İnönü Üniversitesi Uluslararası Sosyal Bilimler Dergisi (INIJOSS) Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 87
  • Öğe
    Medrese literatürüne bir katkı: bağdat nizamiyesine eleştirel bir bakış
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Emekli, Oğuzhan
    Müesseseleşme ve eğitim-öğretim, bir toplumun medeniyet kurmasında ve bir gelenek oluşturmasında başat aktörlerdendir. Eğitimin müesseseleşmesi hayatî bir öneme sahip olduğu gibi kendi içerisinde birçok zorluğu da barındırmaktadır. Zira eğitim ve bu eğitimin aracı kurumları, var oldukları toplumun devamlılığını, mizaç ve karakterini, gelecekte oluşacak konjonktürde, bulunduğu toplumun statüsüne kadar birçok konuyu direkt olarak etkilemektedir. Bu çalışmada, İslam dünyasında kurumsal eğitim denildiğinde ilk akla gelen ve kendinden sonraki medreselere örneklik teşkil eden Nizamiye Medreselerini, Bağdat Nizamiye Medresesi özelinde eleştirel bir gözle ele alarak idari, siyasi, verilen eğitimin yapısı ve düşünsel konularda eksik gördüğümüz yönlerini masaya yatırdık. Bunu yaparken amaçladığımız husus, eğitim-öğretim problemlerinin temeline inerek, sorunları en doğru şekilde tespit edebilmektir. Anahtar Kelimeler: Eğitim-öğretim, Selçuklular, Nizamiye Medresesi, Eleştiri
  • Öğe
    2. dünya savaşı'ndaki sovyet propaganda posterlerinin öfke çekiciliği bağlamında incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Çakı, Caner; Gülada, Mehmet Ozan
    Öfke çekiciliği, insanlar üzerinde öfke oluşturarak belirli bir konu hakkında olumsuz tutum geliştirmesi ve ona karşı istenilen yönde hareket etmesini amaçlayan tekniğidir. Öfke çekiciliği, propaganda disiplini içerisinde kitlelerin iknasında önemli bir rol oynamaktadır. Özellikle, 2. Dünya Savaşı'nda 22 Haziran 1941 tarihinde Nazi Almanyası tarafından işgale uğrayan Sovyetler Birliği, Nazilere yönelik öfke çekiciliğini etkili bir şekilde propaganda faaliyetlerinde kullanmıştır. Bu çalışmada, 2. Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'nin Nazi Almanyası'na karşı kullandığı propaganda posterleri öfke çekiciliği bağlamında incelenmiştir. Bu amaçla, All World Wars sitesince belirlenen öfke çekiciliği bağlamındaki 7 Sovyet propaganda posteri (Tehlike, Ölüm, Canavar, Tehdit, İntikam, Katil, Özgürlük), nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan göstergebilimsel analiz yöntemi ışığında ele alınmıştır. Posterler, İsviçreli Dil Bilimci Ferdinand de Saussure'ün Göstergeler Modeli üzerinden analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular ışığında, Sovyet propaganda posterlerinde, savaşta zarar gören sivil halkın ön plana çıkarılarak Nazi Almanyası'na karşı öfke oluşturulmaya çalışıldığı görülmüştür. Böylece Sovyetler Birliği, öç duygusu üzerinden Sovyet halkının Nazilere karşı harekete geçmesini amaçlamıştır. Anahtar Kelimeler: Öfke Çekiciliği, Propaganda, Sovyetler Birliği, 2. Dünya Savaşı, Göstergebilim
  • Öğe
    Toplumsal cinsiyet rolleri üzerine karşılaştırmalı bir çalışma: atatürk üniversitesi sosyoloji bölümü örneği
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Yıldırım, Sait
    Toplumsal cinsiyet rolleri toplumsal yapıda birçok farklı kaynaktan beslenmektedir. Aile, kültür, din ve devlet aracılığı ile cinsiyet rolleri toplum yaşamında kadın ve erkek ilişkisini belirlemektedir. Cinsiyet rollerinin kadın ve erkek arasında hak ve özgürlükler bağlamında bir ayrıma yol açtığı bilinmektedir. Bu sebeple cinsiyet rollerinin etkisini ortadan kaldırmak için birçok girişim gerçekleşmiştir. Bu girişimler eğitim temelinde güçlenmektedir. Bu sebeple eğitim ve cinsiyet ilişkisi önemli bir tartışma alanını oluşturmaktadır. Eğitimin cinsiyet rolleri ile ilgili bağı mevcut çalışmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Bu çalışmada toplumsal cinsiyet rollerinin eğitim ile ilişkisi uygulamalı bir çalışma ile değerlendirilmektedir. Çalışma kapsamında Atatürk Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde 2017-2018 eğitim öğretim yılında 1. ve 4. sınıfta okuyan öğrencilere toplumsal cinsiyet rollerine dair algıları ölçmek için bir ölçek uygulanmaktadır. Çalışmada katılımcıların ölçek üzerinden cinsiyet, okunan sınıf, yaşanılan yerin yerleşim türü, anne ve baba eğitim durumlarının tutumları üzerindeki etkisi ölçülmektedir. Çalışmanın amacı eğitimin ve sosyoloji bölümünün eğitim anlayışının öğrencilerin cinsiyet rolleri üzerindeki etkisini karşılaştırmalı olarak ele almaktır. Anahtar Kelimeler: Toplumsal cinsiyet, kadın, eğitim, sosyoloji.
  • Öğe
    Bir teknolojik gelişme olarak kurumsal kaynak planlamasının işletmelere sağlayabileceği faydalar ve bir araştırma
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Özdemir, Lütfiye; Dulkadir, Berkant
    The purpose of the research is to investigate the benefits of Enterprise Resource Planning to firms. The research was carried out on 158 firms that are engaged in production activity in textile sectors in G. Antep, Malatya, and Adıyaman. The data were collected using survey technique. Reliability of measurement tool is 79%. Factor analysis, t-test, and one-way ANOVA were used in the research. As a result, benefits of ERP were grouped as integrating functions, providing strategic support, preventing repetitions and errors, and accelerating processes. These benefits have been differentiated according to the number of employees, and technical staff and ERP experience. Keywords: Enterprise Resource Planning, Cost, Technology JEL Code: O30
  • Öğe
    Çalışanların iş tatmini ile yenilikçi davranışının bireysel performansa etkisi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) İspir, İsa
    The main purpose of this study is to determine whether jobsatisfaction and innovative behavior have an impact on individual performance. In this context, a questionnaire was applied to 226 people in a public institution in Kahramanmaraş. The data were analyzed by SPSS statistical program and the results were evaluated. According to the results of the study, it was determined that job satisfaction and innovative behavior had a positive effect on individual performance. It was also determined that job satisfaction, innovative behavior and individual performance were positively related. Key Words: Job Satisfaction, Innovative Behaviour, Individual Performance.
  • Öğe
    İngiltere üniversitelerinde arapça öğretimi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Türkmen, Sabri
    Orta Doğu çalışmaları, modern yabancı diller ve İslami çalışmalar, İngiltere hükümetince yükseköğretimde stratejik olarak önemli kabul edilmiştir. Arapça eğitimi, İngiltere'de uzun bir geçmişe sahip olup 1600'lü yıllara dayanmaktadır. İngiliz Konseyi, öğrenilmesi gereken diller listesinde Arapçayı ikinci sıraya yerleştirerek Arapçanın ekonomik, sosyal ve politik nedenlerle öğrenilmesini teşvik etmektedir. Üniversite dil merkezlerinde Arapça okuma, konuşma, yazma ve anlama becerilerini geliştirmek için, ders öncesi hazırlık ve ders sonrası takip çalışmalarını içeren aktivitelere yer verilmektedir. Bazı faaliyetler ise Self-Access Center'daki materyallerle yapılmaktadır. "İngiltere Üniversitelerinde Arapça Öğretimi" adlı çalıma ile yapılan alan araştırması ve gözlem neticesinde İngiltere yükseköğretiminde okutulmakta olan Arapçanın genel anlamda bir çerçevesi çizilmektedir. Anahtar Kelimeler: Arapça, İngiltere, dil öğretimi, öğretim yöntemleri.
  • Öğe
    Possessıon: a romance as an example of hıstorıographıc metafıctıon
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Işık, Sevcan
    This paper aims to analyze Antonia Susan Byatt’s novel Possession: A Romance as an example of a postmodernist historical novel or of a historiographic metafiction. Historiographic metafiction attempts to concentrate on historical personages and past events which are not mentioned in history for political or moral reasons. Thus, the omitted events in history are brought to the forefront, and plurality of history is produced as alternative to the history with the retelling of the stories of the past in historiographic metafictions, which is resulted in creating a multiplicity of histories. Possession: A Romance can be studied as a good example of historiographic metafiction as it has different voices and, thus, plurality of history through questioning the line between fiction and history. It also defies the monology and problematizes the objectivity of historical representations of two Victorian poets whose histories are silenced as they are found to be incompatible with the official history for moral reasons. Therefore, in contrast to the monology, the novel creates multivocality allowing different voices to be heard through subverting the historical documents and events it refers to. Thus, historiographic metafiction becomes a liberating force as it allows other histories to be told. Lastly, the novel employs other metafictional elements such as making use of non-linear narrative and emphasizing self-reflexivity through creating an untraditional third person omniscient narrator with a parodic intention. Keywords: Antonia Susan Byatt, Possession: A Romance, historiographic metafiction, multivocality, history and fiction.
  • Öğe
    James joyce’s dublıners: “all may not be as ıt seems” ın “clay” and “evelıne”
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Erkoç, Seçil
    James Joyce’s Dubliners (1914) presents a comprehensive picture of the city and its inhabitants from a multi-dimensional perspective and throws light on the aspirations, fears and anxieties of the characters. For the aim of this paper, the short stories “Clay” and “Eveline” are chosen since they complement each other in terms of following a chronological scheme – while “Clay” is one of Joyce’s stories of maturity, “Eveline” is placed among those of adolescence. Maria in “Clay” is an elderly woman who longs for an ideal family that she has long missed, on the other hand Eveline is a young woman who longs for an escape from the oppressive atmosphere of her home – yet they both fail. Accordingly, by juxtaposing Maria and Eveline against each other, it is attempted to illustrate the way in which Joyce delves into the inner world of these two women figures and shows how they both suffer from not being able to choose life. Moreover, it is also intended to analyse the link between what Joyce constructs on a simple basis, and what he insinuates through various ambivalences, gaps and ironies in both stories. Keywords: James Joyce, Dubliners, “Clay,” “Eveline,” Irony, Short story.
  • Öğe
    Sanat etkinlikleri bağlamında festivallerin kentsel ve toplumsal gelişime katkıları: kervansaray buluşması
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Ercan, H. Fazıl
    Toplumların yılın belirli dönemlerinde günlük rutin yaşamlarının dışına çıkarak anma günleri, kurtuluş günleri, tanıtım günleri gibi farklı nedenlerle gerçekleştirdikleri etkinlikler mevcuttur. Bu etkinlikler çeşitli ülkelerde, şehirlerde ve bölgelerde kültürel farklılıklara göre şenlik, karnaval, panayır gibi çeşitli isimler altında gerçekleştirilmektedir. Ülkemizde ise çoğunlukla festival kavramı adı altında yapılmaktadır. Festivaller kapsamında gerçekleştirilen sanatsal etkinlikler gerek sanatın, sanatçının halkla buluşması gerekse bireysel, toplumsal duyarlılığın artırılması ve estetik bakış açısının kazanımında etkin rol oynamaktadır. Bu makalede öncelikle içeriğinde sanatsal aktiviteleri barındıran festivaller incelenmiş ülkemizdeki çağdaş sanat kapsamındaki sergi ve etkinlikler araştırılmış, bu bağlamda Malatya Battalgazi İlçesinde düzenlenen içeriği ağırlıklı olarak çağdaş sanat aktivitelerini kapsayan “Kervansaray Buluşmaları” örneği ele alınmıştır. Anahtar Kelimeler: Çağdaş Sanat, Kervansaray Buluşması, Festival, Battalgazi
  • Öğe
    Türkiye’de sanat ve siyaset ilişkisinin islamcı sinema üzerinden değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Tuncel, Gökhan; Yoldaş, Enes
    Bu araştırma sinema üzerinden sanatın modern bir olgu olan ideoloji ile etkileşimini incelemekte ve bu etkileşimi Türk Siyasal tarihinde konumlandırmayı hedeflemektedir. Türkiye’de Sinema sanatının ortaya çıkışı ve farklı dönemlerindeki ortak karakteristiği, siyasetin ve resmi ideolojinin sanat ile etkileşimine belirgin bir örnek oluşturmaktadır. İlk yıllarından itibaren Türk sinemasına hâkim olan, inanç, kültür, gelenek ve aydınlanmaya ilişkin yaklaşımlar, Cumhuriyetin seküler fikirleri ile uyum içerisindedir. İslamcı Sinema Akımı, Cumhuriyetin ilk yılları ile birlikte giderek belirginleşen resmi ideolojinin sinema üzerindeki hâkimiyetine bir tepki olarak doğmuştur. İslamcı Sinema Akımı içerisinde örnekler oluşturan yönetmenlerin eserlerinde verdikleri mesaj ve o mesajı ifade ederken tercih ettikleri üslup dönemin siyasal koşullarına göre değişmektedir. Güncel siyaset, ideolojik söylem ve devlet organları (sansür kurulları, sinema üzerinden alınan vergileri belirleyen organlar, sanat eseri üreten resmi organlar TRT gibi), İslamcı sinema akımının içeriği ve kitlelerle buluşması-etkililiği üzerinde belirleyici olmuştur. İlk yıllarında (1970-1980) yalnızca bireysel mesajlar içeren, bilgilendirmeyi ve gelenekleri hatırlatmayı hedefleyen akım, İslamcılığın ülkedeki seyrine uygun bir şekilde değişmiştir. İkinci döneminde (1980-1995) ilk dönemden farklı olarak toplumu bilgilendirmekten öte bilinçlendirmeyi ve harekete geçirmeyi hedeflemiştir. İslamcı Sinema Akımı, Klasik Türk Sinemasının etkinliğini yitirdiği bu yıllarda zirve dönemini yaşamış ve oldukça rağbet görmüştür. Siyasal söylemin değiştiği 2000’li yıllarda etkinliği zayıflayan ve propaganda dili toplumda karşılık bulmayan İslamcı Sinema Akımı, ürettiği eserlerle önceki iki döneminden belirgin bir şekilde farklılaşmış, tasavvuf, hoşgörü, birlikte yaşam, insan hakları, hayvan hakları, doğayı koruma, cehalet ve taassub gibi konular üzerinde yoğunlaşmıştır. Anahtar Kelimeler: Sanat, Siyaset, İslamcılık, Türk Sineması, Toplum, Sistem, Birey
  • Öğe
    Sultan abdülaziz’in klasik batı müziğine bakışının “valse davet” adlı bestesi üzerinden değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Artaç, Arman
    Bu aratırmanın amacı, Osmanlı İmparatorluğunun varoluu süresince yetitirdiği bestekâr padiahlar arasında, Batılı müzik formlarında beste yapmı ilk padiah olan Sultan Abdülaziz’in, Batı sanatlarına mesafeli duruuna ve bu duruunu icraatlarıyla belgelemesine rağmen, salon müziğinin Batılı örneklerinden hiç de aağı kalmayan piyano parçaları besteleyebilmesinin sebeplerini incelemektir. Ayrıca bu çalımada Sultan Abdülaziz’in belli bir dönemde Batı sanatlarına karı olumlu bir tavır almasının sebepleri de incelenecek, Sultan Abdülazizin sanatçı kiiliği hakkında daha önce bu konuda yapılmı çalımalar temelinde daha derinlemesine bir aratırma yapılacaktır. Aratırmanın yöntemi olarak niceliksel aratırma modellerinden “Tarihsel Model” kullanılmıtır. Aratırmada Sultan Abdülaziz ve makalede adı geçen, konuyla bağlantılı ahsiyetler hakkında kaynak taraması yapılmı, kitaplar, dergiler, makaleler, bildiriler, tezler ve müzik CD’lerinden elde edilen veriler yorumlanmıtır. “Valse Davet” adlı parça ise tür, form, armoni ve melodik yapı açısından incelenmi, parçanın sanatsal niteliği ve Sultan Abdülazizin bestecilik konusundaki yeteneği değerlendirilmitir. Aratırmada Sultan Abdülaziz’in Batı müziği ve tiyatroya olumsuz bir tavrının olduğu doğrulanmı ancak bu tavrının Avrupa seyahati sonrasında yumuamı ve bu sanatlara önem vermeye balamı olduğu çıkarımı yapılmıtır. Yaptığı Batılı formdaki bestelerin ise, Avrupa seyahati öncesinde içerisinde yaadığı müzik ortamının, kendisinde bulunan özel yeteneği ortaya çıkartma fırsatı sunmasıyla mümkün olduğu sonucuna varılmıtır. Anahtar Kelimeler: Osmanlı İmparatorluğu, Klasik Bati Müziği, Sultan Abdülaziz, Besteci Padiahlar
  • Öğe
    İtikadî mezheplerin imâmet tasavvuru
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Kubat, Mehmet
    İslâm’ın ilk döneminden bugüne Müslümanlar arasında ortaya çıkan en önemli problem imâmet konusunda baş gösteren anlaşmazlıktır. İslâm tarihi boyunca üzerinde en çok ihtilâfın meydana geldiği, etrafında en çok tartışmanın yaşandığı ve uğruna en çok kavga ve savaşın yapıldığı mesele de şüphesiz imâmet meselesidir Bu sorun Şîa, Havâric ve Mürcie başta olmak üzere hemen bütün itikadî mezheplerin fikir, anlayış ve duruşlarını şekillendirmiştir. Bu makalede önce imâmet ve hilâfet kavramlarının anlam alanını üzerinde durulacak, ardından da ilk teşekkül eden Hâvâric, Şîa ve Mürcie fırkalarının imâmet nazariyesi özetlenecek ve en sonunda da Ehl-i Sünnet’in Selefiyye, Eş’arîyye ve Mâturidîyye ekollerinin imâmet görüşü aktarılacaktır. Anahtar Kelimeler: İmâmet, hilâfet, Kureyşîlik, nass ile tayin, seçim.
  • Öğe
    Geç dönem stoacılarının etik anlayışı ile kant’ın deontolojisinin karşılaştırılması
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Öztürk, Fatih
    Stoic Philosophy is one of the three schools of the Hellenistic period philosophy, together with Epicureanism and Scepticism. Stoics distinguish the philosophy as physics, metaphysics and ethics, and has come to the forefront with their ethical notions. They practiced the knowledge of ethics they inherited in theoretical terms and expressed their opinions in the context of practices and teachings on daily life. Immanuel Kant is a philosopher of the Enlightenment period, and is also worth noting as he greatly influenced his subsequent philosophical thinking. He was interested in almost every field of philosophy and wrote original works. Regarding our study, his moral philosophy is also important. Because, in this study, we will try to show the similarities and differences between the ethics of Stoic philosophers and the moral philosophy of Kant on the basis of duties and freedom. Therefore, it could be argued that Kant was influenced by the Stoic moral philosophy significantly. Keywords: Stoics, Immanuel Kant, Ethics, Freedom of Will
  • Öğe
    İnsan özgürlüğü bağlamında kudretin devamlılığı sorunu
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Arslan, Hulusi; Can, Seyithan
    Bu çalışma kudret konusunda klasik kelamcıların görüşlerini, seçme hürriyeti bağlamında incelemektedir. Bu çerçevede kudretin tanımı, mahiyeti, insan bedeninde sürekli bir şekilde bulunup bulunmadığı konuları araştırılacaktır. Bugün dahi güncelliğini koruyan insanın özgürlüğü meselesi, tarih boyunca tartışılan en önemli konulardan biridir. Tartışmanın dayandığı kavramlardan biri de kudrettir. Eğer insan, eylemlerini tercih edecek iradeye sahip olsa fakat bunu yapmaya gücü olmasa, onun gerçek anlamda özgür olduğu söylenemez. Bu sebeple İslam kelamcıları kudretin insan bedeninde fiilden önce ve sonra bulunup bulunmadığını incelemişlerdir. Mu’tezile bu gücün insan bedeninde canlı olduğu sürece devamlı olduğunu savunmuştur. Eş’ariler insanın Allah’a rakip olacağı endişesini güderek kudretin sürekli yeniden yaratıldığını söylemişlerdir. Mâturîdîler ise bir nevi bu iki görüşü telif etmişlerdir. Bu konudaki temel endişenin Allah’ın mutlak otorite ve kudretine bir helal gelmemesi ve insanın özgür ama sorumlu bir varlık olmasını muhafaza etmek olduğu görülmektedir. Görünen en temel gerçeklik, kelam ekolleri büyük oranda insanın özgür olduğunu, bir irade ve güce sahip olduğunu benimsemişlerdir. Anahtar Kelimeler: İnsan, Kudret, Fiil, İrade, Özgürlük.
  • Öğe
    Kitap incelemesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Öztürk, Fatih
    Kitabın amacı, sağlıklı ve adaletli bir çevre politikasının oluşturulmasına dair herhangi bir çabada felsefenin ne tür bir katkı sağlayacağının açımlanması ve çevre sorunlarından doğan etik sonuçların kapsamlı bir şekilde tartışılmasıdır. Kitabın sunduğu çözüm, dayandığı bu temel varsayımda yatmaktadır. Buna göre, “çevre politikasının bilimsel laboratuvarlarda, şirketlerin yönetim kurullarında ya da hükümetlerin bürokratik yapıları içinde değil, siyasal ortamlarda belirlenmesi gerektiğidir” (s. 37). Kritiğin sonuç ve değerlendirme bölümünde ayrıntılı bir şekilde anlatıldığı gibi kitap boyunca sunulan kuram ve anlayışların herhangi birinin tek başına tercih edilmesinden ziyade, yazara göre, temel tutum şartların gerektirdiği çözüme bizi eriştirecek yöntem hangi anlayışta varsa onun dayanak noktası olarak alınmasıdır.
  • Öğe
    Julıan barnes’s before she met me as a study of lıtost
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Antakyalıoğlu, Zekiye
    Julian Barnes has always been a novelist of wide interests and as a novelist he has been fond of experimenting on new themes in a variety of structures which are completely different from one another. In his 1982 novel, Before She Met Me Barnes presents a black comedy on the theme of sexual jealousy experienced by otherwise a very sensible, normal and successful professor of history, Graham Hendrick. However, this time the past he relentlessly studies is his own wife’s past. The story develops mainly focusing on the consciousness of Graham as “the times before she met him,” in other words “her past,” start to take hold of the whole present of Graham and turns his life into a nightmare. The novel illustrates how sexual jealousy can capture our sensible, civilized self and transforms our brain into a blood thirst animal’s brain once libidinal instincts become our main drives. This paper will offer a reading and analysis of Graham’s situation from the perspective of Milan Kundera’s concept of litost which is “a state of torment created by the sudden sight of one's own misery,” or “an emotion formed of jealousy, melancholy, pity, ressentiment and revenge.” Key Words: Julian Barnes, Before She Met Me, Milan Kundera, litost
  • Öğe
    Malatya’nın yetiştirdiği güzide mutasavvıf niyâzî-i mısrî’nın dik duruşu
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Sancaklı, Saffet
    Niyâzî-i Misrî, XVII. yüzyılda yaşamış tasavvuf alanının nadide ve güzide şahsiyetlerinden biri olup, nevi şahsına münhasır hasletlere sahiptir. En başta gelen özelliklerinden birisi, ilkeli, dik duruşlu bir kişiliğe sahip olmasıdır. Ne pahasına olursa olsun bildiği ve inandığı ilkelerden taviz vermeyen, eğilmeyen, bükülmeyen ve yalakalık yapmayan bir kişiliktir. Günümüz insanına bu açıdan da önemli bir takım mesajlar vermekte, çalışmamızda onun bu dik duruşluluğunu konu ederek ortaya çıkarmağa ve bu yönünü tanıtmaya çalışılacağız. Anahtar Kelimeler: Niyâzî-i Misrî, Malatya, Mutassavıf, Dik duruş
  • Öğe
    Hanefîlerce kabul gören bazı hadislere leknevî’nin itirazları
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Gürses, Serdar Murat
    Lakhnawî (d. 1304/1886) is an Islamic scholar who lived in India about a century and a half ago. Although he was engaged in many Islamic studies, his books were mostly related to fiqh and hadith. Lakhnawî adopted the Hanafi sect and tried to reveal the justification of Hanafis in his books. Nevertheless, he did not accept the views of the Hanafis from time to time. He followed a moderate path in the imitation of the sect, and embraced and acted on views he perceveived to be true without regarding whose view it was. In this study, we focused on the objections of Lakhnawî to the hadiths accepted by Hanafis. Lakhnawî elaborated on his objections to the Hanafîs’ procedure in the hadith method in his books. Therefore, his objections to Hanafis’ method of hadith were not included in the scope of our research. Key Words: Lakhnawî, Hadith, Explanation, Hanefî, Hadith advocator
  • Öğe
    Lise öğrencilerinin yaz tatillerini kullanım biçimlerinin bazı değişkenler açısında incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Sezer, Özcan; Sumbas, Ezgi
    Bu araştırmanın amacı, lise öğrencilerin yaz tatillerini kullanım biçimlerinin cinsiyet, sınıf düzeyi, okul başarısı, anne eğitim düzeyi ve baba eğitim düzeyi demografik değişkenlerine ve sorumluluk alma, kaynakların doğru şekilde yönetilmesi ve mutlu olmalarına göre farklılaşıp farklılaşmadığını incelemektir. Örneklemi 2017-2018 Eğitim Öğretim Güz Döneminde Malatya ilinde Anadolu liselerine devam eden 554 (Kız= 250 Erkek=304) öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmada araştırmacılar tarafından geliştirilen öğrencilerin demografik özelliklerini ve yaz aylarını nasıl değerlendirdiklerini belirlemek için hazırlanan Kişisel Bilgi Anketi, Sorumluluk Tutum Ölçeği, Akademik Öz Düzenlemeli Öğrenme Ölçeğinin Zaman Yönetimi Alt Ölçeği ve Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu kullanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre öğrencilerin büyük bir çoğunluğu yaz tatillerini aileye ait tarla, bahçe dükkan, işyeri vb yerlerde veya ücret karşılığı bir işyerinde çalışarak geçirmekteler ve yine öğrencilerin büyük bir çoğunluğu yaz tatilini hobileriyle uğraşarak, arkadaşlar ile vakit geçirerek, kitap okuyarak ve seyahat ederek geçirmek istemektedirler. Araştırma bulguları lise öğrencilerinin mutluluk, kaynakların yönetimi ve sorumluluk alma puanlarının, liseye başlamadan önce ve başladıktan sonra yaz tatillerini nasıl geçirdiklerinin ve yaz tatilini çalışarak geçirme konusundaki düşüncelerine göre farklılaştığını ortaya koymaktadır. Öğrencilerin aileleri ile nitelikli zaman geçirmeleri, yaz tatillerini değerlendirmeleri ve olumlu deneyimler kazanmaları için öğrencileri bilgilendirme konusunda rehber öğretmenlere görev düşmektedir. Anahtar Kelimeler: Lise öğrencileri, yaz tatili, zaman yönetimi, sorumluluk, mutluluk
  • Öğe
    Down sendromlu çocuklarda sportif etkinliklere katılma durumuna göre sosyal uyum ve beceri düzeyinin incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2018) Iıkım, Mehmet; Kalaycı, Metin Can; Güleroğlu, Ferhat; Gündoğdu, Cemal
    The aim of this study was to compare social adaptation and skill levels of children with Down syndrome who participated in and did not participate in sportive activities. For the stated purpose; the research was done according to the causal comparison model. Down syndrome children in Turkey are the universe of the study and the sample of the study consisted of 86 children with Down' syndrome whose ages ranged between 8 and 12 (43 children: 21 males and 22 females) participating in sportive activities and 43 children (22 males and 21 females) not participating in sports activities. In order to measure social adaptation and skill level of children with Down syndrome, social adaptation and Skill Scale consisting of 3 items likert type, 59 items and 7 subscales (Impulsivity, Frustration Threshold, Attention and Mobility, Social Relationship, Emotional Situation, Need for Approval and Introversion) developed by Sezgin and Akman (2014) was used. Analysis of the data was done in the GNU PSPP 0.10.1 statistical package program. Differences between groups were determined by independent sample t-test. Significance was accepted as p <0.01. According to statistical analysis results; there was a significant difference in general social adjustment and skill levels among the children with Down's syndrome who participated in and did not participate in sports activities and in all sub-dimensions (p <0.01). This difference stems from the fact that children with Down syndrome participating in sports activities have better social adaptation and skills than children with Down syndrome who do not participate in sports activities. In terms of gender, there was also a significant difference between the general social adjustment and skill levels of the children with Down syndrome who participated in and did not participate in sports activities and among all the sub-dimensions (p <0.01). This difference stems from the fact that boys and girls with Down syndrome participating in sports activities have better social adaptation and skills than girls and boys with Down syndrome who do not participate in sports activities. As a result; it can be said that sportive activities can positively affect the social adaptation and skills of children with Down's syndrome regardless of gender. Key Words: Down Syndrome, Sports, Social Adaptation and Skill.