İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Dini Hitabet Öz Yeterlik Algılarına Yönelik Bir Araştırma
Küçük Resim Yok
Dosyalar
Tarih
2021
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Yüksek din öğretimi kurumlarının temel amaçlarından biri de halka yönelik din hizmetlerinin ifasını gerçekleştirecek ve hem yaygın hem de örgün din eğitimi faaliyetlerini etkili bir şekilde yürütebilecek nitelikte din görevlisi ve din eğitimi öğretmeni yetiştirmektir. Hangi görevi ifa ederse etsin ilahiyat eğitimi almış bir eğitimcinin hedef kitleye dinî mesajları ulaştırabilmesi büyük oranda onun iletişim becerilerinin iyi olmasına bağlıdır. Zira o, farklı ortamlarda çoğunlukla çeşitli özelliklere sahip topluluklara hitap ederken, dinî mesajların alıcı olan kitleler tarafından en iyi şekilde alınması ve kavranmasını hedeflemektedir. Din eğitimcisinin ya da görevlisinin dini hitabet becerileri bu amacın gerçekleşmesini sağlayacak yeterliliklerden biridir. Dini hitabetin içeriği hazırlama, belirli aşamalara uygun olarak sunma, vurgu ve tonlamalara dikkat etme, beden dilini kullanma ve uygun örneklerle konuyu somutlaştırma gibi unsurları vardır. Ancak dini hitabetin başarıya ulaşması için hitabeti yapacak kişinin topluluk önünde konuşma kaygısının bu işi yapmaktan kaçmasına neden olacak düzeyde olmaması, kendine güvenmesi, motivasyon sahibi olması, hitabet öz yeterlik algısına sahip olması gerekmektedir. Öz yeterlik algısı bireyin yaşamda bir işi yapabileceğine ilişkin kendine olan güvenini ifade eder. Bir eylem ile ilgili öz güven düzeyi yüksek olan bireyin, o eylemi gerçekleştirme eğilimi de yüksektir. Hayatta başarılı olmanın motivasyonunu sağlayan bireyin öz güven düzeyi, dini hitabet uygulamasında ve topluluk önünde konuşma etkinliklerindeki başarının ya da başarısızlığın nedeni olabilir. Din eğitimcilerinin dini hitabet konusunda başarılı olmaları en fazla almış oldukları mesleki eğitim ile ilişkilidir. İlahiyat fakültelerinde dini hitabet ve mesleki uygulama dersi kapsamında, öğrencilere dini hitabetin nasıl yapılacağı konusunda gerekli bilgiler verilmektedir. Ancak bir dönemde iki saat olarak verilen bu derste uygulama boyutu eksik kalmakta, benzer ya da gerçek ortamlarda yeterince pratik yapma fırsatı bulamayan öğrenciler bu dersten yeterince faydalanamamakta, dolayısıyla topluluk karşısında dini hitabette bulunma konusunda kaygılarını giderip olumlu öz yeterlik algısı kazanamamaktadırlar. Bu araştırmanın amacı, ilahiyat fakültesi öğrencilerine yönelik hazırlanan “Dini Hitabet Uygulamaları”nın öğrencilerin dini hitabet öz yeterlilik algılarına etkisini belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda çalışma, tek gruplu deneysel tasarım modeline dayanmaktadır. Veri toplama aracı olarak, bilişsel, duyuşsal ve uygulama faktörlerinden oluşan “Dini hitabet Öz Yeterlik Ölçeği” kullanılmıştır. Geliştirilen “Dini Hitabet Öz Yeterlik Algısı Ölçeği”, 40 maddeli, bilişsel, duyuşsal ve uygulama olarak 3 faktörlü, 5’li Likert tipi ifadelerden oluşmaktadır. Ölçeğe ilk test ve son test aşamalarında uygulanan güvenirlik ve geçerlilik çalışması sonucu ölçüm aracına ait geçerlilik ve güvenirlik değerleri test aşaması toplam açıklanan varyans (%81,02), KMO Bartlett’s Test Cronbach’s Alpha İlk-Test 92,7 Son-Test 89,1 olarak gerçekleşmiştir. Literatürde toplam açıklanan varyansın en az %50 olması gerektiği belirtildiği göz önüne alındığında ölçek varyans değerinin yeterli olduğu görülmüştür. KMO değerinin asgari kabul düzeyi 0,7 olduğu göz önüne alındığında, İlk-Test (0,902) ve Son-Test (0,876) aşamalarında bu değerin üzerine ulaşıldığı söylenebilir. İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencilerinden araştırmaya gönüllü olarak katılan 137 öğrenci araştırmanın örneklemini oluşturmuştur. Verilerin analizi için betimsel istatistik kapsamında Eşleştirilmiş Grup t Testi kullanılmıştır. Araştırma sonucunda ilahiyat fakültesi öğrencilerinin dini hitabet öz yeterlik algılarının ön testsonucu ölçek ortalamasının altında/düşük düzeyde olduğu, uygulama sonrası son test ortalamalarının yüksek düzeyde olduğu, tasarlanan ders uygulamasının öğrencilerin dini hitabet öz yeterlik algılarını olumlu yönde etkilediği görülmüştür. Ön test uygulamasında ölçeğin duyuşsal faktöründen alınan puan ortalamasının diğer faktörlere göre en düşük düzeyde olan faktör olduğu, son test uygulamasında ise yine duyuşsal faktörden alınan puanın en yüksek ortalama olduğu dikkat çekici bir sonuç olmuştur. Çalışma sonucunda ulaşılan bulgular ışığında, ilahiyat fakülteleri ders programında V . yarı yılda haftada iki saat teorik olarak ‘Hitabet ve Mesleki Uygulama’ adıyla dini hitabete yönelik olarak verilen derslerin daha etkili ve uygulaması olacak şekilde tasarlanması; müftülüklerle işbirliği yapılarak dersin uygulamalarının bir kısmının camiler, Kur’an kursları ve dinî sosyal hizmet alanlarında yapılması; dersin öğretim programının içeriğinde mesleğe karşı duyuşsal kazanımlara yeterince yer verilmesi; vaizlik, dinî sohbet ve konferans gibi dini hitabeti oluşturan formlar ile ders içerikleri, yöntemler ve yeterlilikler üzerine geliştirici bilimsel çalışmalar yapılması şeklinde öneriler sunulmuştur.
One of the main purposes of institutions of higher religious education is to train religious officials and religious education teachers who will be able to perform religious services for the public and carry out both informal and formal religious education activities effectively. Regardless of the task she/he performs, the ability of an educator with theology training to convey religious messages to the target audience largely depends on her good communication skills. Because while addressing communities with different characteristics in different environments, She/He aims to ensure that religious messages are best received and understood by the audience. The religious oratory skills of a religious educator or official are one of the most effective tools to achieve this goal. Religious oratory has elements such as preparing the content, presenting it following certain purposes, paying attention to emphasis and intonation, using body language, and concretizing the subject with appropriate examples. However, for the success of religious oratory, the person who will do it should not have the anxiety of speaking in front of the public at a level that will cause him to avoid doing this job, he should be self-confident, motivated, and have a perception of self-efficacy that includes these. Perception of self-efficacy refers to an individual's self-confidence concerning being able to do a job in life. An individual with a high level of self-confidence about any action has a high tendency to perform that action. The level of the self-confidence of the individual, which motivates them to be successful in life, may be the reason for success or failure in religious oratory practice and public speaking activities. The success of religious educators in religious oratory is related to the vocational education they have received. Within the scope of religious oratory and professional practice courses in faculties of theology, necessary information is given to students on how to make religious oratory. However, this course, which is given for two hours in a semester, lacks the practical dimension, and students who do not have the opportunity to practice adequately in similar or real environments cannot benefit from this course sufficiently; therefore, they cannot overcome their anxiety about religious oratory in front of the community and gain a positive self-efficacy perception. The purpose of this research is to determine the effect of "Religious Oratory Practices" prepared for the students of theology faculty on the students' self-efficacy perceptions regarding their religious oratory skills. It is aimed to determine whether the self-efficacy perceptions of theology faculty students toward religious oratory skills change before and after the 'Religious Oratory Practices'. For this purpose, the study is based on a single-group experimental design model. The "Religious Oratory Self-Efficacy Scale" consisting of cognitive, affective, and practice factors were used as a data collection tool. 137 students from İnönü University Faculty of Theology who participated in the research voluntarily formed the sample of the research. The paired group t-test was used within the scope of descriptive statistics for the analysis of the data. The purpose of this research is to determine the effect of "Religious Oratory Practices" prepared for the students of theology faculty on the students' self-efficacy perceptions regarding their religious oratory skills. It is aimed to determine whether the self-efficacy perceptions of theology faculty students toward religious oratory skills change before and after the 'Religious Oratory Practices'. For this purpose, the study is based on a single-group experimental design model. The "Religious Oratory Self-Efficacy Scale" consisting of cognitive, affective, and practice factors were used as a data collection tool. The "Religious Oratory Self-Efficacy Scale" developed within the scope of the research is a 5-point Likert-type scale with 40 items, 3 factors as cognitive, affective, and practical. As a result the reliability and validity study applied to the scale in the first test and post-test stages, the validity and reliability values of the measurement tool were determined as the total variance explained in the test phase (81.02%), KMO Bartlett's Test Cronbach's Alpha Initial-Test 92.7 Post-Test 89.1 has taken place. Considering that it was stated in the literature that the total explained variance should be at least 50%, it was seen that the scale variance value was sufficient. Considering that the minimum acceptable level of the KMO value is 0.7, it can be said that this value was reached in the First-Test (0.902) and Post-Test (0.876) stages.137 students from the Faculty of Theology of İnönü University who participated in the research voluntarily formed the sample of the research.
One of the main purposes of institutions of higher religious education is to train religious officials and religious education teachers who will be able to perform religious services for the public and carry out both informal and formal religious education activities effectively. Regardless of the task she/he performs, the ability of an educator with theology training to convey religious messages to the target audience largely depends on her good communication skills. Because while addressing communities with different characteristics in different environments, She/He aims to ensure that religious messages are best received and understood by the audience. The religious oratory skills of a religious educator or official are one of the most effective tools to achieve this goal. Religious oratory has elements such as preparing the content, presenting it following certain purposes, paying attention to emphasis and intonation, using body language, and concretizing the subject with appropriate examples. However, for the success of religious oratory, the person who will do it should not have the anxiety of speaking in front of the public at a level that will cause him to avoid doing this job, he should be self-confident, motivated, and have a perception of self-efficacy that includes these. Perception of self-efficacy refers to an individual's self-confidence concerning being able to do a job in life. An individual with a high level of self-confidence about any action has a high tendency to perform that action. The level of the self-confidence of the individual, which motivates them to be successful in life, may be the reason for success or failure in religious oratory practice and public speaking activities. The success of religious educators in religious oratory is related to the vocational education they have received. Within the scope of religious oratory and professional practice courses in faculties of theology, necessary information is given to students on how to make religious oratory. However, this course, which is given for two hours in a semester, lacks the practical dimension, and students who do not have the opportunity to practice adequately in similar or real environments cannot benefit from this course sufficiently; therefore, they cannot overcome their anxiety about religious oratory in front of the community and gain a positive self-efficacy perception. The purpose of this research is to determine the effect of "Religious Oratory Practices" prepared for the students of theology faculty on the students' self-efficacy perceptions regarding their religious oratory skills. It is aimed to determine whether the self-efficacy perceptions of theology faculty students toward religious oratory skills change before and after the 'Religious Oratory Practices'. For this purpose, the study is based on a single-group experimental design model. The "Religious Oratory Self-Efficacy Scale" consisting of cognitive, affective, and practice factors were used as a data collection tool. 137 students from İnönü University Faculty of Theology who participated in the research voluntarily formed the sample of the research. The paired group t-test was used within the scope of descriptive statistics for the analysis of the data. The purpose of this research is to determine the effect of "Religious Oratory Practices" prepared for the students of theology faculty on the students' self-efficacy perceptions regarding their religious oratory skills. It is aimed to determine whether the self-efficacy perceptions of theology faculty students toward religious oratory skills change before and after the 'Religious Oratory Practices'. For this purpose, the study is based on a single-group experimental design model. The "Religious Oratory Self-Efficacy Scale" consisting of cognitive, affective, and practice factors were used as a data collection tool. The "Religious Oratory Self-Efficacy Scale" developed within the scope of the research is a 5-point Likert-type scale with 40 items, 3 factors as cognitive, affective, and practical. As a result the reliability and validity study applied to the scale in the first test and post-test stages, the validity and reliability values of the measurement tool were determined as the total variance explained in the test phase (81.02%), KMO Bartlett's Test Cronbach's Alpha Initial-Test 92.7 Post-Test 89.1 has taken place. Considering that it was stated in the literature that the total explained variance should be at least 50%, it was seen that the scale variance value was sufficient. Considering that the minimum acceptable level of the KMO value is 0.7, it can be said that this value was reached in the First-Test (0.902) and Post-Test (0.876) stages.137 students from the Faculty of Theology of İnönü University who participated in the research voluntarily formed the sample of the research.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Kaynak
Marife Dini Araştırmalar Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
21
Sayı
2
Künye
UÇAR R, BOZKURT M (2021). İlahiyat Fakültesi Öğrencilerinin Dini Hitabet Öz Yeterlik Algılarına Yönelik Bir Araştırma. Marife Dini Araştırmalar Dergisi, 21(2), 1109 - 1121. 10.33420/marife.1001594