Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 3333
  • Öğe
    Kurumsal iletişim birimlerinin kamusal hizmetlerin etkinliğini ve kurumsal itibarı artırmadaki önemi: İnönü Üniversitesi örneği
    (İnönü Üniversitesi., 2024) Eyidemir, Neslihan
    Kurum ve kuruluşlar kendi ürün ve hizmetlerini çeşitli iletişim araçlarını kullanarak hedef kitlelerine duyurma amacı taşımaktadırlar. Günümüz koşullarında birden çok kurum tarafından benzer ürün ve hizmetlerin sunuluyor olması tüketici tarafında bir tercih yapma zorunluluğu doğurmaktadır. Böyle bir durumda kurumlar, kurumsal iletişim çalışmalarının tek başına yeterli olmadığını; hedef kitlelerinin nezdinde diğerlerinden farklı bir yerde konumlanmak amacıyla kurumsal itibar anlamında da birtakım çalışmaların yapılmasının elzem olduğunu anlamışlardır. Birçok bilimsel çalışmaya konu olan kurumsal iletişim ve kurumsal itibar kavramları, farklı bakış açıları ve farklı başlıklar altında incelenmiştir. Yapılmış olan bu çalışmada ise bir kamu kurumu olan İnönü Üniversitesi Kurumsal İletişim Biriminin çalışmalarının kurumsal itibarı ve kamusal hizmetlerin etkinliğini artırmadaki rolü üzerinde durulmuştur. Nitekim Kurumsal İletişim Biriminin kamusal etkinliği ve kurumsal itibarı artırma hususundaki çabalarını artırması gerektiği kanısına varılmıştır.
  • Öğe
    Enerji fiyatlarındaki değişimin enflasyon oranı üzerindeki etkileri: Türkiye örneği
    (İnönü Üniversitesi., 2024) Arıkanoğlu, Seda
    Enflasyonun varlığı farklı nedenlere bağlı olmasının yanında bu farklılığın ülkelerin gelişmişlik düzeylerine göre de değişkenlik gösterdiği bir gerçektir. Enflasyonun sebeplerinden en önemlisi belki de enerji kaynağına olan ihtiyaçtı. Dünya üzerinde enerji kaynakları eşit dağılmadığı gibi potansiyel güçleri de kullanılabilirliklerine göre değişmektedir. Bu kullanılabilirlik sanayi kollarını geliştirmekle beraber, sanayi kollarının geliştiği ülkeleri ekonomik güç olarak yukarı taşımıştır. Haliyle enerji üretiminden yoksun ülkelerin dışa bağımlı olduğu düşüncesinden yola çıkılarak bu ülkelerin enerji ithal ederken, katlanmak zorunda kaldıkları maliyetlerin ülke içerisinde çeşitli etkileri mevcut olmuştur. Enerji maliyetlerinin geçen her dönem için farklılık göstermesi, enflasyonun en büyük nedenlerindendir. Bu çalışmada Türkiye için 2008 krizi pasife edilerek 2009: 01 - 2023: 12 dönemlerine ait aylık veriler kullanılarak petrol ve doğalgaz fiyatlarının enflasyona etkisi incelenmiştir. Bu amaçla serilerin durağanlığı Genişletilmiş Dickey Fuller (ADF, 1981) birim kök testi ile sınanmıştır. Değişkenlerin uzun dönemde birlikte hareket edip etmediği test edebilmek için Engel ve Granger (1987) eşbütünleşme testi uygulanmıştır. Son olarak değişkenler arasındaki uzun, orta ve kısa dönemdeki nedensellik ilişkisi için Breitung ve Candelon (2006) tarafından geliştirilen frekans dağılımı nedensellik testi ile analizi gerçekleştirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, doğalgaz fiyatlarından enflasyona uzun ve orta dönemde nedensellik bulunurken, petrol fiyatlarından enflasyona herhangi bir dönemde nedensellik tespit edilmemiştir.
  • Öğe
    Muhasebe meslek mensuplarının e-belge özel entegratör kuruluşlarından aldıkları hizmetlerle ilgili algı düzeyleri: Adıyaman ili örneği
    (İnönü Üniversitesi., 2024) Çitil, Merve
    Bilgi ve iletişim teknolojisindeki devrim, ekonominin, toplumun ve kültürün günlük alanlarında sürekli büyüme ve gelişmeye neden olmuştur. İnternetin varlığı, hem çevrede mevcut olan bilgi miktarını hem de bilgi hareketinin hızını artırarak küreselleşmeye katkıda bulunmuştur. Hızlı küreselleşme, ekonomik, sosyal ve teknolojik değişimler nedeniyle dünya genelinde hükümetler geleneksel hükümet yaklaşımından e-devlet yaklaşımına geçmekte, vatandaş odaklı, verimli, şeffaf ve etkili hizmetler sunmak için hem altyapılarına hem de yazılımlarına yatırım yapmaktadır. Tek noktadan, her an ve kesintisiz olarak, küreselleşme ve teknolojik gelişmeyle birlikte dijital gelişimin de gerçekleşmesi için son 20 yılda çok çalışmışlardır. Dijital gelişmeler her sektörde olduğu gibi muhasebe alanını da etkilemiş ve yeni teknolojileri beraberinde getirmiştir. Geliştirme sonucunda elektronik uygulamalar, gelir yönetimi, kitap bildirim sistemi gibi uygulamalar kullanılmaya başlanmıştır. Muhasebenin dijital dönüşümü muhasebecinin mesleğinde ve iş süreçlerinde değişikliklere neden olmuştur. Çalışmamızın temel amacı; e-belge özel entegratör kuruluşları ve kullanıcıları arasındaki ilişkileri inceleyip, algı düzeyleri hakkında somut verilere ulaşmaktır. Çalışmamızda Türk elektronik muhasebe uygulamaları, muhasebe bilgi sistemi ve vergi denetimi arasındaki etkileşim programının etkinliği araştırılmıştır. Bu bağlamda çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde Muhasebe kavramı ve Muhasebe bilgi sistemi, dijital dönüşüm ve muhasebenin dijitalleşmesi ikinci bölümde ise bilgi sistemleri, e-belge uygulamaları ve e-belge özel entegratörleri kuruluşları, üçüncü bölümde ise e-belge özel entegratör kuruluşlarından alınan hizmetlerin algı düzeylerinin aktarılması hedeflenmiştir. Bu bağlamda çalışma da SPSS analizi yapılmış normallik testi ve frekans analiz testleriyle anlamlı sonuçlar bulunmuştur.
  • Öğe
    Feminizmin iddiaları bağlamında islam'ın kadına bakışı
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Doğan, Sabriye
    Feminizm düşüncesi bağlamında ileri sürülen ve İslam'a karşı olan iddiların İslam perspektifinde değerlendirilmesi.
  • Öğe
    Çok faktörlü finansal varlık fiyatlama modellerinin katılım endeksleri üzerine test edilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Öner, Ahmet
    Finansal piyasalarda, hisse senedi getirilerini etkileyen faktörler her dönem ilgi görmüştür. Son dönemlerde özellikle çok faktörlü finansal varlık fiyatlama modellerinin geliştirilmesiyle bu ilgi daha da artmıştır. Bu çalışmada çok faktörlü finansal varlık fiyatlama modellerinin Katılım 30 endeksi özelinde test edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla literatürde yaygın olarak kullanılan beş model test edilmiştir. Bu modeller, Zamanlararası Varlık Fiyatlama Modeli (ZVFM), Fama-French Üç Faktör Modeli (FF3F), Carhart Dört Faktör Modeli, Fama-French Beş Faktör Modeli (FF5F) ve Q-Faktör modelidir. Çalışmanın odak noktalarından biri de hangi modelin Katılım 30 endeksinin hisse senedi getirilerini açıklamada en iyi performansa sahip olduğunun tespit edilmesidir. Çalışmada, Katılım 30 endeksinde yer alan ve kesintisiz verilerine ulaşılabilen 18 firmanın 2011-2023 dönemi arasındaki mali tablolarından elde edilen çeyrek dönemlik verileri kullanılmıştır. Çalışmada, modellere ait değişkenler hesaplanma yöntemlerine uygun bir biçimde hazırlanarak analize uygun hale getirilmiştir. Veriler, Eviews 10 paket programı kullanılarak ARDL Sınır Testi ile analiz edilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, modeller içerisinde Katılım 30 endeksi açısından hisse senedi getirilerini en iyi açıklayan modelin FF3F modeli olduğu kanısına varılmıştır. Modelde yer alan RMRKT (Pazar getirisi), SMB (Büyüklük) ve HML (Defter Değeri/Piyasa Değeri) faktörlerinin hepsinin istatistiki açıdan anlamlı olduğu ve katsayılarının da teoriyle uyumlu olduğu görülmüştür. Ayrıca Carhart Dört Faktör ve Q-Faktör modellerinin sonuçlarına bakıldığında istatistiki açıdan anlamlı ve katsayıları teoriyle uyumlu olan faktörlerin olduğu görülmüştür. Söz konusu iki modelin de Katılım 30 endeksinde uygulanabilir olduğu düşünülmektedir. Ayrıca ZVFM ve FF5F modellerinin de analiz sonuçlarına göre Katılım 30 endeksinde uygulanabilir oldukları söylenebilmektedir.
  • Öğe
    Kazan Tatar yazarı Fatih Hüsni: dönem-şahsiyet-eser (metin- aktarma - inceleme)
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Aydoğan, Niyazi; Yıldırım, Ramilya Yarullina
    Yazarlar; anlatımı güzelleştirmek, etkili hâle getirmek ve verilen mesajı daha güzel ifade etmek için eserlerini yazarken toplumun sorunlarına uzak kalamaz. Kazan Tatar edebiyatının XX. yüzyıldaki önemli nesir ustaları arasında yer alan Fatih Hüsni (1908-1996); işçinin, çiftçinin ve sıradan insanların doğasını, millî ruhunu derinden inceleyip birçok eser veren ünlü sanatçılardandır. Onun eserlerinde yer alan kahramanlar mutlu olmak için daima mücadele eden iyimser insanlar olarak karşımıza çıkar. Yazdığı hikâyelerinde pek çok çağdaşı gibi ölümü ve yıkımı değil de yaşam sevincini, aşkı ve mutluluğu okuyucunun zihninde canlandırmaya çalışır. Tatar köyünü ve kırsal kesimde yaşayan Tatar halkını tüm varlığında hisseden kalem ustası; eserlerinin çoğunda sıradan insanın yaşam derdini ve sevincini kaleme alır. Tatar köyünde dünyaya gelen Fatih Hüsni; çağdaşları gibi sıradan insanlarla iç içe büyümüş, çok küçük yaşlarda zorluklarla yüzleşip ağır fiziksel çalışmalar altında ezilmiştir. Yine de hayatının her anında zihnini, hayallerini, umutlarını zorlayan durumlar karşısında pes etmeden daha da ileriye gitmeyi hayal etmiştir. O, ilk eserlerinden itibaren Tatar milletinin zengin söz hazinesinden ustaca yararlanır. Üstelik anlattığı konuların kurgusu, yorum ve keşifleri, olaylar üzerinden aktarmaya çalıştığı fikirleri de düşündürücüdür. Tezde Kazan Tatar edebiyatında hikâye, roman, piyes vd. türlerde kalemi oldukça kuvvetli olan Fatih Hüsni'nin Kabak, Kiçké Do?a (Akşam Duası) hikâyeleri ve Yözék Kaşı (Yüzük Taşı) povesti (uzun hikâyesi) Türkiye Türkçesine aktarılmış; bu eserler dönem, şahsiyet ve eser ekseninde incelenmiş olup yazarın dünyaya ve olaylara bakışı tespit edilmeye çalışılmıştır. Bu tez, Fatih Hüsni'nin Türkiye'de tanıtılmasına yönelik ilk çalışma olması bakımından önemlidir. Yapılan araştırmalarla Fatih Hüsni'nin Tatar hikâyeciliğindeki konumu belirlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Kazan Tatar Edebiyatı, Fatih Hüsni, Dönem, Şahıs, Nesir.
  • Öğe
    Kur'ân verilerinin ışığında zaman yönetimi ve değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Avcı, Veysel; Küçük, Ahmet
    Kısıtlı bir zamana sahip olan insan, ona bahşedilen bu zaman sermayesini verimli ve etkin olarak kullanmalıdır. Dünyevî ve uhrevî birçok vazife ve mükellefiyetlere muhatap olan insan, zaman planlaması doğrultusunda bu işleri tanzim etmelidir. Çağımızın getirdiği yoğun çalışma temposuyla beraber zamanın yönetilmesi ve değerlendirilmesi hususu daha farklı bir önem kazanmaktadır. Bu çalışma temel olarak iki konu etrafında şekillenmiştir. Birinci olarak zamanın etkin ve verimli olarak kullanılması için gerekli prensip ve yöntemler, zaman yönetimiyle ilgili kitap ve akademik çalışmalardan yararlanılarak incelenmiş devamında bu konularla ilgili İslâmî kaynaklardan bilgiler aktarılmıştır. İkinci olarak; zamanın günlük, haftalık ve yıllık olmak üzere hangi ibadet ve etkinliklerle planlanıp değerlendirilmesi gerektiği sorusuna Kur'ân, tefsir ve hadis kaynaklarından kütüphane araştırma yöntemi doğrultusunda cevap aranmıştır. Anahtar Kelimeler: Tefsir, Zaman, Zamanın Değerlendirilmesi, Zaman yönetimi, Planlama
  • Öğe
    Vecihe Daryal koleksiyonunda bulunan Türk müziği eserlerinin bibliyografyası
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Camci, Zeynal Ozan; Deniz, Ünsal
    Türk müziği, Türk tarihine paralel bir şekilde gelişmiş, zenginleşmiş ve kendine has özellikleriyle çok geniş bir repertuara sahip olmuştur. Cumhuriyet öncesi dönemlerde Ali Ufki Bey, Kantemiroğlu ve Hamparsum gibi müzik adamlarıTürk müziğini kayda geçirmek için kendi geliştirdikleri notasyon sistemleriyle birçok Türk müziği eserini yok olmaktan kurtarmışlardır. Osmanlının son dönemlerinde ve erken Cumhuriyet dönemini de kapsayan evrelerde Batı müziği notasyon sisteminin Türk müziği notasyonunda kullanılması birçok Türk müziği eserinin kayıt altına alınmasına vesile olmuştur. Başlangıçta kişisel koleksiyon, arşiv ve Türk müziği repertuarları oluşturulurken Cumhuriyet döneminde bu türden Türk müziği nota koleksiyonları Devlet Arşivlerinde yer alarak kayıt altına alınmış ve korunmuştur. Devlet Arşivlerinde bulunan binlerce Türk müziği notası özellikle Muallim İsmail Hakkı Bey koleksiyonu ve Vecihe Daryal koleksiyonunda mevcuttur. Bu araştırmada Vecihe Daryal'ın nota koleksiyonunda bulunan eserlere odaklanılmıştır. Nitel ve Nicel araştırma yöntemlerinin kullanıldığı araştırmada, arşiv ve literatür taraması yapılmış; Vecihe Daryal koleksiyonunda 5679 adet eser tespit edilmiş, bu eserler makam, usul, form, besteci ve söz yazarı gibi değişkenler göz önüne alınarak tespit ve tasnifi yapılmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen veriler ışığında, koleksiyonda en fazla ; Rast, Hicaz, Uşşak, Hicazkâr, Suzinak, Kürdilihicazkâr, Nihavend, Karciğar, Hüzzam ve Hüseyni makamlarında eserlerin olduğu, usul yönünden ise aksak, curcuna, yürük semai, düyek, aksak semai, ağır aksak, devr-i hindi, sengin semai, devr-i kebir, sofyan, evfer, türk aksağı, hafif ve nimsofyan usullerinin sayısının fazla olduğu, form yönünden ise Şarkı, Peşrev, Saz Semaisi, Türkü ve Beste formlarında eserlerin fazla olduğu ulaşılan sonuçlardan bazılarıdır.
  • Öğe
    Güvenlik kültürünün sosyo-politik inşası: Türkiye örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Atılgan, Aynur Başurgan; Birdişli, Fikret
    Güvenlik, varlıklarını koruyabilmeleri ve sürdürebilmeleri adına devletlerin temel görevlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu durum güvenliğin, tüm devlet politikalarına ve faaliyetlerine yön veren, belirleyici bir unsur olduğunu göstermektedir. Yapılan literatür incelemesi sonucu, devletlerin güvenlik politikaları ile toplumun kültürü arasında bir etkileşim olduğu ve bu konu ile ilgili yapılan çalışmaların 'Siyasal Kültür' ve 'Stratejik Kültür' kavramları ile açıklanmaya çalışıldığı fark edilmiştir. 'Siyasal Kültür" toplumun politik tercihlerini ve davranışlarını betimlemek için kullanılırken, 'Stratejik Kültür' sosyo-politik inşa unsurlarının devletlerin dış politikalarına yansımaları hakkında öngörüler geliştirmek için kullanılmaktadır. Fakat her iki kavram da açıklamalarında devlet-toplum-kültür arasındaki etkileşimin sosyal psikolojiye dayalı kök nedenlerini ihmal ettiği için bu çalışmada 'Güvenlik Kültürü' kavramı tercih edilmiştir. Bu bağlamda güvenlik kültürünün bir sosyalizasyon süreci sonunda ortaya çıktığı düşünülmektedir. Bu sürecin; sosyolojik ve politik olmak üzere iki inşa boyutu bulunmaktadır. 'Toplumsal ya da Sosyal Biliş', 'Schismogenesis veya Pygmalion Etkisi' ve 'Kültürel Farklılıklar', güvenlik kültürünü inşa eden Sosyo-psikolojik faktörlerdir. 'Güvenlikleştirme (Securitization)', 'Özgürleşme (Emancipation)' ve 'Ardıncılık (Bandwagoning)' ise güvenlik kültürünün politik inşa boyutunu oluşturmaktadır. Bu doğrultuda çalışmanın birincil amacı; 'Güvenlik Kültürü' ekseninde çizilen bu teorik çerçeveyi açıklamaktır. Çalışmanın diğer bir amacı ise açıklanan teorik çerçeveyi 'Türkiye ve Türk Dış/Güvenlik Politikası' örneği üzerinden somutlaştırmaktır. Bu bağlamda çalışmanın teorik kısmını oluşturmak için güvenlik teorilerinden ve sosyal psikolojiden yararlanılacak birinci aşamada, bu iki alanın konuyla ilişkili olduğu düşünülen varsayımları arasında senteze gidilecektir. İkinci aşamada kuramsal çerçevenin pratikte geçerliliğini açığa çıkartmak için Türkiye'nin dış/güvenlik politikalarına odaklanılacaktır.
  • Öğe
    Irk Bitig ve kâğıda yazılı Türk runik harfli metinler üzerine açıklamalı bibliyografya
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Kaya, Ceylan; Dönmez, Özlem Demirel
    Açıklamalı bibliyografya türünde hazırlanan bu çalışma, Irk Bitig ve kâğıda yazılı Türk runik harfli metinler ile ilgili yayımlanmış eserleri kapsamaktadır. Irk Bitig ve kâğıda yazılmış Türk runik harfli metinlerle ilgili yapılan çalışmaları inceleyerek bu alandaki mevcut bilgi birikimini değerlendirmekte ve bu alana katkıda bulunmaktadır. Literatür taraması yapılırken araştırmacıların kitaplarına, makalelerine ve konu ile ilgili dergi, uluslararası Türk dili kurultayı bildirileri gibi çeşitli kaynaklara başvurularak kapsamlı bir inceleme gerçekleştirilmiştir. Irk Bitig, Türk edebiyatında runik harfleriyle yazılmış ve günümüze kadar ulaşan tek Eski Türkçe kitaptır. Doğu Türkistan`da Bin Buda Mağaraları`nda bulunmuş olup günümüzde tek yazma nüshası İngiltere`deki British Museum`da muhafaza edilmektedir. İlk kez V. Thomsen tarafından incelenmiş ve yaklaşık olarak VIII. yüzyılın ortaları ile IX. yüzyılın başlarına tarihlendirilmiştir. Eser, 104 sayfadan oluşmakta olup 65 fal ve bir hatime bölümü içermektedir. Her falda önce şans daireleri, ardından fal metni ve daha sonra falın iyi ya da kötü olduğunu belirten sonuç yer almaktadır. Bu metin, Manihaist bir çevrede yazılmış olmasına rağmen dinî unsurlar içerse de aslında dini bir eser değildir. Irk Bitig adlı eser üzerine çalışanlar arasında V. Thomsen, Hüseyin Namık Orkun, Malov, Marcel Erdal, Hamilton, İkeda, Talat Tekin, Klyaştornıy, Zieme ve Fikret Yıldırım gibi isimler bulunmaktadır. 1912-2024 yılları arasındaki Irk Bitig ve kâğıda yazılı Türk runik harfli metinler üzerine yapılan çalışmalar geniş bir yelpazede derlenmiştir. Çalışmada yerli yabancı kaynaklar taranarak toplamda 105 kaynak tespit edilmiştir. Hazırlanan bu bibliyografyanın, Türkoloji alanında çalışacak kişilere katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
  • Öğe
    Turqualıty desteği alan firmaların bulanık bwm ile ihracat rekabetçiliklerinin değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Tatar, Merve; Derindağ, Ömer Faruk
    Uluslararası ticari işlemlerin sürekli değişmesine paralel olarak ihracatın yapısı, boyutu ve pazar seçim kriterleri de evrim geçirmeye devam etmektedir. Bu dinamizm kaçınılmaz olarak rekabetçiliği de beraberinde getirmiştir. Belirli bir ekonominin büyüme faktörü olarak ihracatın önemi de hacmine, yapısına ve eğilimine bağlıdır; bu da bir ülkenin ihracat oranı ve rekabet gücünün çalışmasıyla ilgilidir. İhracat rekabetçiliğinin verimli bir şekilde sağlanması için devlet destekleri kapsamında teşvikler ön plana çıkmaktadır. İhracatın devlet tarafından teşvik edilmesiyle, dış ticaret pazarlarının genişletilmesi, dünya ihracatındaki pazar payının ve dış pazarlara giren firmaların rekabet avantajının artırılması amaçlanmaktadır. Devlet teşvikleri kapsamında yer alan Turquality; dünyada devlet destekli ilk ve tek markalaşma programına sahip olması nedeniyle dış ticarette Türk Malı imajının uluslararası arenada tanıtılmasına olanak sağlamaktadır. Bu tez çalışmasında Çok Kriterli Karar Verme yöntemlerinde biri olan Bulanık BWM ile Turquality desteği alan firmaların ihracat rekabetçiliğinde dikkat ettiği hususların önem ağırlıkları ölçülmüştür. Değerlendirmeye alınan firmaların sektörleri; gıda, tekstil, mobilya, demir-çelik, yatırım, otomotivden oluşmaktadır. Çalışması yapılan firmaların uluslararası rekabet ortamında deneyimledikleri fırsatlar ve zorluklar onların daha rekabetçi kılabilecek kriterlerin belirlenmesi ve önem derecelerin göre ağırlıklandırılması amaçlanmıştır. Bu doğrultuda 6 firma ile fiziksel görüşmeler yapılarak 7 kriter belirlenmiştir. Elde edilen kriterler sırasıyla; markalaşma, sürdürülebilirlik, finansal piyasalar, tedarik zinciri, rakip analizi, yerel pazar dinamikleri ve farklılaşmadır. Belirlenen kriterlerden en iyi kriter markalaşma (0,232) ve en kötü kriter farklılaşma (0,109) olarak tespit edilmiştir. Anahtar Kelimeler: İhracat, Rekabetçilik, Turquality, Teşvik, Bulanık BWM
  • Öğe
    Malatyalı âşıklar Abuzer Kaplan ve Kenan Kaplan'ın biyografileri ve eserleri
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Türün, Meltem; Deniz, Ünsal
    Bu çalışmada halk müziğinin temelini oluşturan âşıklık geleneğinden ve tarihi sürecindeki etkileşimlerinden bahsedilerek, bu gelenekte zengin bir geçmişi olan Malatya' nın âşıklık geleneğini içindeki yerini tanımak, teknolojinin gelişmesi ile sayıca azalan âşıklarımızı ve eserlerini gün yüzüne çıkarmak hedeflenmiştir. Âşıkların deneyimlerini, duygularını, fikirlerini, dünya görüşlerini ve diğer kültürel faaliyetlerini gözlemlemek ve âşıklık geleneğinin usta-çırak ilişkisi içinde aktarım süreçlerini anlamaya çalışmak için yapılmıştır. Bu çalışma, Türk kültürü bakımından önemli yere sahip olan ve büyük emek isteyen âşıklık geleneğini, günümüzde hâlâ sürdüren, bu değeri kuşaktan kuşağa aktaran, üreten baba-oğul (usta-çırak ) iki âşığımızın hayat hikâyeleri ve eserleri hakkında bilgi vermek amacı ile yazılmıştır. Abuzer KAPLAN ( Âşık Kaplani )' nin ve Kenan KAPLAN (Sükûti)' nin yazmış oldukları şiirlerin bir bölümünün sunulması ayrıca âşıklarımızın çok sayıda bestelenmiş eserlerinden 15 tanesinin notaya alınmış halinin THM repertuvarına kazandırılması hedeflenmiştir. Anahtar kelimeler: Biyografi, Ozanlık, Âşıklık Geleneği, Âşık Kaplani, Abuzer KAPLAN, Kenan KAPLAN, Sükûti
  • Öğe
    Türk edebiyatında musammatlar (Bentlerden oluşan nazım biçimleri)
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Yakışır, Akif; Çaldak, Süleyman
    Musammat, her bendi en az üç mısradan müteşekkil nazım birimlerinin ortak adıdır. Bu çalışmada klasik Türk edebiyatında yazılan musammatlar incelendi. Bir nazım şeklinin tesmiyesi için gerekli olan en az üç bent kaidesiyle hareket edildi. Fakat tasmitlerin (zemin zamime ilişkisi olan nazım şekilleri terbi, tahmis, tesdis, tesbi, tesmin, tetsi, ta'şir… için) üçten az bentli olanları da değerlendirmeye dâhil edildi. Zira bu nazım şekillerinde şiirin kaç mısraya tamamlandığı esası, kabul edildi. Taştir, Terkib-bend ve Terci-bendi "Mısra Sayısı Değişen Musammatlar" başlığı altında ele alındı. Her ana başlık beş alt başlık altında değerlendirildi. Daha önce çalışılmış olan murabba, muhammes ve müseddes çalışmada detaya girilmeden bu nazım şekillerinin kısa değerlendirmeleri yapılıp genel dökümleri verilmekle yetinildi. Bu çalışmada, ulaşılabilen bütün divanlarda yer alan musammatlar tespit edilerek nazım şekilleri, şairleri, sayıları bakımından yüzyıllara göre tasnif edildi, şekil ve muhteva özellikleri açısından incelendi. Türk Edebiyatında Musammatlar adlı çalışma ile elde edilen musammat nazım şekilleri 10 ana başlıkta (Üç Mısralık Musammatlar, Dört Mısralık Musammatlar, Beş Mısralık Musammatlar, Altı Mısralık Musammatlar, Yedi Mısralık Musammatlar, Sekiz Mısralık Musammatlar, Dokuz Mısralık Musammatlar, On Mısralık Musammatlar, Bentleri On Mısradan Uzun Gazel Tipi Musammatlar, Mısra Sayısı Değişen Musammatlar) ve bu başlıklara bağlı 30 alt başlıkta (Müselles, Teslis, Murabba, Terbi, Muhammes, Tahmis, Tardiye, Müseddes, Tesdis, Müsebba, Tesbi, Müsemmen, Tesmin, Mütessa, Tetsi, Muaşşer, Ta'şir, Onbirli, Onbirleme, Onikili, Onikileme, Onüçlü, Ondörtlü, Onbeşli, Onaltılı, Yirmili, Yirmiikili, Taştir, Terkib-Bend, Terci-bend) ele alındı. Bu başlıkların her biri de beş alt başlıkta değerlendirildi: Birinci başlık altında kafiye çeşitleri incelenerek örnekler verildi. Farklı kafiye düzeninde yazılmış dikkate şayan musammatlar nazarlara sunuldu. İkinci başlıkta musammatlarda kullanılan bütün vezinler tasnif edilip en çok kullanılan vezinler tespit edildi. Musammatlarda en çok tercih edilen vezinlerin şiir örneklerine çalışmada yer verildi. Üçüncü başlıkta musammatların bent sayısı tespit edildi. Bu başlık altında en az üç bendi olan manzumeler değerlendirmeye alındı. Fakat asgari bent sayısı olan üç bent mevzusu tasmitlerde dikkate alınmayıp bu musammatlarda tamamlandığı mısra sayısı esas alındı. Bent sayısına göre musammatlar tasnif edildi. En çok musammatın kaç mısralık bentler halinde yazıldığı tespit edildi. Dördüncü başlık altında konu tespit edildi. Musammatlarda konu tespit edilirken hâkim konu esası dikkate alındı. Zira klasik Türk edebiyatında bir şiirde birden fazla konu ele alınabiliyor. Özellikle kaside, terci-bende ve terkib-bend gibi uzun şiirlerde tevhid ile Münacaat, içtimaî mevzularda yazılan manzumelerde eleştiri ile nasihat iç içe girmiştir. Bundan dolayı konu tespit edilirken hâkim konu esası nazara alındı. Konular tasnif edildikten sonra örnekler ile desteklendi. Bunun yanında mersiye ve methiyelerin kime yazıldıkları da belirtildi. Beşinci başlık altında musammatlarda mahlasın kullanılıp kullunılmadığı tespit edildi. Mahlaslı olan ve mahlaslı olmayan musammatlar tespit edildi. Mahlas kulanmama sebepleri irdelendi. Bu beş ana başlık dışında; farklı özellikleri ile dikkat çeken musammatlar, her nazım şekli için en çok musammat yazan şair ve yazdığı musammat sayısı, zamimeli şiirlerde zemin olarak en çok tercih edilen şair, en çok tercih edilen şiir vb. hususlar tespit edilerek dikkatlere sunuldu. Her yüzyılda yazılan musammatların genel dökümü, bent sayıları ile beraber verildi. Musammatı bulunan divan şairlerinin isim, doğum ve ölüm tarihleri ile doğdukları yerler tablo halinde verildi. Bunun yanı sıra musammat sayısı, yüzyıllara göre grafikler şeklinde de gösterildi.
  • Öğe
    Türk halk müziğinin Almanyada yaşayan Türk toplumunda yansıması
    (İnönü Üniversitesi, 2024) İlhan, İbrahim Selahattin; İmik, Ünal
    Türk Halk Müziği, Türkiye'de köklü bir geçmişe sahip olan ve Türk kültürünün önemli bir parçası olan geleneksel bir müzik türüdür. Almanya'da yaşayan Türk toplumu, Türk kültürünü ve değerlerini sürdürme konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Türk Halk Müziği de bu toplumun yaşamında ve kültürel mirasında önemli bir yer tutar. Almanya'da yaşayan Türk toplumu, Türkiye'den göç eden insanların ve nesillerinin oluşturduğu geniş bir topluluktur. Bu toplum hem Türk kültürünü sürdürme hem de Türk asıllı Almanya'da doğmuş ve büyümüş bireyler arasında bir bağ kurma amacı taşır. Türk Halk Müziği, bu bağlamda Almanya'da yaşayan Türk toplumu için önemli bir kimlik unsuru olarak görülebilir. Almanya'da yaşayan Türk toplumu, kültürel etkinlikler, festivaller, konserler ve etkinlikler aracılığıyla Türk Halk Müziği'ni yaşatmaya ve yaymaya çalışmaktadır. Bu müzik türü, Türk toplumunu bir araya getirerek ortak bir kültürel mirasa sahip çıkma ve bu mirası gelecek nesillere aktarma amacını güçlendirir. Türk Halk Müziği, Almanya'da yaşayan Türk toplumunun duygularını ifade etme, birlik ve beraberlik duygularını pekiştirme, geleneklerini sürdürme ve kültürel kimliklerini koruma konularında önemli bir araç olabilir. Bu müzik türü, Türk toplumunu bir arada tutan bir bağ olarak işlev görerek hem Türk kültürünü yaşatma hem de Türk asıllı bireyler arasında bir birlik ve dayanışma hissi oluşturma yolunda önemli bir rol oynar. Almanya'da yaşayan Türk toplumunun Türk Halk Müziği'ne olan ilgisi ve katkısı büyük önem taşır. Bu müzik türü, Türk kültürünün yaşatılması ve gelecek nesillere aktarılması açısından kritik bir rol oynar ve Türk toplumunu bir arada tutan önemli bir unsurdur. Bu bilgiler ışığında bu çalışmada Türk Halk Müziğinin Almanya'da Yaşayan Türk Toplumunda Yansıması konusu işlenmiştir. Anahtar Kelimeler: Türk Halk Müziği, Almanya, Göç
  • Öğe
    İhsan Oktay Anar'ın eserlerinde kötülük
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Polat, Oktay; Güler,? Ahmet Faruk
    Kötülük, tarih boyunca birçok düşünür ve araştırmacının üzerinde durduğu karmaşık bir kavramdır. İnsanlar, kötülüğün ne olduğu ve kaynağının ne olabileceği konusunda çeşitli teoriler geliştirmiştir. Kötülük, tek başına insan eylemlerini sınıflandırmakta yetersiz kalmış ve bu nedenle farklı kategorilere ayrılarak incelenmiştir. Kötülük, insan doğasının ve toplumsal dinamiklerin merkezinde yer almış, birçok sanat alanında işlenmiştir. Edebiyatta da sıkça işlenen bu tema, estetik bir boyut kazanmış, dini ve mitolojik anlatılarda iyi ile kötünün mücadelesi olarak yansıtılmıştır. Edebiyatımızda da özellikle günümüz yazarları arasında kötülüğün işlenişi çeşitli şekillerde görülmektedir. Edebiyat dünyasında, özellikle günümüz yazarlarından İhsan Oktay Anar, eserlerinde kötülüğü hem karakterler düzleminde hem de sembolik düzeyde işleyerek bu kavrama farklı bir perspektif sunmaktadır. Anar'ın romanlarında kötülük, bazen bireylerin içsel çatışmalarında, bazen de toplumsal yapının eleştirisinde kendini göstermektedir. Bu bağlamda, İhsan Oktay Anar'ın eserleri, kötülüğün edebî bir motif olarak nasıl kullanıldığını ve bu kavramın edebiyatta nasıl bir işlev üstlendiğini anlamak için önemli bir kaynaktır.
  • Öğe
    Elazığ yöresi deyiş örnekleri
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Çalışkan, Seda; İmik, Ünal
    Elazığ'a ait türkü ve deyişler yüz yıllardır var olan âşıklık geleneği ile süreklilik arz etmektedir. Özellikle Şeyh Ahmed Dede ocağından olan Teslim Abdal ile başlayan âşıklık geleneği, yine bu ocağın etrafında gelişmiştir. Teslim Abdal, Derviş Ali, Derviş Muhammed, Kul Mustafa, Nimri Dede, Kul Mansur (Mansur Çiftçi), Ahmet Fethi Erdoğan, Hüseyin Altun (Yaşar Dede), Miktat Güler ve Sezai Pehlivan (Pir Perişah) gibi dedeler âşıklık geleneğini günümüze kadar getirmişlerdir. Elazığ'ın Baskil ve Keban bölgelerinde rastlanan âşıklık geleneği, Elâzığ'ın merkez köylerinde de Alevi-Bektaşi âşıkların olduğu görülmektedir. Araştırma sürecince, Ahmet Fethi Erdoğan, Hüseyin Altun (Yaşar Dede), Miktat Güler, Kul Mansur (Mansur Çiftçi), Pir Perişah (Sezai Pehlivan) ile yaptığımız mülakatlar ile hayat hikâyelerine dair bilgiler alınmış ve deyişlerinden örnekler dinlenmiş ve kayıt altına alınmıştır. Buna göre; Ahmet Fethi Erdoğan Dede, Hüseyin Altun (Yaşar Dede), Miktat Güler Dede ile yüz yüze görüşmeler sağlanmış, Pir Perişah Dede ile Almanya da yaşadığı için çevrimiçi görüntülü görüşme, cemlerde zakirlik görevini çoğunlukla üstlenen Mansur Çiftçi (Kul Mansur) ile de telefon görüşmesi yapılmıştır. Harput musikisine ve bu yörede kullanılan çalgılara hakkında da tezde bilgiler verilmiştir. Ayrıca araştırma esnasında kentin müzik kültürünün çevre iller ile etkileşim hallinde olup olmadığı, benzeyen veya farklılık içeren yönlerine ait bilgiler hakkında çok sayıda literatürden istifade edilmiştir. Bununla birlikte deyişlerin bir kısmı internet ortamında dinlenmiştir. Araştırma sonucunda; Alevi-Bektaşi inancı çerçevesinde Elazığ'da deyişlerin muhteva açısından farklılık göstermediğini, fakat deyişlerin okunurken yöresel farklılıklar içerdiğini söylemek mümkündür. Kelimeler: Elazığ, Müzik Kültürü, Yöre, Müzik Pratikleri
  • Öğe
    Muallim İsmail Hakkı Bey'in Cumhurbaşkanlığı arşivindeki bestelediği eserlerinin bibliyografisi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Albayrak, Eda; Deniz, Ünsal
    Muallim İsmail Hakkı Bey, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerinde ve Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında yaşamış önemli bir müzik adamıdır. Türk müziğine büyük katkılarda bulunmuş önemli bir besteci, müzik teorisyeni ve eğitmendir. Müziğe olan tutkusu, teorik çalışmaları ve Türk Musikisi Cemiyeti'ndeki faaliyetleri, Türk müziği tarihinde ona saygın bir yer kazandırmıştır. Hem yetiştirdiği öğrencilerle hem de bıraktığı eserlerle Türk müziğinin gelişiminde ve yayılmasında önemli bir roloynamıştır. Türk müziğinin önemli bestekârlarından olan Muallim İsmail Hakkı Bey'in Türk müziğinin hemen her formunda çok sayıda eseri bulunmaktadır. Bazı kaynaklar bestecinin 2000 civarında eseri olduğu bildirilmekle birlikte toplamda ne kadar eseri olduğu hakkında literatürde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Cumhuriyet döneminde, Türk müziği nota koleksiyonları sistematik olarak Devlet Arşivleri'nde kayıt altına alınmış ve muhafaza edilmiştir. Günümüzde Cumhurbaşkanlığı Arşivleri'nde bulunan binlerce Türk müziği notası, Türk müziğinin tarihi ve kültürel mirasının korunması ve akademik incelemeler açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada Muallim İsmail Hakkı Bey'e ait eserlerin Cumhurbaşkanlığı Arşivleri'nde taranarak form, makam ve usul değişkenlerine göre tespiti ve tasnifi yapılması amaçlanmıştır. Araştırma sonucuna göre Cumhurbaşkanlığı Arşivleri'nde Muallim İsmail Hakkı Bey'e ait 3913 adet eser bulunmuştur. Arşivde yer alan mükerrer eserlerin çıkarılmasından sonra besteciye ait toplam 2477 eser olduğu görülmüştür. Bu eserler form, makam ve usul değişkenlerine göre incelenmiştir. Eserlerde 61farklı form kullanıldığı bulunmuştur. En yaygın olanları Şarkı 1015 eser (% 40,98), Marş 256 eser (% 10,34), Nakış 170 eser (% 6,86) formları olduğu bulunmuştur. Besteci eserlerinde 128 farklı makam kullanılmış olup en sık kullanılanlar makamların Nihavent 203 eser (%8,20), Rast 154 eser (% 6,22), Hicaz 114 eser (% 4,60) olduğu görülmüştür. Usul açısından değerlendirildiğinde besteci 47 farklı usul kullanılmıştır. En sık kullandığı üç usul Düyek 357 eser (% 14,41), Yürük Semai 255 eser (% 10,29) ve Aksak 254 eser (%10,25) olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Kazan Tatar Türkçesindeki misafir-ikram konulu atasözleri
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Karyağdı, Pınar; Çelik,? Muhittin
    Bir milletin örf, adet, gelenek ve göreneklerini tanıtan atasözleri, dilden dile nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmıştır. Bu çalışmada Kazan Tatarlarının "Misafir-İkram" konulu atasözleri incelenerek Kazan Tatarlarının "Misafir-İkram" kültürü hakkında bilgi verilmiştir. Nekiy İsenbet'in Tatar Halık Mekal'lere adlı çeşitli konularda atasözleri içeren üç ciltlik eserinin ikinci cildinde bulunan Misafir-İkram başlıklı bölüm çalışma konumuz olmuştur. Misafir-İkram konulu atasözlerine transkripsiyonu ve Türkiye Türkçesine aktarımı ile birlikte yer verilmiştir. Türkiye Türkçesine aktarılan Kazan Tatar Türklerinin "Misafir-İkram" konulu atasözleri ile Kazan Tatar Türklerinin kültürüyle ilgili doğru bilgiye ulaşmak ve bu alanda çalışma yapacaklara katkı sağlamak için böyle bir çalışmaya ihtiyaç duyulmuştur. Çalışmada Kazan Tatar Türkleri ve atasözleri ile ilgili bilgiler verildikten sonra ilgili atasözleri Türkiye Türkçesine aktarılmış, anlaşılmasına kolaylık sağlamak amacıyla çalışmanın son bölümüne seçme sözlük eklenmiştir. Çalışmanın Giriş kısmında Kazan Tatar Türkleri ve tarihi üzerinde durulmuştur. Birinci bölümde söz konusu atasözlerinin alındığı eserin yazarı Nekiy İsenbet tanıtılmıştır. İkinci bölümde Kazan Tatar Türkçesindeki Misafir ve İkram konulu atasözlerin transkripsiyonu ve Türkiye Türkçesine aktarımı yapılmış; Sonuç, Sözlük ve Kaynakça ile çalışma tamamlanmıştır. Anahtar Sözcükler: Kazan Tatar Türkleri, Sözlü Kültür, Misafirperverlik, İkram.
  • Öğe
    Adıyaman yöresi Alevi Bektaşi kültürü çerçevesinde azizdede türbesi (Apaziz)'nin ve Zakirlik geleneğinin incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Boyraz, Leyla; Deniz, Ünsal
    Anadolu coğrafyasında birçok kültür bir arada yaşamaktadır. Bu kültürler arasında bulunun Alevi Bektaşi kültürü bu çalışmanın konusunu oluşturmaktadır. Bu araştırma ile Alevi Bektaşi kültürünün açıklaması, ritüelleri, Adıyaman yöresine göre bu kültürün tanımı, Adıyaman yöresinde bulunan ve önemli kişilik olarak görünen Aziz Dede'nin türbesi ve bu türbede Aziz Dede anma törenlerinde yapılmakta olan müziksel faaliyetler ortaya konulmaktadır. Bu araştırmada literatür tarama ve kişisel görüşme yöntemi kullanılmaktadır. Doküman ve kayıt incelemesi yapılarak konunun daha iyi özümsenmesi sağlanmıştır. Yapılan görüşmeler gerekli izinler çerçevesinde ses kaydı ve video görüntüsü olarak kayıt altına alınmıştır. Alevi toplumu içerisinde bu toplumun ibadet şekli bulunmakta, bu ibadete cem adı verilmektedir. Alevi toplumu ibadetlerini yerine getirirken bazı unsurları göz önüne almaktadır. Cem ayinini yürütmekte olan kişiye dede adı verilmektedir. Dedeler cem törenlerini başından sonuna kadar belli bir düzen içerisinde yürütmektedirler. Bu törenler yapılırken cem geleneği içerisinde on iki hizmet bulunmaktadır. Zakirlik geleneğinin de bu on iki hizmet içeresinde geçtiği görülmektedir. Zakirler dedelerden sonra alevi toplumunda önemli görülen bir diğer kişilerdir. Zakirler usta-çırak ilişkisi içerisinde kendilerini geliştirerek cem ayinlerinde bağlama çalan kimseler olarak adlandırılmaktadır. Cem törenlerini dedeler ile birlikte bir düzen içerisinde devam ettirdiği bilinmektedir. Bu çalışma ile Adıyaman yöresinde bulunan Aziz dede türbesinde, Aziz Dede adına yapılan anma törenlerine katılan ünlü Ozan, Âşık ve Zakirlerin müzikal faaliyetleri ortaya koyulmaktadır. Yapılan görüşmeler sonucunda alevi kültüründeki beş farklı deyişin Adıyaman yöresindeki icra farklılıkları ortaya koyularak analizleri yapılmış ve kendilerine ait icra biçimleri notaya alınmıştır. Anahtar Sözcükler: Kültür, Zakir, Türbe, Ritüel.
  • Öğe
    İsmail Karagöz'ün 'Kur'ân'ın Anlamı ve Tefsiri' adlı eserinde tartışmalı bazı konulara yaklaşımı
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Geleri, Ayşe; Karadağ, Ahmet
    Kur'ân-ı Kerim, nâzil olduğu andan itibaren muhatapları tarafından anlaşılmaya çalışılmış, bu çabaların bir sonucu olarak çeşitli yorumlar ortaya çıkmış ve günümüzdeki tefsir külliyatını oluşturmuştur. Bu tefsirlerden biri de İsmail Karagöz'ün kaleme aldığı "Kur'ân'ın Anlamı ve Tefsiri" adlı eserdir. Bu eser, çağdaş yaşama dair yorumlarıyla bir-likte, âyetlerin rehberliğinde günümüz toplumsal meselelerine çözüm arayışını hedefle-yen önemli bir çalışmadır. Tezimizde, Türkiye'de son yıllarda yazılan tefsirlerden biri olan "Kur'ân'ın An-lamı ve Tefsiri"ni çeşitli açılardan incelemiş bulunmaktayız. Çalışmamızda, tarih bo-yunca tartışmalara konu olmuş ve günümüzde hala tartışılan, Kur'ân'da yer alan belirli konular ele alınmıştır. Bu çerçevede, İsmail Karagöz'ün tartışıla gelen geleneksel ve çağ-daş konulara yaklaşımı ve yorumlama tarzı ortaya konmaya çalışılmıştır. Karagöz'ün bu konulardaki yorumları ve sunduğu çözüm önerileri, klasik ve çağdaş ilahiyatçıların yak-laşımlarıyla birlikte ele alınarak kısa değerlendirmeler yapılmıştır. Çalışmamız, öteden beri tartışılan birçok meseleye dair konular hakkında genel fikirler içermektedir. Anahtar Kelimeler: Kur'ân, Tefsir, Tartışmalı Konular, İsmail Karagöz