Travma sonrası kahırlanma bozukluğunun anksiyete hastalarında klinik gösterimi ve eştanılı hastalıklar

Küçük Resim Yok

Tarih

2020

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

İnönü Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Giriş: Kişinin kendine yapılan haksızlık olarak nitelendirdiği kontrol edemeyeceği ve hayatını artık eski haline geri döndüremeyeceği şeklinde algıladığı yaşam olayı sonrasında depresif duygudurumu, öfke, intikam duygularına neden olan altı ayın üzerinde işlevselliği bozan kahır duygusuyla karakterize tedavide direnç ve uzamaya neden olabilen tabloya travma sonrası kahırlanma bozukluğu denilmiştir. Bu tablo henüz tanı kılavuzlarında bulunmamaktadır. Ancak klinisyenler açısından önem arz etmektedir. Gereç ve Yöntem: Anksiyete polikliniğine gelen hastalar standardize kahırlanma bozukluğu maddeleri göz önünde bulundurularak değerlendirilmiştir. Sonrasında toplamda 344 kişiden oluşan örneklemde öz değerlendirme ölçekleri uygulanmıştır. Bulgular: Kahırlanma bozukluğu anksiyete polikliniğine gelen DSM-5 tanılı ve tanısız semptomatik kişilerde %47,3 ve %4,6 olmak üzere %51.9 oldukça yüksek oranda olduğu tespit edilmiştir. Bunun dışında sağlıklı gönüllülerde %0.8 oranında patolojik olmayan düzeyde kahır duygusu olduğu tespit edilmiştir. Kadınlarda ev hanımlığı erkeklerde özel şirkette çalışan olmakla kahırlanma bozukluğu arasında anlamlı ilişki bulunmuştur. Semptomlar ve kahırlanma bozukluğu şiddeti arasında pozitif korelasyon vardır. Tartışma: Çalışmada kahırlanma bozukluğunun anksiyete polikliniğine başvuran örneklemde oldukça yaygın olduğu tespit edilmiştir. Yüksek DSM-5 eş tanıları diğer ülkelerde yapılan çalışmalarla benzerdir. Türkiye'de kahırlanma bozukluğunu psikiyatri pratiğinde araştıran ilk araştırma olması açısından önem taşımaktadır. Literatürle sosyodemografik açıdan özellikler arasında kültür farkı nedeniyle oluşan farklar ve bazı benzerlikler mevcuttur. Stresör çeşiti ve sayısı arttıkça kahırlanma bozukluğu arttığı tespit edilmiştir. Yine kültürel farklılık nedeniyle cinsiyete göre stresörün tipinde farklılık ön plana çıkmıştır. Kadınlar için ev hanımlığı, erkekler için özel şirkette çalışmak kahırlanma bozukluğu gelişimi için risk olabilir. Hastalık süresi ile kahırlanma bozukluğunun pozitif korele olması kronisitenin işlevsellikteki önemini ifade etmektedir. DSM-5 tanısı olmayıp semptomatik olan kişilerde yüksek kahırlanma bozukluğu oranı saptanması klinikte tedavisi yetersiz kalan popülasyonu gösteriyor olabilir. Sonuç: Klinik pratiğimizde travma sonrası kahırlanma bozukluğu yaygındır. Psikopatolojinin tanı ve tedavisinde eştanılı durum ya da tek başına tanı olarak göz önünde bulundurulmalıdır. Kahırlanma bozukluğu için özel terapötik müdahaleler mevcuttur ve tedavi planlarına eklenmesinin tedavi başarısını arttırdığı düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler: travma sonrası kahırlanma bozukluğu, anksiyete, psikiyatri polikliniği, eştanı
Introduction: If there is a life, then there is a stressor. When the numbers and the kinds of stressors increase, both our perception and our reactions depending on this state will change. Feeling in a situation of desperate, helpless and irrevocable, we might lose our hopes. If this situation is perceived as weakness, injustice, the emotions of anger and heartsickness will appear. If this case continues too long, it will turn into the posttraumatic embitterment disorder that causes the loss of physical and mental functionality, which ruins work, family and social life of the person. Material and Methods: The patients who have come to the anxiety outpatient clinic have all been evaluated by considering the items of standardazing the posttraumatic embitterment disorder. Some self evaluation measures have been carried out at a sample that consists of 344 people afterward. . Results: Posttraumatic embitterment disorder has been determined as the proportions of %47,3 and %4,6 for diagnosed and undiagnosed DSM-5 symptomatic people who have come to the anxiety clinic. This rate of %51,9 is quite high in total. Apart from this, %0,8 of distressed emotion which is not pathological has been determined for some healthy volunteers. Some significant connections of embitterment disorder have been detected between the women who are housewives and the men who work in private companies. There is a positive correlation between the symptoms and the intensity of the posttraumatic embitterment disorder. Discussion: In this study, the posttraumatic embitterment disorder has been determined as quite common among the people who was examined in the anxiety outpatient clinic. The identical diagnosis of higher DSM-5 are similar to the works done in other countries. This is significant as the first work in Turkey which studies the posttraumatic embitterment disorder in terms of psychiatric experience. There are some differences and similarities due to cultural diversity between literature and demographic features. It is understood that when the variety and number of stressors increase, the posttraumatic embitterment disorder will increase. And also the change in being perceived of stressor according to gender has come into prominence because of cultural diversity. The improvement of posttraumatic embitterment disorder might be risky for women who are housewives and men who work in private companies. The positive correlation of the posttraumatic embitterment disorder with disease duration explains the significance of chronicity in functionality. The rate of higher posttraumatic embitterment disorder on symptomatic people who are not diagnosed as DSM-5 might indicate the population whose treatment is inadequate in the clinic. Conclusion: The posttraumatic embitterment disorder is common in our clinical experience. It should be considered as comorbid or a single diagnosis for this disorder and treatment of psychopathology. There are some spesific therapeutic interventions for the posttraumatic embitterment disorder, which are thought to increase the success of treatment by being added to the therapy plan.Key Works: posttraumatic embitterment disorder, anxiety, psychiatric outpatient, comorbidity

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Psikiyatri, Psychiatry

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye