Alevilik Araştırmaları Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 19 / 19
  • Öğe
    Yazıhan bölgesinde dedelik ve ocak sistemi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Akboyraz, Teslim; Dönmez, Mehmet
    AKBOYRAZ, Teslim. Yazıhan Bölgesinde Dedelik ve Ocak Sistemi (Yüksek Lisans Tezi), Malatya, 2024. Anadolu'da yaşanan Alevilikte, kutsal bir hizmet ifa eden Ocakzade Dedelerin ve mensubu bulundukları Ocakların zor şartlar altında bu inancı günümüze kadar yaşatıp getirmeleri, yadsınamaz bir gerçekliktir. Alevilik, Türklerin Müslüman olmadan önce, sahip oldukları inanç ve unsurları, Müslümanlığa giriş ile birlikte, İslami inanç ve unsurların harmanlanarak, mevcut konar -göçer toplum için "Hak - Muhammed - Ali yolu" dedikleri, Ehl-i beyt sevgisinin etrafında gelişen, bir inanç pratiğidir. Ocakların ve Ocakzade Dedelerin bu yola hizmetleri ve günümüze kadar ulaşmasındaki katkılarını az da olsa anlamama sebep olan rahmetli babam (Dedem) Aliseydi Akboyraz'dır. 'Kendi benliklerinizde var olan ilme ulaşın.' sözlerini Kur'an-ı Kerim'de "Yer kürede kesin bir bilgi ile iman etmiş olanlar için ayetler vardır. Kendi benliklerinizde de...Hâla görmüyor musunuz?" (Zariyat, 51/20-21) ayeti ile karşılaşmamdır.
  • Öğe
    Dini musiki açısından Yunus Emre eserlerinin analizi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Koca, İnci; Kara, Bülent
    Bu yüksek lisans tezi, Alevi Bektaşi kültürünün önemli temsilcilerinden Yunus Emre'nin şiirlerinin Sûnni İslam geleneğinde ilahi ve musiki olarak kullanılması üzerine bir kültürel ve inançsal analiz sunmaktadır. Tez, Yunus Emre'nin eserlerinin evrensel sevgi ve birlik mesajlarını içerdiğini ve bu mesajların Sünni İslam'daki kardeşlik ve vahdet anlayışıyla örtüştüğünü belirtmektedir. Ayrıca, Yunus Emre'nin tasavvufi felsefeden etkilenen şiirlerinin, Sünni Müslümanlar arasında tasavvufi değerlerle olan bağları güçlendirebileceği üzerinde durulmuştur. Tez, Yunus Emre'nin şiirlerinin sade ve anlaşılır bir Türkçe ile yazılmış olmasının, farklı eğitim seviyelerinden ve sosyo-kültürel geçmişlerden gelen insanlar tarafından kolayca anlaşılmasını ve benimsenmesini sağladığını vurgulamaktadır. Bu da Yunus Emre'nin eserlerinin Sünni Müslümanlar arasında dini mesajların daha kolay anlaşılmasına ve kavranmasına katkı sağlayabileceği önerisini getirmektedir. Yüksek lisans tezi ayrıca, Yunus Emre'nin şiirlerinin tek Tanrı inancı ve vahdete vurgu yaptığına dikkat çekmektedir. Bu inancın, Sünni İslam'ın temelini oluşturduğu ve Yunus Emre'nin eserlerinin bu inancı pekiştirebileceği öne sürülmüştür. Son olarak, tez Yunus Emre'nin eserlerinin Sünni İslam geleneğinde ilahi ve musiki olarak kullanılmasının, farklı inanç gelenekleri arasında diyalog ve anlayışın gelişmesine katkı sağlayabilecek önemli bir adım olduğunu vurgulamaktadır. Bu bağlamda, Yunus Emre'nin eserlerinin daha fazla araştırılması ve farklı dillere çevrilmesi, eğitim programlarının düzenlenmesi ve uluslararası etkinliklerin organize edilmesi gibi öneriler sunulmaktadır. Anahtar Kelimeler: Yunus Emre, Alevi- Bektaşi Kültürü, Sünni İslam Geleneği, İlahi şiir, Müsiki, Tasavvuf ve Tarikatlar, Türk Halk Kültürü, Kültürel Analiz, İnançsal Analiz.
  • Öğe
    Geleneksel alevilikte miraç anlatısının inanç ve ibadetlere yansıması
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Ünsever, Ezgi; Yılmaz,? Hulusi
    Yüzyıllardır süre gelen Alevi İnancının inanç belleğinin şekillenmesinde önemli bir yere sahip olan Miraç Hadisesi ve Miraç'ta gerçekleştiğine inanılan Kırklar Cemi çalışılmıştır. Alevi İnancı içerisinde farklı bakış açılarını karşımıza çıkaran birçok anlatı karşımıza çıkmaktadır. Bu anlatılar Alevi yazılı kaynaklarında yer almakla beraber daha çok sözlü kültürde yerini bulmuştur. Çoğu anlatının şifahi olması ve Aleviliğin geniş bir coğrafyaya yayılması nedeniyle inanç, birçok farklılığı barındırmaya başlamış ve günümüze kadar ulaşmıştır. Sürek farklılıkları nedeniyle ibadetin ismi aynı olsa da gerçekleşme biçimi değişiklikler göstermiştir. Bu değişiklikler Cem törenlerine, oruç ibadetine, semah figürlerine, kaynaklara yansımıştır. İnançta ortaya çıkan bu farklılıkların yanı sıra Cem İbadetinin özünü oluşturan ve Aleviler açısından hem fikir olunan anlatıların başında Kırklar Cemi anlatısı, Kırklar Söylencesi, gelmektedir. İnanca göre ilk Cem, Kırklar Meclisinde yaşanmıştır. Hz. Muhammed ve Hz. Ali'nin Kırklar Meclisinde yer alması ve ilk Cem ibadetinde bizzat bulundukları inancı söylenceyi daha önemli kılmaktadır. Her Cem ibadeti de Kırklar Cemi'nin bir tekrarı olarak algılanmaktadır. Bir diğer önemli husus olan Miraç Hadisesinin dönüş yolculuğunda Kırklar Cemi'nin yaşandığı inancı ve aynı zamanda Hz. Muhammed'in bu kutsal yolculuğunda sırasında Hz. Ali ile birçok noktada karşılaşmış olması inancı Alevilerin Hz. Ali algısının ve Allah-Muhammed inancının şekillenmesinde rol oynamıştır. Alevilerin Allah-Muhammed-Ali inancında çok büyük farklılıklar bulunmamakla beraber ''sır'' kavramıyla çevrelenmiş, inancın yapı taşını oluşturmuştur. Aynı zamanda bazı anlam karışıklıklarını da beraberinde getirmiştir. Alevi inancında özellikle Allah ve Hz. Ali algısının oluşması açısından Miraç ve Kırklar Cemi'nin belirleyici rol oynaması ve inanca başka hangi noktalarda etki ettiği üzerinde çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Kırklar Cemi, Miraç, Hz. Ali, Sürek, İnanç.
  • Öğe
    Üryan Hızır Ocağı mensuplarının Alevilikle ilgili görüşlerinin incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Büyükşahin, Mehmet Deniz; Dönmez, Mehmet
    Anadolu Aleviliğinde önemli bir yer edinmiş olan Ocaklar soya bağlı olarak süregelmektedirler. Bu ocakların ilk ne zaman ortaya çıktığı ile ilgili alan yazında ortak bir görüş bulunmamakla birlikte; Hz. Ali'nin soyundan geldiği ya da Hacı Bektaş-ı Veli'nin görüşlerinde sonra oluştuğu yönünde görüşler mevcuttur. Ocaklar dini yaşamı yöneten, sosyal ilişkileri şekillendiren birleştirici, toplum açısından işlevi büyük kurumlardır. Toplumda sahip oldukları işlevlere göre farklı isimler almaktadırlar. Ör. Mürşit Ocağı, Pir Ocağı, Rehber Ocağı gibi. Ocakların işleyişleri Dedeler tarafından yürütülmektedir. Ocaklara bağlı Dedeler Peygamber soyundan geldikleri kabul edildiklerinden "seyyid" olarak adlandırılırlar. Ocaklara ve Dedelere bağlı olanlara talip ya da Ocak mensubu denilmektedir. Dedeler farklı zamanlarda taliplerinin bulunduğu köy, kasabaları ziyaret ederek dinsel törenler düzenlerler. Bu ziyaretler sırasında talipleri dini açıdan bilgilendirir, aralarında varsa anlaşmazlıkları giderirler. Bu araştırmanın konusunu Adıyaman-Malatya-Tunceli-Kahramanmaraş-Gaziantep yörelerinde çok sayıda talibi bulunan Pir Ocaklarından Üryan Hızır Ocağı oluşturmaktadır. Bu çalışmada Üryan Hızır Ocağı taliplerine Alevilik, Cem, Ocağın tarihi, Ocağın Dedeleri, ocakla ilgili efsane ve kehanetlere, toplumsal hayatta Alevi ve Alevilik gibi konularda sorular sorulmuştur. Ocak mensuplarının görüşme ortamında bu sorulara verdikleri cevaplar analiz edilerek sunulmuştur. Araştırma toplamda 65 katılımcı ile gerçekleştirilmiştir. Bu katılımcılar, Adıyaman, Malatya, İstanbul, İzmir, Mersin gibi Türkiye'nin farklı şehirlerinde yaşayan Ocak Mensuplarıdır. Katılımcılar ile 20-30 dakikalık görüşmeler yapılmıştır. Bu görüşmeler sonucunda Üryan Hızır ocağı mensuplarının görüşleri alt temalar halinde rapor olarak yazılmıştır. Bu temaların bazıları; Üryan Hızır Ocağı mensuplarının (1) Alevilik tanımı, (2) Cem hakkındaki görüşleri, (3) Aleviliğin tarihi ile ilgili görüşleri, (4) Alevilikte kimi önder olarak kabul ettikleri, (5) Üryan Hızır Ocağı hakkındaki bilgileri, (6) Üryan Hızır Ocağı Dedeleri hakkındaki görüşleri, (7) Okullarda Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin zorunlu okutulması, (8) Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinde yer alan Alevilikle ilgili konulardır. Sonuçlar bu bölgelerde yaşayan Alevilerle ilgili kapsamlı bilgiler sunması açısından önem taşımaktadır. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Üryan Hızır Ocağı, Pir.
  • Öğe
    Besni'deki sünnilerin alevilik algısı, alevilerin sünnilik algısı
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Sarı, Erdal; Dönmez, Mehmet
    Aleviliğe dair inanç sistemi ve mevcut yaşantı hakkında saha araştırmaları giderek önemini arttırmaktadır. Sahadaki bu çalışmalar, kapalı toplum özelliği gösteren Alevilerin inancına dair pratiklerin ne olduğunu, nasıl bir hüviyet arz ettiğini ortaya çıkarmayı amaç edinmektedir. Bu çalışmada sahada yapılan mülakatlar ve gözlemlerle Adıyaman İli, Besni yöresinde yaşayan Alevilerin inanç pratikleri ve kurumları hakkında güncel bulgular elde edilmiştir. Araştırmada, Besni yöresindeki Alevilerin ve Sünnilerin birbirlerine olan bakış açılarını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırmada belirtilen amaç doğrultusunda kapsamlı ve derinlemesine bilgi elde edebilmek için mülakat yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmaya, Adıyaman İli Besni İlçesi'nin çeşitli mahallelerinde, köylerinde ikamet eden Alevi ve Sünni vatandaşlar dahil edilmiştir. Katılımcı Alevi ve Sünni vatandaşlar ile yapılan görüşmelerde kendilerine çeşitli sorular yöneltilmiştir. Sorulan sorular içerik analizi yolu ile çözümlenmiştir. Araştırma giriş ve sonuç hariç on iki başlıktan oluşmaktadır. Birinci başlıkta araştırmanın konusu ve kapsamı, araştırmanın amacı ve önemi, araştırmada tercih edilen yönteme ve araştırma alanına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. İkinci başlıkta Aleviliğin tanımı, üçüncü başlıkta Aleviliğin ortaya çıkış sürecinden, dördüncü başlıkta Alevilikte ocak sisteminden, beşinci başlıkta dedelik kurumundan, altıncı başlıkta Alevilikte cem ve cemevinden, yedinci başlıkta Alevilikte musahiplikten, sekizinci başlıkta Muharrem Orucundan, dokuzuncu başlıkta Alevilikte örnek şahsiyetlerden, onuncu başlıkta Kerbela Olayından, on birinci başlıkta Besni yöresinde yaşanan Aleviliği nasıl buluyorsunuz sorusuna dair elde edilen bulgulara, on ikinci başlıkta Besni Yöresindeki Sünnilerin ve Alevilerin, Besni'de Yaşanan Alevilik Hakkındaki Görüşlerinden oluşan çeşitli bulgulara yer verilmiştir. Araştırmada Adıyaman Besni yöresinde yaşayan Sünnilerin ve Alevilerin sosyal yapı içerisinde dini yaşayışlarının güncel durumları incelenmiş, Alevilerin bağlı oldukları ocaklar, tabi oldukları dedeler hakkında bilgi edinilmeye çalışılmış, inanç pratiklerinin halkın üzerindeki etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada Besni yöresi Alevilerinde, özellikle yaşlı kuşak ve orta kuşak olan katılımcılarda, Alevi inanç öğretilerinin etki ettiği, belirlenmiştir. Ancak gençlerde bu bağlılığın olmadığı, maneviyatın zayıfladığı belirlenmiştir. Benzer durum yaşlı ve orta kuşakta olan Sünni katılımcıların Aleviliğe bakışında da kendini göstermektedir. Yaşlı kesim, kendi inanç ve öğretilerinde tutucu bir tavır sergilerken genç kuşağın bu tutuculuktan uzak olduğu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Adıyaman Besni Yöresinde Alevilik, Sünnilik, İnanç Esasları, Sosyal Yapı.
  • Öğe
    Akçadağ ören kasabası Alevi ocakları ve ziyaretleri
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Bozkuş, Barış; Kara, Bülent
    Malatya ili Akçadağ ilçesi Ören Kasabası'ndaki Alevi ocaklarının ve bu ocakların ziyaretlerinin incelendiği bir çalışmayı kapsamaktadır. Yapılan bu tez çalışması, Malatya ilinin Akçadağ ilçesine bağlı olan Ören Kasabası'nda bulunan Alevi ocaklarının sosyal ve kültürel önemini, yapılarını, işlevlerini ve ziyaret edilme amaçlarını ele almaktadır. Araştırma, Ören Kasabası'ndaki Alevi ocaklarının tarihçesini, mimari özelliklerini ve toplum üzerindeki etkilerini detaylı bir şekilde ele almaktadır. Ayrıca, bu ocakların nasıl kullanıldığı, hangi ritüellerin gerçekleştirildiği ve ziyaretçilerin bu ocaklara olan ilgisi üzerinde durulmaktadır. Tez, saha çalışmaları ve kaynak incelemeleri sonucunda elde edilen verilere dayanarak, Ören Kasabası'ndaki Alevi ocaklarının kültürel miras açısından önemini vurgulamaktadır. Ayrıca, bu ocakların ziyaretlerinin toplum içindeki rolünü ve insanların bu ziyaretlere olan motivasyonlarını analiz etmektedir. Sonuç olarak, tez, Ören Kasabası'ndaki Alevi ocaklarının ve ziyaretlerinin sosyal, kültürel ve dini açıdan önemini ortaya koymakta ve bu konuda gelecekte yapılacak araştırmalara temel oluşturacak nitelikte bir çalışma sunmaktadır. Anahtar Kelimeler: Ören Kasabası, Alevi, Alevilik, Alevi Ocakları, Alevi Ziyaretleri, Dini Törenler, Kültürel Miras, İbadet
  • Öğe
    Alevilikte Hızır inancı (Tunceli Örneği)
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Geçim, Ahmet; Selçuk, Ali
    Bu yüksek lisans tezi, Alevi Hızır inancına genel bir bakış ve Tunceli özelinde Hızır anlayışını çalışarak, Alevi Dedeleri ile yapılan mülakatlarla yöredeki Hızır inancını anlamayı amaçlamaktadır. Saha çalışması yapılarak Dedelerin anlatıları referans alınmış olup nitel bir çalışma yapılmıştır. Arapça kaynaklarda Hadır şeklinde ifade edilen ve Arapça kaynaklı olduğu kabul edilen kelime, Türkçeye Hızır veya Hıdır şeklinde aktarılmıştır. Hadır, yeşil, yeşilliği çok olan yer manasında ahdar ile eş anlamlıdır, bu manadan hareketle Hadır kelimesinin özel isimden ziyade bir lakap bir sıfat olarak kabul edildiği söylenebilir, nitekim bazı kaynaklarda Hızır'a bu ismin kuru yerde oturduğunda altından otların yeşerip dalgalanması, Cennet pınarından içtiği için bastığı her yerin yeşile bürünmesi sebebiyle verildiği kaydedilmektedir. Hızır, Tunceli Aleviliğinde değişik kıyafetlerle ve görünümlerde zaman zaman boz at sırtında kimi zaman yaya olarak insanların yardımına koşan, kimi zaman fakir bir dilenci, kimi zaman zengin bir hayırsever olarak insanların yardımına koşan, imdadına yetişen kişidir, kimi zaman aksakallı dede olarak insanların evlerine misafir olur, kimi zaman vicdani değerleri ölçerek gönüllere konuk olup sevdalılara yardımcı olur, Aleviler Hızır'ı her yerde yanında görmek istemiştir. Yaratanın temsilcisi olarak 'yetiş ya Ali, ya Hızır, ya nazır' diyerek, Hz. Ali ile Hızır'ı bütünleştirmiştir. 'Hızır, hazır, nazır' diyerek, insanların yanlış yapmalarını engellemişlerdir. Aleviler, Hızır için niyaz pişirip dağıtırlar, Hızır emanetlerin bekçisidir, yola çıkan ona emanettir, bu yüzden' Hızır yoldaşın olsun' deyimi sıkça kullanılır. Hızır kimdir, Allah tarafından kendilerine Ledün ilminin bağışlandığı ve Allah tarafından yerlerinin bilindiği, yeri ve zamanı geldiğinde beşeriyetin onları görebildiği kimselerdir. Tunceli yöresinde, Hızır'a atfedilerek tutulan üç günlük Hızır orucu, haftanın üç günü Salı, Çarşamba, Perşembe tutulur, Perşembe günü ise Hızır Cem'i yapılarak, Hızır ayı son bulur. Hızır ayı Ocak ayının 14'ü ile Şubat ayının 14'ü arası kabul edilir. Bu ibadetler Tunceli halkının Hızır'a olan inancını da ortaya koymaktadır. Aleviliği günümüze taşıyan en önemli düstur, dört kapı, kırk makam düsturunun benimsenmesidir. Alevilik, ırkların değil, kırkların yoludur. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Hızır, Tunceli, Dede, Pir.
  • Öğe
    Malatya Aleviliğinde ölüm geleneği
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Güllüoğlu, Hakan; Dönmez, Mehmet
    İnsan yaşamının önemli geçiş dönemlerinden birini oluşturan ölüm geleneği her toplumun dini inanç, örf, adet, coğrafya, sosyo-kültürel yapı, ekonomi gibi unsurları ile şekillenmiştir. Geçiş dönemleri içinde en çok kendisini muhafaza ederek günümüze kadar az değişiklikle gelen ölümdür. Ölüm gelenekleri sosyal dayanışmayı, sosyal bütünleşmeyi ve sosyal kontrolü etkilemektedir. Ölüm, bireysel olması yanında sadece bir kereye mahsus olması ve tarihinin belli olması sebebiyle toplumsal bir olaydır. Yine toplumun genelinin ilgilendiren davranış biçimi olması ve nesnel olması münasebetiyle de sosyal bir olgudur. Ölüm anlayışının temelinde, toplumun sahip olduğu inanç sistemi yer almaktadır. İşte bu doğrultuda Malatya'da yaşayan Alevilerin ölüm ile ilgili inançları etrafında şekillenen uygulamalar önceden hazırlanmış Alevilik kavramları ve ölüm geleneklerine ait sorularla kaynak kişilere yöneltilerek veriler elde edilmeye çalışılmıştır. Kaynak kişilerden alınan cevaplar ve görüşmeler dışında yazılı kaynaklardan da yararlanılmıştır. Bu bağlamda Alevilik ile ilgili kavramlar, Batı ve Doğu toplumların ölüme bakışı ve değişim süreçleri anlatılmıştır. Türklerde ölüm olgusuna değinildikten sonra Malatya Aleviliğinde ölüm geleneği Halk bilimi bağlamında; ölüm öncesi âdet ve uygulamalar, ölüm sırası âdet ve uygulamalar, ölüm sonrası âdet ve uygulamalar, yas tutma, mezarlık ziyareti, dârdan indirme ve tenasüh konuları anlatılmıştır. Türkiye'nin toplumsal yapısı içerisinde yer edinerek sosyal bir gerçeklik olarak karşımıza çıkan Alevilikte bu çalışma ile Malatya'da yaşayan Alevilerin ölüm ritüelinin Alevi inanç, sistemi hem de Türk kültür ve inancı çerçevesinde incelenmesi ortaya konulmuştur. Çünkü Türkiye coğrafyasında yaşayan Alevi ve Bektaşilerin inanç ve kültür noktasında homojen bir özellik göstermediği bilinmektedir. Alevi yerleşim bölgelerinde ölüm geleneklerini derleyebilmek için Malatya merkez ve ilçelerinde gözlem ve görüşme yöntemi kullanılarak Alevi dedeler ve vatandaşlardan Malatya Alevilerinin ölüm geleneği incelenmiştir.
  • Öğe
    Sıdkî Baba Dîvânı'nda Hz. Peygamber ve Ehlibeyt
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Sezdı?, Hüseyı?n; Özerol, Nazmı?
    Alevi-Bektaşi inancının temelini; Hz. Peygamber, Ehlibeyt, Oniki İmam, cem, dedelik kurumu, ocak sistemi, musahiplik gibi birtakım değerler oluşturmaktadır. Bu değerlerin sonraki kuşaklara aktarılması konusunda sözlü ve yazılı kaynaklar önemli bir yere sahiptir. Bir eğitimden geçerek ya da süreç içerisinde kendisini yetiştiren ozanlar, Alevi-Bektaşi inancının anlatılmasında taşıyıcı roller üstlenmiştir. Ozanların dizelerinde yolun temel değerleri, bir kez daha anlam kazanarak gönülden gönüle aktarılmıştır. Alevi-Bektaşi şairlerinden Sıdkî Baba, aldığı medrese eğitiminin derinliği ile yazdığı şiirlerinde Alevi-Bektaşi inancının temel değenlerini işlemiştir. Hz. Peygamber'i ve Ehlibeyt'i seven, onların yolundan gitmeyi inancının gereği olarak gören duygu ve düşünceler, Sıdkî Baba'nın şiirlerinin temasını oluşturmuştur. Sıdkî Baba, şiirlerinde Hz. Peygamber ve Ehlibeyt'i merhamet eden, zorda kalanların yardımcısı, hak dinin savunucusu olarak ele almıştır. Günahlarından kurtulmak için Hz. Peygamber ve Ehlibeyt'ten yardım istemiştir. Onları, kurtuluşa giden yolun vesilesi olarak görmüştür. Sıdkî Baba, Hz. Peygamber'e ve Ehlibeyt'e olan sevgisinin kendisini tüm dertlerden kurtardığını ve onlara biat etmenin en büyük amacı olduğunu söylemiştir. Hz. Peygamber ve Ehlibeyt yolundan gidenlere bağlılık göstermiştir. Yol önderi olarak gördüğü pirlerin ve evliyaların fikirlerini, bakış açılarını Anadolu coğrafyasında yaymıştır. Hz. Peygamber ve Ehlibeyt'e sevgi beslemeyenleri, onlara biat etmeyenleri dizelerinde eleştirmiştir. Özellikle Hz. Hüseyin'e yapılan zulümden dolayı Yezit'e ve onun atalarına lanet okumuştur. Sıdkî Baba Dîvânı incelendiğinde Hz. Peygamber ve Ehlibeyt'in geniş bir şekilde yer aldığı açık bir şekilde görülmektedir. Anahtar Kelimeler: Alevilik-Bektaşilik, Sıdkî Baba Dîvânı, Hz. Peygamber, Ehlibeyt.
  • Öğe
    Sosyal değişme sürecinde Alevilik
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Gündoğar, Gülnur; Dönmez, Mehmet
    Aleviliğin bilimsel olarak araştırılabilmesi için tarihsel süreçte sahip olduğu özelliklerin ve yaşanan değişimlerin saptanması büyük önem taşımaktadır. Tezimizde Aleviliğin farklı yorumlarının ve bu duruma neden olan sosyal koşulların açıklanmasını amaçladık. Çeşitli alanlarda yapılan tezleri, araştırmaları ve makaleleri inceleyerek konunun inançsal ve kültürel boyutlarına değindik. Sosyal değişim sürecinde meydana gelen farklılaşmaların nasıl algılandığı üzerinde durduk. Aleviliğin kurumsal yapısına etki eden unsurların, özellikle kentleşme sonucunda çözülmeye başladığını ve kent ortamı, formel eğitimin yaygınlaşması, nüfusun artması gibi birçok unsurun etkisiyle onlarca araştırmaya ve tartışmaya konu olduğunu gördük. Yurt içinde ve dışında gerçekleştirilen araştırmaların sonuçlarının, medya ve sosyal medya vasıtasıyla geçmişe nazaran daha yaygın olarak takip edildiğini saptadık. Özellikle akademi dışında gerçekleştirilen çalışmaların bir kısmının metot ve kaynaklar bakımından yeterli ve kapsayıcı olmadığı sonucuna ulaştık. Akademik çevrelerde yapılan araştırmaların da genellikle farklı disiplinlerden gelen kişilerce yapıldığından, teorik ve metodolojik düzeyde alanların yapısından etkilendiklerini, büyük ölçüde bölgesel ve dönemsel nitelikli çalışmalar oldukları için genel bir izlenim sunmaya elverişli olmadıklarını tespit ettik. Aleviliğin literatürdeki temel unsurlardan oldukça uzak yansıtıldığı bazı çalışmalarda, ideolojik kaygılarla hareket edilmesinin ortaya çıkardığı tahribat, tarihsel sürecin henüz aydınlatılmamış yönleriyle birleşince birtakım kabullerin, bilimsel bilginin anlaşılmasını zorlaştırdığını saptadık. Aleviliğin kurumsal ve tarihsel özelliklerinin net biçimde açıklanabilmesi için multidisipliner araştırmalar yapılması gerekmektedir. Günümüzde farklılaşan yönlerin ortaya çıkarılması için alan araştırmalarının desteklenmesi gerektiğini söyleyebiliriz. Anahtar Kelimeler: Alevilik, sosyal değişim, kentleşme, kurumsal yapı
  • Öğe
    Sosyo-kültürel boyutlarıyla Malatya Akçadağ yöresinde Alevilik
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Gür, Mehmet; Dönmez, Mehmet
    Alevilik konusunda birçok akademik çalışma mevcut olmakla birlikte son yıllarda bu inanç sistemi hakkında saha araştırmaları hız kazanmıştır. Sahadaki bu çalışmalar yüzyıllarca kapalı toplum özelliği gösteren Alevilerin bilinmeyen özelliklerini ortaya çıkarmayı hedeflemiştir. Farklı bölgelerde yaşayan Aleviler aynı inanca sahip olsalar da yaşadıkları yörelerde tarihi süreçte karşılaştıkları olaylar, sevinçler, üzüntüler, gördükleri baskı ve zulümler ve bunun gibi sebeplerden dolayı farklı kültürel özelliklere sahip olmuşlardır. Bu çalışmada sahada yapılan mülakatlar ve gözlemlerle Malatya İli, Akçadağ yöresinde yüzyıllar boyunca yaşayan Alevilerin inanç pratikleri ve kültürü hakkında bulgular elde edilmiştir. Araştırmada Akçadağ yöresindeki Alevilerin inanç dünyasının sosyo-kültürel yapısını ortaya çıkarmak amaçlanmıştır. Araştırmada belirtilen amaç doğrultusunda kapsamlı ve derinlemesine bilgi elde edebilmek için nitel araştırma desenlerinden olgu bilim deseni yöntem olarak tercih edilmiştir. Araştırmaya kartopu örnekleme modeli ile belirlenen Malatya İli Akçadağ İlçesi'nin çeşitli mahallelerinde ikamet eden Alevi vatandaşlar dâhil edilmiştir. Katılımcı Alevi vatandaşlar ile yapılan görüşmelerde kendilerine çeşitli sorular yöneltilmiştir. Sorulan sorular içerik analizi yolu ile çözümlenmiştir. Araştırma giriş ve sonuç hariç sekiz başlıktan oluşmaktadır. Birinci başlıkta araştırma konusu ve kapsamı, araştırmanın amacı ve önemi, araştırmada tercih edilen yönteme ve araştırma alanına ilişkin bilgilere yer verilmiştir. İkinci başlıkta Aleviliğin tanımı ve ortaya çıkış sürecinden, üçüncü başlıkta Alevilikte ocak sistemi ve dedelik kurumundan, dördüncü başlıkta alevilikte ibadetler ve muharrem ayından, beşinci başlıkta Alevilikte musahiplik ve düşkünlükten, altıncı başlıkta Alevilikte cenaze-defin geleneklerinden, yedinci başlıkta Aleviliğin caferilik ve sünnilikle olan ilişkisinden, sekizinci başlıkta Alevilikte örnek şahsiyetlerden, dokuzuncu başlıkta Akçadağ yöresi Aleviliğine ait görüşmelerden elde edilen çeşitli bulgulara yer verilmiştir. Son bölümde ise araştırma sürecinde Malatya İli Akçadağ İlçesi'nin çeşitli mahallelerinde ikamet eden Alevi vatandaşlarla yapılan görüşmeler neticesinde elde edilen bulgulara ilişkin sonuçlara yer verilmiştir. Araştırmada Malatya Akçadağ yöresinde yaşayan Alevilerin sosyo-kültürel yapı içerisinde dini yaşayışlarının tarihsel arka planı incelenmiş, bağlı oldukları ocaklar, tabi oldukları dedeler hakkında bilgi elde edilmiş ve inanç pratiklerinin halkın üzerindeki etkisi olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırmada Akçadağ yöresi Alevilerinde özellikle yaşlı kuşaktan olan Alevilerin büyük çoğunluğunun hayatlarının her aşamasına Alevi inanç öğretilerinin etki ettiği, attıkları her adımın bu öğretilere uygun olup olmamasına dikkat ettikleri belirlenmiştir. Ayrıca daha önceleri otoriteye yani dedelere ve pirlere sıkı bir bağlılık olduğunu, şimdiki gençlerde bu bağlılığın olmadığını, gençlerde maneviyatın zayıfladığı belirlenmiştir.
  • Öğe
    Aleviliğin geleneksel yapısı içerisinde Muharrem ayının anlamı ve önemi
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Sakaoğlu, Seda; Dönmez, Mehmet
    Alevilik inanç sisteminin geleneksel dokusu bazı yapı taşlarını merkeze alarak oluşmaya başlamıştır ve bu yapı taşları varlıklarını asırlar boyu kendilerine atfedilen değerlerle birlikte günümüze kadar sürdürmüştür. Kerbela hadisesi ve bu hadisenin kabuğu olan Muharrem Ayı bu yapı taşlarının en önemlisi olagelmiştir. Zira Kerbela hadisesi Hz. Muhammed'in Hakk'a yürümesinin ardından alevlenmeye başlayan dini söylem ve siyasal ayrışmaların son durağı olmuştur. Bir kısım Müslümanlar Kerbela hadisesini sessizce yaşatmaya çalışırken bir kısım Müslümanlar bu olayın ardından, Emevî zulmüne başkaldırmak şöyle dursun, Kerbela hadisesini unutacak kadar sessiz ve sadakatsiz bir toplum haline dönüşmeye başlamışlardır. Türkler, İslamiyet'in kabulü ile birlikte Hz. Hüseyin'in şahsiyetine ve güttüğü davaya büyük saygı göstermişlerdir. Ehl-i Beyt ve Hz. Hüseyin'in acımasızca katledilmesinin derin hüznüyle bu hazin hadiseye ve Ehl-i Beyt'e sahip çıkan Türkler, Kerbela hadisesi ve Hz. Hüseyin'i zamanla Alevilik çatısı altında oluşturdukları inanç sisteminin içerisinde başköşeye oturtmuşlardır. Bu nedenle Alevilik inanç sistemi içerisinde "matem ayı" olarak bilinen Muharrem ayı, Hz. Hüseyin ve Ehl-i Beyt'in çeşitli ritüellerle anıldığı oldukça önemli ve kutsal bir aydır. Bu çalışmamızda İslam tarihinin en hazin olayı olarak tasvir edilen Kerbela hadisesinin Alevilik inancındaki yeri, edebi metinlere yansıması, Muharrem ayının anlamı ve önemi izah edilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Fethiye (Yazıhan/MALATYA) yöresi Aleviliği
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Akboyraz, İsmaı?l; Alkayış, Muhammet Fatı?h
    Fethiye'nin eski adıyla Hasanbadrık'ın kimler tarafından ve ne zaman kurulduğu tam olarak bilinmemektedir. İpek Yolu – Bakır Yolu Kervanlarının konakladığı Suriye – Malatya, Gürün – Kayseri, Hekimhan – Sivas tarih-i yollarının birleştiği alanda yer almıştır. 1655 yılında Melek Ahmet Paşa komutasındaki orduyla bu yoldan geçen Evliya Çelebi Hasanbadrık ile ilgili "Bu köy halkı da Şahsevendir" şeklinde bilgi vermiştir. Günümüzde Malatya ili Yazıhan ilçesine bağlı bir mahalledir. 1998 yılında belediye statüsü almış, 2012 yılında ise 6360 sayılı Kanun'la Malatya büyükşehir statüsü kazanmış, Fethiye de mahalle olmuştur. Fethiye, Malatya'da Aleviliğiyle bilinen bir yerdir. Alevilik sözlükte "Ali'ye mensup" anlamına gelir. Alevi terimi İslam kültür tarihinde Hz. Ali soyundan gelenler manasında olup, bu kavram ayrıca siyasi, tasavvufi ve itikadi anlamda kullanılagelmiştir. Fethiyeliler Aleviliği; Hz. Peygamber'den bu yana gelen "Müslümanlığın özü", doğruluk, dürüstlük, insanca yaşam gibi kavramlarla tanımlarlar. Yavaş yavaş yitirmekle birlikte burası geleneksel Aleviliği benimsemiş ve yaşamaya çalışan insanların yaşam yeridir. Fethiye'de çok farklı ocaklara bağlı insanlar bir arada bulunmaktadır. Bu ocakları; Seyyid Ali Sultan (Kızıldeli) Ocağı, Uryan Hızır Ocağı, Teslim Abdal (Şeyh Ahmet Dede) Ocağı, Hacım Sultan Ocağı, Şah İbrahim Veli Ocağı ve Aliseydi Sultan Ocağı olarak sıralayabiliriz. Bu özelliğiyle bölge, Alevilik araştırmaları bakımından çok önemli bir yere sahiptir. Özellikle Fethiye'ye çok yakın olan (yaklaşık 3 km) Yukarı Tenci'de bulunan Seyyid Ali Sultan (Kızıldeli) türbesi, Fethiye'nin en önemli inanç merkezlerinden biridir. Anahtar Sözcükler: Fethiye, Hasanbadrık, Alevilik, Kızıldeli, Seyyid Ali Sultan
  • Öğe
    Kentleşme sürecinde Alevilik: Sivas ili Alibaba mahallesi örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Atalay, Yakup; Dönmez, Mehmet
    Çeşitli nedenler sebebiyle, geçmişte merkezden uzağa yerleşen Alevi toplumu, kırsal yaşama ait geleneksel olarak sürdürdüğü inanç, gelenek ve ibadetleri vardı. Özellikle 1950'den sonra kentlere doğru yoğun bir göç olmuştur. Kentlere göç eden alevi vatandaşları kendi kültür ve inanışlarını da buraya taşımışlardır. Kentleşmeyle birlikte bazı kurum ve inanışlar da değişime uğramıştır. Bu yüksek lisans çalışması, Sivas ili merkez ilçe mahallesi olan Alibaba Mahallesinde yaşanılan Aleviliği, kentleşme sürecinin Aleviliğe tesiri, Alevilik kurumları olan cem, dede ve musahip gibi kavramlarının tanımı ve süreç içerisinde değişimi, Alibaba mahallesinin özelliği, ayrıcalığı, mahallede yaşanılan Aleviliğin Geleneksel veya ideolojik olarak sorgulanması, kırsalda yaşanılan Alevilik ile şehirde yaşanılan Alevilik arasındaki bir farkın olup olmadığı, şehir hayatında Aleviliği yaşamanın kolay olup olmadığı, kız ve erkek çocuklarına örnek şahsiyet olarak kimi örnek gösterdiklerini, Sivas'ta mevcut olan cem evi ve derneklerin katkısı, devletten ne gibi beklentilerinin olduğu son olarak İnönü üniversitesi bünyesinde kurulan Alevilik-Bektaşilik enstitüsünün açılması hakkında ne gibi düşüncelerinin olduğu gibi sorular sorularak araştırmanın konusu ve amacı izah edilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Kentleşme, Alibaba Mahallesi
  • Öğe
    Hatâyî Dîvânı'nda inançla ilgili unsurlar
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Durdu, Anıl; Özerol, Nazmı?
    Bu çalışmada, on altıncı yüzyılın önemli şairlerinden biri olan Hatâyî'nin şiirlerindeki inançla ilgili unsurlar ele alınmıştır. Girişte şairin hayatı, edebî kişiliği ve eserleri hakkında bilgi verilmiştir. İnançla ilgili unsurların ele alındığı bölümde "Allah, kitaplar, melekler, peygamberler, Ehlibeyt, Oniki İmâm, sûreler, ayetler ve inançla ilgili sözler, tasavvuf, kutsal mekânlar, sayılarla ilgili unsurlar, canlı ve cansız nesneler, tarihi şahsiyetler ve inançla ilgili diğer unsurlar," ele alınmıştır. Dîvândaki şiirlerin hepsi taranarak inançla ilgili unsurlar tespit edilmiş ve elde edilen veriler tablolar halinde gösterilmiştir. Şiirde çoğu zaman çeşitli edebi sanatlar aracılığıyla kullanılan bu unsurların, şiirin hem anlamsal derinliğini hem de ahengini artırdığı görülmüştür. Bu çalışmanın amacı, Hatâyî Divanı'nda inançla, özellikle de Alevilik inancıyla, ilgili bütün kavramların ortaya çıkarılması ve bunların şairin, duygu ve düşünce dünyasındaki yerinin tespit edilmesine yöneliktir. Şiir, içerik ve sunuluş açısından etkilemeye ve duygulandırmaya yönelik bir söz sanatı olduğu için Hâtâyî gibi hükümdar bir şairin inançla ilgili unsurları kendine özgü sembol ve tasarımlarla okuyucuya aktarım tarzı ortaya konmaya çalışılmıştır. Şairin, inançla ilgili duygu ve düşüncelerini söze dönüştürürken "telmih, teşbih, istiare, iktibas vb." sanatlardan sıkça yararlandığı görülmüştür.
  • Öğe
    Alevilikte sosyal kontrol aracı olarak düşkünlük ve musahiplik: Malatya örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Bı?tı?rmı?ş, İsmaı?l Sefa; Dönmez, Mehmet
    Türkiye'de geniş bir kitleyi içerisinde barındıran Alevilik dinî, tarihî, kültürel, sosyal ve edebî boyutlarıyla özgün bir yapıdır. Kapalı bir toplum özelliği gösteren Alevilik, zaman içerisinde kendi kontrol mekanizmalarını kurumsal olarak ortaya çıkarmıştır. Anadolu Aleviliğini yüzlerce yıllık tarihi ile ayakta tutan temel unsurlardan olan musahiplik ve düşkünlük kurumları son derece önem arz etmektedir. Kan bağından öte bir kardeşlik hukuku oluşturan musahiplik, varlığı çok eskilere dayanan bir kurumdur. Aynı şekilde düşkünlük de Alevilerin ürettiği bir iç hukuk sistemidir. Bu iki kurum bir arada değerlendirildiğinde, sosyal kontrolün sağlanmasında büyük katkıları olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu kurumlar toplumsal birliktelik, düzen ve asayişi tesis etmektedir. Literatür taraması ve alan araştırmasına dayalı çalışmamızda Alevilik, düşkünlük ve musahiplik kurumları alt başlıkları ile ele alınarak, sosyal kontrol ve kentleşme etkisi bağlamında değerlendirilmiştir. Malatya ilinde bu kurumların nasıl işleyiş gösterdiği araştırılmıştır. Araştırma tekniği olarak gözlem ve mülakata karar verilmiştir. Görüşmeler esnasında daha sonra analiz edebilmek için ses kaydı alınmıştır. Ayrıca çalışmamızda elde edilen tüm bulgular değerlendirilerek, musahipliğin ve düşkünlüğün Alevilik içerisinde ne kadar önemli görevler üstlendiğini ortaya koymak amaçlanmıştır. Alan araştırması sonucu elde edilen verilere göre, musahiplik ve düşkünlük kurumlarının işlevselliklerinde kentleşmenin de etkisiyle geçmişe nazaran azalma olduğu tespit edilmiştir. Sosyal kontrol, Alevilik, düşkünlük, musahiplik, kentleşme ve günümüz kent ortamında Alevilik konuları tezimizde ele almaya çalıştığımız ana başlıklar olmuştur. Anahtar Kelimeler: Alevilik, Düşkünlük, Musahiplik, Sosyal Kontrol, Kentleşme
  • Öğe
    Alevilikle ilgili yayımlanmış İngilizce makaleler üzerine bir inceleme
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Taşoğlu, Rezzan Bı?lğı?ç; Dönmez, Mehmet
    Bilimsel araştırmalarda literatür taraması oldukça büyük bir öneme sahiptir. Her yeni araştırma bir önceki araştırmanın üzerine inşa edilir ve bu sayede ilerleme sağlanır. Akademik araştırmalar yapılırken de öncelikle literatür taraması yapılarak alandaki var olan birikim tespit edilir. Bu tespitlerle birlikte alandaki araştırmalar bir üst seviyeye taşınabileceği gibi alandaki eksiklikler de saptanarak giderilmeye çalışılır. Alevilik alanında 1960'larda göçlerle başlamış olan uyanışla birlikte akademik araştırmalarda Alevilik konusu üzerinde durulmaya başlanmıştır. Akademik araştırmalardaki artış 1990'larda başlamış, yalnızca ülkemizde değil aynı zamanda dünyanın birçok yerinde de olmuştur. Bu çalışmada, Alevilik araştırmalarındaki literatürü yabancı kaynaklardan elde edilen İngilizce makalelerle genişletmek ve bu alanda çalışacak akademisyenlere literatür zenginliği sağlamak amaçlanmıştır. Bu sayede gerek yabancı kaynaklara ulaşmada karşılaşılan sıkıntılar giderilmiş gerek dil yetersizliği sebebiyle ulaşılamamış eserler alana kazandırılmış olacaktır. Çalışma akademisyenlere araştırmalarında yardımcı olacaktır.
  • Öğe
    Bektaşilik ve Hacı Bektaş Veli'nin Besmele Tefsiri-Makalat'ında fert ve toplum anlayışı
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Kurtoğlu, Fadı?me; Dönmez, Mehmet
    Hacı Bektaş Veli (1209-1270), Horasan'ın Nişabur şehrinde doğmuş, eğitimini ve manevi terbiyesini burada almış ve daha sonra Anadolu'ya Türk dili, Türk kültürü ve İslam kültürü açısından bir ışık gibi doğmuş, Bektaşilik tarikatının piri kabul edilen bir mutasavvıftır. Çalışmada Hacı Bektaş Veli'nin hayatı, eserleri, düşünce ve din anlayışı, insana bakışı çeşitli kaynaklar incelenerek belirlenmeye çalışılmıştır. Hünkâr'ın yaşadığı XIII. yüzyılda içinde bulunduğu coğrafyanın sosyo-kültürel özellikleri incelenerek mezhepsel akımların Bektaşiliğe etkileri tespit edilmeye çalışılmıştır. Hacı Bektaş Veli'ye nispet edilen eserler üzerinde yapılan çalışmalar ele alınmış, Bektaşiliğin tarikatlaşma ve kurumsallaşma dönemleri, âdâb ve erkânı hakkında bilgi verilmiştir. Çalışmada Hünkâr'a ait olduğu düşünülen önemli eserlerden Besmele Tefsiri ve Makâlât, fert ve toplum açısından irdelenerek incelenmiştir. Bu eserler, Hacı Bektaş Veli'nin düşüncesinde ferdin ne tür özelliklere sahip olması gerektiği, davranışları, toplum içindeki yeri ve topluma etkisi açısından ele alınmıştır. Eserlerini Kur'an ve Hadis ışığında kaleme alarak tasavvuf anlayışını bu eserlere yansıtan Hacı Bektaş Veli; insanı, toplumu, ilmi, ahlakı ve hoşgörüyü temel alarak bu eserlerde vurgulamaktadır.
  • Öğe
    Adıyaman Alevi Dedesi Ali Büyükşahin'den derlemeler: Dedelik ekseninde Alevilik anlatıları
    (İnönü Üniversitesi, 2022) Demı?r, Kanber; Alkayış, Muhammet Fatı?h
    Anadolu Aleviliği, büyük çoğunluğunu oluşturan Türk toplumunun öz benliğini yitirmeme ve sahip olduğu mirası gelecek nesillere aktarma çabası sonucu ortaya çıkmış "Türk Halk İslam'ı" veya "Halk İslam'ı" olarak nitelenen senkretik (bağdaştırmacı) bir inançtır. Senkretik olmasının nedenleri arasında çok kültürlü bir coğrafya olan Anadolu'da ortaya çıkmış olmasını gösterebiliriz. Anadolu Aleviliği, sahip olduğu eski halk inanışlarının özünü çeşitli kodlamalarla Anadolu'daki çok kültürlü inanç yapılarının içinde gizlemeyi başarmış ve günümüze kadar ulaştırmıştır. Kodlanmış bu gizemli eski halk inançlarının büyük bir kısmı yapılan akademik çalışmalarla aydınlatılmıştır. Devam eden akademik çalışmalarla ve elde edilen yeni bulgularla eski halk inançları hakkında daha fazla bilgi sahibi olmamız sağlanacaktır. Alevi toplumunda cemaatin lideri konumunda olan dedeler sosyal hiyerarşi olarak en üst noktadadırlar. Dedelerin sahip oldukları yetkiler ve yaptırım güçleri cemaatin sosyal düzenini sağlayan çok etkili bir güçtür. Alevi Dedeleri, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulunan "Ocak"lara bağlıdırlar. Bundan dolayı kendilerine Ocakzade de denir. Ocakzade dedelerin Peygamber soyundan geldikleri, yani evlad-ı resul oldukları kabul edilir ve bu nedenle "seyyid" adı ile de anılırlar. Dedeler belli zamanlarda kendilerine bağlı yerlerdeki taliplerini ziyaret ederek dinsel törenler düzenler, topluluğu bilgilendirir ve anlaşmazlıkları giderirler. Geleneksel Aleviliğin halen canlı olarak yaşandığı Adıyaman ilimiz yapılacak saha çalışmaları için elverişli bir ortam sunmaktadır. Literatür taraması ve saha çalışmalarını da içeren bu çalışmada Adıyaman Alevi Dedesi Ali Büyükşahin özelinde yapılmış olup akademik literatüre Anadolu Aleviliğinin inanç ve kültür taşıyıcısı olan Dedelik Kurumu hakkında birinci elden faydalı bilgiler sağladığımıza inanmaktayız. Anahtar Kelimeler: Adıyaman Aleviliği, Dedelik Kurumu, Ali Büyükşahin.