M. Tuberculosis suşlarından elde edilen IS6110 restriction fragment length polymorphism sonuçlarının Tüberkülozun epidemiyolojisinde kullanılabilirliği
dc.contributor.author | Şenoğlu, Aydın | |
dc.contributor.author | Evliyaoğlu, Ercüment | |
dc.contributor.author | Durmaz, Rıza | |
dc.contributor.author | Günal, Selami | |
dc.date.accessioned | 2024-08-04T19:54:52Z | |
dc.date.available | 2024-08-04T19:54:52Z | |
dc.date.issued | 2002 | |
dc.department | İnönü Üniversitesi | en_US |
dc.description | 01.11.2002 00:00 | en_US |
dc.description.abstract | Bu çalışmada yüksek tüberküloz insidansına sahip olan ilimizde Mycobacterium tuberculosis izolatları arasında izoniazid, streptomisin, rifampisin ve etambutole direnç durumunu belirlemek, kökenler arasındaki "parmak izi" farklılığını araştırmak ve duyarlı ve dirençli suşlardaki DNA profil farklılıklarını karşılaştırmak amaçlanmıştır. Antitüberküloz ilaçlara duyarlılık testi ve "restriction fragment length polymorphism"(RFLP) analizi, 2000 yılı içinde tüberküloz tanısı konulan hastalardan izole edilen 94 M. tuberculosis kökeni üzerinde yapıldı. İlaç direnci BACTEC 460 radyometrik sistemle, moleküler tipleme ise IS6110 ve pTBN12 problar ile yapıldı. İzolatların 35'i (%37.2) en az bir, 7'si (%7.7) ise iki veya daha fazla ilaca dirençli bulundu. Streptomisin, izoniazid, rifampisin ve etambutole karşı direnç sırasıyla 12 (%12.8), 10 (%10.6), 3 (%3.2) ve 3 (%3.2) kökende saptandı. Üç kökende (%3.2) çoğul ilaç direnci saptandı. İki moleküler tiplendirme yönteminin sonuçları birlikte değerlendirildiğinde; incelenen 94 izolat içinde 74 (%78.7) farklı KFLP profili saptandı. Profillerin 62 (%55.96)'si ayrı, 12 profil ise iki veya daha fazla hastada (toplam 32) ortak olarak bulundu. Dirençli ve duyarlı suşlar arasındaki DNA profil farklılığı sırasıyla %85.7 ve %93.2; ortak profil bulundurma oranlan ise %25.7 ve %18.64 olarak bulundu. Sonuç olarak; duyarlılık sonuçlan ilaca dirençli infeksiyonların çoğundan streptomisin veya izoniazide dirençli kökenlerin sorumlu olduğunu göstermektedir. Artmış tüberküloz insidansı yanında ilaç direnci ve gruplaşma oranlarının (clustering rate) yüksek düzeylerde saptanması mevcut kontrol programlarında problemler olduğunu ortaya koymaktadır. Moleküler tipleme yöntemleriyle desteklenecek yeni kontrol stratejileri tüberkülozu azaltmada daha etkili olabilir. | en_US |
dc.identifier.endpage | 1 | en_US |
dc.identifier.startpage | 1 | en_US |
dc.identifier.trdizinid | 602119 | en_US |
dc.identifier.uri | https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/602119 | |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11616/90253 | |
dc.indekslendigikaynak | TR-Dizin | en_US |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Proje - Ulusal | en_US |
dc.relation.tubitak | info:eu-repo/grantAgreement/TUBITAK/SBAG /100S085 | en_US |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.title | M. Tuberculosis suşlarından elde edilen IS6110 restriction fragment length polymorphism sonuçlarının Tüberkülozun epidemiyolojisinde kullanılabilirliği | en_US |
dc.type | Proje | en_US |