Yazar "Ak, Muharrem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 20
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akademik bir disiplin olarak Aile hekimliği(2010) Ak, MuharremÖz: Aile hekimliği toplumda sıklıkla sağlıkta dönüşüm projesi ile özdeşleştirilmiştir. Bununla birlikte Aile hekimliği kendine özgü klinik yöntemleri, bilimsel dergileri, ulusal ve uluslar arası dernekleri olan bağımsız bir tıp disiplinidir. Bu bağlamda Aile hekimliğinin kısa tarihsel gelişimini, çekirdek yeterlilikleri uygulamalara geçişteki ve sağlık hizmeti sunumundaki rolleri açısından değerlendirildi.Öğe Akne Vulgaris’li Hastalarda Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Bilgiç, Özlem; Ak, MuharremThis study examined the frequency of the use of complementary and alternative therapies by patients diagnosed with acne vulgaris (AV). Methods: This study included 375 patients who attended dermatology outpatient clinic and diagnosed as acne vulgaris. A questionnaire was filled by using face to face interview technique. Results: Of 375 patients surveyed, 55.6% were using complementary and alternative medicine (CAM) for their disease. The three most common types of CAM were various cosmetic soaps (44.3%), application of clay (34.9%), and application of lemon juice (33%). 75.9% of the patients have learned these methods from family members and/or friends. The main reasons for choosing CAM were related to beliefs about efficacy and /or safety of these methods and concerns with the side effects of prescribed medications. Approximately half of the patients who used CAM felt that the CAM therapies were beneficial. Conclusion: When considering probable adverse effects of CAM therapies, dermatologist and family physcians should be aware of the high prevalence of use among patients with AV and be prepared to discuss the use of CAM with patients.Öğe Akne vulgaris’li hastalarda tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları(2011) Bilgiç, Özlem; Ak, MuharremAmaç: Bu çalışmada akne vulgaris (AV) tanısı konulan hastalarda tamamlayıcı ve alternatif tıp (TAT) yöntemlerinin kullanım sıklığı incelenmiştir. Yöntem: Çalışmaya Dermatoloji Polikliniği’ne başvuran ve akne vulgaris tanısı konulan toplam 375 hasta dahil edildi. Hazırlanan anket formu yüz yüze görüşme yöntemi ile uygulandı. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen toplam 375 hastanın %55.6’sının AV tedavisi için TAT yöntemlerini kullandığı belirlendi. En sık kullanılan üç yöntemin çeşitli kozmetik sabunlar (%44.3), kil (%34.9) ve limon suyu (%33) olduğu saptandı. Hastaların %75.9’u bu yöntemleri aile çevresi ve arkadaşlarından öğrendiğini belirtti. TAT yöntemlerini seçmenin en önemli nedenleri olarak bu yöntemlerin etkili ve/veya güvenilir olduğunun düşünülmesi ve reçete edilen ilaçların yan etkileri konusundaki endişeler gösterildi. TAT yöntemlerini kullanan hastaların yaklaşık olarak yarısı bu yöntemlerin etkili olduğunu düşünüyorlardı. Sonuç: TAT uygulamalarının olası yan etkileri de düşünüldüğünde, dermatologlar ve aile hekimlerinin AV’li hastaların TAT yöntemlerine sıklıkla başvurduklarını bilmeleri ve bu yöntemlerin kullanılması konusunu hastaları ile konuşabilme açısından hazırlıklı olmaları gereklidir.Öğe Demographic Characteristics and Ethical Issues of Disabled Patients who Applied at a Disabled Dental Care Center in Turkey(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Karatas, Mehmet; Simsek, Neslihan; Ak, MuharremAim: This research was aimed to evaluate the demographic characteristics of the disabled patients who applied to the Disabled Dental Care Center (DDCC) at Faculty of Dentistry of Inonu University and the ethical issues that the dentists were faced with. Material and Methods: The total number of disabled patients along with their genders and age intervals were determined from among the patients that applied to the Disabled Dental Care Center founded in September 2010 under the Inonu University Faculty of Dentistry. Results: Since people with disabilities cannot perform dental care by themselves, their frequency of experiencing oral-dental health problems is considerably higher than that of normal people. In addition, the facts that disabled patients can go to dental care clinics under difficult conditions in the accompaniment of their families and that the patient may sometimes not let the dentist to carry out the medical intervention or the difficulty of the intervention are other factors causing bad dental health in this group of patients. From September 2010 to April 2012, 105 disabled patients were admitted to DDCC at Inonu University, Faculty of Dentistry. Conclusion: The number of disabled patients admitted to the DDCC Faculty of Dentistry when compared to the number of disabled within Turkey, the number is significantly low. Mobilization, especially for persons with disabilities is an issue, such as difficulty of access to the dentist is major problem and result of a low number. The facts that the dentist will have to spare more time to disabled patients, the inadequacy of the monetary charge of the medical intervention, the requirement of a team to anaesthetize the patient are causes for the rejection of the patient by the dentist whereas the thought of the dentist that he/she could harm the patient in any way is the cause of various dilemmas.Öğe Demographic Characteristics and Ethical Issues of Disabled Patients who Applied at a Disabled Dental Care Center in Turkey(2013) Şimşek, Neslihan; Ak, Muharrem; Karatas, MehmetAmaç: Bu araştırmamız ile Türkiye'deki bir engelli hasta diş tedavi merkezine sahip olan İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başvuran hastaların demografik özelliklerini ve diş hekimlerinin bu hastalarla ilgili olarak yaşadıkları etik sorunları ortaya koymayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler:İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine bir diş problemi nedeniyle başvuran hastaların sosyodemografik özelliklerine kayıtlardan ulaşıldı. Bulgular: Engelli hastalar kendi kendine ağız bakımlarını yapamadıklarından ağız-diş sağlığı sorunlarının görülme sıklığı normal bireylerden oldukça yüksektir. Ayrıca engelli hastaların aileleri tarafından diş sağlığı hizmeti verilen yerlere zor şartlarda gidebilmesi ve diş hekiminin de tıbbi müdahalesine hastanın izin vermemesi ya da müdahalenin zor olması da bu grup hastaların ağız-diş sağlıklarının kötü olmasına nedendir. İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine bağlı olarak çalışan engelli hasta diş tedavi merkezine Eylül 2010 - Nisan 2012 tarihleri arasında başvuran engelli hastaların sayısını 105 olarak tespit ettik. Sonuç: Yaklaşık iki yıllık süre içerisinde İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Engelli Hasta Diş Tedavi Merkezine başvuran hasta sayısının Türkiye'deki engelli kişilerin sayısı ile mukayese edildiğinde bu sayının oldukça az olduğu ortaya çıkacaktır. Özellikle engelli kişilerin mobilizasyon sorunu, diş hekimine ulaşabilme zorluğu gibi birçok hastaya ait sorun bu sayının az olmasının önemli bir nedenidir.Diş hekiminin engelli hastaya daha fazla zaman ayıracak olması, yapılacak tıbbi müdahalenin maddi karşılığının yetersizliği, anestezi uygulayacak bir ekibin gerekliliği diş hekiminin hastayı reddetmesine ve hastanın zarar görmesine neden olabileceği ihtimali bazı ikilemlerin yaşanmasına sebeptir.Öğe Do Medical Students Need International Health Electives?(2013) Ak, Muharrem; Renshaw, Scott E.[Abstract Not Available]Öğe Evaluation of burden in a group of patients with chronic psychiatric disorders and their caregivers(Düşünen Adam - Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 2012) Ak, Muharrem; Yavuz, Fatih; Lapsekili, Nergis; Türkçapar, Mehmet HakanÖz: Amaç: Bakım veren yükü kavramı, bakım sunarken ortaya çıkan fiziksel, psikososyal veya maddi tepkileri ifade etmek için kullanılmaktadır. Aile üyelerinin ya da hastaya bakım verenlerin taşıdığı yükler ve bu yüklerin ne şiddette olduğunun bilinmesi aile tedavilerinde önemli ipuçları sağlamaktadır. Bu araştırmanın amacı, şizofreni ve bipolar bozukluk tanılı hastaların yakınlarının bakım yükünü değerlendirmek, bakım yükünün sosyodemografik ve psikopatolojik değişkenlerle ilişkisine bakmak ve her iki hastalık için hasta yakınlarının bakım yükü açısından benzerliği olup olmadığını araştırmaktır. Yöntem: Çalışmaya; DSM-IV-TR kriterlerine göre bipolar bozukluk (n=40) ve şizofreni (n=40) tanısı konmuş olan hastalar ve bu hastaların yakınları dahil edilmişlerdir. Hastalara Klinik Global İzlenim Ölçeği ve hasta yakınlarına Zarit Bakım Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Hem şizofreni hastalarına ve hem de bipolar bozukluk hastalarına bakım verenlerde bakım yükünün fazla olduğu, ancak karşılaştırıldığında, iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür. Hasta yakınlarının eğitim durumu, hastalığın şiddeti, bakım verenlerin hastaya yakınlık derecesi (eşleri ve ikinci sırada anne babaları), ailede başka bir bireyde bulunan psikiyatrik hastalık öyküsü, bu çalışmada hasta yakınlarının bakım verme yükünü artıran önemli değişkenler olarak ortaya konmuştur. Tartışma: Nüksleri yordamada önemli bir faktör olduğu için, hasta yakınlarında bakım yükünü etkileyen faktörlerin ortaya çıkarılması önemlidir. Şizofreni ve bipolar bozukluk sadece hastayı değil, hasta yakınlarını da psikolojik ve sosyal açıdan anlamlı ölçüde etkilemektedir. Bu aşamada hekimin sorumluluğu sadece klinik uygulamayla sınırlı olmayıp, ailelerin hastalık konusunda eğitilmesinden, hastaların ve hasta yakınlarının ruhsal ve toplumsal zorluklara karşı örgütlenmelerine kadar birçok alana yayılması gerekmektedir.Öğe Evaluation of diagnostic performance of new antigen-based enzyme immune assay for diagnosis of Hepatitis C virus (HCV) infections(Academic Journals, 2012) Kooglu, Mehmet; Ak, Sibel; Ak, Muharrem; Yakupogullari, Yusuf; Ozer, AliLaboratory diagnosis of Hepatitis C virus (HCV) is sometimes problematic. A novel immune enzyme assay (HCV-Core Antigen, Abbott Laboratories/Germany) has been recently licensed for detection of HCV antigen in human serum. In this study, we aimed to evaluate diagnostic performance of this new test in comparison with the HCV-RNA quantification and anti-HCV antibody (anti-HCV-Ab) analyses. A total of 152 serum samples of which 112 anti-HCV-Ab positive (range 1.08 to 386.54 s/co) and 40 anti-HCV-Ab negative (<1 s/co) were analyzed with HCV-RNA and HCV-Ag tests. According to HCV-RNA detection, sensitivity and specificity of HCV-Ag test was measured as 96.9 and 100%, respectively and of anti-HCV-Ab were measured as 100 and 60%, orderly. An excellent positive predictive value for HCV-Ag test was detected as 100%, whereas 28.5% for anti-HCV-Ab test. Pearson correlation analysis showed that there was a statistically significant and strong relationship (p < 0.001, R: 0.773) between HCV-Ag and HCV-RNA quantification analysis. The correlation between the two tests showed an exponential trend (R-2: 0.949). These results suggest that HCV-Ag test may be a reliable assay for HCV antigen detection, which is also well-correlated with serum viral load. However, large studies, including different HCV genotypes and with extreme viral quantity, are required to assess analytic potency of this novel kit.Öğe ?-Glucan treatment prevents progressive burn ischaemia in the zone of stasis and improves burn healing: An experimental study in rats(Elsevier Sci Ltd, 2013) Firat, Cemal; Samdanci, Emine; Erbatur, Serkan; Aytekin, Ahmet Hamdi; Ak, Muharrem; Turtay, Muhammed Gokhan; Coban, Yusuf KenanSaving the zone of stasis is one of the major goals of burn specialists. Increasing the tissue tolerance to ischaemia and inhibiting inflammation have been proposed to enable salvage of this zone. After a burn, excessive inflammation, including increased vascular permeability, local tissue oedema and neutrophil activation, causes local tissue damage by triggering vascular thrombosis and blocking capillaries, resulting in tissue ischaemia and necrosis. Oxygen radicals also contribute to tissue damage after a burn. However, macrophages play a pivotal role in the response to burn. We studied beta-glucan because of its many positive systemic effects that are beneficial to burn healing, including immunomodulatory effects, antioxidant effects (free-radical scavenging activity) and effects associated with the reduction of the inflammatory response. There were four test groups in this study with eight rats in each group. Group 1 was the control group, group 2 was administered a local pomade (bacitracin + neomycin sulphate), group 3 received beta-glucan (50 mg kg(-1), orally) + the local pomade and group 4 received beta-glucan. Burns were created using a brass comb model. Macroscopic, histopathological and statistical assessments were performed. Samples were harvested on the 3rd, 7th and 21 days for analysis. The neutrophilic infiltration into the zone of stasis was analysed on day 3. Macrophage infiltration, fibroblast proliferation, angiogenesis and re-epithelialisation ratios in the zone of stasis were analysed on days 7 and 21. The beta-glucan groups (groups 3 and 4) exhibited lower neutrophil counts on the 3rd day, and macrophage infiltration, fibroblast proliferation, angiogenesis and re-epithelialisation were very high in these groups on the 7th day. In particular, re-epithelialisation on the 21st day was significantly better in the beta-glucan groups. This study demonstrated that beta-glucan may prevent neutrophil-dependent tissue damage and burn-induced oxidative injury through its anti-inflammatory and antioxidant properties. We speculate that the inhibition of neutrophil activation preserves vascular patency by preventing capillary blockage. beta-Glucan is also a powerful macrophage stimulator, and is therefore very effective in saving the zone of stasis. (C) 2012 Elsevier Ltd and ISBI. All rights reserved.Öğe Human milk banking and milk kinship: Perspectives of mothers in a Muslim country(Oxford Univ Press, 2015) Karadag, Ahmet; Ozdemir, Ramazan; Ak, Muharrem; Ozer, Ali; Dogan, Derya Gumus; Elkiran, OzlemAim: The present study aims to determine the knowledge, attitudes and views of mothers regarding infant feeding, breast milk, wet-nursing, milk kinship and human milk banks. Methods: This descriptive cross-sectional study was composed of 1042 mothers who delivered at two different hospitals in Turkey. Results: Almost half of the participating mothers, 49.9%, agreed with the establishment of alternative HMBs in Turkey. Only 7.7% of the mothers in this study expressed views in favour of the establishment of Western-style HMBs. Approximately half of the mothers (42.4%) indicated that they were against the establishment of any kind of HMBs in Turkey. Only 9.2% of the mothers in this study stated that they would volunteer to donate their breast milk to the Western-style HMBs, and only 6.9% of the mothers approved obtaining milk from this type of HMB. Finally, 44.2% of the mothers stated that they would donate their breast milk to the alternative HMBs, and 31.9% of the mothers approved obtaining milk from this type of HMB. Conclusion: This is the first study conducted among mothers in a Muslim community about issues such as infant feeding, breast milk, wet-nursing, milk kinship and HMBs. The majority of the mothers in this study are against the establishment of Western-style HMBs, whereas they have a more positive response to an alternative HMB when their religious concerns are relieved.Öğe İkinci trimestir gebelerde depresyon ve anksiyete bozukluğu ile ilişkili faktörlerin değerlendirilmesi(İnönü Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2012) Ortaarık, Engin; Tekgöz, İmran; Ak, Muharrem; Kaya, ErdalBu çalışmada gebeliğin ikinci trimestirinde olan hamile kadınlarda anksiyete ve depresif bozukluk düzeyleri ve bunları etkileyen faktörlerin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmaya Temmuz-Ağustos 2008 tarihleri arasında Ankara Eğitim Araştırma Hastanesi kadın hastalıkları ve doğum kliniği birinci gebe polikliniğine başvuran 2. trimestir 126 gebe dahil edildi. Hastaların sosyodemografik özellikleri, obstetrik öykülerinin tespitinde anket formu, psikiyatrik bozuklukların tanımlanmasında Mental Hastalıkların Birinci Basamak Değerlendirilmesi (Primary Care Evaluation of Mental Disorders PRIME-MD) kullanıldı. Toplam 126 gebenin PRIME-MD ile değerlendirme sonucunda %46’sı bir ya da daha fazla psikiyatrik tanı aldı. Bunların %40,5’i anksiyete bozukluğu, %26,2’si depresif bozukluktu, %20,6’sında ise anksiyete bozukluğu ve depresif bozukluk birlikteliği görüldü. Depresif bozukluğu olan gebelerde majör depresyon oranı %16,7, distimi oranı %9,5 idi. Geçirilmiş psikiyatrik hastalık öyküsü olan gebelerde anksiyete ve depresyon oran daha yüksekti (sırasıyla, p=0,012, p=0,032). Prime MD ölçeği gebeliğin ikinci trimestirinde anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik bozuklukları tanımlamada faydalı bir araçtır. Bu ölçeği kullanmanın ve gerekli önlemleri almanın depresyon ve anksiyete ilişkili komplikasyonları azaltacağını düşünüyoruz.Öğe Jeune Sendromu(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Celiloglu, Ozgu Suna; Dogan, Metin; Ak, Muharrem; Dogan, Derya Gumus; Celiloglu, Can; Sigirci, Ahmet; Karadag, AhmetJeune sendromu; diğer adıyla ‘Asfiksik Torasik Displazi’ (ATD) daralmış göğüs kafesi, ekstremite anomalileri, solunum yetmezliği ve kayda değer yenidoğan mortalitesi ile karakterize otozomal resesif kalıtım gösteren nadir bir kondrodisplazidir. Bu sendrom bulunan çocukların çoğu şiddetli solunumsal yetmezlik gösterir ve erken süt çocukluğu döneminde ciddi ventilatör desteğine ihtiyaç duyabilir. Sendromun renal displazi, retinitis pigmentosa, hepatik ve pankreatik fibrozu içerebilen geniş bir klinik spektrumu mevcuttur. Doğum öncesi akondroplazi tanısı bulunan ve doğum sonrası ciddi solunumsal yetmezlik gösteren ve Jeune sendromu tanısı konulan bir hastayı sunduk.Öğe Jeune syndrome (asphyxiating thoracic dystrophy)(2011) Celiloğle, Özgü Suna; Doğan, Metin; Ak, Muharrem; Gümüş, Derya Doğan; Celiloğlu, Can; Sığırcı, Ahmet; Karadağ, AhmetJeune sendromu; diğer adıyla ‘Asfiksik Torasik Displazi’ (ATD) daralmış göğüs kafesi, ekstremite anomalileri, solunum yetmezliği ve kayda değer yenidoğan mortalitesi ile karakterize otozomal resesif kalıtım gösteren nadir bir kondrodisplazidir. Bu sendrom bulunan çocukların çoğu şiddetli solunumsal yetmezlik gösterir ve erken süt çocukluğu döneminde ciddi ventilatör desteğine ihtiyaç duyabilir. Sendromun renal displazi, retinitis pigmentosa, hepatik ve pankreatik fibrozu içerebilen geniş bir klinik spektrumu mevcuttur. Doğum öncesi akondroplazi tanısı bulunan ve doğum sonrası ciddi solunumsal yetmezlik gösteren ve Jeune sendromu tanısı konulan bir hastayı sunduk.Öğe Jeune syndrome asphyxiating thoracic dystrophy(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2011) Celiloğlu, Özgü Suna; Doğan, Metin; Ak, Muharrem; Gümüş Doğan, Derya; Celiloğlu, Can; Sığırcı, Ahmet; Karadağ, AhmetÖğe Koruyucu hekimlikte kalite değerlendirmesi(İnönü Üniversitesi, Malatya, Türkiye, 2013) Ak, Muharrem[Abstract Not Acailable]Öğe The perspective of medical students to ethics and ethics courses: Malatya Inonu University medical faculty(2012) Ak, Muharrem; Karatas, Mehmetİnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi 2010-2011 eğitim/öğretim yılı son sınıf öğrencilerinin, etik ve etik derslerine bakışları ile ilgili olarak düşünceleri bir anket ile incelenerek öğrencilerin konu hakkındaki görüşlerinin değerlendirilmesi araştırmamızda amaçlanmıştır. Bu çalışma Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Nisan-Mayıs 2011 tarihleri arasında iki ayda yapılmıştır. Yaptığımız araştırmada etik dersi alanlar ile etik kurallarla ilgili bilgiye sahip olanlar arasında istatistik açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Etik dersi alan tıp fakültesi öğrencilerinin konu hakkında bilgi sahibi olması “Etik” duyarlılıklarını da beraberinde getirdiğinde, mesleki uygulamalarında etik ikilemleri daha kolay ve doğru sonuçlandırmalarına neden olabilecektir.Öğe Türkiye’de bir engelli diş tedavi merkezine başvuran hastaların demografik özellikleri ve karşılaşılan etik sorunlar(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2013) Karataş, Mehmet; Şimşek, Neslihan; Ak, MuharremAmaç: Bu araştırmamız ile Türkiye’deki bir engelli hasta diş tedavi merkezine sahip olan İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine başvuran hastaların demografik özelliklerini ve diş hekimlerinin bu hastalarla ilgili olarak yaşadıkları etik sorunları ortaya koymayı amaçladık. Gereç ve Yöntemler: İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine bir diş problemi nedeniyle başvuran hastaların sosyodemografik özelliklerine kayıtlardan ulaşıldı. Bulgular: Engelli hastalar kendi kendine ağız bakımlarını yapamadıklarından ağız-diş sağlığı sorunlarının görülme sıklığı normal bireylerden oldukça yüksektir. Ayrıca engelli hastaların aileleri tarafından diş sağlığı hizmeti verilen yerlere zor şartlarda gidebilmesi ve diş hekiminin de tıbbi müdahalesine hastanın izin vermemesi ya da müdahalenin zor olması da bu grup hastaların ağız-diş sağlıklarının kötü olmasına nedendir. İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine bağlı olarak çalışan engelli hasta diş tedavi merkezine Eylül 2010 - Nisan 2012 tarihleri arasında başvuran engelli hastaların sayısını 105 olarak tespit ettik. Sonuç: Yaklaşık iki yıllık süre içerisinde İnönü Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Engelli Hasta Diş Tedavi Merkezine başvuran hasta sayısının Türkiye’deki engelli kişilerin sayısı ile mukayese edildiğinde bu sayının oldukça az olduğu ortaya çıkacaktır. Özellikle engelli kişilerin mobilizasyon sorunu, diş hekimine ulaşabilme zorluğu gibi birçok hastaya ait sorun bu sayının az olmasının önemli bir nedenidir. Diş hekiminin engelli hastaya daha fazla zaman ayıracak olması, yapılacak tıbbi müdahalenin maddi karşılığının yetersizliği, anestezi uygulayacak bir ekibin gerekliliği diş hekiminin hastayı reddetmesine ve hastanın zarar görmesine neden olabileceği ihtimali bazı ikilemlerin yaşanmasına sebeptir.Öğe Tıp Fakültesi Öğrencilerinin Etik ve Etik Derslerine Bakışı: Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi(İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi Dergisi, 2012) Karataş, Mehmet; Ak, Muharremİnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi 2010-2011 eğitim/öğretim yılı son sınıf öğrencilerinin, etik ve etik derslerine bakışları ile ilgili olarak düşünceleri bir anket ile incelenerek öğrencilerin konu hakkındaki görüşlerinin değerlendirilmesi araştırmamızda amaçlanmıştır. Bu çalışma Malatya İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Nisan-Mayıs 2011 tarihleri arasında iki ayda yapılmıştır. Yaptığımız araştırmada etik dersi alanlar ile etik kurallarla ilgili bilgiye sahip olanlar arasında istatistik açıdan anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Etik dersi alan tıp fakültesi öğrencilerinin konu hakkında bilgi sahibi olması “Etik” duyarlılıklarını da beraberinde getirdiğinde, mesleki uygulamalarında etik ikilemleri daha kolay ve doğru sonuçlandırmalarına neden olabilecektir.Öğe An Unusual Complication of Twin to Twin Transfusion Intrauterine Gangrene of the Lower Extremities(Derman Medical Publ, 2013) Korkmaz, Mehmet Fatih; Ozdemir, Ramazan; Ak, Muharrem; KaradagInonu, AhmetGangrene of the extremities in the newborn is extremely rare condition at birth. We would like to share with the readers an unexpected complication of twin to twin transfusion, gangrene of the lower extremities which may occur as a result of inutero polycytemia and hyperviscosity.Öğe An Unusual Presentation of Trismus in Temporomandibular Disorder: Nasopharyngeal Carcinoma(Drunpp-Sarajevo, 2012) Firat, Cemal; Dogan, Metin; Samdanci, Emine; Ak, Muharrem; Zengin, ZeynepIn this report, a case of a Nasopharyngeal Carcinoma invading head of mandibular condyle and the Temporomandibular Joint (TMJ) in a 17 year old male has been presented. He had rapid weight loss with TMJ complaints without any previous trauma history. A detailed evaluation with magnetic resonance imaging showed parapharyngeal mass invading the right TMJ and its extension to the right anterior pontocerebellar region. Pathological examination of the biopsy of the mass showed a type II Nasopharyngeal Carcinoma (NPC). An expeditious weight loss with trismus may indicate a possible malign neoplasm such as NPC.