Yüksek doz metilprednizolon alan akut trombositopenik hastalarda yüksek doz steroidin kardiyovasküler etkileri
dc.contributor.author | Tunç, Melek | |
dc.date.accessioned | 2016-07-14T08:48:01Z | |
dc.date.available | 2016-07-14T08:48:01Z | |
dc.date.issued | 2011 | |
dc.department | Fakülteler, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı | en_US |
dc.description.abstract | Bu tez çalışmasında ITP tanısı almış ve tedavilerinde yüksek doz metilprednizolon kullanılacak hastalarda yüksek doz intravenöz steroid tedavisinin kardiyovasküler sisteme olan etkilerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Steroit tedavisi sırasında klinik izlem de bir çok hastada asemptomatik bradikardi görülmesi nedeniyle bu etkinin daha çok steroit tedavisi sırasında gelişen hipertansiyon ve/veya volüm ekspansiyonuna yanıt olarak salgılanan natriüretik peptilere bağlı olduğunu düşündüğümüzden dolayı tez çalışmasında steroid tedavisi sırasında NT-proBNP düzeylerindeki değişimin incelenmesi ve bunun meydana gelen kardiyak değişikliklerle ilişkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Gereç ve yöntemler: Akut ITP tanısı alan ve kardiyak patolojisi olamayan, tedavisinde yüksek doz metilprednizolon kulanılan, yaşları 0,5 ile 16 (6,42 ± 4,17yıl) arasında değişen 19 çocuk hasta alındı. Kontrol grubu olarak sistemik bir hastalığı bulunmayan pediyatrik kardiyoloji polikliniğine masum üfürüm veya göğüs ağrısı şikayeti ile başvuran ve kardiyak patolojisi tespit edilmeyen, herhangi bir hastalığı olmayan yakın zamanda ilaç kullanmamış 23 çocuk dahil edildi. Akut ITP'li hastaların tedavi öncesi ve tedavinin üçüncü. ve onuncu gününde elektrokardiyografi (EKG) çekildi. Elektrokardiyografik değerlendirmede ritm, kalp hızı ve aritmi varlığı değerlendirildi. Yine hastaların tedavi öncesi ve tedavinin üçüncü. ve onuncu gününde ekokardiyografik inceleme tek bir pediyatrik kardiyoloji uzmanı tarafından VIVID Pro 7 Dimension (GE, USA) cihazı kullanılarak gerçekleştirildi Hastaların tümünden tedavi öncesi, 3. Gün, 10. Gün ve kontrol grubundan periferik kandan NT-proBNP (Brain Natriüretik Peptid), Na, Ca, K, Cr, spot idrarda Na, Ca, K, kreatinin düzeyleri çalışıldı. Elde edilen veriler ölçülebilir değişkenlerin gruplar arası karşılaştırılmasında unpaired T testi, grup içi değişimlerin test edilmesinde paired testi, değişkenler arası ilişki Pearson korelasyon analizi ile test edildi. Kategorik verilerin değerlendirilmesinde Pearson chi-square kullanıldı. Bulgular: Kontrol grubu ve hasta grubunun 3. gün, hasta grubunun 0. gün ve 3. gün, NT-proBNP(pg/ml) ortalaması karşılatırıldığında aralarında istatistiksel anlamlı artış tespit edildi (p:0,002,P:0,011). Hasta grubunun 3. gün ve 10. gün NT-proBNP(pg/ml) ortalaması karşılaştırıldığında aralarında anlamlı düşme görüldü (p:0,009). Kontrol grubu ve hasta grubunun 3. günü, sıfırıncı. gün ile 3. gün kalp hızı ortalamaları karşılatırıldığında hasta grubunun kalp hızı ortalamalarında anlamlı düşme görüldü (p:0,006, p:0,0001). Üçüncü gün ve 10. gün kalp hızı ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında istatiksel anlamlı artış görüldü. Hasta grubunun 3. gün kan basıncı ölçümlerinde hastaların 10'nunda (% 52,6) kan basıncı yüksekliği görüldü. 9' unda ise kan basıncı yüksekliği görülmedi (% 47,4). Onuncu gün hastaların 18'de kan basıncı yüksekliği görülmedi. Bir hastada ise kan basıncı yüksekliği görüldü. Üçüncü gün sodyum ortalamalarında artış görüldü. Ancak sıfırıncı güne göre anlamlı fark saptanmadı(p:0,109). Hasta grubunun 0. gün ile 3. gün ve plazma K ortalaması karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel anlamlı düşme tespit edildi (p:0,003). Onuncu gün plazma K ortalamasında üçüncü güne göre anlamlı artış görüldü (p:0,007). Hasta grubunun plazma Ca ortalaması karşılaştırıldığında anlamlı fark saptanmadı. Hasta grubunun 0. gün ve 3. gün plazma kreatinin ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında istatiksel anlamlı artış görüldü (p: 0,045). Hasta grubunun üçüncü gün FeNa ortalamasında artış saptandı. Ancak sıfırıncı günle karşılaştırıldığında anlamlı değildi (p:0,083). Ancak sıfırıncı gün ve 10. gün FeNa ortalaması karşılaştırıldığında anlamlı artış saptandı (p: 0,049). Hasta grubunun üçüncü gün FeK ortalamasında artış görüldü. Sıfırıncı günle karşılaştırıldığında anlamlı fark tespit edilmedi (p:0,295). Ancak 3 gün ile 10. gün FeK ortalaması karşılaştırıldığında anlamlı artış görüldü (p: 0,014). Hasta grubunun 0. gün ve 10. gün Ca/kretinin ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı artış tespit edildi (p: 0,009). Ekokardiyografi değerlendirilmesinde sol ventrikül sistolik ve diyastolik fonksiyonlar açısından hasta ve kontrol grubu arasında fark saptanmadı. Sol ventrikül duvar kalınlıkları ve çapları, vena kava inferiyor çapları arasında istatiksel anlamlı fark görülmedi. Sol atriyum, vena kava süperior, izovolumetrik kontraksiyon zamanı, Sistolik ejeksiyon süresi ortalaması gruplar arasında karşılaştırıldığında kontrol ile hasta grubunun 10. gün ortalaması arasında istatistiksel olarak anlamlı düşme saptandı (p:0,049, p:0,029, p:0,013, p:0,006) Hasta grubunun 3. ve 10. günlerdeki E/A oranı açısından istatistiksel olarak anlamlı artış saptandı (p:0,0001). Izovolumetrik kontraksiyon zamanı ortalaması gruplar arasında karşılaştırıldığında kontrol ile hasta grubunun 3. Gün ve 10.gün ortalamaları arasında anlamlı artış görüldü (p:0,004). Hasta grubunun Sistolik ejeksiyon süresi, Mitral E? ortalamaları 3. gün ile 10. gün ortalamaları arasında istatistiksel olarak anlamlı düşme saptandı (p:0,02, p:0,03) Hasta ve kontrol grubunun 24 saatlik holter monitörizasyonun değerlendirilmesinde tüm hasta ve kontrol grubundaki çocuklarda normal sinüs ritmi saptandı. Ortalama, minumum kalp hızı ortalaması karşılaştırıldığında kontrol ve hasta grubu 3. Gün kalp hızı ortalaması arasında anlamlı düşme görüldü (p:0,01,p:0,002). Maksimum kalp hızları ortalaması, kontrol ve hasta grubu 3. günü arasında istatiksel olarak anlamlı değildi (p:0,62). SDNN, SDANN index SDNN index, RMSSD, PNN50 ortalamaları kontrol ve hasta grubu 3. Günü arasında karşılaştırıldığında istatistiksel anlamlı artış görüldü (p<0,05). Kontrol ve hasta grubunun max QTc ortalamaları karşılaştırıldığında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05) Hasta grubunun kalp hızı ortalamaları ve üçüncü gün kan basıncı yüksekliği ile NT-proBNP ortalamaları arasında ilişki saptanmadı. Hasta grubunun 10. Gün tansiyon yüksekliği olan ve olmayan grubun NT-proBNP ortalamaları aralarında istatistiksel anlamlı ilişki saptandı ( p:0,003). Ejeksiyon fraksiyonu, kısalma fraksiyonu, izovolumik relaksasyon zamanı, Mitral A, Mitral E, E/A ortalamaları ile NT-proBNP ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı ilişki tespit edilemedi (p>0,05) Sol atriyum, aort, vena kava inferior minumum, vena kava inferior maksimum, vena kava superior çap ortalamaları ile NT-proBNP değerleri karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). IVSD, LVPWD, IVSs, LVIDs, LVPWs, SV, LV mass, ortalamaları ile NT-proBNP ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı (p>0,05). Hasta grubunun 3. gün bakılan NT-proBNP değerleri ile 3. Gün LVIDd /mm2 ortalaması arasında istatistiksel olarak pozitif yönde anlamlı kuvvetli bir korelasyon saptandı (r: 0,530 p: 0,020). Holter parametreleri ile NT-pro BNP değerleri karşılaştırıldığında; SDNN, SDANN index, SDNN index, RMSSD, PNN50, ile NT-proBNP ortalamaları karşılaştırıldığında aralarında istatistiksel olarak anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05) Plazma Na, K, Ca, idrar Ca, idrar kreatinin ortalamaları ile NT-proBNP (pg/mL) ortalamaları arasında anlamlı ilişki saptanmadı (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda yüksek doz intravenöz metilprednizolonun akut kardiyovasküler etkilerinden olan kalp hızında düşme ve hipertansiyon saptandı. Ancak hiç bir hastada semptomatik bradikardi izlenmedi. Yüksek doz metilprednizolonun kardiyovasküler etkilerini açıklamak üzere baktığımız NT-proBNP'de 3. günde akut artış gürülürken tedavinin sonunda düşme saptandı. NT-proBNP; kalp hızı, holter, plazma ve idrar elektrolitleri arasında ilişki görülmedi. Kalp hızındaki düşme ile NT-proBNP arasında istatiksel anlamlı ilişki saptamamakla beraber kalp hızındaki düşmenin daha çok hipertansiyon ve/veya volüm genişlemesine seconder olrak salgılanan natriüretik peptidlerin salınımına bağlı olduğunu düşünmekteyiz. | en_US |
dc.identifier.citation | Tunç, M. (2011). Yüksek doz metilprednizolon alan akut trombositopenik hastalarda yüksek doz steroidin kardiyovasküler etkileri. İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi. 1-115 ss. | en_US |
dc.identifier.endpage | 115 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11616/3888 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | İnönü Üniversitesi | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.title | Yüksek doz metilprednizolon alan akut trombositopenik hastalarda yüksek doz steroidin kardiyovasküler etkileri | en_US |
dc.type | Doctoral Thesis | en_US |