Yazar "Kutlu, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 30
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adolescents and ınternet cafes(İnönü üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2018) Demir, Yasin; Kutlu, MustafaThe purpose of this study was to examine the levels of aggression of adolescents playing game in the internet cafes located in the city of Elazig in terms of different variables (gender, academic achievement, and most played game type). The universe of study consists of high school students playing game in the internet cafes in the city of Elazığ in Turkey. The sample of study consists of 119 females, and 268 males, totally 387, high school students playing game in the internet cafes. As the research data collection tool, Aggression Scale developed by Tuzgol were used. According to the findings obtained from the study, the levels of agression in male students are higher than female students, the levels of agression in students having low levels of academic achievement are higher than the levels of agression in students having high levels of academic achievement, the levels of agression in the students who play war and violent games are higher than the levels of agression in the students who play different types of games.Öğe Akılcı Duygusal Davranışçı Yaklaşımına Dayalı Özgüven Geliştirme Programının 7. Sınıf Öğrencilerinin Özgüven Düzeylerine Etkisi(2020) Er, Hamdi; Kutlu, MustafaÖz Amaç: Akılcı Duygusal Davranışçı Terapi Yaklaşımına Dayalı Özgüven Geliştirme Programının 7. sınıf öğrencilerinin özgüven düzeyi üzerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda deney ve kontrol grubunda yer alan katılımcıların özgüven puanlarının anlamlı düzeyde değişip değişmediği incelenmiştir. Yöntem: Ön-test son-test ölçümlü deney ve kontrol gruplu deneysel desen kullanılmıştır. Bu çalışmanın katılımcılarını, 8 deney ve 8 kontrol grubunda olmak üzere toplam 16 7. sınıf öğrencisi oluşturmuştur. Altmış ila doksan dakikalık oturumlardan oluşan program, deney grubundaki katılımcılarla yedi hafta süreyle yürütülmüştür. Piers-Harris Öz Kavram ölçeği kullanılmıştır. Bulgular: Araştırma sonucunda, programın deney grubundaki katılımcıların özgüven puanları üzerinde anlamlı düzeyde bir artış sağladığı bulunmuştur. Deney grubunda yer alan öğrencilerin ön test puan ortalamaları 46.62, son test puan ortalaması ise 53.87’dir. Man Whitney U testi sonuçlarına göre deney ve kontrol grubundaki öğrencilerin özgüven puanları arasında anlamlı farklılık olduğu görülmektedir. Wilcoxon testi analiz sonuçları, araştırmaya katılan öğrencilerin Piers Harris ölçeğinden aldıkları deney öncesi ve sonrası puanları arasında son test puanı lehine anlamlı bir fark olduğunu göstermektedir. Sonuçlar ve Öneriler: Araştırmadan elde edilen bulgular incelendiğinde Akılcı duygusal davranışçı terapiye dayalı özgüven geliştirme programının öğrencilerin özgüven düzeyini geliştirmede etkili olduğu görülmektedir. Bu sonuç doğrultusunda bu programın içeriği ebeveyn ve öğretmeni de içerecek şekilde genişletilebilir. Özgüven geliştirmeye yönelik hazırlanan program okul psikolojik danışmanları tarafından kullanılabilir. Yapılacak diğer çalışmalarda boylamsal çalışmalar gerçekleştirilebilir.Öğe Anadolu ve genel lise öğrencilerinin çeşitli değişkenlere göre mesleki olgunluk düzeylerinin incelenmesi(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2012) Kutlu, MustafaBu araştırmada Anadolu Lisesi ile Genel Lise öğrencilerinin çeşitli değişkenlere göre mesleki olgunluk düzeyleri incelenmiştir. Araştırmanın amacı; Anadolu Lisesi ile Genel Lise öğrencilerinin mesleki olgunluk düzeyleri arasında fark olup olmadığını araştırmak ve çeşitli değişkenlere göre mesleki olgunluk düzeylerini incelemektir. Öğrencilerin mesleki olgunluk düzeyleri sınıf, yaş, algılanan başarı düzeyi, mesleki rehberlik hizmeti alınıp alınmaması, sosyo-ekonomik düzey gibi değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini; 2006-2007 eğitim-öğretim yılında Malatya il merkezindeki 13 lise’ye (Altı Anadolu Lisesi ve Yedi Genel Lise) devam eden 995 öğrenci oluşturmuştur. Anadolu liselerinde toplam 337 (157 kız, 180 erkek); Genel Liselerden ise 658 öğrenci( 397 kız, 261 erkek) öğrenci araştırmanın kapsamına alınmıştır. Bu çalışmada öğrencilerin mesleki olgunluk düzeylerini belirlemek amacıyla Kuzgun ve Bacanlı (2005) tarafından geliştirilen “Mesleki Olgunluk Ölçeği” kullanılmıştır. Ayrıca öğrencilerin kişisel niteliklerine ilişkin bilgiler ise “Öğrenci Kişisel Bilgi Formu” ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde SPSS programı kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin çözümlenmesi amacıyla Independent-Samples t-Test, OneWay ANOVA ile Tukey Testi kullanılmıştır. Ortalamalar arası farkların önem dereceleri test edilirken tüm analizlerde hata p<.05 olarak alınmıştır. Bulgular; Anadolu liseleri ile genel liselere devam eden öğrencilerin mesleki olgunluk düzeyleri açısından karşılaştırıldığında aralarında önemli fark olmadığı, ancak; öğrencilerin mesleki rehberlik alıp almamalarına, sosyo–ekonomik düzeye, algıladıkları başarı durumlarına, yaşlarına ve sınıf düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılık olduğu saptanmıştır.Öğe An analysis of vocational maturity levels of Anatolian and General high school students in terms of some(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2012) Kutlu, MustafaÖz: Bu araştırmada Anadolu Lisesi ile Genel Lise öğrencilerinin çeşitli değişkenlere göre mesleki olgunluk düzeyleri incelenmiştir. Araştırmanın amacı; Anadolu Lisesi ile Genel Lise öğrencilerinin mesleki olgunluk düzeyleri arasında fark olup olmadığını araştırmak ve çeşitli değişkenlere göre mesleki olgunluk düzeylerini incelemektir. Öğrencilerin mesleki olgunluk düzeyleri sınıf, yaş, algılanan başarı düzeyi, mesleki rehberlik hizmeti alınıp alınmaması, sosyo-ekonomik düzey gibi değişkenler açısından incelenmiştir. Araştırmanın örneklemini; 2006-2007 eğitim-öğretim yılında Malatya il merkezindeki 13 lise’ye (Altı Anadolu Lisesi ve Yedi Genel Lise) devam eden 995 öğrenci oluşturmuştur. Anadolu liselerinde toplam 337 (157 kız, 180 erkek); Genel Liselerden ise 658 öğrenci( 397 kız, 261 erkek) öğrenci araştırmanın kapsamına alınmıştır. Bu çalışmada öğrencilerin mesleki olgunluk düzeylerini belirlemek amacıyla Kuzgun ve Bacanlı (2005) tarafından geliştirilen “Mesleki Olgunluk Ölçeği” kullanılmıştır. Ayrıca öğrencilerin kişisel niteliklerine ilişkin bilgiler ise “Öğrenci Kişisel Bilgi Formu” ile elde edilmiştir. Verilerin analizinde SPSS programı kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin çözümlenmesi amacıyla Independent-Samples t-Test, One- Way ANOVA ile Tukey Testi kullanılmıştır. Ortalamalar arası farkların önem dereceleri test edilirken tüm analizlerde hata p<.05 olarak alınmıştır. Bulgular; Anadolu liseleri ile genel liselere devam eden öğrencilerin mesleki olgunluk düzeyleri açısından karşılaştırıldığında aralarında önemli fark olmadığı, ancak; öğrencilerin mesleki rehberlik alıp almamalarına, sosyo–ekonomik düzeye, algıladıkları başarı durumlarına, yaşlarına ve sınıf düzeylerine göre anlamlı düzeyde farklılık olduğu saptanmıştır.Öğe Anne-baba tutumlarının ergenlerin karar verme stratejileri üzerindeki etkisi(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2011) Öztürk, Nilgün; Kutlu, Mustafa; Atlı, AbdullahBu araştırmada ortaöğretim öğrencilerinin anne-babalarını demokratik, otoriter ve koruyucu olarak algılamaları ile karar verirken benimsedikleri stratejileri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu 9.,10.,11. ve 12. sınıflarına devam eden 326’sı (%58,2) kız; 234’ü (%41,8) erkek olmak üzere toplam 560 öğrenciden oluşmuştur. Veriler “Karar Verme Stratejileri Ölçeği “(KSÖ), “Anne-Baba Tutum Envanteri” (ABTÖ) ile araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” ile toplanmıştır. Veriler ttesti, tek yönlü varyans analizi ve varyans analizi sonrası farkların hangi gruplar arasında olduğuna ilişkin ortalamaların karşılaştırılmasına yönelik olarak da LSD testi ve çapraz ilişkinin kurulduğu değişkenler arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını belirlemek içinde Ki-kare teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Öğrencilerin karar verme stratejilerinde anne-baba tutumuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir farkın olduğu demokratik, koruyucu ve otoriter anne-baba tutumuna sahip olan ergenlerin en çok bağımlı karar verme stratejisini kullandıkları ancak; öğrencilerin cinsiyet, anne eğitim düzeyi ve baba eğitim düzeyine göre karar verme stratejilerinde anlamlı bir farkın olmadığı anlaşılmıştır.Öğe Arkadaşlık Becerisi Psiko-eğitiminin 9-12 Yaş Arası Öğrencilerin Arkadaşlık Niteliğine Etkisi(2017) Öztürk, Nilgün; Kutlu, MustafaBu araştırmanın amacı, arkadaşlık becerisi psiko-eğitiminin (ABE) 9-12 yaş arası öğrencilerinin arkadaşlık niteliğine etkisini incelemektir. Araştırmada 3x2'lik (deney, kontol ve plasebo grubu x ön test-son test) karışık desen kullanılmıştır. Bu amaçla 2014-2015 Eğitim-Öğretim yılı birinci döneminde Arkadaşlık Becerisi psikoeğitim programına katılacakları belirlemek için Doğu Anadolu' daki bir il merkezindeki bir ortaokulun 5. ve 6. sınıflarına devam eden öğrencilere Arkadaşlık Niteliği Ölçeği uygulanmıştır. Ön test sonucunda psiko-eğitim programına katılım ölçütlerini karşılayan gönüllü 27 öğrenci (deney grubu=9, kontrol grubu=9, plasebo grubu=9) deney, kontrol ve plasebo gruplarına yansız olarak atanmıştır. Deney grubunda bulunan katılımcılara arkadaşlık niteliklerini yükseltmek amacıyla araştırmacı tarafından geliştirilen 11 oturumluk arkadaşlık becerisi psiko-eğitim programı, plasebo grubu ile verimli ders çalışma yöntem ve tekniklerine yönelik beş oturumluk bir grup rehberliği uygulaması yapılmıştır. Kontrol grubu ile de herhangi bir uygulama yapılmamıştır. İki faktörlü ANOVA sonuçları arkadaşlık becerisi psiko-eğitim programının arkadaşlık niteliği üzerinde etkili olduğunu göstermektedir. Bu çalışmanın sonuçları, arkadaşlık becerisi psiko-eğitim programının 9-12 yaşları arasındaki öğrencilerin arkadaşlık niteliklerini artırmada etkili bir yaklaşım olarak kullanılabileceğini göstermektedirÖğe Arkadaşlık Niteliği Ölçeği’nin Türkçe Uyarlaması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(2017) Öztürk, Nilgün; Kutlu, MustafaBu araştırmanın amacı, Parker ve Asher (1993) tarafından geliştirilen Arkadaşlık Niteliği Ölçeği'ni (Friendship Quality Questionnaire, FQQ) Türkçe'ye uyarlamak ve ölçeğin psikometrik özelliklerini incelemektir. Araştırma 2012-2013 eğitim öğretim yılı ikinci döneminde Malatya il merkezinde bulunan okullarda öğrenim gören ve toplam 1197 öğrenciden oluşan 4 ayrı çalışma grubu üzerinde yürütülmüştür. FQQ'nun Türkçe'ye uyarlanması sürecinde öncelikle ölçeğin dilsel eşdeğerliği incelenmiş ve Türkçe ile İngilizce formlarından elde edilen puanlar arasında pozitif yönde, güçlü ve anlamlı korelasyon katsayıları hesaplanmıştır. Açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizi sonucunda, Arkadaşlık Niteliği Ölçeği'nin Türkçe formunun orijinal forma paralel altı faktörlü bir yapıya sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Ölçeğin ayırt edicilik geçerliği çalışmasından elde edilen bulgular; Arkadaşlık Niteliği Ölçeği ile Çocuklar İçin Yalnızlık Ölçeği arasındaki korelasyonun -.48 olduğunu göstermiştir. Güvenirlik analizi sonucunda ölçeğin iç tutarlık katsayısı ölçeğin tümü için .89 ve test-tekrar test güvenirlik katsayısı için .92 olarak hesaplanmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara dayanarak, ANÖ'nin Türkçe formunun 3. ve 6. sınıflar arasında okuyan çocukların arkadaşlık niteliklerini ölçmek amacıyla kullanılabilecek geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu söylenebilirÖğe Çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında çalışan personelin empatik eğilim düzeylerinin incelenmesi(Toplum ve Sosyal Hizmet, 2012) Atlı, Abdullah; Kutlu, MustafaÖz: Bu araştırmada çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında çalışan personelin empatik eğilim düzeyleri incelenmiştir. Araştırmanın örneklemi, Güneydoğu Anadolu Bölgesinden Diyarbakır, Adıyaman, Gaziantep ve Şanlıurfa; Doğu Anadolu Bölgesinden Van, Elazığ, Bingöl ve Malatya illerinde bulunan 11 çocuk yuvası ve 8 yetiştirme yurdunda çalışan 243 personelden oluşmuştur. Araştırmada çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında çalışan personelin empatik eğilim düzeyi Dökmen (1988) tarafından geliştirilen “Empatik Eğilim Ölçeği” ile çeşitli kişisel niteliklerine ilişkin bilgiler ise “Kişisel Bilgi Formu” ile elde edilmiştir. Verilerin analizi sonucunda çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında çalışan personelin cinsiyet, eğitim düzeyi, kendini algılama biçimi ve aldıkları maaşa göre empatik eğilim düzeylerinde anlamlı fark bulunmuştur. Ayrıca, çocuk yuvaları ve yetiştirme yurtlarında çalışan personelin çalıştıkları kurum, yaş, medeni durum ve çocuk sahibi olup-olmamalarına göre empatik eğilim düzeylerinde anlamlı bir fark bulunmamıştır.Öğe The effect of parents’ attitudes on adolescents’ decision- making strategies(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2011) Öztürk, Nilgün; Kutlu, Mustafa; Atlı, AbdullahÖz: Bu araştırmada ortaöğretim öğrencilerinin anne-babalarını demokratik, otoriter ve koruyucu olarak algılamaları ile karar verirken benimsedikleri stratejileri arasındaki ilişki incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu 9.,10.,11. ve 12. sınıflarına devam eden 326’sı (%58,2) kız; 234’ü (%41,8) erkek olmak üzere toplam 560 öğrenciden oluşmuştur. Veriler “Karar Verme Stratejileri Ölçeği “(KSÖ), “Anne-Baba Tutum Envanteri” (ABTÖ) ile araştırmacılar tarafından geliştirilen “Kişisel Bilgi Formu” ile toplanmıştır. Veriler t- testi, tek yönlü varyans analizi ve varyans analizi sonrası farkların hangi gruplar arasında olduğuna ilişkin ortalamaların karşılaştırılmasına yönelik olarak da LSD testi ve çapraz ilişkinin kurulduğu değişkenler arasında anlamlı bir ilişki olup olmadığını belirlemek içinde Ki-kare teknikleri kullanılarak analiz edilmiştir. Öğrencilerin karar verme stratejilerinde anne-baba tutumuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde bir farkın olduğu demokratik, koruyucu ve otoriter anne-baba tutumuna sahip olan ergenlerin en çok bağımlı karar verme stratejisini kullandıkları ancak; öğrencilerin cinsiyet, anne eğitim düzeyi ve baba eğitim düzeyine göre karar verme stratejilerinde anlamlı bir farkın olmadığı anlaşılmıştır.Öğe The Effectiveness of Sexual Psycho-Education Program for 8th Grade Students(İnönü Üniversitesi, 2019) Çitil Akyol, Canan; Kutlu, MustafaÖz Bu araştırmanın amacı, ortaokul 8. sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan cinsel sağlık psiko-eğitim programının öğrencilerin ergenlik dönemi, istismar ve toplumsal cinsiyet konuları ile ilgili bilgi düzeyleri ve tutumları üzerindeki etkisini test etmektedir. Bu çalışmada, ön test-son test kontrol gruplu yarı deneysel desen kullanılmıştır. Deney grubunda 24 (10 erkek-14 kız) öğrenci; kontrol grubunda 24 (10 erkek-14 kız) öğrenci olmak üzere toplam 48 öğrenci bu çalışmanın araştırma grubunu oluşturmaktadır. Deney grubundaki katılımcılara Cinsel Sağlık Psiko-Eğitimi uygulanırken; kontrol grubundaki katılımcılara konuyla ilgili herhangi bir müdahale yapılmamıştır. Araştırma bulguları, deney grubuna uygulanan cinsel sağlık eğitimi programının öğrencilerin ergenlik dönemi ve toplumsal cinsiyet konularındaki bilgi düzeylerinde kontrol grubuna göre anlamlı bir farklılık olduğunu (p<.05); fiziksel, duygusal, cinsel istismar konularındaki bilgilerini artırmada ise kontrol grubuyla deney grubu arasında anlamlı bir farklılığın olmadığını göstermektedir (p<.05). Araştırma sonuçları cinsel sağlık eğitiminin 8. sınıf öğrencilerinin ergenlik dönemi ve toplumsal cinsiyet konularındaki bilgilerini olumlu yönde arttırdığını, istismar konusundaki bilgilerini ise etkilemediğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Cinsel sağlık, psikoeğitim, ergenlik dönemiÖğe The Effectiveness of Sexual Psycho-Education Program for 8th Grade Students(2019) Akyol, Canan Çitil; Kutlu, MustafaThe aim of the study is to test the effects of the sexual health psycho-education program on the 8th graders’ knowledge level and attitude towards the adolescence, abuse and social gender roles. Quasi-experimental design with a pre and posttest control group was conducted in this study. The sample of the study is composed of 48 students in total. There were 24 students (10 male-14 female) in the experimental group and 24 students (10 male-14 female) in the control group. The students in the experimental group received the Sexual Health Psycho-Education Program; whereas, the students in the control group received no intervention about the subject. The findings of the study indicated that sexual psycho-education program created a significant difference (p<.05) between the knowledge level of the experimental and control group students on the adolescence and social gender subjects. However, there was no significance about the physiological, emotional and sexual abuse (p<.05). The results of the study showed that the sexual health psycho-education program increased the 8th graders knowledge level about adolescence and social gender subjects although it didn’t affect their knowledge of abuse.Öğe Ergenlerde Akıllı Cep Telefonunun Problemli Kullanımını Azaltmaya Yönelik Bir Psikoeğitim Programının Etkililiğinin İncelenmesi(2020) Pamuk, Mustafa; Kutlu, MustafaÖz: Bu araştırmanın amacı günümüzde ergenlerin yaşamında birçok açıdan (psikolojik ve fiziki sağlık, akademik, finansal, toplumsal vb) önemli bir problem haline gelmeye başlayan akıllı telefonların problemli kullanımını azaltmaya dönük hazırlanan psikoeğitim programının etkililiğini incelemektir. Araştırmada iç içe karma desen kullanılmıştır. Araştırmada ortalama,standart sapma, Kruskal Wallis H Testi, Friedman Mertebeler Testi, Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi, Mann-Whitney U Testi ve içerik analizi kullanılmıştır. Oturumların hazırlanmasında ergenler, veliler ve rehber öğretmenlerle yapılan görüşmeler ve ilgili alanyazın dikkate alınmıştır. Hazırlanan 11 oturumluk psikoeğitim programının ergenlerde akıllı cep telefonunun problemli kullanımını azaltmadaki etkililiğini test amacıyla 3x3’lük (deney, kontrol ve plasebo X öntest-sontest-izleme testi) split plot faktöryel desen kullanılmıştır. Araştırmanın deney, kontrol ve plasebo gruplarında 10’ar ortaöğretim öğrencisi yer almıştır. Elde edilen bulgulara göre uygulanan 11 oturumluk psikoeğitim programının ergenlerde akıllı telefonların problemli kullanımını azaltmada etkili olduğu bulunmuştur. Ayrıca programın bitişinde deney grubu öğrencilerinden grubun etkililiğine ilişkin alınan görüşlerin de programın etkili olduğunu yönündedir. Elde edilen bulgular tartışılmış ve bazı önerilerde bulunulmuştur.Öğe ERİNLERDE OKULA BAĞLANMANIN YORDAYICISI OLARAK SOSYAL KAYGI VE DEPRESİF BELİRTİLERİN İNCELENMES(2015) Yıldız, Mehmet Ali; Kutlu, MustafaÖz: Bu araştırmanın amacı, ilköğretimdeki (ortaokul) erinlerin okula bağlanma düzeyleri üzerinde sosyal kaygı belirtileri ile depresif belirtilerin yordayıcı etkisinin olup olmadığını incelemektir. Araştırmanın örneklemini Diyarbakır ili merkez ilçelerindeki ilköğretim okullarının 6. 7. ve 8. sınıflarına devam eden yaş ortalaması 12.86 (Ss= 1.08) olan 242'si kız (% 53.8) ve 208'i erkek (% 46.2) olmak üzere toplam 450 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmanın verilerinin analizinde, betimsel istatistikler, araştırmanın değişkenleri arasındaki ilişkilerin saptanması için Pearson Çarpım Momentler Korelasyon Katsayısı; depresif belirtiler ve sosyal kaygı değişkenlerinin okula bağlanmayı yordamasına ilişkin ise Çoklu Doğrusal Regresyon Analizi kullanılmıştır. Araştırmada, anlamlılık düzeyi .05 olarak alınmıştır. Araştırmadan elde edilen bulgulara göre, depresif belirtiler ile genel durumlarda sosyal kaçınma ve huzursuzluk duyma (G-SKHD) değişkenlerinin, okula bağlanma üzerinde anlamlı düzeyde yordayıcı olduğu görülürken; olumsuz değerlendirme korkusu (ODK) ve yeni durumlarda sosyal kaçınma ve huzursuzluk duyma (Y-SKHD) değişkenlerinin, okula bağlanma üzerinde anlamlı bir yordayıcı olmadığı görülmüştür. Araştırmadan elde edilen bulgular, depresif belirtiler ile genel durumlarda sosyal kaçınma ve huzursuzluk duymanın, erinlerin okula bağlanmaları üzerinde önemli değişkenler olduğunu göstermiştir. Erinlerin okula bağlanma düzeylerini yükseltmek için sosyal kaygı ile depresif belirtilerini azaltma odaklı psiko-eğitim programları hazırlanarak okullarda uygulamalar yapılabilir.Öğe Evaluation of vascular reactivity of young male hypogonadotrophic hypogonadism patients(Springer, 2010) Deniz, Ferhat; Ermis, Necip; Kepez, Alper; Tuerk, Baris; Akkoyunlu, Murat; Kara, Batuhan; Kutlu, MustafaWe aimed to study the vascular reactivity of young male hypogonadal hypogonadism patients without any cardiovascular risk factors and compare these findings with the ones of age-matched healthy controls. Study population consisted of 26 young male hypogonadotrophic hypogonadism patients (20.9 +/- A 1.3 years) and 25 age-matched healthy male controls (21.8 +/- A 2.9 years, P = NS). In addition to detailed hormonal analysis, each subject underwent ultrasound study of right brachial artery. Vessel diameter was measured at rest, during reactive hyperemia [endothelium-dependent flow-mediated vasodilation (FMD)] and after sublingual nitroglycerin administration (endothelium-independent vasodilation). Both flow-mediated and endothelium-independent sublingual nitroglycerin mediated dilatation values of patients were higher compared to controls (12.98 +/- A 10.76% vs. 7.92 +/- A 1.96%, P = 0.003 and 21.44 +/- A 10.36% vs. 14.72 +/- A 3.57%, P = 0.023, respectively). Linear regression analysis revealed that only serum HDL levels (relative risk 2.94, 95% CI 0.12-0.66, P = 0.006) and baseline vessel diameter (relative risk -2.77, 95% CI -17.73 to -2.70, P = 0.009) were found to be independently associated with FMD values. Endogenous male sex hormones seem to exert negative effects on vascular reactivity parameters and much of their effects are indirect that is by the way of alteration on lipid profile.Öğe İletişim Becerileri Eğitiminin Öğrencilerin Kendini Ayarlama ve İyimserlik Düzeylerine Etkisi(Eurasian Journal of Educational Research, 2007) Kutlu, Mustafa; Balcı, Seher; Yılmaz, MügeÖz: Problem Durumu: Sosyal bir varlık olan insanın çevresindeki insanlarla etkileşiminde ve iletişiminde iletişim becerileri önemli rol oynar. Etkili bir iletişim becerisine sahip olan birey hem kendisine ve hem de çevresine kolay bir şekilde uyum sağlayabilir. Bu sayede kendini ayarlayabilmenin yolunu öğrenir ve nerede nasıl davranacağına dikkat eder. Böylece olaylara, durumlara ve geleceğe iyimser bir bakış açısı geliştirebilir. Araştırmanın Amacı: Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin almış oldukları iletişim becerileri eğitiminin onların kendisini ayarlama ve iyimserlik düzeylerine etkisinin olup olmadığı incelenmiştir. Başka bir deyişle, iletişim becerileri eğitiminin üniversite öğrencilerinin kendini ayarlama ve iyimserlik düzeylerine etkisi incelenmiştir. Araştırmanın Yöntemi: Araştırma, ön-test, son-test kontrol gruplu deneysel bir çalışmadır. Bu araştırmada 'Kontrol Gruplu Ön-test ve Son-test Model' araştırma deseni olarak kullanılmıştır (Kaptan, 1991). Araştırmanın Evreni; Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde öğrenim gören ve seçmeli ders olarak İnsan İlişkileri ve İletişim dersini seçen tüm öğrencilerden oluşmaktadır. Araştırmanın Örneklemi ise; yılında Ondokuz Mayıs Üniversitesi'nde öğrenim gören ve seçmeli ders olarak İnsan İlişkileri ve İletişim dersini seçen 90 öğrenciden oluşmaktadır. Araştırmanın bağımsız değişkeni, ön-test ve son-test uygulamaları arasmda yapılan iletişim becerileri eğitimidir. İletişim becerileri eğitimi, 10 kişilik deney grubuna 10 oturumluk süre içinde verilmiştir. Araştırmada veri toplama araçları olarak, öğrencilerin iyimserlik düzeyleri için Balcı ve Yılmaz (2002) tarafından geliştirilen 'İyimserlik Envanteri' ve kendini ayarlama düzeyleri ise, Bacardi (1990) tarafından Türkçe'ye uyarlanan 'Kendini Ayarlama Ölçeği' kullanılmıştır. Araştırmada elde edilen verilerin çözümlenmesi "SPSS 10.0 Paket Programı yardımıyla yapılmıştır. İletişim becerileri eğitimi programının yukarda belirtilen bağımlı değişken (iyimserlik düzeyi ile kendini ayarlama düzeyi) üzerinde etkisinin önemli olup olmadığını test etmek amacıyla Mann Withney U testi kullanılmıştır (Gamgam, 1998) . Araştırmada iyimserlik ve kendini ayarlama düzeyleri yönünden deney ve kontrol grupları arasında anlamlı fark olup olmadığını (grupların denk olup olmadığı) sınamak için Wilcoxon İşaretli Sıralar Testi kullanılmıştır. Ortalamalar arası farkların önem dereceleri test edilirken tüm analizlerde hata p<.05 olarak alınmıştır. Bulgular ve Sonuç: İyimserlik ve kendini ayarlama düzeyleri yönünden deney ve kontrol grupları arasında anlamlı fark olup olmadığını (grupların denk olup olmadığı) sınamak için yapılan Mann Whitney U testi sonucunda iki grup arasında anlamlı farkın olmadığı bulunmuştur. Araştırma sonucunda; iletişim becerileri eğitimi verilen ve verilmeyen öğrencilerin kendini ayarlama son-test puan ortalamaları arasındaki farkın p<.05 düzeyinde anlamlı olduğu görülürken, iyimserlik düzeyleri son-test puan ortalamaları arasındaki farkın ise p<.05 düzeyinde anlamlı olmadığı görülmüştür. Bu sonuç verilen iletişim becerileri eğitimi öğrencilerin kendini ayarlama düzeylerini yükseltirken, iyimserlik düzeylerinde fark yaratmamıştır. Araştırma sonucunda; deney grubundaki öğrencilerin kendini ayarlama düzeylerine ilişkin ön-test ve son-test puan ortalamaları arasındaki farkın p<.05 düzeyinde anlamlı olduğu görülürken, iyimserlik düzeyleri ön-test ve son-test puan ortalamaları arasında ise farkın p< .05 düzeyinde anlamlı olduğu görülmüştür. Bu sonuç verilen iletişim becerileri eğitiminin öğrencilerin kendini ayarlama düzeylerini yükseltirken, iyimserlik düzeylerinde herhangi bir fark yaratmamıştır. Bu sonuç araştırmanın denencesini kısmen desteklemektedir. Kontrol grubu iyimserlik ve kendini ayarlama düzeylerine ilişkin ön-test, son-test puan ortalamaları arasında p< .05 düzeyinde anlamlı fark olmadığı görülmüştür. Yorum ve Öneriler: Bulgular iletişim becerileri eğitiminin öğrencilerin kendini ayarlama düzeylerinde anlamlı yönde etkilediğini gösterirken, iyimserlik düzeylerinde herhangi bir etkiye neden olmamıştır. İletişim becerileri eğitiminin öğrencilerin iyimserlik düzeylerinden herhangi bir değişmeye neden olmaması, eğitim programında iyimserlik düzeylerini geliştirici çalışmalara yer verilmemesi olabilir.Verilen eğitim öğrencilerin sadece kendini ayarlama düzeylerini yükseltmekte etkili olmuştur. Elde edilen sonuçlara dayalı olarak aşağıdaki önerilere yer verilebilir: Bilişsel başa çıkma yöntemleriyle ilgili bir eğitim verilmesi ve buna ilişkin etkinliklerin programa eklenmesi gerekli olabilir. Ayrıca iyimserlik düzeyini yükseltmeye ilişkin etkinliklerin programda yer alması yararlı olabilir. Başlık (İngilizce): The Effect of Communication Skills Training on University Srudents' Self-Monitoring and Optimism Levels Öz (İngilizce): Problem Statement: Communication skills play an important role in the interaction and communication process between man, a social creature, and his environment. The individual equiped with effective communicative ability can adapt to both himself and his environment. In this way he learns how to adjust himself and pays attention to the code of conduct where necessary. Thus he can develop an optimistic point of view towards situations and future. Purpose of Study: The purpose of this study was examine whether the communication skills training program offered to university students have an effect on their levels of self-monotoring and optimism. In other words, the effect of communication skills training on self-monitoring and optimism levels of university students was investigated. Methods: This research is an experimental one based on control-grouped pre-test and post-test design "Control-Grouped Pre-test Post-test Design" was used in this study (Kaptan, 1991). The population of this study comprises 90 students who attend Ondokuz Mayıs University and take the elective course of Interpersonal Relations and Communication. The sample of the study includes 20 students who attend Ondokuz Mayıs University and take the elective course of Interpersonal Relations and Communication. The independent variable of the study is the communication skills training conducted between the application of pre-test and post-test. The communication skills training was conducted on all 10 students in the experiment group throughout the 10 sessions. In order to collect data about the students' level of optimism, the "Optimism Inventory" developed by Balcı and Yılmaz (2002) was used. And the data about the students' level of self-monitoring were collected using the "Self-Monitoring Scale" adapted into Turkish by Bacardi (1990). The data obtained were analyzed with the help of SPSS 10.0 software program. The pre-test and post-test scores of the students in the experiment and control groups from the optimism and self-monitoring scales were arranged so as to test the hypothesis of the study. Mann Withney U test (Gamgam, 1998) was used in order to test whether the training program on Communication skills have a significant effect on the dependent variable cited above (the level of optimism and self-monitoring). And Wilcoxon Signed-Rank Test was used in order to test whether there is a significant difference between the control and experiment groups with regard to optimism and self-monitoring levels (whether the groups are equivalent). In testing the significance of the differences between means, probability value was calculated as p<05 in all the analyses. Findings and Results: The Mann Whitney U test used to test whether there is a significant difference between the control and experiment groups with regard to their levels of optimism and self-monitoring (whether the groups are equivalent) revealed that no significant difference exists between two groups. The findings indicated that while the difference between average post-test scores concerning self-monitoring of the students attending and not attending communication skills training program was significant ( p<.05 ), the difference between average post-test scores concerning optimism was not significant ( p<.05 ). The findings indicated that while the difference between average pre-test and post-test scores concerning optimism levels of the students in the experiment group was not significant ( p<.05 ), the difference between average pre-test and post-test scores concerning self-monitoring levels was significant (p<.05 ). Thus, while communication skills training increased the students' level of self-monitoring, it made no difference in the students' level of optimism. This finding partly supports the hypothesis of this study. It was found that no significant difference exists between the average pre-teşt and post-test scores concerning the self-monitoring and optimism levels of the students in the control group (p< .05). Conclusions and Recommendations: Findings suggest that while communication skills training program had a significant effect on the students' level of self-monitoring, it had no effect on the students' level of optimism. The reason why communication skills training had no effect on the students' level of optimism may be the fact that studies intending to improve the students' level of optimism are not represented in the curriculum. Moreover while a significant difference was obtained between the pre-test arid post-test scores concerning the self-monitoring level of the students participating to communication skills training program, no significant difference was found between the average pre-test and post-test scores concerning the optimism level of the students. The training offered has been effective in increasing only the self-monitoring levels of the students. Based on the results obtained the following can be suggested: It may be necessary to offer the students training about cognitive coping methods and to include relevant activities into the curriculum. Moreover it may help include certain activities intending to increase the level of optimism.Öğe The Impact of Friendship Skills Psycho-education on the Friendship Quality of 9-12 Year-Old Students(Turkish Education Assoc, 2017) Ozturk, Nilgun; Kutlu, MustafaThe objective of the present study is to examine the effect of friendship skills psycho-education (FSE) on the quality of friendship among 9-12-year-old students. In the study, a 3x2 (experiment, control and placebo group x pre-test-post-test) mixed design was used. For this purpose, in the first taint of 2014-2015 academic year, a friendship quality scale was applied to the 5th and 6th grade students in a secondary school in a province center in Eastern Anatolia in order to determine who will participate in the friendship skill psycho-education program. A total of 27 volunteering students (experimental group = 9, control group = 9, placebo group = 9) who met the inclusion criteria for the psycho education program were randomly assigned to the experiment, control and placebo groups as a result of the conducted pretest. In order to improve the friendship qualities of the participants in the experimental group, a 11-session friendship skills psycho education program developed by the researcher, and with the placebo group, a five-session group consulting application on efficient studying methods and techniques were conducted. No application was conducted with the control group. Two-factor ANOVA results demonstrated that friendship skills psycho education program was effective on the quality of friendship. The results of the present study, showed that the friendship skills psycho-education program could be used as an effective approach to improve the friendship qualities of students aged between 9 and 12.Öğe An Investigation of Bullying Cases in Middle School Students in Terms of Some Variables(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 2014) Öztürk, Nilgün; Atlı, Abdullah; Kutlu, MustafaÖz: Bu araştırmada, ortaokula devam eden öğrencilerin kurban olma ve zorbalık yap ma eğilimlerinin cinsiyet, sınıf düzeyi ile okul ve çevresinde yaşanan şiddet olaylarına göre bir f arklılık gösterip göstermedikleri incelenmiştir. Araştırmanın çalışma grubu ilköğretim okullarının 6., 7. ve 8. sınıf larına devam eden 210 u (% 49) kız; 219 u (% 51) erkek top lam 429 öğrenciden oluşmaktadır. Veriler Geleneksel Akran Zorbalığı Ölçeğinin yeni düzenlemeler yapılmış olan hali ile araştırmacılar tarafından geliştirilen Kişisel Bilgi Formu ile top lanmıştır. Verilerin analizinde t testi, tek yönlü varyans analizi ve Tukey Testi kullanılmıştır. Öğrencilerin sınıf düzeyi değişkenine göre zorba olma düzeylerinde anlamlı bir f ark görülmezken, cinsiyet ile okul ve çevresinde yaşanan şiddet değişkenine göre zorba olma düzeylerinde istatistiksel olarak anlamlı f arkların olduğu görülmüştür. Bunun yanında, öğrencilerin okul ve çevresinde yaşanan şiddet olayları değişkeni kurban olma düzeylerinde anlamlı bir f ark göstermiştir. Ancak öğrencilerin kurban olma düzeylerinde, cinsiyet ve sınıf değişkeninin anlamlı bir f ark göstermediği görülmüştür.Öğe Ortaokul öğrencileri arasındaki zorbalık olaylarının bazı değişkenler açısından incelenmesi(İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi, 2014) Öztürk, Nilgün; Kutlu, Mustafa; Atli, AbdullahIn this study, middle school students' tendencies of bullying and victimisation in terms of their gender, grade and the violent events taking place at and around the school were examined. The study group consists of 429 students, 210 (49%) of whom are female and 219 (51%) are male. Students with different socio-economic status were attending to 6th, 7th and 8th grades. Data were collected through the latest form of "Traditional Peer Bullying Scale" and "Personal Information Form" developed by the researchers. The data were analyzed through t-test, one-way analysis of variance and "Tukey’s Test". The levels of bullying with respect to the grade level showed no significant difference. On the other hand, significant differences were observed with regard to gender and violence in and around the school. In addition, the variance of being a victim of violence in and around the schools makes a significant difference in their level of being victims. Whereas, it has been found out that the variances of grade level and gender didn’t make any differences.Öğe Özel ve Resmi İlk Öğretim Okulu Öğrencilerinin Öğretmenlerinden Bekledikleri ve Gözledikleri Rehberlik Davranışları(Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 2002) Kutlu, Mustafa; Güven, MehmetÖz: Bu araştırmanın amacı, özel ve resmi ilköğretim okullarına devam eden öğrencilerin öğretmenlerinden rehberliğin çeşitli alanlarına ilişkin bekledikleri ve gözledikleri davranışlar arasında bir fark olup olmadığını incelemektir. Ayrıca araştırmada; önce, öğrencilerin öğretmenlerinden bekledikleri rehberlik davranışları, sonra da gözledikleri rehberlik davranışları devam ettikleri okul türü, cinsiyet ve sınıf düzeyi değişkenlerine göre değişip değişmediği de incelenmiştir. Araştırma, 2000-2001 eğitim öğretim yıllında Malatya il merkezinde bulunan iki özel ve iki resmi ilköğretim okulunun 7. ve 8. sınıflarına devam eden öğrenciler üzerinde yürütülmüştür. Özel okullardan 13 ve resmi okullardan da 168 olmak üzere toplam 331 öğrenci (l53'ü kız, 178'i erkek) araştır-manın örneklemini oluşturmuştur.Araştırmanın verileri "Beklenen RehberlikDavranışları Ölçeği (BRDÖ)", "Gözlenen RehberlikDavranış Ölçeği (GRDÖ) " ve "Kişisel Bilgi Formu " aracılığıyla toplanmıştır.Toplanan verilerin istatistiksel analizinde "t-test tekniği "nden yararlanılmıştır. Araştırmada elde edilen bulgular literatür ışığında tartışılmış ve bazı önerilerde bulunulmuştur. Başlık (İngilizce): Private and State Primary School Students ' Expected and Observed Guidance Behaviors of Their Teachers Öz (İngilizce): The purpose of this study is to investigate whetherthere is any difference between the private and stateprimary school students ' expected and observed guidance behaviors of their teachers. The study has been carried out during 2000-2001 academic year among 7 th and 8 th grades in two private and two state primary schools in Malatya. 163 students from private schools and 168 students from state schools joined the study. Resarch data vere collected through Excepted Guidance Behaviors Scale (EGBS=BRDO), Observed Guidance Behaviors Scale (OGBS=GRDO) and Personel Information Questionnaire 2000 - 2001 academic year. For the analysis "t-test" was used. The findings of the research were discussed in the light of the literature and some suggestions have been made.Öğe Psikolojik Danışmanların Maneviyata İlişkin Tutumları ve Etkili Danışman Nitelikleri Arasındaki İlişkiler(2021) Kasapoğlu, Figen; Kutlu, MustafaÖz Bu araştırmanın amacı psikolojik danışmanların danışma sürecinde manevi konulara ilişkin tutumlarını manevi yönelimleri ve etkili danışman nitelikleri açısından incelemektir. Araştırmanın örneklemi uygun örnekleme yöntemi ile seçilen 514 (344 kadın, 170 erkek) danışmandan oluşmuştur. Araştırmada veri toplama araçları olarak Kişisel Bilgi Formu, Etkili Psikolojik Danışman Niteliklerini Değerlendirme Ölçeği, Manevi Yönelim Ölçeği ve Psikolojik Danışmada Maneviyata Yönelik Danışman Tutum Ölçeği kullanılmıştır. Psikolojik danışmanların danışma sürecinde manevi konulara ilişkin tutumlarını manevi yönelimleri ve etkili danışman nitelikleri açısından incelemek için çoklu regresyon analizi yapılmıştır. Analiz sonuçları, manevi yönelim ve etkili danışman niteliği esneklik boyutunun danışmanların danışma sürecinde manevi konulara ilişkin tutumlarını anlamlı düzeyde ve pozitif yönde; etkili danışman niteliği entelektüel yeterlik boyutunun ise anlamlı düzeyde ve negatif yönde yordadığını göstermiştir. Etkili danışman niteliklerinden enerji, destek, iyi niyet ve öz-farkındalık boyutlarının danışmanların danışma sürecinde manevi konulara ilişkin tutumlarını anlamlı düzeyde yordamadığı bulunmuştur. Araştırmanın bulguları ilgili alan yazın çerçevesinde yorumlanmış ve öneriler sunulmuştur.