Fen Bilimleri Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 1344
  • Öğe
    Melasın değerlendirilmesinde şlempeden kaynaklanan kirliliğin azaltılması üzerine bir çalışma
    (İnönü Üniversitesi, 1997) Aya, Kamil
    Bu çalışmada şeker fabrikalarında yan ürün olarak üretilen melastan fermantasyon yoluyla alkol üretimi sırsında oluşan şlempeden kaynaklanan kirliliğin azaltılma imkanları incelenmiştir. Bu amaçla yapılan çalışmalar üç bölüm halinde incelenmiştir. Birinci bölümünde melas+fruktoz karışımlarında maya çoğaltma imkanları, ikinci bölümde ise melas+fruktoz kanşımlanmn fermantasyonu ve bazı parametrelerin fermantasyon randımanına etkisi araştırılmıştır. Bu grup deneylerden elde edilen sonuçlar göstermiştir ki belirli oranlardaki melas+fruktoz karışımlarının fermantasyonunda yüksek randımanla alkol üretilebilmektedir. Fermantasyon sırasında oluşan şlempede kirletici oranı daha düşüktür. Bu nedenle melas+fruktoz karışımından alkol üretimi sırasında şlempeden kaynaklanan toplam kirletici miktarında %44.4 oranında bir azalma sağlanabileceği tespit edilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümde ise şlempeden ekstraksiyon yöntemiyle potasyum uzaklaştırılması incelenmiştir. Bu amaçla reaktif olarak 18-Crown-6 taç eter kullanılmış ve ekstraksiyon sonucu şlempe içindeki potasyumun yaklaşık %76 sı taç eterle bağlanarak uzaklaştınlabileceği tespit edilmiştir. Kullanılan taç eterin yaklaşık olarak % 72 si geri kazanılarak tekrar kullanılabilmektedir. Bu çalışmada bulunan sonuçlara dayanılarak, şlempeden kaynaklanan kirliliğin azaltılmasında sade melas yerine melas+fruktoz karışımlarının kullanılmasının uygun bir yöntem olacağı ifade edilebilir.
  • Öğe
    Toprak ve su örneklerinde bazı metallerin (al, se) spesiasyonu
    (İnönü Üniversitesi, 1995) Küçükbay, F. Zehra
    Bu çalışmada, Malatya ili içme suları, Karakaya baraj gölü suyu ve yine Malatya'nın çeşitli yörelerine ait topraklarda alüminyum ve selenyum katyonlarının çeşitli formlardaki miktarları absorbsiyon spektrometresi ile tayin edildi. Toprak ve su örneklerinde, eser miktarlarda bulunan alüminyum ve selenyumun spesiasyonu için ayırma-zenginleştirme işleminin yapılması gerektiği düşünüldü ve bu amaçla alüminyum ve selenyum türleri için analiz şemaları geliştirildi. Amberlit XAD tipi reçineli mini kolonlar kullanılarak, ayırma-zenginleştirme işlemi gerçekleştirildi. Yapılan çalışmalar sonunda, alüminyum için en iyi kompleksleştiricinin, 8-hidroksi kinolin(oksin) ve uygun pH'ın, 8 olduğu, selenyum için ise en iyi kompleksleştiricinin, amonyum pirolidin ditiyo karbamat(APDC) ve en uygun pH'ın, 1.6-2.0 olduğu görüldü. Su örneklerindeki organik bağlı alüminyum ve selenyum türleri, fotodekompozisyon tekniği kullanılarak parçalandı ve seviyeleri XAD-tipi amberlit reçinelerle zenginleştirme işlemi yapıldıktan sonra AAS ile belirlendi. Toprak numunelerindeki alüminyum ve selenyum spesiasyonunu gerçekleştirmek için çeşitli toprak ekstraktları hazırlandı ve bu ekstraktlardaki alüminyum ve selenyumun doğrudan veya kolon kromatografı tekniği ile zenginleştirildikten sonra atomik absorbsiyon spektrometresi ile analizlendi.
  • Öğe
    Bazı biyokimyasal moleküllerin iletken polimer elektrotlardaki voltametrik davranışlarının incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi, 1995) Erdoğdu, Gamze
    Bu çalışmada, katekol, hidrokinon, dopamin, askorbik asit, epinefrin, asetaminofen ve p-aminofenolûn diferansiyel puis voltametrisi ile poli-3-metiltiyofen, polipirol, polianilin ile modifiye edilmiş elektrotlarda elektrokimyasal davranışları incelendi. Bu moleküllerin voltametrik analizine zemin elektrolit tür ve pH'sı ile film kalınlığının etkisi sistematik olarak araştırıldı. Ayrıca, dopamin ve askorbik asit ikili karışımının elektrokimyasal davranışları çevrimli voltametri ve her bir bileşenin analizi diferansiyel puis voltametrisi ile incelendi. Polimer elektrotlarda dopamin ve askorbik aside ait pik konumlan pH'nm artmasıyla daha negatif potansiyellere kaymaktadır. Dopamin-askorbik aside ait pik konumlan ait potansiyel farklan ise pH ile sabit kalmaktadır. Zemin elektrolit etkisi bu iki analitten sadece askorbik asidin poli-3-metiltiyofen elektrodunda bir etki olmaktadır. Diğer analit türlerinin voltametrik pik konumlan elektrolit tür ve pH'sı ile etkilenmektedir. Film kalınlığı artarken pik yükseklikleri de artmaktadır. Polimer kaplı elektrotlar bu moleküllerin amperometrik detektörlü flow injection analizlerinde kullanıldı. Polimer elektrotlarla elde edilen yanıtlann çıplak Pt ile karşılaştırıldığında 5-16 kez daha fazla olduğu görüldü. Poli-3-metiltiyofen elektrodunda tayin sınırlan asetaminofen için 5 ppb, katekol, hidrokinon, askorbik asit, epinefrin ve dopamin için 10 ppb, p-aminofenol için 20 ppb olarak bulunmuştur. Benzer şartlar altında hazırlanan elektrotlarda sonuçlar şunu göstermiştir; Au ve Pt elektrotlar ile karşılaştınldığında, her üç polimer elektrot da elektrokatalitik aktivite göstermektedir. Bununla birlikte, poli-3-metiltiyofen, diğer elektrotlardan daha iyi kararlılık göstermektedir.
  • Öğe
    Sasakiyan manifoldlarının lightlike altmanifoldları üzerine
    (İnönü Üniversitesi, 2009) Yıldırım, Cumali
    Bu tez dört bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölüm giriş olarak düzenlenmiştir, ikinci bölümde diğer bölümlere faydalı olacak temel tanım ve kavramlar; vektör demetleri, distribüsyonlar, Semi-Riemann manifoldlar, dejenere altuzaylar, lightlike altmanifoldlar ve belirsiz Sasakiyan manifoldlar ele alınmıştır. Üçüncü bölümde belirsiz Sasakiyan manifoldlann transversal lightlike altmanifoldlan tanımlanmakta örnekler verilmekte ve indirgenmiş konneksiyonun metrik konneksiyon olması için şartlar elde edilmektedir. Aynca tamamen kontakt umbilik transversal lightlike altmanifold tanımı verilerek karakterizasyonlar elde edilmektedir. Dördüncü bölümde belirsiz Sasakiyan manifoldlann ekran transversal lightlike altmanifold tanım ve örnekleri verilmekte ve distribüsyonlannın geometrisi İncelenmektedir. Aynca belirsiz Sasakiyan manifoldun herhangi reel lightlike eğrisinin ekran transversal lightlike altmanifoldlarm bir örneği olduğu gösterilmektedir. Son olarak belirsiz Sasakiyan manifoldlann tamamen kontakt umbilik ekran transversal lightlike altmanifoldlarm geometrisi İncelenmektedir. ANAHTAR KELİMELERıLightlike Altmanifold, Belirsiz Sasakiyan manifold, Transversal lightlike altmanifold, Ekran transversal lightlike altmanifold.
  • Öğe
    Burgers denkleminin çözümüne bir varyasyonel yaklaşım
    (İnönü Üniversitesi, 2003) Aksan, Emine Nesligün
    Bu tez beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde, Burgers denkleminin tarihçesi sunulmaktadır. İkinci bölümde, konuyla ilgili temel tanım ve teoremler, denklem sistemlerinin çözümleri, zamanı ayrıştırma yöntemi ve en küçük kareler yöntemi verilmektedir. Üçüncü bölümde, Burgers denklemi ile ısı denklemi arasındaki ilişki göz önüne alınarak denklemin analitik çözümü verilmektedir. Dördüncü bölüm tezin orjinal kısmıdır. Bu bölümde, bir boyutlu non-lineer kısmi diferansiyel denklem olan Burgers denklemi, zamanı ayrıştırma yöntemi kulla nılarak p- tane non-lineer adi diferansiyel denkleme dönüştürülmüştür. Bu denklem lerden her biri bir varyasyonel yöntem olan en küçük kareler yöntemiyle çözülmüştür. Beşinci bölüm dördüncü bölümün nümerik sonuçlarına ayrılmıştır, e > 0.01 için değişik zaman adımlarında elde edilen nümerik çözümler ile analitik çözümler tablolar ve grafikler verilerek karşılaştırıldı. Bunların mükemmel uyum içinde olduk ları görüldü, e < 0.01 için küçük zaman adımlarında analitik çözüm çalışmamasına rağmen e = 0.00001 için küçük zaman adımlarında elde edilen nümerik çözümlerde problemin matematiksel yapısının bozulmadığı gösterilmiştir. ANAHTAR KELİMELER: Burgers Denklemi, Zamanı Ayrıştırma Yöntemi, En Küçük Kareler Yöntemi, Non-lineer Denklem Sistemlerinin Çözümünde Newton Yöntemi.
  • Öğe
    Gamma halkalarında fuzzy idealler ve gamma-near-halkalarında türevler
    (İnönü Üniversitesi, 2005) Uçkun, Mustafa
    Bu çalışmanın birinci bölümünde, diğer bölümlerde kullanılan kavramların tanımları ve bu kavramlar ile ilgili bazı özellikler verilmiştir. İkinci bölümde, fuzzy idealler, simetrik bi-gamma-türevler ve türevli near halkalar ile ilgili bazı sonuçlar sunulmuştur. Üçüncü bölümde, fuzzy idealler kullanılarak, Artinian ve Noetherian gamma-halkaların karakterizasyonu incelenmiştir. Ayrıca fuzzy ideallere güre belirlenen fuzzy bülüm gamma-halka tanımlanmış ve gamma-homomorizmalar ile ilgili bazı sonuçlar elde edilmiştir. Dördüncü bölümde, herhangi bir türevli gamma-near-halkanın değişmeli solabilmesi işin bazı koşullar araştırılmıştır. Bundan başka herhangi bir gamma-near-halka üzerinde simetrik bi-gamma-türev ve simetrik bi-genelleştirilmiş gamma-türevli tanımlanmış ve ayrıca herhangi bir simetrik bi-gamma-türevin izi (aynı zamanda simetrik bi-genelleştirilmiş gamma-türevin izi) kullanılarak, herhangi bir gamma-near-halkanın değişmeli olması ile ilgili bazı sonuçlar verilmiştir.
  • Öğe
    Kanser hastalarına yönelik hastane bahçe tasarım önerisiningeliştirilmesi, İnönü üniversitesi Turgut Özal tıp merkezi onkolojihastanesi örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Sağlam, Melı?ke; Pouya, Sıma
    Hastanelerde, hastane bahçesi olarak karşımıza çıkan doğal alanların, hastaların ruhsal açıdan iyilik hallerindeki etkisine ilişkin birtakım klinik bulgular elde edilmiştir. Literatürde doğa ile birlikte olmanın hastaların gündelik hayatlarında ki olumlu katkıların nedenleri araştırılmış ve hastaların doğadan; içsel, beyinsel ve fiziksel olarak fayda sağladıkları görülmüştür. Türkiye'de hastane bahçelerine ihtiyaç duyan özellikle kanserli olan bireylerin gidebilecekleri yerler oldukça sınırlıdır. Bu nedenle kanser hasta sahibi aileler ve hastalar çaresiz, umutsuz, mutsuz ve zor durumdadırlar. Bu çalışmanın amacı İnönü Üniversitesi Onkoloji Hastanesi içerisinde kanser hastalarına yönelik hastane iç bahçesinin planlanması ve bu doğrultuda tasarım önerisinin geliştirilmesi olmuştur. Kanserli hastalar için yapılmış olan hastane bahçesinin tasarımında, kullanıcılarda, stresin azaltılması, dengeli bir duyusal ortamın yaratılması, motivasyonun artırılması ve hastane ortamından farklı daha sakın ve ferah bir alanın sağlanmışı için bazı konular dikkate alınmıştır. Tez çalışması birbirini izleyen 4 analitik aşamadan oluşmaktadır. Bunlar sırasıyla (1) literatür araştırması (2) alan sörveyi ve analizi (3) kullanıcı istekleri ve ihtiyaçlarının belirlenmesi ve (4) hastane bahçesi tasarım önerisinin geliştirmesi oluşmuştur. Kullanıcı istekleri ve ihtiyaçlarının belirlenmesi için hastaneye gelen hasta ve hasta yakınlarına anket çalışması ve çalışma alanındaki doktorlar ile yüz yüze görüşmelerin yapılması gerçekleştirilmiştir. Ayrıca hastane yetkilileri ile yapılan görüşmeler sayesinde çalışma alanı değerlendirilmiştir. Yöntemin son aşamasında; literatür çalışması, alan sörveyi ve analizi, kullanıcıların istekleri ve ihtiyaçlarının belirlenmesi aşamalarından elde edilmiş olan bulgular sayesinde kanserli bireyler için hastane iç bahçesi tasarım önerisi yapılmıştır. Bu aşamada, projenin oluşması ve dijital ortama aktarılması için Autocad 2021, Sketchup 2021 ve Lumıon gibi bilgisayar programları kullanılmıştır. Sonuç olarak bu çalışmada onkoloji hastane bahçesi tasarımında bulunması gereken peyzaj ögeleri tespit edilerek bu bahçelerin tasarımı için bir takım öneriler geliştirilmiştir.
  • Öğe
    Lorenzian para-Sasakian manifoldlarda soliton tipleri
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Gelerı?, Mehmet Hanı?fı?; Yıldız, Ahmet
    Bu tez üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde konu ile ilgili temel kavramlar verilmiştir. İkinci bölümde hemen hemen değme metrik manifoldlar, değme metrik manifoldlar ve paradeğme metrik manifoldlar ile ilgili temel tanım ve teoremler verilmiştir. Üçüncü ve dördüncü bölümde Lorentzian para-Sasakian manifoldlar tanımlanmış ve bu manifold üzerinde Ricci soliton ve ??-Ricci soliton tipleri çalışılarak çeşitli eğrilik şartları incelenmiştir.
  • Öğe
    Cloning and expression of SARS-COV-2 spike gene in bacteria and yeast
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Özşahı?n, Okan; Geçkı?l, Hı?kmet
    Şiddetli Akut Solunum Sendromu Koronavirüs 2 (SARS-CoV-2), 2019 yılında Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıkan, koronavirüs hastalığına (COVID-19) neden olan, zarflı, pozitif anlamlı, tek sarmallı bir RNA virüsüdür. Virüs partikülleri bir RNA (mRNA), yapısal proteinler, yapısal olmayan proteinler (NSP'ler) ve yardımcı proteinler içerir. Virüs, konakçı hücrelerin yüzeyindeki reseptörler aracılığıyla hücreye girdikten sonra 4 yapısal protein; Spike, Membran, Nükleokapsid, Zarf (S, M, N, E), yaklaşık 20 yapısal olmayan protein (NSP'ler) ve bir düzine yardımcı protein (AP'ler) yapılır. Virüsün girişi, partikül oluşması ve bağışıklıktan kaçması için yapısal proteinler gerekliyken, NSP'ler ve AP'ler transkripsiyon, replikasyon ve konak hücre kontrolünde önemlidir. Virüsün en büyük protein olan Spike glikoproteini viral bağlanma ve konakçıya girişe aracılık ettiğinden aşı geliştirme, monoklonal antikor tedavileri ve antijen bazlı veya PCR tanı testleri için önemli bir hedef olmuştur. Bu çalışmada Spike geni hem bakteri hem de mayada replikasyon ve ekspresyon yapabilen bir mekik vektörüne klonlanmış ve proteinin ifade profili araştırılmıştır. Çalışmamız hem bakteri hem de mayanın Spike proteinini ifade ettiğini ve rekombinant mekik vektörünün her iki hücre tipinde de kararlı bir şekilde muhafaza edildiğini gösterdi. Anahtar Kelimeler: SARS-CoV-2, COVID-19, Koronavirüsler, Spike proteini, Mekik vektörler, Escherichia coli, Sacharomyces cerevisiae.
  • Öğe
    Ankara vadilerindeki arazi dönüşüm sürecinin ekolojik planlama kapsamında incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Oktay, Elı?f; Cengı?z, Sevgı? Görmüş; Cengı?z, Üyesı? Serhat
    Kentsel büyüme, kent sınırları içinde yer alan ekosistemler üzerindeki baskıları arttırarak kent ekosistemlerinin parçalanmasına, bozulmasına ve yok olmasına neden olmaktadır. Kentsel büyümenin ekosistem üzerinde olumsuz etkilerini engelleyebilmek amacıyla kent ekosistemlerinin iyileştirilmesi ve sağlıklı hale getirilmesi için ekolojik planlama yaklaşımı ile sürdürülebilirliğin sağlanması hedeflenmektedir. Ekosistem hizmetleri, kent ekosistemine katkı sağlamanın yanında kentsel yeşil altyapı planlamalarının uygulanmasında da etkin bir yol sağlanmaktadır. Kent ekosistemleri içinde birden çok ekosistem hizmeti sağlayan vadiler kentsel ekosistemler üzerinde iyileştirici etkiye sahiptir. Ankara kentinde son yıllarda olumsuz yapılaşma koşulları ve yeşil alan bütünleşmesi yoksunluğu yaşanmaktadır. Ankara'da biyolojik çeşitliliğinin, kültürel değerinin, peyzaj değerinin, hava kalitesinin ve yeşil alan gereksinimin önemli unsurlarından olan vadiler hızlı kentleşme ve yaratılan rantlar ile birlikte zarar görmektedir. Bu tezin amacı; Ankara kentinde vadi planlama pratiklerinin 1980'den günümüze kadar değişim sürecini anlamak ve vadi ekosistemlerinin bu süreçteki değişimini saptamaktır. Ancak Ankara kent planları, vadi ekosisteminin nasıl değiştiğini anlamak için yeterli değildir. Bu nedenle tez kapsamında Ankara kent içi vadilerin 1984-2018 yılları arasında arazi kullanım değişimi irdelenerek bu sürecin arazi kullanımından, arazi değerinden nasıl etkilendiğinin yanı sıra vadi sistemlerinde yaşanan fiziksel ve sosyoekonomik değişimin belirlenmiştir. Vadi ekosisteminin iyileştirilmesine yönelik politika, planlama ve tasarım yaklaşımlarından hangilerinin benimsenmesi gerektiği üzerinde durulmuştur. Elde edilen veriler doğrultusunda Ankara ana kentsel çekirdekteki vadilerin ekosistem hizmetlerinin iyileşmesine katkı sağlayacak yeşil altyapı planlama ve tasarım rehberleri geliştirilmiştir. Ankara örneğinde geliştirilen rehberlerin Türkiye'deki vadi planlama politikalarına sunacağı katkılar değerlendirilmiştir. Anahtar Kelimeler: Ekosistem Hizmetleri, Yeşil Altyapı, Kentleşme, Kentsel Planlama, Peyzaj Planlama, Ankara
  • Öğe
    Peyzaj desen değişiminin mekânsal metrikler aracılığıyla çok zamanlı olarak ölçülmesi: İstanbul kent örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Kaya, Mücahı?t; Cengı?z, Üyesı? Serhat
    Kentler, endüstriyel devrimle birlikte ortaya çıkan sanayiye dayalı ekonomi-politik model sonucunda günümüzde hem tarımsal hem de tarım dışı üretim dağıtım ve denetim işlevlerinin toplandığı ve dünya nüfusunun yarısından fazlasına ev sahipliği yapan tarihsel, toplumsal ve ekonomik niteliğinin yanı sıra bizatihi biyolojik evrimin yapısına nüfuz ederek onu değiştiren insan baskın bir sosyo-ekosistemdir. Hem sosyo-ekonomik hem de ekolojik bir sistem olan kent tarımda makineleşme süreci, farklı uzmanlık alanlarının getirdiği istihdam alanları, kültürel ve ekonomik bir odak/cazibe merkezi olma özelliği nedeniyle içinde barındırdığı nüfusun hızla artması ve yığılması sonucunda merkezden çepere doğru hızla genişleyerek kent çeperinde kalan üretken peyzajların (tarım ve orman desenleri) hızla yapılı çevreye dönüşmesine neden olarak hem yerel ölçekte hem de küresel ölçekte bir takım ekolojik içerikli sorunların oluşmasına neden olmaktadır. Bu noktadan hareketle bu tez çalışmasında, yaklaşık 15.500.000 kişilik nüfusuyla Türkiye'nin en büyük kenti olan İstanbul'da 1984 ve 2020 yılları arasındaki 36 yıllık periyotta çoğunlukla kentsel arazi kullanımı bağlamında ortaya çıkan arazi kullanımı/örtüsü değişimin peyzaj deseni üzerindeki etkisi peyzaj metrikleri üzerinden matematiksel olarak ifade edilmiştir. Buna göre İstanbul kentinde 1984 ve 2020 yılları arasında yapay yüzeyler kategorisi %200 oranında artarken tarım alanları 304 km2 orman alanları 527 km2 azalmıştır. İnsan faaliyetlerinden kaynaklı habitat parçalanmaları ve yok olma süreçleri 1984 ve 2020 yılları arasında İstanbul'da peyzaj deseninin bozulmasına neden olmuştur. Kullanılan peyzaj metrikleri orman alanlarında ve tarım alanlarında delinme, parçalanma ve yok olma süreçlerinin birlikte yaşandığını ortaya koymuştur. 1984 ve 2020 yılları arasında orman alanlarındaki değişimin yaklaşık %70'i kentin kuzey bölümünde yaşanmışken, tarım alanlarındaki değişim ise çoğunlukla Avrupa yakasının güney – güneybatı bölümünde kıyı bölgesine yakın olarak gözlemlenmiştir. İstanbul habitat alanlarında yaşanan 831,1km2'lik alansal azalış ile birlikte IUCN kırmızı listeden seçilen fauna türleri habitat alanlarının neredeyse 5'te 1'ini kaybetmiştir.
  • Öğe
    Kentsel mekân organizasyonunda han ve pasaj geçişlerinin okunması: Malatya kent merkezi örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Cansu, Koray; Cengı?z, Sevgı? Görmüş
    Kentler, sürekli değişim ve dönüşüm geçiren canlı bir organizma gibidir. Kentlerdeki bu dinamik yapı, ekonomik, teknolojik, sosyal gelişmelere ve insan ihtiyaçlarına göre şekillenmektedir. 20. yüzyıl ile birlikte kırsaldan kentlere göç başlamış ve dolayısıyla kentlerde yaşanan hızlı yapılaşma ile çeşitli sorunlar ortaya çıkmıştır. Özellikle 1950 yılından sonra artan kent nüfusu Malatya kent merkezini ortak tüketim mekânına dönüştürmüştür. Bu dönüşüm sonucunda kent organizasyonunun bazı parçaları olumlu yönden gelişirken bazı kent parçaları ise arka planda bırakılarak atıl mekânlara dönüşmektedir. Malatya kent merkezinde, merkezi iş alanı (MİA) bölgesinde yoğunluk gösteren ve genellikle ticaret, geçiş, sosyalleşme amaçlarıyla kullanılan; pasajlar, hanlar, arastalar ve çarşılar, çeşitli sebeplerden yık-yap anlayışı ile AVM veya çok katlı iş merkezlerine dönüştürülmekte veya dönüştürülmek istenmektedir. Bölgedeki bu değişim, mevcut durumda yaya ve araç bakımından yoğun olan iş bölgesinin yoğunluğunu daha da artırmış, aynı zamanda ara mekânlar ile yollar arası geçiş sağlayan han ve pasaj bağlantılarını olumsuz yönde etkilemiştir. Bu sebeple, bazı ara mekânların kullanımı zamanla azalarak, işlevlerini kaybetmişlerdir. Potansiyeli tam olarak anlaşılamayan ara mekânlar kendi haline bırakılmış ve yalıtılmış alanlara dönüşmüşlerdir. Bu bağlamda çalışmada, Malatya Kent merkezinde tasarım ve planlama aşamalarında geri planda bırakılan, kentsel ara mekânlarının; mevcut durumdaki işlevi, yakın çevresiyle ilişkisi, erişilebilirlik ve okunabilirlik değerlerinin belirlenmesi ile sosyal ve mimari değerinin tespit edilmesi amaçlanmaktadır. Çalışmanın amacı doğrultusunda; Mekân dizim (Space syntax) yöntemi, kent imgesi yöntemi ve yaya sayım yöntemi kullanılmıştır. Hazırlanan analizler sonucunda mevcut durum çözümlemeleri yapılmış ve kentsel mekân organizasyonu ile ara mekânlar için mekânsal-işlevsel öneriler sunulmuştur. Son bölümde öneri haritalar üzerinden de mekân dizim yöntemi uygulanarak, mevcut durum ile öneri durum arasındaki artış değerleri tartışılmıştır.
  • Öğe
    Rosenau-Kawahara denkleminin sayısal çözümü üzerine bir çalışma
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Ekı?cı?, Heval Özdemı?r; Kutluay, Selçuk; Karaağaç, Berat
    Dört bölümden oluşan bu yüksek lisans tezinin birinci bölümünde, tezde göz önüne alınan Rosenau-Kawahara denklemi hakkında kısa bir literatür taraması verildikten sonra yaklaşık çözümleri bulunacak olan Problem 1 ve Problem 2 olarak isimlendirilen iki model problem tanıtıldı. İkinci bölümde ise öncelikle bu tez çalışmasında kullanılacak olan Crank-Nicolson korunumlu kapalı sonlu fark yönteminden bahsedildi. Sonra Rosenau-Kawahara denklemindeki lineer olmayan terim yerine Lin-I, Lin-II ve Lin-III ile verilen üç farklı lineerleştirme tekniği kullanılarak Problem 1'in Crank-Nicolson korunumlu kapalı sonlu fark yöntemi yardımıyla nümerik şemaları elde edildi. Ayrıca Lin-I ile elde edilen nümerik şemanın kararlılık analizi von-Neumann yöntemi ile incelendi. Daha sonra şemalardan hesaplanan L? ve L? hata normları, doğruluk mertebesi ve korunum sabitleri çizelgeler halinde sunuldu ve aynı zamanda elde edilen ayrık çözümlerin sürekliliği ile birlikte problemin fiziksel davranışını ne kadar iyi sergilediğini göstermek için dalga grafikleri verildi. Üçüncü bölümde, Rosenau-Kawahara denklemi önce konuma göre parçalanarak Problem 2 olarak adlandırılan ikili (coupled) diferansiyel denklem sistemine dönüştürüldü. Sonra ikili denklem sistemindeki lineer olmayan terim yerine ikinci bölümde göz önüne alınan üç farklı lineerleştirme tekniği kullanılarak Problem 2'nin Crank-Nicolson korunumlu kapalı sonlu fark yöntemi ile nümerik şemaları verildi. Ayrıca Lin-I için elde edilen nümerik şemanın kararlılık analizi yine ikinci bölümde olduğu gibi von-Neumann yöntemi ile incelendi. Daha sonra nümerik şemalardan elde edilen L? ve L? hata normları, doğruluk mertebesi ve korunum sabitleri çizelgeler ve grafikler halinde sunuldu. Tezin son bölümü olan dördüncü bölümde ise önerilen şemalarla birlikte gelecekteki araştırmalar için bir sonuç verildi.
  • Öğe
    Kümeler üzerindeki hiperyapılar
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Pekok, Mehmet Emı?n; Özcan, Abdullah Fatı?h; Bağırmaz, Nurettı?n
    Temel cebirsel yapılar ve hiperyapılar birlikte ele alınmıştır. Cebirsel hiperyapılar, temel cebirsel yapıların genellemesidir. Temel cebirsel yapıda tanımlı bir işlem üzerinde iki elemanın işlemi yine bir eleman iken, cebirsel hiperyapılarda ise tanımlı bir işlem üzerinde iki elemanın işlemi boş olmayan bir kümedir. Temel cebirsel yapılarda grup, halka, cisim, modül kavramları ele alınmıştır. Hiperyapılarda ise hipergrup, hiperhalka, hipercisim ve hipermodül başlıkları anlatılmıştır. İlk bölümde konuyla ilgili giriş yapılmıştır. İkinci bölümde temel cebirsel yapılara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde hipergrup kavramı örneklerle ve alt başlıklarla anlatılmıştır. Dördüncü bölümde hiperhalka kavramları tanıtılıp Krasner hiperhalkası, Çarpımsal Hiperhalkalar örneklerle anlatılmıştır. Beşinci bölümde ise hipercisim ve hipermodül başlıkları yer almıştır.
  • Öğe
    Soğuk stresi ve diyete bağlı olarak bazı sıçan dokularında vasküler endotelial büyüme faktörü ve endostatin düzeylerinin araştırılması
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Çoban, Fı?lı?z; Yüreklı?, Muhı?ttı?n
    Çağımızın hastalığı olan obezite, vücutta fazla miktarda yağ dokusu olması ile ortaya çıkan bir durumdur. Obezite sadece basitçe kilo artışı ile ilgili endişeli bir durum değildir. Kalp hastalığı, diyabet, yüksek tansiyon ve bazı kanserler gibi diğer hastalık ve sağlık sorunları riskini artıran tıbbi bir sorundur. Bu tezde soğuk stresi, yüksek yağlı diyet ve propolisin vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) ve endostatin düzeylerine etkisi araştırıldı. Yapılan çalışmada İnönü Üniversitesi Deney Hayvanları Üretim ve Araştırma Merkezi'nde üretilen 3 aylık 36 adet Wistar dişi sıçan kullanıldı. Çalışmada her grupta altı sıçan olmak üzere altı gruba ayrıldı. Propolis uygulaması, suda çözünmüş propolis iki hafta boyunca her gün 2 mL gavaj yoluyla sıçanlara verildi. Sıçan ağırlıklarında %20 artış olduğunda ötenazi yapılarak kalp, karaciğer, akciğer, kahverengi ve beyaz yağ dokuları alındı. Dokular homojenize edildikten sonra enzyme-linked immunosorbent assay (ELISA) yöntemiyle endostatin ve vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) seviyeleri ölçüldü. Çalışmada kahverengi yağ dokusunda VEGF düzeyi artarken endostatin düzeyleri azalmıştır. Kalp ve beyaz yağ dokusunda endostatin düzeylerinde artarken akciğer ve karaciğer dokusunda azalma saptanmıştır. VEGF düzeyleri ise kalp dokusu hariç diğer dokularda artış gösterdiği bulunmuştur.
  • Öğe
    Sağlık yapılarının mekânsal özelliklerinin mekân dizim (Space Syntax) yöntemi ile irdelenmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Sırma, Salı?ha; Günaydın, Ahmet Salı?h
    Toplumun hemen her kesiminin faydalandığı sosyal yapıların başında sağlık yapıları yer almaktadır. Buna bağlı olarak, sağlık yapıları yoğun bir kullanıcı sirkülasyonuna sahiptir. Ayrıca birçok işleve sahip olan sağlık yapıları, çok sayıda mekân çözümlemesine ihtiyaç duyan yapılardır. Geçmişten günümüze ihtiyaçlara ve gelişen teknik uygulamalara bağlı olarak daha büyük ve fonksiyonel yapılar haline gelen sağlık yapılarının mekân organizasyonları da buna paralel olarak karmaşık bir hal almıştır. Buna bağlı olarak bu büyük sağlık yapılarında mekân kullanımının daha da kullanışsız olduğu görülebilir. Özellikle sağlık yapılarında kullanıcıların mekânları rahatlıkla okuyabilmeleri ve yönlerini kolaylıkla bulabilmeleri, sağlık yapılarının tasarımında ki temel ilkelerden biri olmalıdır. Sağlık yapılarında mekân organizasyonları, önceden analiz edilip değerlendirilmediğinde, kullanım sürecinde bazı problemler oluşturabilmektedir. Kullanımda problemleri en aza indirgeyebilmek ve rasyonel çözümler elde edebilmek için, mimari planlama sürecinde yer alan ve bir analiz aşaması olan programlama evresinde geleceğe yönelik kararların alınması ve tasarımın kararlar doğrultusunda gerçekleştirilmesi çok önemlidir. Mekân Dizimi (Space Syntax), bu tasarım kararlarını analiz etmek ve en uygun mekân organizasyonunu belirlemek için kullanılan önemli bir yöntemdir. Tasarımcılar bu yöntemle istenilen mekânsal oluşumları elde etmek için alternatifler üretip bunları test ederek tasarım ilkelerini belirleyebilirler. Farklı dönemlere ait sağlık yapılarının mekânsal konfigürasyon analizinin yapılması ve analizler sonucunda yapıların mekânsal okunabilirlik ve erişilebilirliğinin irdelenmesi amacı ile yapılan bu çalışmanın ilk bölümünde; araştırma sorusu, çalışmanın amacı ve çalışmanın kapsamı yer almaktadır. Çalışmanın ikinci bölümünde literatür araştırmasından elde edilen bilgiler ışığında sağlık yapılarının mekan organizasyonlarının tarihsel süreci ve hastane mekan organizasyonlarında erişilebilirlik ve okunabilirlik kavramının önemi açıklanmıştır. Yine bu bölümde, çalışmanın ana yöntemlerinden olan ve mekân organizasyon analizi için kullanılan mekân dizimi yöntemi ve bu yöntemde kullanılan kavramlara yer verilmiştir. Üçüncü bölümde ise, mekân organizasyonlarının analiz edildiği sağlık yapıları ile ilgili genel bilgiler ve bu yapıların seçilme nedenleri açıklanmıştır. Çalışmanın yöntemi de bu bölümde açıklanmıştır. Ayrıca mekân dizimi yöntemi için kullanılacak Depthmap analiz programının, planlara uygulama aşamaları ve hangi analizler ile çalışılacağı hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmanın dördüncü bölümünde seçilen sağlık yapılarının mekân dizimi yöntemi ile yapılan analizleri ve bu analizler sonucu elde edilen bulguların yorumlanması yer almaktadır. Sonuç bölümünde ise; analizler sonucu elde edilen bulgular ışığında, hacimlerin yani kullanıcıların etkileşim içinde olduğu mekânların sayısının ve dolaşım akslarının arttığı büyük ve karmaşık sağlık yapılarının okunabilirliğinin ve erişilebilirliğinin düştüğü sonucuna varılmıştır. Bu verilere göre ileride yapılacak olan büyük ve karmaşık sağlık yapıları için önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin sıcaklık ve referans evapotranspirasyona etkisinin değerlendirilmesi: Malatya ili örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Selçuk, Eyüp Burak; Günaydın, Üyesı? Ahmet Salı?h
    İnsan faaliyetlerinin artışı sera gazlarının salınımında artışa neden olmaktadır. Bu değişiklikler küresel ısınmayı, iklim değişikliğini, suyun varlığını ve su döngüsünü büyük ölçüde etkilemektedir. Bitki su ihtiyacının belirlemesinde, tarımsal ve peyzaj sulama projelerinin planlanmasında, bitki desen seçimlerinin yapılması gibi birçok konuda kullanılan referans evapotranspirasyon (ET0), su kaynaklarının doğru bir şekilde kullanılması için hesaplanması gereken bir faktördür. Değişen iklim şartlarının Malatya ili üzerindeki etkilerinin gözlendiği bu çalışmada, Malatya il sınırları içerisinde bulunana 17 meteoroloji istasyonundan alınan iklim verileri kullanılarak 1959 – 2019 yıllarının aylık ET0 miktarları FAO Penman-Monteith yöntemi ile hesaplanmıştır. Küresel değişimler ile artan sıcaklık değerlerinin Malatya ili üzerinde de etkisi olduğu, değişen iklim parametleri ile ET0 miktarlarının da arttığı sonucu ortaya çıkmaktadır. ET0 değerlerinin son yıllarda %3 arttığı ortaya koyulmuştur. Yıl içerisinde en yüksek ET0 değerinin Ağustos ayında görüldüğü gözlenmiştir. Altmış yıllık ortalama Ağustos ayı ortalama ET0 değeri 6,8 mm/gün iken Malatya meteoroloji istasyonu tarafından son yılın değeri 7.9mm/gün, son on yıllık ortalama 7.5mm/gün, son yirmi yıllık ortalama 7,3 mm/gün olarak tespit edilmiştir. Tüm istasyonların ortalaması 7.7mm/gün olarak belirlenmiştir. Özellikle bitki su ihtiyacının arttığı ve sulama dönemine girildiği Mayıs – Ağustos ayları içerisinde gerçekleşen ET0 artışı, su ve enerji kaynaklarının daha akılcıl planlanması gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anahtar Kelimeler: Küresel ısınma, İklim değişikliği, Evapotranpirasyon, PenmanMonteith, Malatya
  • Öğe
    İş kazalarının altı sigma metodu ile azaltılması ve bir uygulama
    (İnönü Üniversitesi, 2024) İnce, Mehmet; Altuğ, Mehmet
    Teknolojik gelişme ve üretim yöntemlerinin hızla gelişmesi, işyerlerinin verimliliğinin ve kalitesinin arttırılmasını mümkün kılmakta ancak bu gelişme aynı zamanda sorunlar da yaratmaktadır. İşyerleri ve çalışanlar yeni risk ve tehlikelerle karşı karşıyadır.Bu problemler; Firmaların işlerini tehlikeye atıyor, çalışanların sağlık ve güvenliğini etkiliyor, iş verimliliğini etkiliyor. Farkındalık ve toplumsal baskı sonucunda iş güvenliği tedbirlerine olan ihtiyacı artırıyor. Günümüzde imalat sanayileri, hızla değişen ekonomik koşullardan oldukça fazla etkilenmektedir. Şirketler üretim süreçlerini iyileştirmek için çeşitli stratejiler ve yenilikler uygulamaya çalışıyorlar. Bu alandaki en güçlü felsefe Altı Sigma'dır.Altı Sigma'nın amacı, yüksek kaliteli ürünler üretmek için maliyeti, israfı azaltmak ve verimliliği artırmaktır. Altı Sigma'nın bir diğer amacı da, iş kazalarının önüne geçilmesini sağlamaktır. Altı Sigma'ya göre çalışma ortamı ne kadar sağlıklı ve güvenli olursa çalışanların verimliliği de o kadar artar. Çalışma ortamı güvensizse, çalışanın iş kazası ve hastalık riski daha yüksek olabilir. Bu nedenle iş yerinde sağlık ve güvenlik sorunları söz konusu olduğunda işverenin, çalışanı koruma ve ona sağlıklı bir çalışma ortamı sağlama görevi vardır. Bu çalışmada Türkiye de tekstil üretiminde lider olan bir fabrikanın İNDİGO bölümün de meydana gelen kazaları azaltmak için altı sigma yöntemi uygulanarak iyileştirmeyi amaçlanmıştır. Çalışmada Altı Sigma TÖAİK yöntemiyle alınan tedbir ve iyileştirmeler sonucunda kaza sayısı azaltılmak hedeflenmiştir. Kaza sayısının azalması sonucunda verimlilik artacağından iş yeri hem maddi hem de manevi kazanç sağlanış olacaktır. Anahtar Kelimeler: Altı sigma, iş kazası, iş sağlığı, iş güvenliği, TÖAİK
  • Öğe
    Rosenau-RLW denkleminin çözümü için sonlu fark yöntemi üzerine temellenmiş bir nümerik şema
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Karadaş, Tuba; Kutluay, Selçuk; Uçar, Yusuf
    Bu tezin içeriği şu şekilde düzenlenmiştir: Bölüm 1 de tezde ele alınacak olan 1-boyutlu lineer olmayan genel Rosenau-RLW denklemi üzerine özellikle nümerik anlamda yapılan çalışmalarla ilgili bir literatür taraması verildi. Bir sonraki bölümde yani Bölüm 2 de önce bu çalışmada sunulacak olan nümerik ¸semanın temelini oluşturan türevlere fark yaklaşımlarından ve sonlu fark yönteminin bir başlangıç ve sınır değer problemine uygulanışındaki temel prensiplerle birlikte tutarlılık, kararlılık, yakınsaklık ve Lax'ın denklik teoreminden kısaca bahsedildi. Sonra, model problem olarak göz önüne alınan 1-boyutlu lineer olmayan genel Rosenau-RLW denklemiyle verilen başlangıç ve sınır değer probleminin sonlu farklar yöntemine dayanan bir nümerik ¸semasının çıkarılmasına geçildi. Bunun için önce denklemde görülen zaman yönündeki türevler yerine birinci mertebeden hata terimli standart ileri fark formülü ve konum yönündeki türevler yerine de Crank-Nicolson tipi yaklaşımı yazılarak sadece zaman yönünde ayrıklaştırılmı¸s fark denklemi bulundu. Bundan sonra, konum yönünde ayrıklaştırma için, denklemdeki lineer olmayan terim yerine zamana göre ikinci mertebeden hata terimli Rubin-Graves tipi lineerleştirme yaklaşımı ve konuma göre tüm türevler yerine de ikinci mertebeden hata terimli standart merkezi fark formülleri yazılarak lineer cebirsel denklem sistemiyle sonuçlanan ve kolayca uygulanabilen tamamen ayrıklaştırılmış Crank-Nicolson tipi fark ¸seması elde edildi. Bölüm 3 de ise sunulan ¸sema, model problemde görülen parametrelerin bazı özel durumları için seçilen örnek problemlere uygulandı. Şemanın doğruluğu ve güvenirliği ile birlikte mevcut yöntemin yakınsama oranı analizini desteklediğini göstermek için elde edilen yaklaşık nümerik sonuçlar (çözümün noktasal değerleri, ortalama ve maksimum hata normları, kütle ve enerji korunum sabitleri, ¸semanın yakınsaklık mertebesi) analitik ve diğer araştırmacıların buldukları sonuçlarla karşılaştırmalı olarak çizelgeler halinde verildi. Ayrıca, mevcut çözümlerin sürekliliğini ve problemin doğru fiziksel davranışlarını sergilediğini doğrulamak için bazı grafikler çizildi. Son olarak Bölüm 4 de kısa bir sonuçla birlikte ileriye yönelik çalışmalardan bahsedilerek bu tez çalışması sonlandırıldı. Anahtar Kelimeler: Rosenau-RLW Denklemi, Sonlu Farklar, Crank- Nicolson Tipi Yaklaşım, Rubin-Graves Tipi Lineerleştirme Tekniği, Kararlılık Testi
  • Öğe
    Selçuklu kent mirasının tarihsel süreç içinde oluşum ve değişiminin incelenmesi üzerine bir araştırma: battalgazi (eski Malatya) örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Çelebı?, Ayşe Gülan; Tuna, Aysun
    Önemli bir Selçuklu dönemi Anadolu kenti olan Eski Malatya (Battalgazi) tarihi kent merkezi; kentle bütünleşmiş bir arkeolojik alan özelliği taşıması gibi özgün bir değere sahip olmasının yanı sıra barındırdığı tarihi ve kültürel zenginliği, yüzyıllar boyunca taşıdığı kent merkezi kimliği, kesintisiz yerleşimi, kozmopolit yapısı, tipik bir Selçuklu kenti olması, döneminde sahip olduğu stratejik konumu ve geçmişte taşıdığı önemi bugün yitirmiş olması sebebiyle çalışma alanı olarak belirlenmiştir. Tez çalışmasının amacı, Battalgazi III. Derece Arkeolojik Sit ve Etkileşim Alanı Selçuklu kent mirasının mekânsal ve işlevsel boyutlarının tespit edilerek geleceğe yönelik koruma-geliştirme-canlandırma önerilerinin üretilmesidir. Bu doğrultuda alana yönelik planlanan kentsel tasarım/yenileme/iyileştirme uygulamaları için mekânsal çözümlemeler yapılmış ve alanın mekânsal altlığı ortaya konulmuştur. Kentin Selçuklu dönemi yerleşim modeline dair yeterli düzeyde veri bulunmaması doğrultusunda dönem kaynakları incelenmiş, bilimsel araştırmalar irdelenmiş, kimlik yönünden benzerlik taşıyan Selçuklu kentleri ile karşılaştırmalar yapılarak çalışma alanının Selçuklu dönemi kent planı ve mekânsal organizasyonu çözümlenmeye çalışılmıştır. Bu kapsamda dönemin kentsel ögelerini belirleyebilmek amacıyla çalışma alanına ait yükseklik verisinden üretilen arazi modelleri, hava fotoğrafları ve bilimsel çalışmalardaki Malatya kent planları kullanılarak tespitler yapılmıştır. Çalışma alanının tarihsel süreç içindeki değişimini saptayabilmek için tarihi ortofotolar ve mevcut uydu görüntüleri QGIS programı üzerinden sayısallaştırılarak değişim analizleri yapılmış haritalar oluşturulmuştur. Arazide yapılan yerinde tespit gözlemler doğrultusunda elde edilen veriler QGIS programı üzerinden sayısallaştırılarak çalışma alanının mevcut durum mekânsal analizleri gerçekleştirilmiş ve haritalar oluşturulmuştur.