Sosyal Bilimler Enstitüsü Tez Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 3197
  • Öğe
    Felsefe ve edebiyat ilişkisi : Sokrates ve İsmet Özel örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2014) Öztürk, Fatih
    Felsefe ve edebiyat arasındaki ilişki her iki disiplinin bağımsız birer alan olmalarından beri devam etmektedir. Bu ilişki diğer herhangi iki alan arasındaki ilişkiden daha derin, daha kapsamlı ve yoğundur. Her iki alanın da birbirini karşılıklı olarak etkilemesi, edebiyatın felsefeci için bir form olması, felsefenin de edebiyatçı için bir derinlik ifade etmesi bu bağın ne kadar kuvvetli olduğunu göstermektedir. Ortak payda olarak dili kullanmaları, varoluş sorunlarını kapsamlı bir şekilde ele almaları ve nihayetinde insanı konu edinmeleri da bu ilişkinin yoğunluğunu anlatan diğer önemli noktalardır. Felsefe tarihinin en etkili filozoflarından biri olan Sokrates’in felsefi düşüncelerinin yanı sıra, felsefesini yaşayarak öğretmesi ve demokratik Atina’da yargılanıp idama mahkûm edilmesi onun diğer düşünürler arasında farklı bir konuma sahip olmasını sağlamıştır. İsmet Özel gerek hayatı gerek düşünceleri gerekse sanatsal faaliyetleri özellikle de şiirleriyle Türk düşünce tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Şiirlerinin felsefi muhtevası analiz edilmeye değer gözükmektedir. Bu bağlamda, Platon’un Sokrates’in Savunması ile İsmet Özel’in Celladıma Gülümserken şiiri arasında örgü, içerik ve biçim bakımından bulunan parallelik, iki düşünürün diğer yazı ve şiirlerdeki fikirlerine de müracaat edilerek incelenmiştir. İki düşünürün de sahip oldukları felsefi/eleştirel bakış açısı kendilerinin de toplum tarafından eleştirilmelerine ve muhalif bir figür haline gelmelerine sebep olmuştur. Ölüm, adalet ve yasalara itaat düşünceleri açısından iki düşünür de benzer algılar geliştirmişlerdir. Her ikisi için de ölüm korkutucu olmamış, gerçek adaletin ölümden sonraki hayatta sağlanacağına inanmış ve insanların yaptığı yasalarla Tanrı’nın koyduğu yasalar çatışmadıkça uylaşımsal yasalara itaat edilmesi gerektiğini savunmuşlardır. İki düşünürün içinde yaşadıkları zaman, mekân, toplum ve politik düzen arasında büyük farklılıklar olmasına rağmen, buluştukları noktaların, yukarıda bahsedilen benzerlikleri taşıması, bizi, ‘evrensel insan’ın zaman ve mekândan sıyrılarak varlığını ortaya koyduğu gerçeğine götürmektedir. Bir filozof olarak Sokrates’in, bir şair olarak da İsmet Özel’in varoluş meselelerini değerlendirmelerinde birçok ortak paydayı paylaşmaları, benzer algı, perspektif, kabul ve sonuçlara erişmeleri, felsefe ile edebiyat arasındaki ilişkinin yakınlığını gözler önüne sermektedir.
  • Öğe
    Seyyid Kutub'ta edebi tenkit : en-Nakdu'l-edebi örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Taş, Çağrı
    Arap dili ve edebiyatı
  • Öğe
    Çalışanların büyüme ve küçülme stratejilerine ilişkin algıları : Türk Hava Yollan (THY) örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2013) İbrişimoğlu, Volkan
    İşletmelerin en önemli hedefleri arasında büyümek veya küçülmek gelir. Amaç işletmenin hedefine uyan en uygun büyüklüğe ulaşmaktır. Bu işlemlerin yapılabilmesi için öncelikle işletmelerin mevcut durumlarını belirlemeleri gerekir. İşletmeler daha sonra arzu edilen büyüklüğe ulaşmak için küçülme veya büyüme stratejilerini kullanırlar. Eğer işletme olması gerekenden küçükse, büyüme stratejilerini kullanarak uygun büyüklüğe ulaşmaya çalışır. Eğer işletme olması gerekenden büyükse uygun küçülme stratejileri kullanılarak küçülme yoluna gidilir. Bu çalışmada ticari işletmelerin küçülme ve büyüme stratejileri ele alınmıştır. Çalışma; giriş, üç ana başlık, tartışma, genel sonuç ve önerilerden oluşmaktadır.Giriş bölümünde genel bir başlangıç niteliğinde olan araştırma konusunun açıklanması ve tanıtılması yer almaktadır. İlk kesimde ise araştırmanın konusu, amacı, varsayımları ve yöntemleri tanıtılmaktadır. Araştırmanın ikinci kesimdeki ana başlığı altında büyüme, küçülme ve büyüme-küçülme stratejileri ile analiz yöntemleri konuları ele alınmıştır. İşletmelerin hangi durumlarda ne gibi stratejileri kullandıkları değerlendirilmektedir. Üçüncü kesim anket uygulaması ve istatistik çalışmasından oluşmaktadır. Uygulamalı örnek olarak anket, Türk Hava Yolları personeline uygulanmış, konuya ilişkin algıları değerlendirilmiştir. Araştırmanın son bölümünde ise tartışma, genel sonuç ve öneriler sunulmuştur
  • Öğe
    Ebu'l-Huda es-Sayyadi ve şiirlerinde ele aldığı temalar
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Elhammud, Ahmed
    İçerik arapçadır.
  • Öğe
    Çevresel Kuznets eğrisinin ekolojik ayak izi üzerinden araştırılması: OECD ülkelerine yönelik panel veri analizi
    (İnönü Üniversitesi, 2024) Akın, Fatih
    Son yıllarda ulusların en büyük endişelerinden biri küresel ısınma ve özellikle bu olgunun dünya üzerinde ve dolaylı olarak yaşam kalitesi üzerinde ürettiği olumsuz etkiler olmuştur. Sanayi devriminin başlamasıyla birlikte küresel düzeyde hem ekonomik hem de sosyal olarak çevreye de yansıyan önemli değişimler yaşanmaktadır. Çevre kirliliği, iklim değişikliği ve küresel ısınma sorunları 1970'lerden itibaren küresel düzeyde en çok sorgulanan konuların başında gelmektedir. 1970'lerden sonra artan sanayileşme, kentleşme, gelir artışı, teknolojik gelişme, finansal gelişme ve nüfus artış hızının artması çevresel sorunları da beraberinde getirdiği için ülkeler, kalkınma politikaları hazırlamalarında bu faktörleri göz önünde bulundurmuştur. Bu çalışmada, 1980-2014 dönemi için 29 OECD ülkesinde ekonomik büyüme, finansal gelişme, enerji tüketimi ve çevresel kirlilik göstergesi olarak kullanılan Ekolojik Ayak İzi ile Çevresel Kuznets Eğrisi hipotezinin geçerli olup olmadığı panel veri yöntemi kullanılarak analiz edilmiştir. Çalışmada bulunan ampirik sonuçlara bakıldığında ilk olarak, değişkenler ve panelin geneli için yapılan yatay kesit bağımlılık ve heterojenlik tespit edilmiştir. Bu durumda ikinci kuşak testlerin kullanılması gerektiği sonucuna varılmıştır. Yatay kesit bağımlılığı içeren ve heterojen olduğu tespit edilen modelin durağanlık analizi için Reese & Westerlund tarafından ortaya konulan ikinci kuşak testlerinden PANICCA (2016) Panel birim kök testi kullanılmıştır. Uzun dönemde değişkenler arasında eşbütünleşme olup olmadığının test edilmesi amacıyla ikinci kuşak uzun dönem panel eşbütünleşme testlerinden Gengenbach, Urbain ve Westerlund (2016) Panel Eşbütünleşme testi uygulanıp eşbütünleşik ilişkinin var olduğu tespit edilmiştir. Son olarak eşbütünleşik bir ilişki içinde olduğu tespit edilen değişkenlere ait parametre tahmini için CCE ve AMG tahmincileri kullanılmıştır. Panelin geneli için AMG ve CCE tahminci sonuçlarına göre, ÇKE hipotezi 29 OECD ülkesinde geçersiz olduğu tespit edilmiştir. Bununla beraber bireysel olarak ülkelere bakıldığında, Lüksemburg ve Yunanistan'da ÇKE hipotezinin geçerli olduğu bulunmuştur. Ayrıca enerji tüketimi ve finansal gelişmedeki artış, 29 OECD ülkesinin çoğunda ekolojik ayak izini artırmaktadır.
  • Öğe
    Klasik Türk edebiyatında şem'ü pervane motifi
    (İnönü Üniversitesi, 2010) Aksoy, Derya
    Bu çalışmada şem ve pervâne kelimelerinin anlamları verilmiş, ardından sahip oldukları özellikler bakımından aralarında ilişki kurulan unsurlar, örnek beyitlerle yorumlanarak şairlerin bakış açıları, ifade tarzları, beyitlerdeki çok anlamlılık ile Klasik edebiyatın anlam genişliği ve güzelliği ortaya koyulmuştur....Genellikle şem ve pervane benzetilen olmalarına rağmen şem'in sevgili ve güzellik unsurlarıyla pervanenin de âşık ile karşılaştırıldığı beyitler verilerek sevgili ile aşığın üstünlüğü dile getirilirken şem ve pervâne'den yararlanıldığı gösterilmiştir.
  • Öğe
    Finansal kiralama (Leasing) ve Türkiye uygulaması
    (İnönü Üniversitesi, 20026) Çakan, Cemal
    Business
  • Öğe
    Besteleme pratiğinde geleneksel halk müziğinin yeri ve uygulama modelleri : ''Azerbaycan bestecilik ekolü örneği''
    (İnönü Üniversitesi, 2017) Terzioğlu Dadaşova, Vefa
    Bu araştırmada; besteleme pratiği açısından Geleneksel Halk Müziği (GHM) örnekleri esas alınmıştır. Bu bağlamda, Azerbaycan bestecilik ekolünün oluşturduğu örnekler, üslûp açısından analiz edilerek, çalışmada bugünün besteleme ve çok seslendirme teknikleri ile uygulamalı modellere yer verilmiştir. Betimsel yöntemi ile yürütülen bu araştırmada Tarama ( Survey ) modeli esas alınmıştır. Verilerin toplanması aşamasında literatür tarama, doküman analizi ve sözlü görüşme tekniklerinden faydalanılmıştır. Belirli zaman periyodu ile eser türlerini kapsayan bu çalışmada ulaşılabilen nota kaynakları taranmış, ses ve video kayıtların analizi yapılmıştır. Çalışmada, Prof. Dr. N. Karasar'ın "Sözlü iletişim yolu ile veri toplama tekniğidir" ( Karasar, 2015: 165 ) olarak tanımladığı "Görüşme" yöntemine yer verilmiş, konu ile ilgili uzman kişilerin görüşleri alınmıştır. Araştırmada; XX. yüzyılın ilk yarısında Azerbaycan bestecilik ekolü tarafından senfonik türünde ürettiği eserlerin; makamsal, ezgisel, armonik, biçimsel ve çalgısal açıdan konu ile ilgili zengin içerik oluşturduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Çalışmada Azerbaycan bestecilik ekolünün eser örnekleri incelenerek, GHM'nin Uluslararası Sanat Müziği (USM) içerisinde rolü ve önemi araştırılmıştır. Ayrıca bu ekolün elde ettiği başarılı örneklerden faydalanarak GHM'ye ait ezgilerin uygulamalı çok seslendirme çalışması yapılmış ve bunun sonucunda piyano eşliği modelleri ortaya çıkmıştır. GHM'nin bestecilik pratiğindeki yeri tespit edilerek üretilebilecek yeni çok sesli örneklerin ( modellerin ) tasarlanması mümkün olduğu düşünülmüştür. Fakat bu süreçte armoni kavramının ön plana çıktığını tespit edilerek, armonik anlatımının içerisinde makamsal unsurların yer alması için yeni çözümlere ihtiyaç duyulduğu yönünde bulgulara ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Üniversite eğitiminin değerlerin değişimine etkisi (İnönü Üniversitesi örneklemi)
    (İnönü Üniversitesi, 2017) Kurtdaş, Emine Meliha
    Değerler, oldukça karmaşık bir zihin dünyasına sahip olan, bireylerin tutum ve davranışlarına yön veren değerlendirme hükümleridir. Bu nedenle değerler, bireylerin kişilik yapısının bir parçasını oluşturmaktadır. Her birey, değerleri algılama ve değerlendirme düzeylerini diğerlerinden ayıran farklı fiziksel, ruhsal, zihinsel ve sosyo-kültürel özelliklere sahiptir. Ancak bireylerin tutum ve davranışlarına yön veren ve zihin sahasında oldukça geniş bir yer işgal eden değerlerin varlığı, bireyin ve toplumun karşılıklı işbirliğine dayanmaktadır. Bireyin değerleri, ancak toplumsal düzlemde anlam kazanmaktadır. Hiçbir birey, toplumun önceliklerinden bağımsız bir değer sistemine sahip değildir. Değerler, bireysel bilinçte var oldukları andan itibaren kolektif bilince dönüşürler. Toplum kendi varlığını devam ettirebilmek amacıyla kolektif bilinç üzerinde bir baskı unsuru oluşturur. Bu bağlamda değerler, toplumsal yaşam içerisinde sosyal etkileşimler sonucu ortaya çıkan ve toplumun devamlılığını ve bütünlüğünü sağlayan ortaklaşa kabul edilmiş genel hükümlerdir. Bireyler arası etkileşim ise, kurumsal alanda gerçekleşmektedir. Toplumsal yaşamda kurumlar, belirli ihtiyaçlara cevap verebilmek amacıyla oluşturulmuş ve değerler ile yapının bütünü arasındaki etkileşimi sağlayan temel örgütlenmelerdir. Toplumsal değerleri sosyalleşme yoluyla bireylere kazandırarak, toplumsal yapının devamlılığını sağlayan eğitim kurumu, aynı zamanda toplumsal değişme sürecinde bireylerin toplumla uyumunu gerçekleştirmektedir. Bu bağlamda üniversiteler, toplumsal yapıda meydana gelen değişimlere uyum sağlayabilecek tarzda bireyler yetiştirmeyi amaçlayan en önemli eğitim kurumlarından biridir. Günümüzde modernleşmenin en temel araçlarından biri haline gelen üniversiteler; gerek akademik eğitim gerekse yaşantılar yolu ile gençler üzerinde belirleyici bir etkiye sahiptir. Bu çalışma, üniversite eğitiminin ve yaşantısının, genç bireylerin değerler sistemi üzerinde belirgin bir değişime neden olup olmadığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.
  • Öğe
    Muâllim İsmail Hakkı Bey' in bestelediği marşların tespiti, tasnifi, müziksel analizi ve latin alfabesine çeviri yazıları
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Borulday, Ömer Burak; Denı?z, Ünsal
    Türk müziği arşivleri içerisinde ulaşabileceğimiz en zengin kaynakların başında devlet arşivleri koleksiyonları gelmektedir. Cumhuriyet döneminin hemen öncesi ve hemen sonrasını birleştiren dönemde pek çok öğrenci yetiştirmiş olan ve pek çok eser bestelemiş olan Muallim İsmail Hakkı Bey, dönemin en seçkin Türk müziği eserlerini büyük bir özenle arşivlemiştir. Günümüzde Muallim İsmail Hakkı Bey'in arşivinde bulunan pek çok eseri gün yüzüne çıkarılmamıştır. Özellikle kendi bestelediği marşların yalnızca o dönemi yansıtmasından kaynaklanan sebepler yüzünden bugün çok azı bilinmekte veya hiç bilinmemektedir. Bu araştırmada Muallim İsmail Hakkı Bey'in devlet arşivlerinde bulunan koleksiyonundaki eserlerin türlerine göre makamsal, tonal ve usul yönünden dağılımının nasıl olduğuna, bununla birlikte Osmanlı Türkçesi ile kaleme alınan marşlarından nihavent ve rast makamında olanların Latin alfabesine çevrilmesi amaçlanmıştır. Bu araştırmanın konusu kapsamında arşiv taramasıyla elde edilen dergi, kitap, arşiv belgesi, gazete ve fotoğraf gibi dokümanlarda bestesi İsmail Hakkı Bey'e ait olan nihavent ve rast makamındaki marşları tespit edilerek incelenmiş ve müziksel analizleri yapılmıştır. Bu yönüyle araştırma betimsel bir özellik taşımaktadır. Araştırma kapsamında tarihi yöntem modeli ve müziksel analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu araştırmanın sonucunda Muallim İsmail Hakkı Bey'in 20 sayıda rast ve 18 sayıda nihavent makamında bestelediği toplam 38 eser tespit edilmiştir. Arşiv taramasıyla tespit edilen eserler üzerinde müziksel analizler yapılmıştır. Bu eserler bilgisayar ortamında yeniden yazılmış, eski harfli Türkçeden Latin alfabesine transkripsiyonları yapılarak Türk müziği literatürüne kazandırılması hedeflenmiştir. Anahtar Kelime: Muallim İsmail Hakkı Bey, Türk Müziği, Marş, Rast, Nihavent
  • Öğe
    En az gelişmiş ülkelerde işgücü verimliliği, ihracat ve ekonomik büyüme ilişkisinin incelenmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Özsalman, Emre; Hacıevlı?yagı?l, Nurı?
    Temelleri 1964 yılında atılan ve asıl amacı seçili ülke grubunun sürdürülebilir bir ekonomik büyümeyle beraber temel yapısal sorunların üstesinden gelmesi olan en az gelişmiş ülkeler (EAGÜ), başta Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve Birleşmiş Milletler (UN) olmak üzere hem teknik hem de maddi desteğe erişim imkânına sahiptir. Yapısal sorunların başında gelen ihracatta bir veya birkaç ürüne bağımlılık, düşük ekonomik büyüme ve düşük iş gücü verimliliği bu çalışmanın ortaya çıkış noktası olmuştur. Bu çalışmada, 2021 yılı itibariyle 46 ülkenin yer aldığı ülke grubundan 1991-2021 yılları arasında verileri eksiksiz olan 24 ülkede ihracat ve iş gücü verimliliğindeki değişimlerin ekonomik büyüme üzerindeki etkileri incelenmiş ve ihracata dayalı ekonomik büyüme modeli test edilmiştir. Verilerin analiz edilebilmesi için panel veri analiz yöntemi kullanılmıştır. Bu çerçevede öncelikle panelin yatay kesit bağımlılığı içerip içermediğinin belirlenebilmesi için Peseran (2004) LM, Peseran (2008) LMadj ve CDLM testleri yapılmıştır. Panelin yatay kesit bağımlığı içermesinin ardından Peseran ve Yamagato'nun (2008) Slope Homogenity testi uygulanmış ve panelin heterojen bir yapıda olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Birim kök testi olarak Reese ve Westerlund'un (2016) geliştirmiş olduğu PANICCA birim kök testi uygulanarak durağan hale gelen panelin uzun zamanda beraber hareket edip etmediğinin öğrenilebilmesi adına Durbin Hausman (2008) eşbütünleşme testi yapılmıştır. Panelin uzun zamanda beraber hareket ettiğinin belirlenmesinin üzerine Dumitrescu ve Hurlin (2012) Granger Panel Nedensellik testi yapılmıştır. Bu test neticesinde, çalışmada kullanılan değişkenlerden yalnızda ekonomik büyümeden iş gücü verimliliğine doğru tek taraflı bir ilişki gözlemlenmiştir. Ancak ihracat ile ekonomik büyüme ve ihracat ile iş gücü verimliliği arasında nedensellik ilişkisine rastlanmamıştır. Bu sonuçlar altında incelenen 24 ülke için ihracata dayalı ekonomik büyüme modelini uygulamanın rasyonel olmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Kanun sazındaki icra özellikleriyle üç önemli kanuni 'Vecihe Daryal, Ahmet Yatman, Ferit Alnar'
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Aksoy, Tugay; İmı?k, Ünal
    Cumhuriyet döneminden bugüne kadar gelen süreçte enstrüman icrası ve bu icraya yönelik çeşitli tespitler hatta farklı farklı iddialar ortaya atılmıştır. Geçmişten günümüze kadar uzanan zaman içerisinde birbirinden farklı üslup ve tavırlarda yeni icracılar ve yeni teknikler ortaya çıkmıştır. Özellikle kanun sazında bu üslup ve tavır farklılığı daha rahat görülmektedir. Bu tavır ve üsluplarda Cumhuriyet döneminde öne çıkmış üç önemli icracı vardır. Bu icracılar, klasik tavrın öncüsü olarak kabul edilen "Vecihe Daryal", Piyasa ekolünün öncüsü olarak kabul edilen "Ahmet Yatman" ve özellikle kanun sazı için bestelediği eserler bakımından ve icrasal yönden batı müziği tavrında ön plana çıkmış olan "H.Ferit Alnar" dır. Bu araştırmada; geçmişten-günümüze kanun icracılığında öne çıkan bu üç icracının karakteristik çalım tekniklerine/tavırlarına yönelik çeşitli inceleme, değerlendirme ve analiz çalışmaları yapılmıştır. Araştırma doğrultusunda, örneklem grubu olarak seçilen icracıların yaptıkları taksimlere odaklanılmış ve bu taksimlerdeki ortak veya farklı icra karakteristikleri tespit edilerek çeşitli açılardan yorumlanmıştır. Araştırma, betimsel bir nitelik taşımakta ve durum tespiti yapmaya yöneliktir. Araştırmanın evreni, Vecihe Daryal, H. Ferit Alnar ve Ahmet Yatman'ın taksim icraları ve icra sırasında kullandıkları süslemeler ve cümle motifleri oluşturmaktadır. Kaynak tarama yöntemi ile yürütülmüş, verilerin toplanması ve analizi aşamasında ağırlıklı olarak "İçerik Analizi" yöntemi ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmalardan elde edilen bulgulardan yola çıkılarak, Vecihe Daryal'in taksimlerinde daha sakin ve akıcı bir melodi düzeni, bunun yanı sıra abartısız süslemeler kullandığı, Ahmet Yatman'ın daha çok accelite pasajlarla bezekli oktav seslendirmeler kullandığı, H. Ferit Alnar'ın da daha çok tremolo ağırlıklı ve oktav seslendirmeli melodi cümleleri kullanarak icra gerçekleştirdiği sonucuna ulaşılmıştır. Anahtar Kelimeler: Türk Müziği, Kanun Sazı, Taksim, Vecihe Daryal, H. Ferit Alnar, Ahmet Yatman.
  • Öğe
    Elazığ-Harput müziğine katkıları ile Nihat Kazazoğlu
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Doğan, Kağan; İmı?k, Ünal
    Harput; Elazığ tarihinin başladığı, Anadolu'nun birçok medeniyete ev sahipliği yapmış en kadim yerleşim merkezlerinde biridir. Her medeniyetin kültürüyle ayrı ayrı yoğrulan Harput; kültürel yapısı, zengin musikisi, geniş folklor alanı ile geçmişten günümüze kadar birçok kesimin ilgisini çekmiş ve beğenisini kazanmıştır. Harput Müziği; kendine özgü makam yapısı, çalgıları, icra düzeni ile Türk Müziği'ne farklı bir zenginlik kazandırmıştır. Bu kültür mirasının; korunması, tanıtılması, gelecek nesillere aktarılmasında önemli musikişinasların etkisi olmuştur. Çalışmamıza konu olan Nihat Kazazoğlu'da; Harput musikişinasları içerisinde, yöre kültürüne hizmetleri, yaşamı, yaptığı çalışmaları ile çok önemli bir yere sahiptir. Harput Müziği'nin, otantikliğinin bozulmadan günümüze kadar gelmesine vesile olmuş, yaşayan en önemli kaynakların başında gelmektedir. Bu araştırma, durum tespiti yapmaya yönelik betimsel bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini Nihat Kazazoğlu'nun sanatçı kişiliği, yaşamı ve Elazığ Harput müzik kültürüne katkıları, örneklemini ise konuya yönelik elde edilen ve ulaşılabilen veriler oluşturmaktadır. Araştırma, Nihat Kazazoğlu'nun ulaşılabilen çalışmaları ile sınırlı tutulmuştur. Araştırma sürecinde elde edilen verilerin bir bölümü kolay ifade edilmesini sağlamak amacıyla çeşitli görsel öğelere dönüştürülmüştür. Araştırma sonuçlarından bazılarına değinilecek olursa, Nihat Kazazoğlu'nun muhterem kişiliği ile örnek bir musikişinas olduğu, Elazığ Harput müzik kültüründe icracı, kaynak kişi ve derlemeci özellikleri ile büyük katkılar sağladığı, yörenin müziksel gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülen müzik kurum ve kuruluşlarının gelişmesinde çeşitli görevler aldığı ve yöredeki müzisyenlerin yetişmesinde büyük çabalar sarf ederek öncü rol oynadığı ilk aklımıza gelenlerden bazıları olacaktır. Anahtar Kelimeler: Türk Müziği, Elazığ-Harput Müzik Kültürü, Nihat Kazazoğlu, Musikişinas.
  • Öğe
    Diaspora diplomasisinde kurumsallaşma: Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı örneği
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Tokgöz, Selı?n; Göktolga, Oğuzhan
    Bu çalışmada, Türk dış politikasının son yıllardaki önemli araçlarından biri olan diaspora diplomasisinin ve onun kurumsallaşma sürecinin ele alınması amaçlanmıştır. Bu amaçla sürdürülen çalışmada Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın bir analizinin yapılarak Türk dış politikasına olan katkılarının, işlevlerinin ve eksikliklerinin ortaya konması hedeflenmiştir. Yurtdışı Türklerin diaspora kapsamına dahil edilmesi, Türkiye'deki diaspora algısının değişimi ve Türk dış politikasında oluşan aktör çeşitliliğinin vurgulanması, çalışmanın diğer amaçlarını oluşturmaktadır. Çalışmada Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın faaliyet alanını yurtdışı Türkler ile sınırlandırmaması nedeniyle küresel açıdan meşruluğa sahip bir kurum olduğu anlaşılmıştır. Birtakım eksiklikleri olsa da Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı'nın diaspora diplomasisi faaliyetleri neticesinde meşru bir diaspora kurumu olduğu saptanmıştır. Anahtar Kelimeler: Diaspora, Diplomasi, Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı, Türk Dış Politikası.
  • Öğe
    Covid-19 pandem dönemi öncesi ve sonrası e-ticaret ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Canpolat, Büşra; Derı?ndağ, Üyesı? Ömer Faruk
    Uluslararası e-ticaret, günümüz küreselleşmiş dünyasında işletmeler için sınırları aşan bir pazarlama fırsatı sunmaktadır. Teknolojik ilerlemeler ve internetin yaygınlaşmasıyla birlikte işletmeler, coğrafi sınırların ötesinde potansiyel müşterilere ulaşabilme imkanı elde etmiştir. Bu durum, işletmelere yeni pazarlara açılma, büyüme fırsatları yakalama ve rekabet avantajı elde etme imkanı sunmaktadır. Ancak, uluslararası e-ticaretin başarılı bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için dikkate alınması gereken birçok faktör bulunmaktadır. Covid-19 salgınıyla birlikte e-ticaret sektörü büyük bir ivme kazanmış ve birçok tüketici alışverişlerini çevrimiçi platformlardan yapmaya yönelmiştir. Salgın önlemleri nedeniyle fiziksel mağazaların kapanması veya kısıtlamalara tabi tutulması, tüketicilerin güvenli ve kolay bir şekilde ürün ve hizmetlere erişmek için e-ticaret platformlarını tercih etmelerine yol açmıştır. Bu çalışmada ise Covid-19 pandemisinin, e-ticaretin seyrinde bir değişiklik oluşturup oluşturmadığı nicel yöntemler kullanılarak araştırılmıştır. Bu bağlamda Covid-19 dönemi öncesi ve sonrasında ekonomik büyüme ile e-ticaret arasındaki ilişkinin farklılaşıp farklılaşmadığı sorusunun cevabı panel veri regresyonu kullanılarak araştırılmıştır. Veri seti olarak 28 ülkenin ekonomik büyüme verileri kullanılmıştır. Bağımlı değişken olarak ülkelerin e-ticaret hacimleri, bağımsız değişken olarak ise 28 Avrupa ülkesinin ekonomik büyüme verileri ve pandemi dönemini tanımlamak üzere kukla değişken kullanılmıştır. Ülkelere dair e-ticaret hacmi verilerine Eurostat veri tabanından, ekonomik büyüme verilerine ise Worldbank veri tabanından ulaşılmıştır. Kukla değişken marifetiyle pandemi sonrası dönemde regresyon doğrusunun sabitinde ve eğiminde farklılaşma olup olmadığı incelenmiştir. Sonuç itibariyle pandemi döneminde e-ticaret değişkeninde istatistiksel olarak anlamlı bir artış olduğu iki farklı analiz sonucuna göre ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Şanlıurfa müziğinde okunan hoyratlar üzerine bir inceleme
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Dolap, Mustafa; Kamı?loğlu, Ramazan
    Kelime anlamı sertçe ve kaba manasına gelmektedir. Hoyrat okumak, feryat etmek haykırmak olarak da adlandırılmaktadır. Hoyrat oktav seslerden okunduğu için tüm nefesi ile haykırarak okunmaktadır. Şanlıurfa müziğinde önemli bir yeri olan hoyratın genellikle ülkenin doğu bölgesinde Urfa, Diyarbakır, Kerkük ve Elazığ'da yaygın olarak okunduğu gözlemlenmektedir. Halk edebiyatının ürünü olan maninin cinaslı olarak uzun hava formatında (irticalen) söylenen ezgiler hoyrat olarak adlandırılmaktadır. Hoyratı maniden farklı kılan en belirgin özelliklerinden biri de her zaman cinaslı olmasıdır. Cinasın kelime manası başta söylenen söz ile sonda söylenen sözün edebi olarak uyması şeklidir. Cinaslı manilerin uzun hava formatında okunması hoyratın maniden farkını ayırt ettiğini göstermektedir. Şanlıurfa müziğinde icra edilen hoyratın genellikle tiz sesli perdelerden başlayıp pes seslerde bitirildiği görülmüştür. Dolayısıyla ses aralığı geniş olduğu için icrasını da epey zor hale getirmektedir. Kaynaklarımızda çeşitli makamlarda hoyratın olduğu bilinse de günümüzde genelde "Hicaz", "Uşşak" "Hüseyni" ve "Segâh" makamı dizisinde daha çok hoyratın olduğu görülmektedir. Hoyratlara sıklıkla sıra gecelerinde, düğünlerde, dağ yatılarında, asbap gecelerinde ve ağıtlarda rastlanmaktadır. Gurbet, sıla, aşk, sevgi, hüzün, hasretlik, ölüm gibi konuları olan hoyratın, Şanlıurfa'da daha çok erkek ağzından okunduğu ve sesi güçlü olan kişiler tarafından okunması, icrasının zor olduğunu göstermektedir. Günümüzde Şanlıurfa müziğinde uzun hava türü olan hoyrata sıklıkla rastlanmaktadır. Sıra gecelerinde branş olarak "Hoyratçılar" bulunmaktadır. Ritimli ezgiler söylenen hoyrat müziğe farklı bir ahenk katarak dinleyicileri heyecan içinde coşturmaktadır. Anahtar kelimeler: Hoyrat, Şanlıurfa Müziği, Hoyrat türleri, Şanlıurfa.
  • Öğe
    Kuşak yol projesi'nin Türkiye ticareti bağlamında farklı sektörler açısından fırsat algısının değerlendirilmesi
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Demı?rtaş, Fı?gen Fansa; Altay, Hüseyı?n
    Yüzyıllardır ticaretin devam ettiği, kültürlerin "etkileşim" hâlinde oldukları bir güzergâh olan "İpek Yolu", 2013'te Kuşak Yol Projesi'ne dönüştürülmüştür. "Kuşak Yol Projesi", Çin'den "Afrika Kıtası" da dâhil, Avrupa'ya kadar yoğun bir nüfusun yaşadığı güzergâh üzerinde yer almaktadır. Çin, bu projede yer alan ülkelere "komünikasyon, finansman ve ulaştırma" desteği de sağlanmaktadır. Projeyi, Çin'in özellikle "enerji" ve "hammadde" ihtiyacını karşılamaya yönelik oluşturduğu bir proje olarak gören ülkeler de vardır. Kuşak Yol Projesi, Çin için ekonomik ve ticarî bir proje olmasının yanında derin politik amaçlar ihtiva etmektedir. Çin'in, projeye taraf bazı ülkelere verdiği yüksek meblâğdaki kredilere karşılık "borç tuzağı diplomasisi" siyasasını uygulaması, Kuşak Yol Projesi'ni emperyal siyasaları doğrultusunda kullandığı algısını güçlendirmektedir. Çin, bu projeyi bölgesel ve küresel bunalımlara rağmen devam ettirmektedir. Her ne kadar kazançları ve zorlukları olsa da, Kuşak Yol Projesi, ekonomik entegrasyon temelinde işleyen bir hamle olarak görülmektedir. Kuşak Yol Projesi'nin "kazan kazan" ilkesi çerçevesinde, ülkelerin ekonomik kalkınmalarına yarar sağlaması beklenmektedir. "Kuşak Yol Projesi"; Asya'yı, Avrupa'yı ve Afrika'yı için alan, değişik uzanımları olan, kapsama alanı çok geniş bir projedir. Proje, ülkeler arasında alışverişin yoğunlaşmasıyla beraber daha da dikkati çeken bir hâl almıştır. Gelişen ekonomisi ile Çin, Asya'da önemli bir küresel güç hâline gelmiştir. Türkiye ise; Atlantik ve Pasifik sistemleri arasında çok önemli bir görevi görmektedir. Global çapta çok farklı boyutları olan Kuşak Yol Projesi'nde, Türkiye için türlü fırsatlar ve tehditler olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda, Kuşak Yol Projesi'nin detaylı olarak analiz edilmesi önem taşımaktadır. Dolayısıyla, bu tezin amacı; Kuşak Yol Projesi'ni detaylı bir şekilde analiz ederek, söz konusu girişimin Türkiye'deki farklı sektörler açısından fırsat algısı boyutunda değerlendirmesini yapmaktadır. Anahtar Kelimeler: Türkiye, Kuşak Yol Projesi, Ticaret, Sektör, Fırsat.
  • Öğe
    Algılanan yönetici desteğinin psikolojik güvenlik aracılığıyla iş ve yaşam tatminine etkisi: İhracat odaklı işletmelerde bir alan çalışması
    (İnönü Üniversitesi, 2021) Kılıç, Murat; Derı?ndağ, Üyesı? Ömer Faruk
    Günümüz yoğun rekabet ortamında dış pazarlarla ilgili değişen dinamiklerin işletmeler tarafından öngörülebilir ve yorumlanabilir olması hayati önem taşımaktadır. İhracat hedeflerine ulaşmak ve rekabet avantajı elde edebilmek, dış müşterilerle sağlanan iyi bir iletişime bağlı olduğu kadar iç müşteri diyebileceğimiz çalışanlarla olan ilişkiye de bağlıdır. Bu kapsamda ülkemizde faaliyet gösteren uluslararası işletmelerde istihdam edilen uluslararası işgücü (yabancı işgücü) üzerinde yapılan bu araştırma ile algılanan yönetici desteğinin iş ve yaşam tatmini üzerindeki etkisi ve bu ilişkide psikolojik güvenliğin aracı rolü ölçülmeye çalışılmıştır. İşbu çalışma sonucunda yapılan analizler ışığında algılanan yönetici desteğinin iş ve yaşam tatmini üzerinde anlamlı ve pozitif bir ilişkisinin olduğu ve bu ilişkide psikolojik güvenliğin aracılık etkisi tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Örgütsel bağışıklık ile yıkıcı inovasyon ilişkisi: Orta büyüklükteki işletmelerde bir araştırma
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Aydoğdu, Tayfun; Akdemı?r, Bünyamı?n
    Dinamik çevre koşullarında işletmeler varlıklarını sürdürebilmek ve rakipleriyle rekabet edebilmek için yaratıcı yenilik olarak inovasyon faaliyetlerini gerçekleştirmektedirler. Günümüzde yapılan inovasyonlarla artık rakiplerin saf dışı bırakıldığı başka bir ifade ile inovasyonların yıkıcı etkisinin ortaya çıktığı görülmektedir. İşletmeler yıkıcı inovasyon faaliyetlerini gerçekleştirirken bu süreçte kendisine zararlı olabilecek faktörlerle karşı karşıya kalabilmektedir. İşletmelerin sahip olduğu bağışıklık yapısı bu aşamada devreye girerek bir nevi koruma görevi üstlenebilmektedir. Bu yapının güçlü tutulması yapılacak olan yıkıcı inovasyonların gerçekleştirilmesine katkı sağlayabilir. Bu fikirden yola çıkılarak örgütsel bağışıklık ile yıkıcı inovasyon arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla bu çalışma yapılmıştır. Yapılan çalışmanın birinci bölümünde örgütsel bağışıklığın kavramsal çerçevesine yönelik bilgiler sunularak kavramın teorik incelemesi yapılmıştır. İkinci bölümde, yıkıcı inovasyon kavramına yönelik literatür taraması özenle yapılarak kavram incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise yapılan araştırmaya ilişkin veriler analiz edilerek, örgütsel bağışıklık ile yıkıcı inovasyon arasındaki ilişki belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma anakütlesini Ankara ilinde iş ve inşaat makinesi üretimi yapan orta büyüklükteki işletmeler, örneklem grubunu da bu işletmelerde görev yapan yöneticiler oluşturmaktadır. Yabancı literatürden Türkçe'ye uyarlanan ölçeğin uygulanabilirliğini test etmek amacıyla öncelikle 20 işletme ile pilot uygulama yapılmıştır. Daha sonra 141 işletmenin alt, orta ve üst düzey yönetim kadrosunda görev yapan yöneticilerden toplamda 410 anket verisi toplanarak araştırma tamamlanmıştır. Araştırmada kurulan hipotezler SPSS 21.0 istatistik programı ile test edilmiştir. Yapılan analizlerin bulgularına göre, örgütsel bağışıklık ve yıkıcı inovasyon arasında aynı yönlü ve güçlü bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir. Örgütsel bağışıklığın alt boyutlarından; bağışıklık algısı, bağışıklık savunması, bağışıklık hafızası, bağışıklık dengesi ve bağışıklık kontrolü ile yıkıcı inovasyonun alt boyutlarından; bireysel ve kollektif bilgi ve yetenekler, organizasyon içi ve organizasyonlar arası süreçler arasında aynı yönlü, orta ve zayıf kuvvette ilişkilerin yer aldığı görülmüştür. Örgütsel bağışıklığın alt boyutları ile finansal faktörler, kurallar ve düzenleyici faktörler arasında ise herhangi bir ilişkinin olmadığı analiz bulgularında ortaya çıkmıştır. Anahtar Kelimeler: Bağışıklık, İnovasyon, Örgütsel Bağışıklık, Yıkıcı İnovasyon
  • Öğe
    Reşit Rahmeti Arat'ın Eski Türk şiiri adlı eserinde söz varlığı ve sözlük-dizin
    (İnönü Üniversitesi, 2023) Doğrusözlü, Elı?f; Aydın, Erhan
    Eski Uygur Türkçesinin dil özellikleri ve Budist- Maniheist Uygurların, Hristiyan ve İslamiyet kültürleri hakkında da önemli bilgiler sunan Eski Türk Şiiri, bu araştırmada söz varlığı açısından incelenmiştir. Söz varlığı belirlendikten sonra konulara ayrılarak (tematik) incelenmiştir. Çalışma; Giriş, Söz Varlığı, Sözlük-Dizin/Dizinler, Sonuç ve Kaynaklar olmak üzere 5 bölümden oluşmaktadır. Giriş bölümünde Reşit Rahmeti Arat ve Eski Türk Şiiri ile ilgili kısa bir girişten sonra çalışmanın amacına, yöntemine, kapsam ve sınırlılıklarına yer verilmiştir. Söz Varlığı bölümü çalışmanın ilk ana kısmıdır. Kendi içerisinde üç temel başlıktan meydana gelmektedir: Özel Ad Bilgisi ve Dil Bilgisi Ögeleri, Konulara Göre Adlar, Konulara Göre Fiiller. Özel Ad Bilgisi; kişi adlarını, yer adlarını, boy/kavim adlarını içermektedir. Dil Bilgisi Ögeleri; edatları, bağlaçları ve bağlı olduğu cümleye göre sıfat veya zarf olma potansiyelini taşıyan niteleme adlarını kapsamaktadır. Konulara Göre Adlar kısmında adlar, birçok konu başlığı altında kategorilere ayrılarak sınıflandırılmıştır. Konulara Göre Fiiller kısmında ise, fiiller hem içeriklerine göre konu başlıklarına ayrılmış hem de oluş veya kılış niteliği taşımalarına göre ayrıca incelenmiştir. İkinci ana kısım olan Dizinler bölümü İkilemeler Dizini ve Sözlük-Dizin olmak üzere iki kısma ayrılmıştır. İkilemeler Dizini eserde tespit edilmiş ikilemelerin sınıflandırıldığı dizindir. Sözlük-Dizin ise çalışmaya konu olan kelimelerin metindeki manaları esas alınarak oluşturulmuş detaylı bir genel dizindir. Çalışmanın Sonuç bölümünde elde edilen bulgular tablolar hâlinde ortaya konulmuş, genel bir değerlendirme yapılmıştır. Kaynaklar kısmında ise, araştırma süresince yararlanılan kaynaklara yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Eski Türk Şiiri, söz varlığı, sözlük-dizin, Eski Uygur Türkçesi