Distopik Bir Evreni Göstergelerle Okumak: The Giver
dc.contributor.author | Yücel, Dilar Diken | |
dc.date.accessioned | 2020-07-19T17:52:17Z | |
dc.date.available | 2020-07-19T17:52:17Z | |
dc.date.issued | 2019 | |
dc.description.abstract | Özet Temelleri Antik Yunan’a dayanan, kuramsal gelişimi ise 20. Yüzyıla tekabül eden göstergebilim, evreni anlamlandırmamızı sağlayan göstergeleri inceler. Kültürel uzlaşımlar dâhilinde göstergelerin altında yatan gizil anlamları açığa çıkarmaya çalışır. Charles Sanders Peirce (1839-1914) ve İsviçreli dilbilimci Ferdinand de Saussure (1857-1913) öncülüğünde gelişen göstergebilim, birçok alanda uygulama sahasına sahiptir. Çalışma kapsamında göstergebilimin sinema ile olan ilişkisine değinilmiştir. Zira tıpkı göstergebilim gibi sinemanın da kendine ait bir dili vardır ve bu dili çözümlerken göstergebilimden yararlanılabilir. Bu hususta öncelikle göstergebilimin tarihsel gelişimi ve sinema ile olan ilişkisi tartışılmış, ardından Phillip Noyce’un yönetmenliğini üstlendiği distopik film kategorisinde değerlendirebileceğimiz The Giver (2014) adlı film göstergebilimsel açıdan analiz edilmiştir. Filmin görüntüsel göstergeler üzerinden analiz edilmesi tercih edilmiştir. The Giver, romandan sinemaya uyarlanmıştır ve distopya türüne dâhil edilebilecek bir öyküye sahiptir. Öykünün geçtiği evren tam anlamıyla bir distopya evrenidir. Gözetimin esas alındığı bu evrende geçmişten gelene yer yoktur ve bu sebeple biyolojik gözetim yoluyla zihin ve bedenler kontrol altına alınmıştır. Jeremy Bentham’ın mahkûmları görünmeden gözetleyebilme arzusuna uygun olarak tasarladığı Panoptikon’un duvarları bu evrende yıkılmış ve gözetim tüm toplumun kılcal damarlarına dahi sirayet edebilecek seviyeye ulaşmıştır. Film boyunca iktidarın, halkı hem biyolojik gözetime hem de Panoptikon ve Süperpanoptikon süreçlerine dâhil ettiği görülmektedir. Hafızanın ve üremenin kontrol altına alınması, yaşanan evrenin tıpkı Panoptikon gibi iktidar tarafından çevrelenmiş olması ve dijital gözetim olanakları ile (Dronlar, gizli kameralar vs.) halkın gündelik hayatının sürekli dikizlenmesi çalışma kapsamında bahsi geçen gözetim mekanizmalarındandır. Gözetimin olduğu yerde gözler direnişi de arar. Çünkü her iki dinamik de zıtlıklarla var olmaktadır. Film metninde gözetime karşı direnişe de rastlanır ve bu direniş distopik evrenin, Panoptikon’un sınırlarını yıkan birincil etken olmuştur. Kahramanız Jonas, gözetime karşı direnmiş ve gösterdiği cesaret ile yaşadığı evreni dönüştürmeyi başarmıştır. Anahtar Kelimeler: Göstergebilim, Sinema, The Giver | en_US |
dc.identifier.citation | Di̇ken Yücel, D . (2019). DİSTOPİK BİR EVRENİ GÖSTERGELERLE OKUMAK: THE GİVER . İNİF E - Dergi , 4 (2) , 214-227 . | en_US |
dc.identifier.uri | https://hdl.handle.net/11616/17099 | |
dc.language.iso | tr | en_US |
dc.publisher | İnönü Üniversitesi İletişim Fakültesi | en_US |
dc.subject | Göstergebilim | en_US |
dc.title | Distopik Bir Evreni Göstergelerle Okumak: The Giver | en_US |
dc.title.alternative | Readıng A Dıstopıc Unıverse Wıth Indıcators: The Gıver | en_US |
dc.type | Article | en_US |