Yazar "Özbek, Emin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 17 / 17
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adölesan yaşta varikosel prevalansı ve doppler usg kullanımı(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Özkan, Semih; Özbek, Emin; Gürpınar, Tayfun; Sarıyüce, Oğuzhan; Güneş, Ali; Özsan, ÖzcanBu çalışmada 10-19 yaş arası (ortalama 13.9) 959 orta ve lise öğrencisinde varikosel prevalansı araştırıldı. Asemptomatik sağlıklı erkek öğrenciler fizik inceleme ve doppler ultrasonografı (USG) incelemesi ile değerlendirildi. Fizik inceleme ile 298 (%31), doppler USG ile 308 (%> 32.1) varikosel olgusu saptandı. Fizik inceleme ile varikosel saptanmayan olguların 169’unda (%23.7) doppler USG ile varikosel bulundu. Doppler USG ile varikosel saptanmıyan olguların 139’unda (%56) fizik inceleme ile varikosel saptandı. Varikosel saptanan olguların 154’ünde (%51.6) sol, 25’inde (%8.3) sağ ve 119’unda (%39.9) bilateral varikosel bulundu. Yine olguların %75.5’inde Grade I, %18.1’inde Grade II ve %6.3’ünde Grade III varikosel tespit edildi.Öğe Auditory event related potentials in patients with premature ejaculation(Urology, 2001) Özcan, Abdulcemal; Özbek, Emin; Soylu, Ahmet; Yılmaz, Uğur; Güzelipek, Mehmet; Balbay, DeryaObjectives. To investigate in a descriptive manner the P300 component of the event-related potential (ERP), which is related to aspects of cognitive processing, in patients with premature ejaculation (PE) to determine whether there is a cognitive alteration in this condition. Recent studies with short latency evoked potentials such as cortical somatosensory evoked potentials have indicated that afferent sensory inputs from the genital area to the nervous system are increased in PE. However, the cortical neural process of ejaculation has remained poorly understood. Methods. We performed ERPs in 20 patients with PE and in 20 age-matched healthy subjects. ERPs were evoked by an auditory oddball paradigm consisting of 150 tone bursts (80% 1 kHz; 20% 2 kHz). The latencies of the N200 and the P300 waves and the amplitude of the P300 wave were measured. Results. The mean latencies of the N200 and P300 waves were significantly longer in the patients with PE than in the controls (P 0.04 and 0.03, respectively). No significant difference was found in the P300 amplitude between the controls and patients (P 0.05). Conclusions. These data indicate that the greater cortical representation of sensory stimuli from the genital areas that has been shown with somatosensory evoked potential studies might be related to a cognitive/ neurobehavioral dysfunction. The dysfunction involves an increased time to evaluate and categorize the stimuli in the central nervous system, with no change in the quality of cognition and neural disinhibition by the prefrontal cortex to early sensory processing in subcortical or primary cortical regions, which are cognitive neural processes underlying ERP generation.Öğe Basit böbrek kisti sıvılarının biyokimyasal özellikleri ve antibakteriyel aktivitesi(Ege Tıp Dergisi, 2000) Özbek, Emin; Türköz, Yusuf; Polat, Yunus; Köroğlu, Mehmet; Özuğurlu, Fikret; Durmaz, RızaÖz: Bu çalışmada üroloji polikliniğine başvuran 18 basit böbrek kistli hastanın kist sıvılarının biyokimyasal özellikleri ve antibakteriyel aktiviteleri değerlendirildi. Bunların 4'si kadın, 14'u erkek, yaş ortalaması 62 (58-80) idi. Tüm hastalar ultrasonografi (US) ile değerlendirildikten sonra basit börek kisti olan hastalar seçildi ve perkutan iğne aspirasyonu ile alınan kist sıvılarında sitolojik, bakteriyolojik ve biyokimyasal parametreler değerlendirildi. Biyokimyasal değerler otoanalizör ile, antibakteriyel aktivite E. coli'nin ATCC 25922 standart suşuna karşı mikroboth dilüsyon yöntemiyle belirlendi. Örneklerin hiçbirinde bakteriyolojik kültürlerde üreme gözlenmedi. 7 hastanın kist sıvısında ise antibakteriyel aktivite tespit edildi. Biyokimyasal parametreler serum değerleriyle benzer sonuçlar verdi. Sonuç olarak basit, klinik olarak asemptomatik böbrek kist sıvıları kolayca enfekte olmaz ve bunlarda cerrahi girişimin geciktirilmesi, kist içinde enfeksiyon riski oluşturmaz. Başlık (İngilizce): Antibacterial activity and biochemical characteristics of simple renal cyst fluids Öz (İngilizce): In this study antibacterial activity and biochemical properties of cyst fluids of 18 patients with simple renal cyst attending to Urology clinic were evaluated. Of 18, 4 were female and 14 male. Mean age was 62 (58-80). After evaluation of all patients by ultrasonography (US) patients with simple renal cyst were selected and bacteriologic, biochemical and cytologic evaluation were made in cyst fluids obtained by percutaneous needle aspiration. Biochemical parameters were determined by auotoanalyzer and antibacterial activity was tested by microbroth dilution method against the standart E.coli ATCC 25922 clone. Bacteriologic cultures were negative in all samples. Antibacterial activity was observed in 7 patients. As a result we conclude that simple, clinically asymptomatic renal cyst fluids do not become infected easily and delayed surgical intervention in these patients does not produce a risk of infection within the cyst.Öğe A case of malignant mesothelioma of the tunica vaginalis(Medical Journal of Ege University, 2000) Özbek, Emin; Özen, Süleyman; Aydın, EnginA case of malignant mesothelioma of the tunica vaginalis Öz:Öğe Changes in cystometric parameters in healthy postmenopausal women treated with ERT(Medical Journal of Ege University, 1999) Gökdeniz, Remzi; Özbek, Emin; Soylu, MuratChanges in cystometric parameters in healthy postmenopausal women treated with ERTÖğe Dişilerde Varikosei: Rat Modeli(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1999) Gokdenız, Remzi; Özbek, Emin; Mızrak, Bülent; Özen, SüleymanKadınlarda varikosei şu anda araştırma konusudur. Geliştirilecek bir hayvan modeli bu konuyla ilgili patolojileri ortaya koymak için uygun bir seçenek oluşturabilir. Bu amaçla Virgin dişi wistar ratlarda ortahat iaparatomi yapılarak soi renal ven bulunup çapı 0.85 mm olacak şekilde kısmi daraltma yapıldı. Bu darlık, metal bir prob ve renal ven etrafına konan 4-0 ipek bir sütür sonrası metal prob alınarak sağlandı. Makroskopik ve mikroskop/k olarak modelimizi araştırdık. Soi ovarian vende ve intraovarian damarlarda belirgin dilatasyon gözlendi. Bu modelin kadın varikoseli patolojik değişikliklerini araştırmak için kolay ve ucuz bir yöntem olduğu sonucuna varıldı.Öğe Eosinophilic cystitis mimicking invasive bladder cancer: A case report(Medical Journal of Ege University, 2000) Özbek, Emin; Aydın, AbdullahEosinophilic cystitis mimicking invasive bladder cancer: A case reportÖğe Female varicocele: A rat model(1999) Gökdeniz, Remzi; Özbek, Emin; Mızrak, Bülent; Özen, SüleymanAbstract: Kadınlarda varikosel şu anda araştırma konusudur. Geliştirilecek bir hayvan modeli bu konuyla ilgili patolojileri ortaya koymak için uygun bir seçenek oluşturabilir. Bu amaçla virgin dişi Wistar raflarda ortahat laparatomi yapılarak sol renal ven bulunup çapı 0.85 mm olacak şekilde kısmi daraltma yapıldı. Bu darlık, metal bir prob ve renal ven etrafına konan 4-0 ipek bir sütür sonrası metal prob alınarak sağlandı. Makroskopik ve mikroskopik olarak modelimizi araştırdık. Sol ovarian vende ve intraovarian damarlarda belirgin dilatasyon gözlendi. Bu modelin kadın varikoseli patolojik değişikliklerini araştırmak için kolay ve ucuz bir yöntem olduğu sonucuna varıldı.Öğe Gingival metastasis of renal cell carcinoma: A case report(Türk Hematoloji Onkoloji Dergisi, 2000) Büyükberber, Süleyman; Özbek, Emin; Sevinç, Alper; Özen, Süleyman; Ak, GürselÖz: Renal cell carcinoma is a malignancy with an unpredictable behavior and high incidence of metastatic spread. The most common sites of metastases are lung and bones. However, such metastatic growths have also been found all over the body. Gingival metastasis of renal cell carcinoma is extremely rare. We report a 59-years-old male patient with metastatic sarcomatoid and rapidly growing type of renal cell carcinoma of the gingiva.Öğe Mesanenin nefrojenik adenomu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1997) Aydın, Abdullah; Çıralık, Harun; Özbek, Emin; Aydın, N. Engin; Sarıyüce, OğuzhanHematüri şikayeti olan 46 yaşındaki bir erkek hastanın sistoskopik muayenesinde divertikül (4x3cm) saptandı. Patolojik incelemede nefrojenik adenoma tanısı verildi. Bu olgu mesanede seyrek görülmesi ve ayırıcı tanıda güçlükleri nedeniyle sunulmaktadır.Öğe Rekürren üretra darlıklı bir olguda 4 adet kalıcı urolume stent uygulamasının uzun dönem sonucu(Üroloji Bülteni, 1999) Özsan, Özcan; Sarıyüce, Oğuzhan; Özbek, Emin; Zengin, TahirÖz: Travmatik uretra zedelenmesi sonrasinda rekurren kompleks uretral darhk gelj§en bir hastaya, endoskopik. internal uretrotomi girisimleriniti basansiz kalmasindan sonra 4 adet Urolume® endouretral stent uygulandi. Hastanin 22 aylik izleminde ortalama idrar akim hizi 13 ml/saniye, maksimum idrar akim hizi 19 ml/saniye idi. Stent uygulamasi sonrasinda olusan hafif agri ve minimal uretroraji erken donemde kayboldu, uzun donem izlemde herhangi bir komplikasyon gorulmedi.Öğe Serum leptin concentration is increased in patients with Behcet s syndrome and is correlated with disease activity(British Journal of Dermatology, 2002) Evereklioğlu, Cem; İnalöz, H. S.; Kırtak, N.; Doğanay, Selim; Bülbül, M.; Özerol, Elif; Er, Hamdi; Özbek, EminBackground Behc¸et’s syndrome is a systemic, relapsing immuno-inflammatory disease with a generalized vasculitis of the microvasculature endothelial dysfunction. Leptin, a recently discovered neuroendocrine hormone, is a metabolic peptide that appears to be involved. Serum proinflammatory cytokines upregulate leptin levels and leptin itself directly induces nitric oxide production from endothelial cells with its specific receptors. Objectives To detect changes of serum leptin concentrations in patients with Behc¸et’s syndrome compared with age- and sex-matched healthy volunteers by using enzyme-linked immunosorbent assay. We also investigated whether disease activity or the duration of Behc¸et’s syndrome correlates with leptin concentration. Methods Thirty-five consecutive patients with Behc¸et’s syndrome (41Æ2±8Æ4 years, 16 male, 19 female) and 20 age- and sex-matched healthy control subjects (40Æ4 ± 10Æ91 years, nine male, 11 female) were included in this study. The body mass index (BMI) [weight (kg) height)1 (m2 )] was calculated for subjects at study enrolment. We measured serum leptin with a leptin enzyme immunoassay kit, and acute-phase reactants, including erythrocyte sedimentation rate, a1-antitrypsin, a2-macroglobulin and neutrophil count. The Mann–Whitney U-test was used for statistical analysis and P < 0Æ05 was considered significant. Values were expressed as mean ± SD. Results The gender ratio, age and BMI were not substantially different among Behc¸et’s patients and controls. The mean serum leptin concentrations in patients with Behc¸et’s syndrome (16Æ8±7Æ49 ng mL)1 ) were significantly (P < 0Æ001) higher than in healthy control volunteers (7Æ5±2Æ77 ng mL)1 ). Active Behc¸et’s patients had significantly (P ¼ 0Æ001) higher leptin concentrations (20Æ5±7Æ99 ng mL)1 ) when compared with patients in inactive periods (12Æ8 ± 4Æ43 ng mL)1 ). In addition, patients with longer disease duration (mean, 20Æ1±5Æ15 years) had also significantly (P ¼ 0Æ013) higher leptin concentrations (20Æ2±8Æ52 ng mL)1 ) than those with shorter disease duration (13Æ4±4Æ52 ng mL)1 ) (mean, 7Æ4±3Æ29 years). All acute-phase reaction parameters were found to be significantly (for each, P < 0Æ01) increased in active disease. Conclusions Leptin may have a role in modulating endothelial function and may be involved in mechanisms for vessel endothelium repair, during an exacerbation as well as in chronic disease.Öğe Stress İnkontinanslı Hastalarda Modifiye Gittes Operasyonu’nun Uzun Dönem Sonuçları(Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi, 1998) Özsan, Özcan; Sarıyüce, Oğuzhan; Özbek, Emin; Balbay, Derya; Güneş, Ali1993 Ağustos ile 1995 Aralık o}>ları arasında 27 tip 2 stress inkontinanslı hastaya modifiye Gittes operasyonu uygulandı. Bu hastalardan düzenli takip edilebilen 21'i çalışma kapsamına alındı. Çalışmanın amacı söz konusu müdahalenin başarı oranı ve hasta yaşam kalitesi üzerine etkilerini araştırmaktı. Hastalar ortalama 8. gün (2-21 gün) rezidü idrar ihmal edilebilir şekilde mesanelerini boşaltabildiler. Üç aydık takipte tam başarı % 80, orta derecede başarı % 14, başarısız vaka % 4.7 idi. Dokuz ay takiplerinde tam başarı % 80, orta derecede başarı % 9.5, başarısız vaka % 9.5 idi. 18 aydık takiplerde ise tam başarı oranı % 52.3, orta derecede başarı % 9.5, başarısız olgu oranı ise % 38.2 idi. Başarısız olan 2 olguya retroperitonoskopik BURCH süspansiyonu uygulandı. Bu esnada birinci operasyonda yerleştirilmiş olan prolen askı sütürlerinin rectus fasyasını keserek Cooper ligamanına kadar gelmiş oldukları gözlendi. Bu kısıtlı sayıdaki olgudaki deneyimimiz, 12 ayı aşan sürelerde söz konusu operasyonun başarı oranlarında önemli sayılabilecek düşmeler meydana geldiği, bu durumun muhtemelen endopelvik ve rectus fasyasından geçen sütürlerin dokuyu keserek gerekli stabilizasyon ve süspansiyonun ortadan kalkmasına bağlı olduğu izlenimini vermiştir. [Turgut Özal Tıp Merkezi Dergisi 1998;5(1):64-67]Öğe Testicular volume measurement in healthy asymptomatic adolescents with clinically significant ( Grade 2 and 3 ) varicocele(İnönü Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Üroloji Anabilim Dalı, Malatya, Türkiye, 1998) Özbek, Emin; Özsan, Özcan; Kutlu, Ramazan; Özkan, Semih; Yoloğlu, Saim[Abstract Not Acailable]Öğe Transizyonel hücreli mesane kanserinde cyclin-D1 proto-onkojen ekspresyonu(1999) Özbek, Emin; Mızrak, Bülent; Ateşçi, Y. Ziya; Ongun, Melda; Soylu, Ahmet; Gürpınar, TayfunÖz: Bu çalışmada yüzeyel mesane kanserlerinde hücre-siklus düzenleyici proteinlerden cyclin-D1 onkoprotein ekpresyonunu ve bunun tümör greydi ile ilişkisi araştırıldı. Çalışmaya 45 mesane kanserli hastaya ait parafinize tümör dokusu alındı. Parafinize slaytlarda antihuman cyclin-D1 monoklonal antikorlar kullanılarak immünohistokimyasal yolla cyclin-D1 ekspresyonu değerlendirildi. İmmünoreaktivite, streptavidin-biotin sistemiyle tayin edildi. Grade-I (G-I) ve Grade-II (G-II) yüzeyel mesane kanserlerinde cyclin-D1 ekspresyonu yüksekken, Greyd-III (G-III) kanserlerde daha düşük olarak bulundu. Buna karşılık normal mesane dokusunda aktivite izlenmedi. Buradan hareketle daha fazla hastada ve farklı evrelerdeki tümörlerde yapılacak çalışmalarla cyclin-D1 ekspresyonunun mesane tümörü prognozunun belirlenmesinde markır olarak kullanılabileceğini söyleyebiliriz.Bunun için daha fazla sayıda hasta ve değişik gradelerdeki tümörlerle çalışmalar yapılmalıdır.Öğe Transrektal prostat iğne biopsisinin nadir bir komplikasyonu : makroskopik hematüri ve pıhtı retansiyonu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 1996) Özbek, Emin; Özkan, Semih; Özsan, ÖzcanProstat iğne biyopsisi prostat kanseri tanısında, histolojik tanı verebilen en önemli tanı yöntemidir. Kanama, bilinen en sık komplikasyonu olmasına rağmen tedaviyi gerektiren kanama dahil komplikasyon bildirilmemiştir. Olgu sunumumuzda prostat iğne biopsisini takiben görülen idrar retansiyonu ve makroskopik hematüri ve tedavisi takdim edilmektedir.Öğe Varikoselli hastaların seminal sıvısında preoperatif ve postoperatif antioksidan enzim aktivitesi(2000) Özbek, Emin; Türköz, Yusuf; Çekmen, Mustafa BakiSon yıllarda yapılan çalışmalarda varikoselli hastaların seminal sıvılarında antioksidan enzim (AOE) aktivitesinin azaldığı bildirilmiş, fakat operasyonun AOE aktivitesi üzerine etkileri konusunda bir çalışma yapılmamıştır.Bu çalışmamızda varikoselli, infertil hastaların operasyon öncesi ve sonrası seminal sıvılarında AOE aktivitesini araştırdık. Çalışmaya infertil, Grade-2 ve 3 ( klinik olarak belirgin varikoselli olan) toplam 15 hasta ve fertil 12 normal kontrol hastası alındı. Spermlerin seminal plazmadan ayrılmasından sonra enzimatik metodla glutatyon peroksidaz (GSH-Px) ve süperoksit dismutaz (SOD) aktivitesi değerlendirildi ve sonuçlar Mann-Whitney U testi ile karşılaştırıldı. Hasta grubunun peroperatif ve postoperatif GSH-Px ( Mu/ mg. protein) ve SOD (U/mg.protein) aktivitesi sırasıyla 325.2728.30; 70.2015.16 ve 450. 3530.20; 130. 3020.00 olarak bulundu (p<0.05). Kontrol grubunda ise GSH-Px ( Mu/ mg. protein) ve SOD (U/mg.protein) aktivitesi sırasıyla sırasıyla 440.4520.30; 135.5022.00 olarak bulundu. Preoperatif değerler kontrol grubna göre düşük bulunurken (p<0.05), post operatif değerlerle kontrol grubu arasında belirgin bir fark bulunamadı (p>0.05). Sonuç olarak varikoselli hastaların seminal sıvısındaki azalmış AOE aktivitesinin bu hastalardaki sperm disfonksiyonundan sorumlu olabileceğini ve operasyon sonrası bu değerlerin normale gelebileceğini söyleyebiliriz.