrî, "Etvâr-ı Seb'a" adlı risâlesini mensubu bulunduğu Halvetî geleneğe uyarak müridin manevî gelişiminde onlara yol gösterici ve gördükleri rüyâları kendileri ta'bir edebilmeleri için yardımcı/rehber kitap olarak kaleme almıştır. Mısrî'nin seyr ü sülûkun evrelerinde görülen rüyâlara yer verdiği Risâle'si hakkında bir çalışma yapılmadığı tespit edilmiştir. Bu araştırmada, Niyazî-i Mısrî'nin "Etvâr-ı Seb'a" adlı Risâle'sinde mânevî gelişimin evrelerinde görülen rüyâ ve vâkıât hakkındaki yorumlarına yer verdik. Tasavvuf kültüründe rüyâ ve ifade ettiği anlamlar dervişin mânevî hayatı açısından oldukça önemlidir. Mürid, iyi rüyâ görürse manevî mertebesi yükselir, kötü rüyâ görürse bulunduğu manevî mertebeden aşağı iner. Halvetî anlayışta sâlikin gördüğü rüyâların mânevî gelişim açısından birtakım işaretler olduğu ve rüyâda görülen her hayvanın içinde bulunulan mertebeye ait özel bir anlam taşıdığı kabul edilir. Dolayısıyla Halvetî mutasavvıflar rüyâda görülen hayvanların sıfatlarına sembolik anlamlar yüklemiş ve onları nefsin sıfatları olarak yorumlamışlardır. İnsanın maddi yaratılışının aşamaları olduğu anlayışını benimseyen mutasavvıflara göre, "Oysa sizi türlü merhalelerden geçirerek O yaratmıştır"1 (Nûh, 71/14) âyeti, insanın bedensel gelişim aşamalarını ifade ettiği gibi, mânevî gelişimin de evreleri söz konusudur. Buradan hareketle insanın yedi aşamada mânevî gelişimini sağlayacağı kabul edilir. Bunlardan ilki, Mısrî'nin, "dâire-i emmâre" dediği nefs-i emmâre mertebesidir ve risalede sırasıyla diğer mertebelerin izahına yer verilir. Mısrî'nin ifadesiyle bunlar, dâire-i evvel emmâre (nefs-i emmâre), dâire-i sâniye levvâme (nefs-i levvâme), dâire-i sâlise mülheme (nefs-i mülheme), dâire-i râbia mutmainne (nefs-i mutmainne), dâire-i hâmise râziye (nefs-i râziye), dâire-i sâdise marziyye (nefs-i marziyye) ve dâire-i sâbia sâfiye (nefs-i sâfiye)'dir. Niyâzî-i Mısrî, nefsle mücadelede nefsin, her mertebede bulunduğu aşamaya münasip bir isimle adlandırıldığını ifade eder.Dolayısıyla Mısrî risâlede, nefs mertebelerinden bir mertebeye tekâbül eden her bir dâirenin/mertebenin ayrı olarak tertîb olunduğunu ve her bir dâirenin de o mertebede vâki' olan eşkâle göre tanzim olunduğunu söyler.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

Turkish Studies (Elektronik)

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

11

Sayı

5

Künye

ÇAKMAK M (2016). NİYAZÎ-İ MISRÎ'NİN "ETVÂR-I SEB'A" ADLI RİSÂLESİ'NDE SEYR Ü SÜLÛK'UN EVRELERİNDE GÖRÜLEN RÜYÂ/VÂKIÂT. Turkish Studies (Elektronik), 11(5), 137 - 158.