Yazar "Çolak, Yusuf Ziya" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Accuracy of non-invasive hemoglobin monitoring by pulseCO-oximeter during hepatectomy in living liver donors(2021) Çolak, Yusuf Ziya; Aslan, Duygu DemirozAim: To evaluate the accuracy and agreement of the measurements made with the Masimo Rad7 device in living donor hepatectomy (LDH). Materials and Methods: A total of 63 living liver donors (LLDs) with ASA I-II scores who scheduled for LDH were included in the study. The Masimo noninvasive measurement probe was inserted to measure SpHb (mg/dL), pleth variability index (PVI, %) and perfusion index (PI,%). Heart rate, mean artery pressure, SpO2 , body temperature, BIS, PVI, SpHb, and PI were recorded as basal, after anesthesia induction, post-intubation, post-intubation plus 5 min, 10 min, and plus 1, 2, 3, 4, 5, 6 and 7h. In addition blood samples were collected for laboratory hemoglobin (Hblab) before the surgery incision and after the surgical procedure, and the values were recorded simultaneously with the other values. Results: Fifty-five LLDs age between 18 and 55 years were assessed. The mean PI value increased in all measurements compared to baseline, and it was statistically significant at the 5th minute (p<0.05). This value prominently decreased after the 20th minute and dropped below the baseline value at the 7th hour. This decrease was statistically significant at the 2nd hour measurements (p<0.05). A significant correlation was observed between SpHb and LabHb before the surgical incision (r=0.694, p<0.001). Correlation decreased in after surgery measurement. In addition, there was a statistically significant difference between the before surgery and after surgery PI measurements (p<0.001). Conclusion: We think that in LDH procedures, surgical process leads to a decrease in PI and reduces the accuracy of SpHb measurement, and thus, intraoperative SpHb monitoring should be evaluated together with PI value.Öğe Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda anestezi yönetimi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Aydoğan, Mustafa Said; Çolak, Yusuf Ziya; Pişkin, Turgut; Ünal, Bülent; Toprak, Hüseyin İlksen; Durmuş, MahmutAmaç: Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda yaşam kalitesini olumlu yönde arttıran en seçkin tedavi yöntemi böbrek transplantasyonudur. Bu araştırmanın amacı, böbrek transplantasyonunun anestezi yönetimi ve sonuçları ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktaları sunmaktır. Gereç ve Yöntemler: 2012 yılında son dönem böbrek yetmezliği nedeni ile Turgut Özal Tıp Merkezinde böbrek transplantasyonu yapılan 33 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların özellikleri, bulguları, takip kayıtları hastanemizin elektornik veri sisteminden ve anestezi takip formundan incelendi. Bulgular: Böbrek tarnsplantasyonu yapılan terminal dönem böbrek yetmelizkli hastaların ortalama yaşı 33,6±14,4 yıl idi. Nakil yapılan böbreklerin 9’u (%27) kadavradan, 24’ü (%73) canlı donörden elde edildi. Hastaların ikisinde (%6) entübasyon güçlüğü gözlendi. Anestezi süresi ortalama 216±64 dakika olup, organların sıcak iskemi süresi 158±110 saniye, total iskemi süresi ortlama 450±178 dakika olarak bulundu. Anestezi idamesinde hastaların 15’inde (%45) desfluran ve 18'inde (%55) izofluran kullanıldı. Hastaların 23’üne (%70) santral kateter ve ikisine (%6) diyaliz kateteri uygulandı. İntraoperatif dönemde 125±20 mg mannitol ve 87±68 mg furosemid verildi. Ameliyat sırasında dört hastaya eritrosit süspansiyonu verildi. Hastalarımızda intraoperatif anestezi ile ilişkili herhangi bir komplikasyon gelişmedi .Hastane kalış süresi ortalama 6,6±3,8 gün bulundu. Bir hasta nakil dışı bir komplikasyon nedeni ile kaybedildi. Sonuç: Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda detaylı preoperatif hazırlık, uygun perioperatif sıvı yönetimi ve hedefe yönelik hemodinamik uygulama gereklidir.Öğe Böbrek Transplantasyonu Yapılan Hastalarda Anestezi Yönetimi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2014) Aydoğan, Mustafa Said; Çolak, Yusuf Ziya; Pişkin, Turgut; Ünal, Bülent; Toprak, Hüseyin İlksen; Durmuş, MahmutAmaç: Son dönem böbrek yetmezliği olan hastalarda yaşam kalitesini olumlu yönde arttıran en seçkin tedavi yöntemi böbrek transplantasyonudur. Bu araştırmanın amacı, böbrek transplantasyonunun anestezi yönetimi ve sonuçları ile ilgili dikkat edilmesi gereken noktaları sunmaktır. Gereç ve Yöntemler: 2012 yılında son dönem böbrek yetmezliği nedeni ile Turgut Özal Tıp Merkezinde böbrek transplantasyonu yapılan 33 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların özellikleri, bulguları, takip kayıtları hastanemizin elektornik veri sisteminden ve anestezi takip formundan incelendi. Bulgular: Böbrek tarnsplantasyonu yapılan terminal dönem böbrek yetmelizkli hastaların ortalama yaşı 33,6±14,4 yıl idi. Nakil yapılan böbreklerin 9’u (%27) kadavradan, 24’ü (%73) canlı donörden elde edildi. Hastaların ikisinde (%6) entübasyon güçlüğü gözlendi. Anestezi süresi ortalama 216±64 dakika olup, organların sıcak iskemi süresi 158±110 saniye, total iskemi süresi ortlama 450±178 dakika olarak bulundu. Anestezi idamesinde hastaların 15’inde (%45) desfluran ve 18'inde (%55) izofluran kullanıldı. Hastaların 23’üne (%70) santral kateter ve ikisine (%6) diyaliz kateteri uygulandı. İntraoperatif dönemde 125±20 mg mannitol ve 87±68 mg furosemid verildi. Ameliyat sırasında dört hastaya eritrosit süspansiyonu verildi. Hastalarımızda intraoperatif anestezi ile ilişkili herhangi bir komplikasyon gelişmedi .Hastane kalış süresi ortalama 6,6±3,8 gün bulundu. Bir hasta nakil dışı bir komplikasyon nedeni ile kaybedildi. Sonuç: Böbrek transplantasyonu yapılan hastalarda detaylı preoperatif hazırlık, uygun perioperatif sıvı yönetimi ve hedefe yönelik hemodinamik uygulama gereklidir.Öğe Convulsion due to high dose lidocaine administration(2014) Çolak, Yusuf ZiyaÖğe The effects of sedation with propofol and propofol ketamin combination on postoperative cognitive functionin elderly patients undergoing spinal anesthesia(2021) Çolak, Yusuf Ziya; Özgül, Ülkü; Demiröz Aslan, Duygu; Birgül Cumurcu, Hatice; Çolak, Cemil; Durmuş, MahmutAim: Elderly patients frequently require surgery. Postoperative cognitive dysfunction (POCD) is an adverse event and reduces thepatient’s quality of life. We aimed to compare the effects of sedation applied with propofol or propofol-ketamine (ketofol) combinationon hemodynamics and POCD during spinal anesthesia in elderly patients undergoing urological surgery.Materials and Methods: Study was performed on 60 ASA I-III patients over 65 years of age. Before the operation (standardizedMini Mental Test) sMMT was applied by a blind researcher. The cases were randomly divided into two groups as propofol (Group P,n=30) and ketofol (Group K, n=30). ECG, SpO2 , Bispectral Index (BIS), noninvasive blood pressure (NIBP) was monitored. After spinalanesthesia, group P received propofol 0.5 mg/kg IV bolus and then 1.5 mg/kg/hour infusion. Group K received propofol 0.4 mg/ kg and ketamine 0.1 mg/kg IV bolus and then propofol 1.2 mg/kg/hour and ketamine 0.3 mg/kg/hour infusion. Hemodynamic andrespiratory data were recorded. The sedation level was monitored by RAMSAY sedation score. sMMT was repeated by the researcherwho performed the initial test at postoperative first 24 hours and postoperative 3rd day.Results: Significant decreases were observed for heart rate, SAP, and MAP in both groups compared with baseline values. Nostatistically significant difference was detected between the groups in sMMT values at postoperative 1st and 3rd days. Within group comparisons revealed significant differences between preoperative sMMT and postoperative 1st day sMMT and betweenpostoperative 1st and postoperative 3rd day sMMT (p< 0.001). No difference was detected between preoperative and postoperative3rd day sMMT (p< 0.25). In Group P, there was statistically significantly higher injection pain (p<0.05).Conclusion: In this study we found that the recovery period of the patients was longer and BIS values were higher in group K, but nosignificant difference could be found in hemodynamic and cognitive functions.Öğe Hepatektomi Ameliyatlarında Minimal Akım Anestezisi Uygulaması(2022) Çolak, Yusuf Ziya; Aslan, Duygu DemirozAmaç: Düşük akım anestezisi (DAA) %75'e varan anestezik ajan (AA) tasarrufu sağlar ve solunan anestezik gazın dinamiklerini iyileştirir, mukosilier klirensi arttırır, vücut ısısını korur ve su kaybını azaltır. DAA son yıllarda anestezi uzmanları için yüksek taze gaz akımını (TGA) önlemek için tavsiye edilmiş olsa da, DAA ve minimal akım anestezisi (MAA) kullanımı çeşitli nedenlerden ötürü sınırlıdır. Bu çalışmanın temel amacı, DAA ve MAA uygulamasının güvenli olup olmadığını araştırmaktır. İkinci amaç, bu yöntemler kullanıldığında tüketilen AA miktarını belirlemektir. Gereç ve Yöntem: Prospektif, gözlemsel olarak iki grupta çalışmaya 40 hepatektomi olgusu dahil edildi. Bir ameliyat odası sadece bu çalışma için tahsis edildi. Oksijen ihtiyacı göz önünde bulundurularak (yaklaşık 3-3.5 mL/kg/dk) 20 olgu için 300 mL/dk (grupM); 20 olgu için 600 mL/dk TGA (grupD) uygulandı. Desflurane (Suprane©) inhalasyon anestezik ajanı olarak kullanıldı ve remifentanil infüzyonu ile analjezi elde edildi. Hastaların demografik, solunum, hemodinamik, doku perfüzyon parametreleri (SpO2 ve NIRS) ve AA tüketim verileri toplanarak karşılaştırıldı. Bulgular: Gruplar arasında demografik veriler, ameliyat süresi, hemodinamik, solunum ve doku perfüzyon parametreleri açısından anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bu parametreler tüm hastalarda her ölçüm aralığında normal sınırlar içindeydi. %40 FiO2 elde etmek için GrupD vakalarında flowmetreden ortalama %61 O2 (min=%56, maks=%65), GrupM vakalarında flowmetreden ortalama %89 O2 (min %79, maks. %100) kullanılmıştır (p <0.001). Saatlik AA tüketimi GrupM’de (10.50 ± 3 mL/sa) GrupD’ye göre yaklaşık %34 daha düşüktü (14.10 ± 4 mL/sa). Sonuç: Hepatektomilerde güvenlik sınırlarından sapmadan 300 mL/dk TGA hızında MAA uyguladık ve AA maliyetlerini 600 mL/dk DAA uygulamasına göre yaklaşık %34 azalttık.Öğe Karaciğer Nakil Alıcısı Bir Çocuk Olguda Santral Venöz Katetere Bağlı Gelişen Venöz Stenoz(2017) Erdoğan, Mehmet Ali; Çolak, Yusuf Ziya; Kaçmaz, Osman; Kolu, Mehmet; Toprak, Hüseyin İlksenÖz: Santral venöz kateterizasyon klinik pratikte yaygın olarak uygulamaktadır. Santral venöz kateterizasyonun trombotik, stenotik ve infeksiyöz komplikasyonları yaşamı tehdit edicidir. Kronik hemodiyaliz hastalarının %5 ile 50'sinde subkalvien vende stenoz oluştuğu bildirilmiştir. Özellikle yetişkinlerden daha küçük çapta damarlara sahip olduklarından çocuklarda santral kateterler, venöz stenoz riski taşıdığı düşünülmektedir. Bu sunuda, yaklaşık 30 gün önce karaciğer nakli nedeniyle opere olan ve sağ internal jugüler veninin normal olduğu görülen çocuk olguda, geçici santral venöz katater sonrasında gelişen venöz stenozu sunmayı amaçladık. Santral venöz kanülasyonun önemli bir komplikasyonu olan venöz stenozun geçici kanülasyon sonrasında ve kısa süre sonra gelişebileceği, ayrıca USG rehberliği ile bunun kolayca belirlenemeyeceğini gördükÖğe Miyotonik distrofili hastada anestezi yönetimi(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2013) Aydoğan, Mustafa Said; Erdoğan, Mehmet Ali; Özgül, Ülkü; Bıçakcıoğlu, Murat; Çolak, Yusuf Ziya; Durmuş, MahmutMyotonik Distrofilerde, kas güçsüzlüğü, solunumsal ve kardiyak fonksiyonların etkilenmesi ve malign hipertermi ve rabdomiyoliz gibi potansiyel perioperatif komplikasyonlar görülebilmesi nedeniyle anestezi yönetimi önemlidir. Bu olguda, akut ileus nedeniyle cerrahi girişim planlanan Myotonik Distrofi’li hastaya uyguladığımız propofol ile total intravenöz anestezi yönetimini sunmayı amaçladık. Bu olgularda inhalasyon anestezikleri ve kas gevşeticilerden kaçınılması gerektiği ve propofol ile total intravenöz anestezi uygulamasının güvenli bir alternatif olabileceğini düşünmekteyiz.Öğe Off-Pump Koroner Arter Baypas Sırasında Oluşan Serebral Emboli(2016) Özkan, Ahmet Selim; Durak, Mehmet Akif; Altunkaya, Neslihan; Çolak, Yusuf Ziya; Durmuş, MahmutÖz: Off-pump koroner arter baypas (OPKAB) fizyolojik dolaşım ve solunum fonksiyonlarını koruması nedeniyle kardiyopulmoner baypasa (KPB) göre alternatif bir yöntemdir. İnme baypas cerrahisinin majör komplikasyonlarındandır ve OPKAB'de daha ender görülmektedir. Bu olgu sunumunda, off-pump koroner arter baypas sırasında serebral emboliye bağlı orta serebral arter (MCA) infarktı gelişen olguyu sunduk.Öğe Rüptüre kist hidatik nedeniyle gelişen alerjik reaksiyon(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi, 2012) Aydoğan, Mustafa Said; Erdoğan, Mehmet Ali; Özgül, Ülkü; Çolak, Yusuf Ziya; Durmuş, MahmutKist hidatik, ekinokoklar tarafından oluşturulan paraziter bir enfeksiyondur. Kistin rüptüre olmasıyla anaflaktik şoktan ölüme kadar gidebilen sonuçlar ortaya çıkabilmektedir. Bu olgu sunumunda kist hidatik rüptürü nedeniyle ürtikerle karakterize alerjik reaksiyon gelişen hastaya anestezik yaklaşımısunmayı amaçladık.Öğe Sepsis After Cesarean Section(2014) Çolak, Yusuf ZiyaÖğe Sezaryende ketamin: Propofol kombinasyonu (ketofol) ile anestezi indüksiyonu(2013) Kayhan Erdoğan, Güler; Toprak, Hüseyin İlksen; Aslan, Abdul Vahap; Çolak, Yusuf Ziya; Gülhaş, Nurçin; Durmuş, Mahmut; Ersoy, Mehmet ÖzcanÖz: Amaç: Bu çalışmanın amacı sezaryen için anestezi indüksiyonunda kulla- nılan ketamin ve propofol kombinasyonu (ketofol) ile tiyopentali anne ve fetüs üzerine etkileri açısından karşılaştırmaktır. Yöntemler: Prospektif, çift-kör ve randomize çalışmaya ASA I-II, 18-35 yaş arası, genel anestezi altında sezaryene alınan, 80 miadında gebe dahil edildi. Hastalar, tiyopental (Grup T) veya ketofol (Grup K) verilmek üzere, iki gruba ayrıldı. Anestezi indüksiyonunda Grup Tye 4 mg kg-1 tiyopen- tal, Grup Kya ketofol 1 mg kg-1 ketamin + 1 mg kg-1 propofol uygulandı. Perioperatif dönemde hemodinamik etkiler, BIS değerleri, fetüs ile ilgili değişkenler, postoperatif ağrı düzeyleri ve morfin tüketimi değerlendirildi. Bulgular: Gruplar arasında demografik veriler bakımından istatistiksel anlamlı farklılık yoktu. Kalp atım hızı değerleri Grup Kda, Grup Tden daha düşüktü ve entübasyon sonrası, entübasyon sonrası 15. dk değerleri arasında istatistiksel anlamlı farklılık mevcuttu. Sistolik ve diyastolik kan basınçları açısından iki grup arasında istatistiksel fark saptanmadı. Apgar skorlaması açısından 1. dakika skorunda gruplar arasında fark bulunmaz- ken, 5. dakika değeri Grup Kda daha yüksek idi (p=0,01). Umblikal ar- ter kan gazı incelemesinde pH değerinin Grup Kda daha yüksek olduğu tespit edildi (p=0,034). Postoperatif ağrı skorları gruplar arasında benzer bulunmasına karşın, 24 saatlik morfin tüketimi Grup Kda daha yüksek bulundu (p=0,008). Sonuç: Sezaryen için anestezi indüksiyonunda 1 mg kg-1 dozda ve (1: 1) oranında kullanılan ketofolün anne ve özellikle fetüse etki açısından tiyo- pentale iyi bir alternatif olabileceğini; buna karşın, postoperatif analjezik ihtiyacı açısından hastaların iyi takip edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz.Öğe Spinal anestezi yapılan yaşlı hastalarda propofol ve propofol - ketamin kombinasyonu ile sedasyonun postoperatif kognitif fonksiyon üzerine etkileri(İnönü Üniversitesi, 2012) Çolak, Yusuf ZiyaGünümüzde yaşlı hastalar sıklıkla cerrahiye ihtiyaç duymakta ve bu nedenle anestezi almaktadırlar. POKD cerrahiden kısa bir süre sonra meydana gelme eğiliminde olan, aylarca sürebilen, bazen kalıcı olabilen ve hastanın yaşam kalitesini düşüren, hastanede kalma süresini artıran istenmeyen bir durumdur. Bu çalışmada, ürolojik cerrahi geçirecek yaşlı olgularda spinal anestezi sırasında propofol veya propofol-ketamin karışımıyla uygulanan sedasyonun hemodinami ve kognitif fonksiyonlar üzerine etkisini karşılaştırmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma, etik kurul onayı ve hastalardan yazılı onam alındıktan sonra, elektif ürolojik cerrahi geçirecek ASA I ? III 65 yaş üstü 60 hastada gerçekleştirildi. Operasyon öncesi hastalara grupları bilmeyen bir araştırmacı tarafından sMMT uygulandı. Olgular, propofol (Grup P, n=30) ve ketofol (Grup K, n=30) olmak üzere rasgele iki gruba ayrıldı. Operasyon odasına alındıktan sonra hastalara EKG, NİKB, SpO2 ve BİS monitorizasyonu yapıldı. Spinal anestezi sonrası Grup P'ye propofol 0.5 mg/kg iv puşe yapıldıktan sonra 1.5 mg/kg/saat hızında infüzyon verildi. Grup K'da propofol 0,4 mg/kg ve ketamin 0,1 mg/kg iv puşe verildikten sonra propofol 1.2 mg/kg/saat ve ketamin 0.3 mg/kg/saat infüzyon uygulandı. Çalışma boyunca hemodinamik, solunumsal veriler kaydedildi. Sedasyon düzeyi BİS ve RAMSAY sedasyon skoru ile takip edildi. Sedasyonun kesilmesinden sonra olguların takibi postoperatif bakım ünitesinde Modifiye Aldrete Skoru 9 oluncaya kadar yapıldı ve bu süre kaydedildi. Postoperatif ilk 24 saat içerisinde ve postoperatif 3. günde ilk testi yapan araştırmacı tarafından sMMT tekrarlandı. Bulgular: Kalp hızı, sistolik kan basıncı, ortalama arteryel kan basıncında her iki grupta bazale göre azalma vardı. Gruplar arasında preoperatif, postoperatif 1 ve 3. 40 günlerde sMMT değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Grup içi karşılaştırmalarda her iki grupta da preoperatif sMMT değeri ile postoperatif 1. gün sMMT değeri arasında ve postoperatif 1. gün ile postoperatif 3. gün sMMT değerleri arasında önemli derecede fark bulundu (p< 0.001), preoperatif sMMT değeri ile postoperatif 3. gün arasında fark yoktu (p < 0.25). Grup P'de istatistiksel olarak anlamlı olarak daha fazla enjeksiyon ağrısı saptandı (p<0.05). Sonuç: Ürolojik cerrahi geçirecek SA yapılan yaşlı hastalarda sedasyon için propofol ile propofol-ketamin kombinasyonunu karşılaştırdığımız bu çalışmada propofol-ketamin kombinasyonundan sonra hastaların derlenme zamanının daha uzun ve BİS değerlerinin daha yüksek olduğunu ancak hemodinami ve kognitif fonksiyonlar açısından fark olmadığını saptadık.Öğe Ultrason Rehberliğinde Yapılan Santral Venöz Kanülasyon Sırasında Sağ İnternal Jugüler Ven Yokluğunun Tespiti(Turkish Journal of Anaesthesiology and Reanimation, 2017) Erdoğan, Mehmet Ali; Çolak, Yusuf Ziya; Kaçmaz, Osman; Kolu, Mehmet; Toprak, Hüseyin İlksenYıl: 2017Cilt: 45Sayı: 3ISSN: 2667-677XSayfa Aralığı: 179 - 180 Metin Dili: Türkçe Öz: Başlık ( ): Determination of Absence of Right Internal Jugular Vein During Ultrasonographic Guided Central Venous Cannulation Öz ( ):Öğe Videolaryngoscopy versus direct laryngoscopy in without muscle relaxation intubation conditions in tympanomastoidectomy: A randomized, prospective clinical study(2019) Miniksar, Ökkeş Hakan; Çolak, Yusuf ZiyaAbstract: Aim: The aim of this study was to compare the effects of direct laryngoscopy and videolaryngoscopy on the intubation conditions and hemodynamic responses, in the patients scheduled for tympanoplasty and mastoidectomy operation and intubated without muscle relaxation. Material and Methods: This randomized, prospective study was performed in 62 patients aged 18-65 years with ASA (American Society of Anesthesiologists) I-II and Mallampati score I-II and scheduled for elective tympanoplasty and mastoidectomy with general anesthesia. The patients were divided into two groups as the direct laryngoscopy group (Group D) and the videolaryngoscopy group (Group V). The induction of anesthesia was performed with 1 mg / kg lidocaine, 3 ?g / kg remifentanil and 2.5 mg / kg propofol for both groups. Hemodynamic responses (heart rate, systolic arterial pressure, diastolic arterial pressure, and mean arterial pressure), number of intubation attempts, duration of laryngoscopy, duration of intubation, intubation conditions (degree of coughing, jaw relaxation, ease of laryngoscopy and position of vocal cords), and postoperative hoarseness and sore throat were evaluated. Results: Hemodynamic responses to intubation were similar in both groups. There were no statistically significant differences between the groups in terms of the number of intubation attempts and the duration of laryngoscopy. The duration of intubation was significantly longer in Group V (29.19 sec) than in Group D (22.19 sec). Intubation conditions showed no significant difference between the groups. Conclusion: In patients without intubation difficulty, McGrath® MAC video laryngoscope showed no superiority in intubation conditions compared with Macintosh direct laryngoscope, during intubation without muscle relaxants; the effects on hemodynamic responses were also similar.