Yazar "Tetik, Nevzat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Beta katsayısının tahmininde getiri aralığının sektörel itibariyle analizi: İMKB'de bir araştırma(Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 2010) Tetik, NevzatÖz: Menkul kıymetlere yatırım yaparken göz önünde bulundurulması gereken en önemli nokta, menkul kıymetlerin getirilerinin risklerinden fazla olup olmadığıdır. Dolayısıyla, portföy yönetiminin başlıca amacı menkul kıymetlerin getirisi ile riski arasında ilişki kurmaktır. Hisse senetleri için getiri ile riski arasında ilişki kuran ölçüt beta katsayısıdır. Beta katsayısı, hisse senedi getirisinin piyasa portföy getirisine olan duyarlılığını göstermektedir. Beta katsayısını hesaplarken kullanılan getiri aralığı ve firmanın faaliyet göstermekte olduğu sektör bata katsayısını etkileyen birçok faktörden iki tanesini oluşturmaktadır. Çalışmada, İMKB’de bulunan dört sektördeki hisse senetlerinin beta katsayıları hesaplanmış ve bunlar kullanılarak analiz yapılmıştır. Analiz sonucu, sınai, hizmet ve teknoloji sektörlerinin pazardan aynı şekilde etkilendiği, mali sektörün ise diğer üç sektörden farklı olarak pazardan etkilendiği tespit edilmiştir. Başlık (İngilizce): Öz (İngilizce): The most important point considered when investing in securities is whether their returns exceed their risk or not. Therefore, the main aim of the portfolio management is relating returns of securities to their risk. The measure that establishes a relationship between risk and return of a stock is the beta coefficient. Beta coefficient shows the sensitivity of stock returns to market returns. Return interval, which is used for calculating the beta coefficient and the sector in which a firm operates make up two of themany factors affecting the beta coefficient. In this study, the beta coefficients of the stocks in four sectors of ISE are calculated and these coefficients are analyzed. Our results show that industry, service and technology sectors are affected from the market in the same way however, the influence of the market on the finance sector differs from those three sectors.Öğe Effects of Global Outbreaks on Insurance Companies' Stocks: An Event Study on Stock Markets of Turkey and G7 Countries(2021) Toraman, Cengiz; Tetik, Nevzat; Kanat, ErsinAbstract: An event occurring anywhere in the world can affect many regions with the development of globalization and communication networks. This case is also true for diseases. When the history of the world is examined, it is seen that various global outbreaks have occurred that have affected the world. However, today the spread of diseases and information about these diseases is happening faster than in the past. For this reason, the economic, sociological and psychological effects of the epidemics are felt more. In this study, the effects of global outbreaks on stock returns are investigated. The aim of the study is to show the effects of significant diseases, which occurred globally after 2000, on the stock returns of insurance companies located on the Turkish and G7 country exchanges. Event study method is used in the research. Selected events consist of global outbreak announcements and notices made by World Health Organization (WHO). It is understood from the results of the study that some country markets are more susceptible to most epidemics than others. In general, the effects of other global outbreaks outside the COVID-19 have lasted much shorter on the countries' stock exchanges. Markets appear to normalize more rapidly during other epidemics.Öğe İSTANBUL FİNANS MERKEZİ PROJESİNİN KATILIM BANKALARI PERSPEKTİFİNDEN ETKİLEŞİMLERİ(2022) Tetik, NevzatTürkiye’nin uluslararası finans merkezi olma hedefini oluşturan önemli projelerinden biri de 2009 yılında çalışmalara başlanmış olup 2022 yılında aktif olması planlanan İstanbul Finans Merkezi (İFM) projesidir. İFM Projesi, varlığa dayalı finansmanı öne çıkaran “katılım finansı” ve dijitalleşen dünyaya yeni açılımlar kazandıran Fintekile gelişmeyi hedefleyen bir strateji etrafında dizaynedilmiştir. Dolayısıyla, katılım finansının kurumsal yansıması olan katılım bankaları da İFM projesinin kuşkusuz iki önemli temel ayağından bir tanesidir.Türkiye’de yaklaşık otuz yedi yıllık bir geçmişe sahip olan katılım bankaları, 2021 yılı itibarıyla altı katılım bankasıyla bankacılık sektöründe faaliyet göstermektedir. Katılım bankalarının bütün bankacılık sistemi içindeki payının 2025 yılında%15 seviyesine çıkarılması temel amaçlar arasında bulunmaktadır. Ayrıca, katılım finansı sahasında bölgenin en büyük ve dünyanın da sayılı merkezleri arasında yer alması öncelikli hedefleri olarak değerlendirilmektedir. Birbirlerini besler ve destekler olarak düşünülen İFM projesinin ve katılım bankalarının, arzuladıkları hedefleri yakalayabilmeleri söz konusu yaşanan süreçte bir fırsat olarak öngörülmektedir.İFM projesinin ve katılım bankalarının karşılıklı pozitif sinerji gücüyle uluslararası arenada hedeflenen konuma gelmelerini irdelemek ve öneriler geliştirmek çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu bağlamda, literatür taramasıyla birlikte katılım bankalarının ulusal ve uluslararası sektörden aldıkları paylar çerçevesinde değerlendirmeler yapılmıştır. İFM projesi amacına yönelik; hukuki, idari, mali ve teknolojik altyapı çalışmalarının ve öngörülen düzenlemelerin ivedilikle tamamlanması gerekmektedir.Öğe Katılım Bankalarının Finansal Performans Analizi(2020) Tetik, Nevzat; Şahin, Ahmet AnılÖz: Türkiye’deki ismi ile katılım bankacılığı, İslami finans ilkeleri çerçevesinde faizsiz bankacılık faaliyetlerini gerçekleştiren banka türüdür. Geleneksel bankacılık hizmetlerinden temelde ayrımı faizsiz işlemler olan katılım bankacılığı, 2019 yılı sonu itibariyle Türkiye’de altı katılım bankası ile faaliyet göstermektedir. Katılım bankaları ülkemizde son yıllarda kalkınma planları çerçevesinde finans sektörünün ve bankacılık sisteminin hızla büyüyen ve gelişen bir parçası haline gelmiştir. Söz konusu bankalar mevcut yapı ve işleyişleri ile ülke ekonomisine önemli ölçüde katma değer sağlamaktadır. Bu çalışmada Türkiye’de 2011-2019 yıllarında faaliyet gösteren yedi katılım bankasının finansal performansları TOPSIS yöntemi ile analiz edilerek değerlendirmelerde bulunulmuştur. Bu tür analizler katılım bankalarının kriz, iflas, likidite sıkıntısı gibi muhtemel gelişmelere önceden hazırlıklı olmasına yardımcı olmaktadır. Katılım bankalarının finans sektörü içerisindeki rolünün arzu edilen seviyeye çıkması için güçlü bir finansal yapıya sahip olmaları zorunludur.Öğe Kriz döneminde kredi kartlarının tercihine etki eden faktörlerin belirlenmesi: Malatya örneği(İnönü Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2009) Patır, Sait; Tetik, NevzatKriz önceden tahmin edilemeyen ve işletmeyi yok olmaya götürebilecek kadar güçlü olağan dışı bir oluşum ortamıdır. İşletmelerin bu olağan dışı duruma karşı önceden kendilerini hazır hale getirecek alt yapının oluşturulması ve gerekli önlemleri almaları inkâr edilemeyecek bir olgudur. Günümüzde yaygın olarak kullanılan kredi kartları,ı dünya genelinde ilk kullanımından bugüne, değişen şartlar ve gelişmeler çerçevesinde dinamik gelişmeler sergilemiş, ekonomik hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Kredi kartlarının doğuşundan günümüze değişen kullanım tarzları ele alınarak değerlendirilmiştir. Kriz döneminde, Malatya‘da Kredi kartı tercihini etkileyen faktörleri belirlemek üzere bir anket yapılmıştır. Malatya ilinde basit tesadüfî örneklem ile 1096 kişiye ulaşılarak anket uygulanmıştır. Anketle elde edilen veriler; tanımlayıcı istatistik; oran, yüzde ve frekans dağılımı yapılarak değerlendirilmiştir. Kredi kartının tercihine etki eden faktörler olarak; Bankanın büyüklüğü, güvenirliği, anlaşmalı mağazalarının çokluğu, alış veriş puanının yüksek olması, anlaşmalı mağazaların promosyon vermesi, taksitli alış veriş imkanının olması, önemli faktörler olarak elde edilirken, bankanın kefil istemesi, kart faizinin yüksek olması, çevresel etkenler önemli olmayan faktörler olarak ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda bankaların kriz döneminde bireylerin kredi kartı tercihlerindeki öne çıkan etkenleri dikkate alarak amaca hizmet edecek düzenlemeleri yapmaları kaçınılmazdır.Öğe Muhasebe Meslek Mensuplarının Muhasebe Eğitimine Yönelik Görüşlerinin Belirlenmesi: Denizli İlinde Odak Grup Çalışması(2021) Yürekli, Emin; Tetik, NevzatMuhasebe mesleği insanlık tarihi kadar eski olup, insan var olduğu sürece muhasebenin de var olduğu bilinmektedir. Muhasebe Endüstri 4.0 ile birlikte muhasebe de kendi dönüşümünü yaşamaktadır. Bu çalışmada geçmişten geleceğe muhasebe eğitimimin nasıl olduğu ve nasıl olması gerektiği konusunda Denizli ilinde bir araştırma yapılmıştır. Mesleğinde en az 20 yılını doldurmuş muhasebe meslek mensupları ile derinlemesine araştırma yöntemi tekniklerinden odak grup çalışması yapılmış olup muhasebe meslek mensuplarının görüşleri bire bir aynen çalışmada yer almıştır. Bu bağlamda çalışmanın amacı, muhasebe meslek mensuplarının bakış açısı ile muhasebe eğitiminin yenilenebilmesi için görüşlerin bölgesel olarak alınarak, farklı bölgeler ile karşılaştırmalara olanak sağlanabilmesi olarak ifade edilebilir. Çalışmanın sonucunda, bölgesel olarak muhasebe eğitiminin güncel yetkinliklerle zenginleştirildiği bir düzenlemenin zorunluluğu ortaya konmakla birlikte uygulamanın ağırlıklı olduğu bir yapının zorunluluğuna vurgu yapılmıştır. Geleceğe ilişkin muhasebe eğitimine önemli katkısı olacağı düşülen bu çalışmada, muhasebe meslek mensuplarının görüş ve önerileri de yer almıştır.Öğe Stratejik yönetim araçlarından birisi olan toplam kalite yönetimi uygulamalarının ġģgören performansına etkilerinin yapay sinir ağları metodu ile belirlenmesi: malatya tekstil sanayi ġģletmeleri örneği(İnönü Üniversitesi / İİBF, 2010) Karahan, Mehmet; Tetik, NevzatYönetim ve üretim alanlarında uygulanan ileri yönetim teknolojilerinden birisi olan Toplam Kalite Yönetimi, insan merkezli, katılımcı ve müşteri odaklı bir felsefe anlayışı içerisinde, süreçlerin sürekli gelişmesini ve iyileştirilmesini öngören bir sistemdir. İşletmelerin günümüz yoğun rekabet ortamında hedeflerine ulaşabilmek için çalışan performansını artırmaya yönelik önlemler alması stratejik olarak önemlidir. İç müşteri memnuniyetini sağlayan işletmelerin dış müşteri memnuniyeti noktasında da başarılı olacağı stratejisinden hareketle yapılan bu çalışmada; işletmelerdeki Toplam KaliteYönetimi uygulamalarının çalışan performansı üzerine etkileriaraştırılmıştır. Bubağlamda Malatya ilinde faaliyet gösteren ISO 9000 Kalite Yönetim Sistemi belgesine sahip olan bir işletmede, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının çalışan performansı üzerine etkileri,hazırlanan bir anket vasıtasıyla ölçülmüştür. Anket verilerinden elde edilen sonuçlar, Toplam Kalite Yönetimi uygulamalarının genel anlamda çalışan performansı üzerine olumlu etkileryaptığını ortaya koymuştur. Yapılan analizler sonucunda işgören performansına etki eden beş faktör belirlenmiş olup, bu faktörlerin performansa etki derecelerinin belirlenmesinde, yapay sinir ağları sınıflandırma özelliği kullanılmıştırÖğe Türkiye'de factoring işlemleri ve factor şirketlerin yapısal sorunları(İnönü Üniversitesi, 1998) Tetik, Nevzat[Abtsract Not Available]Öğe Türkiye'de finansal kurumların sermaye piyasası gelişimindeki yeri(İnönü Üniversitesi, 1994) Tetik, NevzatFinansal kurumlar ve bu kurumların dünya genelinde ve Türkiye için sermaye piyasasındaki fonksiyonlarını,etkinliklerini ele alan çalışmamız,başlıca üç bölümden oluşmaktadır.Birinci bölümde;finansal piyasaların doğuşu,tanımı,temel fonksiyonları ve Türkiye'deki finansal sistemin temel yapısı incelenmiş,genel bir değerlendirme biçiminde ele alınmıştır.İkinci bölümde;finansal kesimin temel öğeleri olan finansal kurumlar,fonksiyonel bir yaklaşım içinde genel olarak incelenmiş,sistematik bir biçimde değerlendirilmiştir.Üçüncü ve son bölümde ise;ülkemizde mevcut finansal kurumların sermaye piyasalarındaki fonksiyonları irdelenmiş,yapılan yasal düzenlemelerle ortaya çıkan yeni oluşumun ışığında Türk Sermaye Piyasası üzerindeki tesirleri sistematik bir biçimde değerlendirilerek tahlil edilmiştirÖğe TÜRKİYE’DE FAKTORİNG İŞLEMLERİ VE FAKTÖR ŞİRKETLERİNİN YAPISAL SORUNLARINI BELİRLEMEYE YÖNELİK BİR ALAN ARAŞTIRMASI(Turkish Studies (Elektronik), 2018) Dilek, Şener; Tetik, NevzatÖz: Faktoring işlemleri dünya finansal piyasalarında 19 yy dan itibaren görülmeye başlanmıştır. Ülkemizde Faktoring işlemleri ise 1990 yıllardan itibaren başlanmıştır. Diğer ülkelere göre uygulamaların yeni olması beraberinde çeşitli sorunların yaşanmasına neden olmaktadır. Türkiye’de1990 yıllardan sonra faktör şirketleri, kontrolsüz bir şekilde sayıları hızla artmıştır. Bu kontrolsüz artış ve 1995 yılında yaşanan finansal kriz faktör şirketlerinin çeşitli sorunlarla karşı karşıya bırakmıştır. Yaşanan sorunlar ülkemizdeki faktöring işlemlerinin gelişmesini ve finansal piyasaların regüle edilmesinde önemli bir sorun haline gelmiştir. Çalışmamızın evreni, başbakanlık hazine müsteşarlığı ile girişilen temas sonucu elde edilen bilgiler ışığında belirlenmiştir. Bu kapsamda BMM kayıtlı 31 Aralık 1996 tarihi itibarı ile 58 faktör şirketini kapsamaktadır. Faktör şirketlerinin Ankara ve İstanbul’da faaliyet göstermeleri nedeni ile 26 tane anket tepe yöneticileri ile bire bir görüşme ile 32 anket ise posta yolu ile faktör şirketlerine gönderilmiş ve telefon ile görüşülerek haberdar edilmiştir. Posta yolu ile gönderilen bütün anketler doldurularak tarafımıza ulaştırılmıştır. Çalışmamız, yaşanan bu sorunları tespit etmek ve çözüm önerileri sunma ayrıca, faktöring piyasasına ilişkin yasal düzenlemelerin oluşturulmasına, piyasada faaliyette bulunan şirketlerin işlevlerini daha uygun şartlarda yerine getirmesine ve giderek piyasanın daha sağlıklı bir yapıya kavuşup gelişmesine ışık tutmak temel amacını oluşturmaktadır. Çalışmamızda ülkemizde faktöring işlemlerine ilişkin yaşanan çeşitli sorunlar tespit edilerek çözüm önerileri sunulmuştur. Çalışmanın verileri incelendiğinde ülkemizde faaliyet gösteren faktör şirketlerinin büyük bir oranda nitelik olarak yetersiz oldukları, bu yetersizliğin temel nedeni olarak da nitelikli personel bulmada yaşanan sorunları gerekçe göstermişlerdir.Öğe TÜRKİYE’NİN FİNANSAL OKURYAZARLIK DÜZEYİ: LİTERATÜR TARAMASI VE SONUÇLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ(2019) Tetik, NevzatÖz: 21.yüzyılın finansal farkındalık becerilerinden olan finansal okuryazarlık son yıllarda artan önemi ile ülkelerin temel politika ve stratejilerinde yeni bir kavram olarak yer almaktadır. Türkiye’de finansal okuryazarlık konusu özellikle küresel finansal krizin etkilerinin çok hissedildiği 2008-2009 yıllarından sonra ilgi çekmiştir. Dolayısıyla, Türkiye’de finansal okuryazarlık geçmişi çok eski olmayan güncel bir kavram konumundadır. Birçok araştırmacı, akademisyen, kurum ve kuruluş tarafından Türkiye’de finansal okuryazarlık ile ilgili araştırmalar yapılmış, toplumu bilinçlendirmeye yönelik sosyal sorumluluk projeleri yürütülmüş, eğitim programları sürdürülmüş, raporlar sunulmuştur. Bu çalışmada, Türkiye’de finansal okuryazarlık faaliyetlerinin genel durumu ve literatürde yer alan araştırmalar çerçevesinde ülkemizdeki bireylerin farklı demografik özelliklerine göre finansal okuryazarlık düzeyleri ortaya konulmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgulara göre Türkiye’nin finansal okuryazarlık seviyesi oldukça düşüktür, yeni yapılacak araştırmaların ve faaliyetlerin daha kapsamlı ve güncelleştirilerek gerçekleştirilmesi zaruridir. Türkiye’nin finansal okuryazarlık düzeyini tespit ve yükseltmeye yönelik yapılacak araştırma ve faaliyetlerde temel olarak özellikle şunlara dikkat edilmesi fevkalede önemli ve gereklidir: 1- Öncelikle Türkiye’nin finansal okuryazarlık düzeyine kapsayacak sayıda ve geniş ölçekteki çalışmalar oldukça sınırlı sayıda ve yetersizdir. Bu açıdan bakıldığında, devletin bir devlet politikası olarak söz konusu çalışmalara liderlik ederek gerekli alt yapıyı ve çalışma paydaşlarını bir araya getirerek organize etmesi, yönlendirmesi ve takipçisi olması zorunludur. 2- Bugüne kadar yapılan araştırmaların ve eğitim faaliyetlerinin önemli bir kısmı üniversite gençliği üzerine bina edilmiştir. Bu kesimin ileride ülke yönetiminde söz ve karar sahibi olması açısından yapılan bütün faaliyetler son derece önemlidir. Ancak ülkenin geniş bir nüfusunu oluşturan yüksek tahsil görmemiş kesimin de sosyal hayatta ve yatırımlarda yer aldığı düşünüldüğünde ileride yapılacak çalışmaların hane halkı üzerinde de yoğunluk kazanması fevkalade önemli ve gereklidir. 3- Finansal okuryazarlık eğitiminin temeli asgari ilkokul seviyesinden başlamak üzere verilmesi dünya literatüründe kabul edilen bir gerçektir. Ülkemizde yapılan çalışmalara bakıldığında bireylerin seviyelerine yönelik ilk-orta-lise düzeyinde araştırmalar ve eğitim faaliyetleri son derece yetersizdir. Üniversite öncesi hedef kitlelerin, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi öncelikle demografik özellikleri dikkate alınarak araştırmalar yapılması ve finansal eğitim müfredatının bulgulara düzenlenmesi ivedilikle gerçekleştirilmelidir.Öğe ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN FİNANSAL OKURYAZARLIK DÜZEYLERİNİN İNCELENMESİ: İNÖNÜ ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ(2019) Tetik, NevzatÖz: Bu çalışmanın amacı üniversite öğrencilerinin finansal bilgi, tutum ve okuryazarlık düzeyinin belirlenmesi ve artırılması için yapılması gerekenlerin araştırılmasıdır. Bu amaçla İnönü Üniversitesi öğrencilerine bir anket uygulaması yapılmış ve öğrencilerin finansal okuryazarlık düzeyleri farklı demografik özellikleri ile karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. Ayrıca, frekans yüzde dağılımı ve korelasyon analizi yapılmıştır. Ankette üniversitede okuyan 502 öğrenciden oluian bir örneklem kullanılmış; farklı fakültelerde okuyan öğrenciler ile erkek-bayan öğrencilerin finansal okuryazarlık düzeyi karşılaştırmaları yapılmış ve öğrenci ailelerinin eğitim durumlarının öğrencilerin finansal okuryazarlıklarına etkisi araştırılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; İnönü Üniversitesi öğrencilerinin finansal okuryazarlık seviyesi beş tam puan üzerinden 3,028 puandır. Erkek öğrencilerin finansal okuryazarlık düzeyinin bayan öğrencilere göre daha yüksek olduğu, öğrencilerin finansal okuryazarlıkla ilgili temel ekonomi ve finans bilgisine sahibi oldukları, en az bilgiye sahip oldukları alanın ise yatırım konusu olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca öğrencilerin güncel ekonomi haberlerini takip etme konusundaki puan ortalamalarının düşük seviyelerde olduğu belirlenmiştir. Korelasyon analizi sonucunda finansal okuryazarlık düzeyini en fazla etkileyen faktör, yatırım bilgi düzeyi faktörü olduğu bulunmuştur.Öğe Within The Scope Of New Economy Program (2002-2022) A New Generatıon Fınancing Approach For Entrepreneurs: Crowd Funding(2020) Tetik, NevzatT.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından 2020-2022 yıllarını kapsayan “Değişim Başlıyor” anatemasıyla şekillenen Orta Vadeli Yeni Ekonomi Programında oluşturulan eylem planlarıyla güçlü Türkiye’yioluşturacak yeni bir ekonomik modele geçiş öngörülmektedir. Bu programın finansal istikrar ana başlığında,program dönemi boyunca finansal istikrarın sağlanarak güçlendirilmesi amacıyla politika ve tedbirler altbaşlığında atılacak adımlar sistematik olarak sıralanmıştır. Söz konusu politika ve tedbirlerden birisi de ülkekalkınmasının temel direğini oluşturan girişimcilerin finansman sorunlarına çare olabilecek, dijital dönüşümteşvik edilerek yenilikçi projelerin finansmanı için kitle fonlaması (crowdfunding ) adı altında çağdaş yeninesil bir finansman kanalı oluşturmak hedeflenmektedir. İngilizce karşılığı crowdfunding olan kitle fonlamasıfinansman yöntemi kısaca, finansal kaynak bulmada sorun yaşayan girişimcilerin ihtiyaçları oldukları fonlarıgenel kitlelerin küçük oranlardaki fonlarını bir araya getirerek oluşturdukları fon toplama yöntemi olarak ifadeedilebilir. Ülkemiz girişimcileri için önemli bir alternatif finansman yöntem olacağı düşünülen kitle fonlamasıyöntemi dünyada 1990’lı yılların sonlarından itibaren uygulanmaktadır. Türkiye’de ise 2010 yılında küçükboyutlarda uygulama sahasına çıkmıştır. Söz konusu Yeni Ekonomi Programı ile girişimcilerin kitle fonlamasımodelini kullanmaları teşvik edilmektedir. Dolayısıyla girişimciler için oldukça yeni bir uygulama olan kitlefonlaması yönteminin bütün boyutlarıyla ele alınarak irdelenmesi ve kamuoyunun bilgilendirilmesi zaruridir.Çalışmada, dünyada kitle fonlaması hakkında genel bilgilere yer verilerek ülkemizde farkındalığının artırılmasıve sistemin sağlıklı bir şekilde işleyebilmesi için değerlendirmeler yapılıp öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.Bu bağlamda, ülkemizin kalkınma hamlesinin bir yansıması olan kitle fonlaması uygulamasının fırsatının iyideğerlendirilmesi, günün şartlarına paralel gerekli regülasyon ve revizelerle yasal düzenlemelerin ivedilikleyapılarak etkin bir denetim sisteminin tesis edilmesi son derece önemlidir. Ayrıca bu finansman yöntemininoldukça yeni olmasından kaynaklanan bilgi ve tecrübe eksiklerinin giderilmesi amacıyla sahanın uzman kişive kurumları tarafından bilgilendirme ve tanıtım toplantılarının aktif bir şekilde yapılması, kamuoyuna tanıtıcıbroşür ve kitapçıkların dağıtılması yararlı olacağı düşünülmektedir.