Preeklamptik gebeler ve doğan bebeklerinin; nitrik oksit, süperoksit dismutaz, glutatyon peroksidaz ve katalaz düzeyleri açısından incelenmeleri

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

1999

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İnönü Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/closedAccess

Özet

Hamileliğin hipertansif bir hastalığı olan preeklamsi; vazospazm, proteinüri ve patolojik ödemle karekterizedir. Preeklamsi; çoğul gebelik, molar hamilelik, fetusun bazı kromozomal değişiklikleri, ailede hipertansiyon öyküsü, kişinin (hamilenin) preeklamsi öyküsü, kronik hipertansiyon, diyabet, renal hastalıklar ve fetusun cinsiyeti gibi değişik faktörlerle ilişkilidir. Preeklamsinin patogenezi tam olarak bilinmemektedir. Mevcut bilgilere göre, annenin zayıf immunobiyokimyasal adaptasyonuna neden olabilen bir genetik predispozisyon vardır ve bu durum, annenin plasental yatağındaki (uterusta) spiral arterlerin trofoblast invazyonunun yetersiz kalması ve plasental perfüzyonun azalması ile ilişkilidir. Bu nedenle, relatif olarak hipoksik plasenta'dan, sitotoksik faktörler salmabilir; ve buna bağlı yaygın maternal endoteliyal hasarlanma ve çeşitli organ fonksiyon bozuklukları görülebilir. Endoteliyal hücre disfonksiyonu, oksidatif stresle ilişkilidir ve preeklamsinin patogenezindeki son ortak yol olarak tanımlanmıştır. Normal aerobik metabolizma ile üretilen serbest oksijen radikalleri (SOR), memelilerin birçok fizyopatolojik proçesinde rol almaktadır. Preeklamsinin patofızyolojisinde, oksidan/antioksidan dengesizliği ve nitrik oksit (NO) önemli rol oynayabilir; fakat preeklamsideki SOR, serbest radikal skavencırları, ve NO'in metabolizması henüz net değildir. Biz, 30 preeklamsili (preeklamptik grup) ve 3 1 normal (kontrol grup) hamile üzerinde çalıştık. Kontrol ve preeklamtik annelerin hepsinden, maternal venöz ve umblikal venöz kan ile idrar numuneleri alındı. Bu numunelerin eritrosit ve plazmalarından, süperoksit dismutaz (SOD), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) ve katalaz (CAT) enzim aktiviteleri ölçüldü. Plazma ve idrardaki NO düzeyleri, Griess reaksiyonuyla total nitrit olarak ölçüldü. Preeklamptik grupta kontrol grubuna göre, maternal eritrosit SOD, GSH-Px ve CAT enzim aktiviteleri anlamlı olarak yüksek bulundu. Preeklamptik kadınların umblikal venöz kanlarındaki, eritrosit ve plazma SOD aktiviteleri, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, anlamlı olarak yüksekti (p< 0.05); buna karşın preeklamptiklerde eritrosit CAT aktivitesi düşük bulundu, fakat bu sonuç istatistiksel olarak anlamlı değildi Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, preeklamptik annelerin maternal umblikal plazmalarındaki nitrit konsantrasyonları anlamlı olarak yüksekti (p< 0.05); yine preeklamptik gruptaki annelerin plazma nitrit düzeylerinde bir yükseklik görüldü, fakat istatistiksel olarak anlamlı değildi. Preeklamtik guruptaki idrar nitrit konsantrasyonu, kontrol gurubuyla karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşük bulundu (p< 0.05) 98 değildi. Preeklamtik guruptaki idrar nitrit konsantrasyonu, kontrol gurubuyla karşılaştırıldığında anlamlı olarak düşük bulundu (p< 0.05). Preeklamside artan oksidatif stress nedeniyle, görülen antioksidan enzim düzeylerindeki bu artış, anne ve fetus dolaşımındaki reaktif oksijen tür(ev)lerine karşı, koruyucu bir defans mekanizmasının sonucudur Araştırmamızın sonucu olarak; fetoplasental sirkülasyonda artmış olan nitrik oksit üretiminin, plasental perfüzyon yetersizliğine karşı bir kompansasyon olabileceğini öneriyoruz.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Biyokimya, Biochemistry, Kadın Hastalıkları ve Doğum, Obstetrics and Gynecology, Gebelik, Pregnancy, Glütatyon peroksidaz, Glutathione peroxidase, Katalaz, Catalase, Nitrik oksit, Nitric oxide, Preeklampsi, Pre eclampsia, Süperoksit dismutaz, Superoxide dismutase

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye

Çekmen, Mustafa Baki ;(1999) Preeklamptik gebeler ve doğan bebeklerinin; nitrik oksit, süperoksit dismutaz, glutatyon peroksidaz ve katalaz düzeyleri açısından incelenmeleri,İnönü Üniversitesi.